Prof. Dr. Nevzat Tarhan: Açık Öğretimden Mezun Psikolog İşin Ehli Olamaz
Ruh sağlığının çalkantılı olduğu Türkiye’de bir süredir psikoloji eğitimi tartışmaları sürüyor.
İstanbul Üniversitesi’nin Açık Öğretim Fakültesi’ne psikoloji bölümünü de kabul etmesinin ardından Ankara Üniversitesi de uzmanlardan gelen uyarıları dinlemeyerek açık öğretimde psikoloji bölümü olacağını açıkladı. Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, gazetemize konuşarak, “Açık öğretimden mezun olmuş kişilere yakınlarınızı yönlendirirseniz ve onun yanlış yönlendirmesiyle bir kişi intihar ederse, bir kişi boşanırsa veya bir kişinin hastalığı artarsa bu dersi açanlar bundan mesul olacaktır. Bu iş veballi bir iştir” dedi.
Türkiye’nin kanayan yarası haline gelen eğitim sisteminde bu kez açık öğretim tartışmaları yaşanıyor. İstanbul Üniversitesi ve Ankara Üniversitesi’nin Açık Öğretim Fakültelerinde psikoloji bölümüne öğrenci kabul etmesinin ardından tepkiler yükseldi. 2020 YKS Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzu’nda da yayınlanan açık öğretim psikoloji bölümlerinin 1200 öğrenci kabul etmesi bekleniyor. İnsan sağlığı ile alakalı endişelere yol açan kararı Türkiye’nin psikoloji alanında önemli isimlerinden Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan gazetemize değerlendirdi.
“PSİKOLOJİ, SAĞLIK BİLİMLERİNİN İÇERİSİNE DAHA ÇOK YAKLAŞMIŞTIR”
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Psikoloji eğitiminin açık öğretim olmasına olumsuz bakmasının üç nedeni olduğunu söyleyerek, “Birincisi, psikoloji eğitimi şu anda sosyal psikoloji de dâhil örgütsel psikoloji de dâhil bilişsel psikolojide dâhil her türlü alanında sosyal bilimlerden çok multidisipliner bir eğitim haline gelmiştir. Sağlık bilimlerinin içerisine daha çok yaklaşmıştır ve klinik boyutu çok fazla olan bir eğitimdir. Bizim psikoloji çekirdek eğitim programına göre, psikoloji eğitiminde klinik uygulamalar ve çalışmalar, nörobilimle ilgili dersler var. Bir de ölçme ve değerlendirme yapılması var. Bu da psikoloji eğitiminin yüz yüze olması zorunluluğunu ortaya çıkarıyor. Psikoloji eğitimi yüz yüze olmazsa yetişecek psikologlar bu konuda yetkin olamazlar. Türkiye’nin şartlarında kurumun ihtiyacına uygun ve mesleki yetkinliği olan psikoloji temel bilim mezunu istiyorsak bunun uygulamadan geçen bir uzman olması gerekir. Uygulaması olmayan bir psikolog yetiştirirsek yetkin olması beklenemez” dedi.
“PSİKOLOJİ SADECE BİLİMSEL BİR EĞİTİM DEĞİL AYNI ZAMANDA BİR SANATTIR”
Tarhan, “İkinci gerekçesi de uzaktan eğitimlerle ilgili. Uzaktan eğitimin en önemli özelliği uzaktan teorik eğitim şeklindedir. Bu nedenle psikoloji eğitimi uzaktan ancak öğretim şeklinde olur, eğitim şeklinde olmaz. Bu dijital ortamda canlı sınıf şeklinde bile olsa yetişen öğrenciler ancak bir iki senelik başlangıç temel ve teorik bilgileri öğrenebilirler. Üçüncü gerekçe ise psikoloji sadece bir eğitim değil bir sanattır da ayrıca. Sanatı uzaktan yapmak mümkünse psikolojiyi de uzaktan yapabilirler. Güzel sanatları, müziği eğer uzaktan yapabiliriz diyorlarsa, varsa öyle bir yöntem biz de öğrenmiş oluruz. Sanatı uzaktan öğretmeye kalkarsanız bu sizin elinize, ayağınıza dolaşır. Klinik test, ölçü yapan, duyguları analiz eden, konulara göre kişiye özel yorumlar ve tedaviler yapabilecek alt yapıyı bu kişiler aksi halde kazanamaz” ifadelerini kullandı.
“BU İŞ VEBALLİ BİR İŞTİR”
“Açık öğretimden mezun psikoloji öğrencileri sonrasında yüksek lisans yapsalar bile kesinlikle almaları bilimsel hazırlık gerekecek” diyen Tarhan, “Çünkü açık öğretimle bir yere başvursa alacağı derslere bakıldığında, çoğu uygulaması olmayan dersler olduğu görülecek. Bu derslerle hiçbir yerde klinik psikoloji yüksek lisans programı alamazlar. Muhakkak bilimsel hazırlık yapıp eksiklerini tamamladıktan sonra programı almaları gerekir. Bir yakınınızı emanet edemeyeceğiniz psikolog yetiştirmek vebaldir. Buradan mezun olan bir kimse ben psikoloğum diyerek herhangi bir yere gittiği zaman terapi yapamaz ama psikolojik danışmanlık desteği verirse de bu dersi koyan hocalar şunu düşünsünler: ‘Ben bir yakınımı ona danışmanlık hizmeti alması için gönderebilir miyim? Bu tarz kişilere yakınlarınızı yönlendirirseniz ve onun yanlış yönlendirmesiyle bir kişi intihar ederse, bir kişi boşanırsa veya bir kişinin hastalığı artarsa bu dersi açanlar bundan mesul olacaktır. Bu iş veballi bir iştir. ‘Ben psikoloğum’ diye buradan mezun olanların ruh sağlığını bozucu etkileri ve hata yapma ihtimalleri çok yüksektir, bu göz önünde bulundurulmalıdır” şeklinde konuştu.
“BU KİŞİLERE HASTA EMANET EDİLEMEZ”
Tarhan, “Bizim tıpta kullandığımız bir kural vardır hatırlatmak isterim. ‘Aşçının hatasını maydanoz örter, terzinin hatasını ütü örter ama sağlıkçının hatasını toprak örter.’ Sağlık o nedenle çok önemli, ihmale gelmez. Bu kişiler açık öğretimden mezun olduktan sonra ‘Ben psikoloğum’ diyecekler, sağlıkçı olacaklar. Bu konuda bu yanlışı yapanlar da bunun vebaline ortak olurlar. Ama açık öğretimden mezun olanlar klinik yapmayacaklar, sadece sosyal araştırmalarda çalışacaklar gibi bir kısıtlama verilirse o farklı bir konu. Ama bu kişilere psikolojik danışmanlık yaptırılacaksa ki psikolog unvanı verilecek bu kişilere. Bu kişilerin diplomasına imza atanlar, o vebali hissetsinler. En büyük zararı da sağlık hizmetinin yetkin olmayan, ehil ve emin olmayan kişilere verilmesi demektir. Emin olun buradan mezun olan kişiler ehil ve emin olmayacaktır. Bu kişilere hasta emanet edilemez, normal kişiye de danışmanlık veremez bu kişiler. Eğer açık öğretim ile psikoloji eğitimi verilecek ise bu kişiler bilimsel hazırlık sürecinden geçmeden sağlık alanında kesinlikle görevlendirilmemeli” dedi.
Kaynak: Milli Gazete
Haberin linki: https://www.milligazete.com.tr/haber/5051058/nevzat-tarhan-acik-ogretimden-mezun-psikolog-isin-ehli-olamaz