Prenatal Psikoloji, Doğum ve Hipnoz Konuşuldu...

Üsküdar Üniversitesi Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulama ve Araştırma Merkezi (GETİPMER) ile Üsküdar Üniversitesi Sürekli Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezi (ÜSEM)’in ortaklaşa düzenlediği “Klinik Hipnoz Sohbetleri” programının konuğu Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. İnci Uslu Çavuşoğlu oldu.

Zoom üzerinden gerçekleştirilen programda Çavuşoğlu “Prenatal Psikoloji, Doğum ve Hipnoz” konusu hakkında bilgilendirmelerde bulundu.

Bilişsel olarak farklılaşıyoruz”

Gelişim psikolojisini tanımlayan Çavuşoğlu; gelişim psikolojisi, döllenmeden ölüme kadar uzanan zaman boyutunda, yaşa bağlı olarak görülen ve birbirini izleyen değişimlerdir. Burada birkaç şeye dikkat çekmek istiyorum. Referans noktamız döllenmeden itibaren oluyor. Döllenmeden itibaren olan gelişim ve değişimleri ele alıyor. Bilişsel olarak farklılaşıyoruz. Bilgi birikimleri, duygusal olarak da farklılaşıyoruz. Belirtmek istediğim nokta kişilik. Kişiliği değişebilen bir faktör olarak görüyoruz. Yani bir insan artık yedisinde neyse yetmişinde de o değil. Kişilik gelişimleriyle, özellikle hayatın içinde ciddi travmalar ya da dışardan yapılacak psikoterapik ya da hipnoterapik müdahalelerle kişiliğin de artık değişebileceğini biliyoruz.” şeklinde konuştu.

İktisatçılar, ekonomistler bile bu ilk 1000 güne vurgu yapıyor”

Hayatın ilk 1000 günü diye bir kavram var olduğunu belirten Çavuşoğlu, “Yine döllenmeden itibaren ilk iki yaşı kapsayan bir alan. Bu özellikle pediatristlere getirilen bir konsept şu anda. Dublin 2014 küresel raporunda, bu ilk 1000 günün çok önemli olduğu, bu ilk gündeki yani hem biyolojik mikrobesin anlamında fizyolojik yoksunların ve alt metinlerde özellikle psikolojik yoksunlukların da getirildiği bir rapor bu. Bu dönemdeki yoksunluklar giderilmezse ömür boyunca devam eden hem ruhsal hem fiziksel problemleri beraberinde getireceği, ilk 1000 gün özellikle önem verilmesi gerektiğine dair bir rapor yayınlandı. Enteresan bir şekilde 2008 yılında Nobel ödüllü bir iktisatçının yayımladığı Kopenhag Mutabakatı var. Onda da diyor ki; siz eğer ömür boyu sağlık harcamalarını minimalize etmek istiyorsanız, bu ilk 1000 güne yoğunlaşmanın ve bu ilk 1000 gündeki yoksunlukları ortadan kaldırmanız gerekir. İktisatçılar, ekonomistler bile bu ilk 1000 güne vurgu yapıyor. Dolayısıyla anne karnı gerçekten çok önemli.” Dedi.

Anne karnındaki süreç ise çok fludur”

Periyotal psikolojiyi tanımlayan Çavuşoğlu; bebeğin anne karnında doğum anı ve anne karnından doğum anının hemen sonrası için yaşantı deneyimlerini ve etkilerine göre gelişimsel psikoloji dalıdır. Bilim insanları arasında güncel genel görüş, perinatal deneyimlerin gelecekteki psikolojik gelişim üzerine az ya da çok etkisi olacağı yönündedir. Anne karnındaki süreç ise çok fludur. Ancak son nörobiyolojik çalışmalar bebeğin bu dönem içinde de belli ölçüde algılama kapasitesi olduğunu göstermektedir. Fetüsün dış ortamdan tamamen izole olduğu fikri artık tamamen bırakılmış, davranış, algı, öğrenme fonksiyonlarının artık doğumdan önce, anne karnında başladığı ortaya çıkmıştır.

Gebelik ilerledikçe anne adayı için bebek, bağımsız bir obje olarak algılanır ve sevilir”

Prenatal bağlama konusuna değinen Çavuşoğlu; “Deutch, Bibring ve Benedeck, üç bayan psikanalist gebeler üzerinde çalışarak Prenatal Bağlanma Teorisini ortaya koymuşlardır. Gebelik ilerledikçe anne adayı için bebek kendiliğin bir uzantısı ve hem de bağımsız bir obje olarak algılanır ve sevilir. Doğum esnasında bebeğini kaybeden annelerin, bebekleriyle fiziksel kontakt kursalar da kurmasalar da aynı derecede derin bir hüzün yaşadıkları tespit edilmesi fiziksel temas olmasa da bağlanmanın gerçekleştiğinin göstergesidir.” Dedi.

Beyin gibi genom da dinamiktir”

Epigenetikten bahseden Çavuşoğlu; “Beyin gibi genom da dinamiktir ve çevreyle etkileşim halinde öncesinden başlayarak yaşam boyu karşılaştığımız her olayın davranışlarımızda, kişiliğimizde ve geliştirdiğimiz ruhsal bozukluklarda etkisi vardır ve yaşantıların bu etkisinde gen ifade kalıplarındaki değişimin önemli rolü olduğu anlaşılmaktadır. Bu alandaki çalışmaların diğer heyecan verici yönü gen ifade kalıplarındaki değişimin geri dönüşlü olabilmesidir. Epigenetik, genetik kodu yani DNA baz dizilimini değiştirmek ifadesinde uzun süreli değişikliklere yol açan farklı süreçleri ifade etmekte kullanılan bir terimdir.” Şeklinde konuştu.

Hipnoz teknikleriyle ağrı algısı değişik seviyelerde giderilebilir”

Hipnoz konusuna değinen Çavuşoğlu; “Telkin yoluyla, diğer bir kişinin bilinç ve farkındalık düzeyinde hisler, duygular, düşünceler, hafıza veya davranışlarında değişiklik elde etmek üzere tasarlanmış veya bu sonucu ortaya çıkaran eylem veya prosedürdür. Hipnoz teknikleriyle ağrı algısı değişik seviyelerde giderilebilir, ağrıyla baş etme becerisi arttırılabilir, anksiyete önlenip tedavi edilebilir, bilinçaltı güdüler ve sorunlar ortaya çıkarılabilir, psikomatik sorunlar giderilebilir, gebelikte kullanımıyla gelecekteki anne-bebek ilişkisi iyileştirilebilir, bebeğin sağlıklı psikolojik altyapısının temelleri atılabilir.” Diye belirtti.

 

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)