Gerçek veya hayali tehditlerin yanıtı: Kaygı…
Üsküdar Üniversitesi Psikoloji Kulübü tarafından düzenlenen “Benlik Farklılaşması” etkinliği yapıldı. Zoom üzerinden online olarak gerçekleştirilen etkinliğin konuğu Uzm. Psk. Dilay Süloğlu oldu. Süloğlu, kaygının gerçek veya hayali tehditlere bir yanıt olarak tanımlandığını söyledi.
“Başarıları için başkalarına bel bağlamazlar”
Yüksek farklılaşma seviyesine sahip insanlardan bahseden Süloğlu; “Bu kişiler, duygu ve düşünce arasındaki farklar hakkında daha net ayrım yaparlar. Başkalarının inançlarına saldırmadan ve kendi inançlarını körü körüne savunmadan inançlarını ifade ederler. Başarıları için başkalarına bel bağlamazlar. Kendilerini aşırı değerlendirmeden veya küçümsemeden, başkalarına göre kendilerini daha doğru bir şekilde konumlandırabiliyor. Evlilik içinde partnerler, kendilerini diğerini kaybetmeden bir dizi duygusal yakınlığı ifade edebilirler; çocuklarını kendilerinin kopyaları yapmaya çalışmadan çocuklarının büyümesine ve özerk benlikler geliştirmesine izin verebilirler.” Dedi.
“Duyguların egemen olduğu bir dünyada yaşarlar”
Uzm. Psk. Dilay Süloğlu, düşük farklılaşma düzeyine sahip insanlardan bahsetti. Süloğlu; “Benlik farklılaşmasının en düşük seviyesindeki bireyler bile asgari miktarda farklılaşmaya sahiptirler. Duyguların egemen olduğu bir dünyada yaşarlar. Kişiler duyguyu gerçekten ayırt edemezler. İlişki odaklıdırlar, sürekli onay, sevgi ve uyum ararlar ki kendi yaşam hedeflerine yönelecek enerjileri yoktur. Yeterli bir bağlanma sistemine sahiplerse yaşamları boyunca semptomsuz olarak işlev görebilirler. Birçoğu şiddetli psikolojik, fiziksel ve sosyal semptomlardan ve yüksek kronik anksiyeteden şikâyetçidir.” İfadelerini kullandı.
“Kaygı, gerçek veya hayali tehditlere bir yanıt olarak tanımlanır”
Kaygının gerçek ve hayali tehditlere yanıt olduğunu belirten Süloğlu; “Stres, Bowen teorisindeki bir başka değişkendir. Bireylerde kaygı ve duygusal tepkisellik yaratabilen bir dış baskı kaynağıdır. Stresörler, bir çocuğun doğumu, bir çocuğun ayrılması gibi birçok yaşam olayları içerir. Kaygı, gerçek veya hayali tehditlere bir yanıt olarak tanımlanır. Kronik anksiyete, genellikle zaman içinde sınırsız olan, algılanan veya hayal edilen tehdide verilen bir tepkidir. Daha yüksek seviyelerde kronik anksiyete, daha düşük temek benlik farklılaşma seviyeleri ile ilişkilidir. Daha düşük kronik anksiyete seviyeleri, daha yüksek benlik farklılaşma seviyeleri ile ilişkilidir. Farklılaşma düzeyi ne kadar düşükse, duygusal tepkisellik bölümleri de o kadar sık görülür. Bunlar daha yüksek yoğunluk düzeylerinde olur.” şeklinde konuştu.
Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)