NPFUAM, Türkiye’de İlk, Dünyadaki Sayılı Merkezlerden Biri
Bilgi akışı ve iletişimin baş döndürücü bir hıza ulaştığı günümüzde beyin ile ilişkili hastalıkların tedavisine yönelik bilimsel araştırma ve geliştirme çalışmalarının önem kazandığını belirten Prof. Dr. Tayfun Uzbay, Üsküdar Üniversitesi Nöropsikofarmakoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin (NPFUAM) bu alanda çalışmalar yürüten Türkiye’de ilk, dünyadaki sayılı merkezlerden biri olduğunu söyledi. “NPFUAM’ın en önemli hedeflerinden biri şizofreniye yeni ve etkili bir ilaç geliştirmektir” diyen Prof. Dr. Tayfun Uzbay, “Bununla ilişkili olarak yeni bir yaklaşım olan poliamin teorisi ileri sürülmüş, bunu destekleyen makaleler yayımlanmıştır. Yeni ilaç patenti alma ve ilaç geliştirmeye yönelik kapsamlı bir proje hazırlanmıştır ve bu yılın ilk aylarında TÜBİTAK’a sunulacaktır” dedi.
Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Başkanı, Rektör Danışmanı ve NPFUAM Müdürü Prof. Dr. Tayfun Uzbay, Nöropsikofarmakoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin çalışmaları hakkında bilgi verdi.
Beyin araştırmaları, 21’inci yüzyıl için çok önemli
Yeni milenyum ile dünyanın, bilgi üretme ve bunu teknolojiye dönüştürme bakımından yeni bir döneme girdiğini belirten Prof. Dr. Tayfun Uzbay, bu dönemde beyinle ilgili çalışmaların önem kazandığını söyledi. Prof. Dr. Tayfun Uzbay, şunları söyledi:
“Bilgi akışı ve iletişimin baş döndürücü bir hıza ulaştığı günümüzde beyin işlevleri ile ilgili bilgilerimiz hala sınırlı. Bunun sonucu olarak Alzheimer hastalığı, şizofreni, Parkinson hastalığı, otizm, depresyon ve madde bağımlılığı gibi beyin işlevleri ile doğrudan ilişkili önemli hastalıkların ve psikososyal problemlerin henüz ilaçlarla radikal (kökten) bir tedavisi mümkün değildir. Bu nedenle, bilim ve teknolojideki gelişmişlik düzeyi tartışılmayacak önemli ülkelerde beyin ile ilişkili hastalıkların tedavisine yönelik bilimsel araştırma ve geliştirme çalışmalarına daha çok kaynak ayrılmakta, hastalıkların çözümüne yönelik çalışmalar hızlanmaktadır. Bazı önemli bilim insanlarının ifadelerine göre içinde bulunduğumuz yüzyıl beyin araştırmalarına yönelik bilimsel çalışmaların ön plana çıkacağı ve beyin hastalıklarına yönelik önemli çözümlerin sunulacağı bir dönem olacaktır. Bu bağlamda nörobilim araştırmaları alanında tartışmasız bir şekilde dünyanın en iyisi olan Amerika Birleşik Devleri de 21. yüzyılı “beyin yüzyılı” ilan etmiştir.”
Üsküdar Üniversitesi, beyin çalışmalarına odaklı tematik bir üniversitedir
Hastalık nedenlerinin bulunabilmesi ve tedaviye yönelik yeni ilaçların geliştirilebilmesinde bilimsel araştırmaların büyük bir önem kazandığına dikkat çeken Prof. Dr. Tayfun Uzbay, “Bilimin evrensel standartlarına uygun nitelikte araştırmaların yapılabilmesi için de uygun laboratuvarlara, laboratuvarların içinde yeterli donanıma ve iyi yetişmiş bilim insanlarına ihtiyaç vardır. Üsküdar Üniversitesi beyin araştırmalarına odaklı tematik bir üniversitedir. Nitelikli bilimsel araştırma ve projelerin multidisipliner bir yaklaşım ile üretilebileceği ve sağlıklı bir biçimde yürütülebileceği bir alt yapıya sahiptir” dedi.
NPFUAM ülkemizde ilk, dünyada sayılı merkezlerdendir
Nöropsikofarmakolojinin nörobilimin merkezi sinir sistemi ile ilişkili hastalıkların tedavisi için yeni ve daha etkin ilaçların geliştirilmesine yönelik tüm araştırma faaliyetlerini kapsayan önemli ve dinamik bir alan olduğunu ifade eden Prof. Dr. Tayfun Uzbay, “Psikiyatri, farmakoloji, nöroloji ve psikoloji başta olmak üzere biyokimya, moleküler biyoloji, genetik ve biyofizik gibi birçok başka bağımsız disiplinle iş birliği yapmaktadır. Bilimsel alanda gelişmiş birçok ülkede nöropsikofarmakoloji araştırmaları yapılmaktadır. Bu nedenlerle beyine odaklı tematik bir üniversite olan Üsküdar Üniversitesinde Nöropsikofarmakoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi (NPFUAM) kurulmuştur. NPFUAM ülkemizde bu tarz bilimsel araştırmalar yapmaya odaklı olarak kurulmuş ilk merkezdir. Dünyada da bu işleve sahip sayılı merkezlerden biridir” diye konuştu.
Şizofreni, madde bağımlılığı, otizm, epilepsi çalışmaları yürütülüyor
NPFUAM’ın 2014 yılında ilgili bakanlıktan ruhsat alarak resmen çalışmaya başladığını kaydeden Prof. Dr. Tayfun Uzbay, merkezde yapılan çalışmalarla ilgili şu bilgileri verdi:
“Henüz 6 yıllık bir geçmişi var. Bu sürede beyin hastalıklarının kolayca modellenebileceği ve davranışlarının incelenebileceği laboratuvarlar kurulmuş ve faaliyete geçirilmiştir. Laboratuvarlar deneysel nöropsikofarmakoloji konusunda uluslararası bilimsel ve etik standartlara sahiptir. Merkez sıçan ve fare gibi deneysel çalışmalarda kullanılan hayvanları uluslararası etik ve akreditasyon kurallarına bağlı olarak kendisi yetiştirmeyi başarmış ve birçok çalışmada kullanmıştır. Deney hayvanlarında şizofreni, madde bağımlılığı, otizm, epilepsi, depresyon, anksiyete ve Alzheimer’a yönelik çalışmalar yapılabilmektedir. Şizofreni ve madde bağımlılığı başta olmak üzere önemli beyin hastalıklarının nedenini anlamaya ve tedavisine yönelik yeni yaklaşımlar üretmeye yönelik çalışmalar sürdürülmektedir. Çalışmalar sadece davranış ile sınırlı kalmamakta hastalık modellenen deney hayvanlarının beyinleri üzerinde moleküler ve genetik düzeyde in vitro araştırmalar da yapılabilmektedir. Ayrıca merkez yeni sentezlenen ve ilaç olarak tedaviye girme şansı bulabilecek nöropsikiyatrik ilaç adaylarının klinik öncesi nörospsikofarmakolojik tarama çalışmalarını da yürütebilecek kapasiteye sahiptir.”
Yeni bir otizm modeli oluşturuyoruz
Bu 6 yıllık sürede merkezde bazıları TÜBİTAK tarafından da desteklenen birçok lisansüstü tez çalışması sonuçlandırıldığını kaydeden Prof. Dr. Tayfun Uzbay, “Böylece ülkenin nitelikli akademisyen alt yapısına destek verilmiştir. Bu tezlerden birinde enerji içeceklerinin epilepsi nöbetleri ile ilişkisine işaret eden ve toplum sağlığını çok yakından ilgilendiren önemli veriler elde edilmiştir. Diğer bir çalışmada deney hayvanlarında daha geçerli ve detaylı bir otizm modeli oluşturulmaya çalışılmıştır. Bu çalışmanın sonuçlarını bir yazılım programı ile destekleyerek pratik ve hızlı çalışmaya izin veren yeni bir otizm modeli oluşturma çabalarımız devam ediyor. Son yayımladığımız bir araştırma makalesinin sonuçları kısa süreli anestezi gerektiren girişimler sırasında kullanılan bazı ilaçların bağımlılık yapma potansiyeli hakkında özgün ve önemli bilgiler sunuyor” diye konuştu.
Uluslararası saygın dergilerde 25 makale yayınlandı
Kuruluşundan bu yana NPFUAM laboratuvarlarında yürütülen çalışmalardan elde edilen veriler üzerinden önemli uluslararası indekslerde listelenen saygın dergilerde 25 adet makale yayımlandığını kaydeden Prof. Dr. Tayfun Uzbay, “Bu çalışmaların tamamı 8 farklı TÜBİTAK projesi tarafından da desteklenmiştir. Bunun dışında yurt içi dergilerde yayımlanan 27 makalenin yanı sıra ulusal ve uluslararası kongrelerde sunulan 45 bildiri söz konusudur. Biri yurt dışı olmak üzere iki kitap bölümü ve 5 adet kitap yayımlanmıştır. Üsküdar Üniversitesi dışında, öğrencileri ve toplumu bilgilendirmeye ve bilinçlendirmeye yönelik 137 adet konferans verilmiştir. Ayrıca tüm medyada alanı ilgilendiren konularda birçok programa katılım sağlanmış, bilgilendirici mülakatlar ve röportajlar verilmiştir” dedi.
En önemli hedef, şizofreniye yeni ve etkili ilaç geliştirmektir
Prof. Dr. Tayfun Uzbay, “NPFUAM’ın en önemli hedeflerinden biri şizofreniye yeni ve etkili bir ilaç geliştirmektir. Bununla ilişkili olarak yeni bir yaklaşım olan poliamin teorisi ileri sürülmüş, bunu destekleyen makaleler yayımlanmıştır. Yeni ilaç patenti alma ve ilaç geliştirmeye yönelik kapsamlı bir proje hazırlanmıştır ve bu yılın ilk aylarında TÜBİTAK’a sunulacaktır. NPFUAM ayrıca, Nöropsikiyatrik ilaçların yarar/zarar oranı gözetilerek en etkili bir şekilde uygulanmasına yönelik olarak klinisyenin veya hastanın ihtiyaç duyduğu bilgiler de talep sahiplerine hızlı ve güvenilir bir şekilde verilebilmektedir” dedi.
NPFUAM öğrencilere bilimsel olanaklar sunuyor
Prof. Dr. Tayfun Uzbay, Üsküdar Üniversitesi’nde öğrenim gören öğrencilerde bilimsel araştırma tutkusu ve motivasyonu yaratacak yaklaşımlar ile istekli ve yetenekli öğrencilerin laboratuvarlarda çalışması veya süren projelere katılımları ile geleceğin nitelikli bilim insanlarının yetişmesinin yolunu açacak bir alt yapının oluşturulmasının NPFUAM’ın kuruluş beyanında yer alan amaçları arasında bulunduğunu ifade etti. Prof. Dr. Tayfun Uzbay, “Bu amaç doğrultusunda birçok öğrencimize, önce NPFUAM tarafından açılan bakanlık onaylı kurs ve eğitim programı ile sertifika verilmiş daha sonra da bizzat laboratuvara alınarak mevcut projelere yardımcı olarak çalışmaları sağlanmıştır. Bunların bazıları ilgili danışmanları eşliğinde bizzat kendi projelerini yürütmüşlerdir. Bu projelerin de çoğu TÜBİTAK’ın ilgili öğrenci teşvik fonundan desteklenmiştir. Laboratuvarımızda beceri kazanan öğrencilerimizin bazıları gerek yurt içinde gerekse yurt dışında lisansüstü eğitimlerine devam etmektedir. Böylece hem öğrenciler araştırmaya teşvik edilmekte hem de yetenekli ve meraklı olan öğrenciler eğitimleri sırasında akademisyenliğe yönlendirilmektedir” diye konuştu.
NPFUAM’da üretilen çalışmalardan elde edilen verilerin paylaşıldığı dergiler ve sunulduğu kongrelerin dünya çapında kabul gören saygın mecralar olduğunu kaydeden Prof. Dr. Tayfun Uzbay, “Henüz 6 yaşında olan merkezimiz dünyanın önde gelen benzer merkezleri ile bilgi alışverişinde bulunabilecek, iş birliği yapabilecek ve en az onlar kadar ilgili bilim alanına anlamlı veri sağlayabilecek kapasitededir. Üsküdar Üniversitesinde ARGEYEP başlığı altında yeni bir AR-GE yapılanması oluşturulmuştur. Bu yapılanmanın da bir parçası olan NPFUAM, bundan sonra nitelikli bilimsel makale yayınlamanın ötesinde daha etkili buluş ve yaklaşımları ile de kendini gösterecektir” dedi.
Pandemi sonrası döneme dikkat edilmeli, önlem alınmalı
Pandeminin bilimin ve bilimsel çalışmaların önemini bir kez daha gösterdiğine dikkat çeken Prof. Dr. Tayfun Uzbay, “Covid-19’a sadece bir solunum sistemi enfeksiyonu olarak bakmamak lazım. Covid-19 merkezi sinir sistemine de geçebilen bir virüs. Koku ve tat kaybına ve bazı nörolojik sorunlara da yol açabiliyor. İspanyol Gribi salgını sırasında hastalığı atlatanlarda sonradan letarjik ensefalit (bir çeşit uyku hastalığı) ve Parkinson belirtileri ortaya çıktı. Bu şekilde de yaklaşık 5 milyon kişi hastalandı. Merkezi sinir sistemi ve beyin üzerine olan etkileri konusunda da uyanık ve takipte olmak gerekir. Pandemi nedeniyle ortaya çıkan sosyal izolasyon da insanların ruh sağlığını olumsuz yönde etkiliyor. Pandemi sonrası nöropsikiyatrik hastalıklarda da artış görülecektir. Bu nedenle aşı ile önleme faaliyetlerine bu pencereden de bakarak destek vermek gerekir” diye konuştu.
Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)