Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Şiddet olaylarında ABD’den sonra en çok artış Türkiye’de”

Haber ile ilişkili SDG etiketleri

DOI : https://doi.org/10.32739/uha.id.57104

Euronews Türkçe, psikiyatri ve toplum psikolojisi alanlarında uzmanlığı bulunan Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan'la Türkiye’de son dönemde gerçekleşen toplumsal şiddet olayları konusunda bir röportaj gerçekleştirdi. Türkiye’de de ABD’de olduğu gibi şiddet olaylarının arttığını vurgulayan Tarhan, şiddet olaylarının büyük oranda madde kullanan kişilerde etkisi olduğundan bahsetti. Kısa, orta, uzun vadeli önlemlerin alınması gerektiğinden bahseden Tarhan, ABD’den sonra en çok artışın Türkiye’de olduğunu vurguladı.

Hastalık ile suç arasında ayrım yapılması gerektiğinin altını çizen Tarhan; “Türkiye’de de ABD’de olduğu gibi şiddet olayları artıyor. Şiddet olaylarına baktığımız zaman büyük oranda madde kullanan kişilerin etkisi olduğu görülüyor. Türkiye’de de yasal olarak denetimli serbestlik gibi bir sistem oluşturuldu, madde kullananların kontrol edilebilmesi için.”

“Burada kısa, orta, uzun vadeli önlemler alınması lazım. Türkiye’de İPSOS raporuna göre şu anda antidepresan kullanımında ABD’den sonra en çok artışın Türkiye’de olduğu görülüyor. Daha doğrusu psikiyatrik hastalarda artışın en fazla olduğu ikinci ülke durumundayız. Bu demektir ki artık bir hastalıkla, suçluluğu karıştırmamak gerekiyor.”

“Bağımlılıkla mücadele politikaları masaya yatırılmalı”

Tarhan, Türkiye'de bağımlılıkla mücadele konusunun tekrar incelenmesini vurguluyor.

“Amerika'yı yeniden keşfetmemize gerek yok. ABD’de bu şiddet olayları çok arttığı için, bununla ilgili kısa, orta, uzun vadeli plan yaptılar. Bir tanesi polisin gücünü ve yetkilerini artırdılar. Hatta bu yetkinin verilmesi, polis şiddeti denecek kadar artırıldı. Artırılmasının sebebi aslında bu bağımlılık vakalarının çok artması.”

“Hatta ABD’de bağımlılıkla ilgili vakalar o kadar çok ki, bir eyalet olarak Pensilvanya’da sokakta madde kullananlar rahatlıkla dolaşıyorlar. Olay çıkarmasın diye sessiz kalınıyor bu kişilere ve ölüp gidiyorlar. Türkiye de ona doğru gidiyor. Bağımlılıkla mücadele konusunda Türkiye’nin bağımlılık politikalarını yeniden masaya yatırması gerekiyor bu orta ve uzun vade için.”

“Şehir hastaneleri yetersiz kalabilir”

Eldeki hastanelerin bu kişilerin tedavisinde yeterli olmayacağını savunan akademisyen, kısa vadede alınabilecek çözümleri şu şekilde belirtiyor:
“İlk etapta polisin yetki gücünün artırılması, orta vadede de bu konuda bağımlılıkla ilgili rehabilitasyon merkezlerinin açılması gerekiyor. Yine ABD’de var bunun örnekleri. 3 ay tedavi ediliyor, daha sonra bırakılıyor. Bunun örnekleri bu tarzdaki uzun süreli rehabilitasyon merkezlerinin açılması. Yani bir şehir hastanesi buna ayrılmalı. Sadece buna ayrılmalı. Şehir hastaneleri şu an bir açıdan hastalara uygun değil, yetersiz kalabilir bu durumda.”
“Hem madde kullanıyor hem de yasal sorun oluşturuyor bu kişiler. Bu kişiler çok fazla arttı toplumda. Bunların muhakkak rehabilite edilmesi gerekiyor. Bu orta vadeli önlem. Uzun vadeli önlem olarak da ABD’de yapıldığı gibi bu kişileri birincil koruma yapmak. Sağlıklı kişilerin hasta olmaması için. İkincil koruma, risk gruplarını belirleyip onlar üzerinde çalışmak. Üçüncül koruma ise hastaneden çıkmış kişilerin tekrar hastaneye yatmaması için çalışmaktır.”

‘Kadınların güvenliğinden sorumlu değiliz’ ilanı

Türkiye'de bu yönde bir stratejinin bulunmadığına değinen Tarhan, mevcut durumun ‘güvenlik sorunu’ teşkil ettiğini düşünüyor.
“Bu birincil, ikincil ve üçüncül koruma çalışmaları şu anda Türkiye’de politika veya medikal strateji olarak bulunmuyor. Bağımlılık tedavisi medikal tedaviye indirgenmiş durumda. Medikal tedaviden, psikiyatristlerin baş edebileceği bir şey değil bu. Onun için bu artık ciddi bir güvenlik sorunu haline geldi. Bu olayların artacağı gözüküyor. Ve bu gibi yaşanan olaylara bakıyoruz “Nasılsa cezaevinden çıkıyorlar” diyerek çekingen davranılabiliyor.”

“Polis daha fazla yetki istiyor, yetki azlığı, kısıtlılığı ve adli kontrol sisteminin iyi işlememesi nedeniyle caydırıcı davranamıyorlar. Vatandaşlar da çocuğunu sokağa çıkaramıyor. ABD de Houston’da, özellikle hükümet 'Saat 22:00’denn sonra çıkan kadınları koruyamayız' diye ilan verdiler. Düşünün 7-8 sene önce oldu. Houston, Teksas’ta şu anda 'Gece saat 22:00’dan sonra çıkan kadınların güvenliğinden sorumlu değiliz' diye ilan verildi. Türkiye’de de bu da bir önlem olarak gündeme gelebilir.”

EURONEWS