“Takipçi Sayısı Arttıkça Siber Zorbalık Artıyor!”

Prof. Dr. Sevil AtasoyÜsküdar Üniversitesi Rektör Yardımcısı Bağımlılık ve Adli Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Sevil Atasoy, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğünün düzenlediği Motivasyon Konuşmaları programı Instagram canlı yayınının konuğu oldu. Prof. Dr. Sevil Atasoy “Pandemi Sonrası Çocuklarda ve Gençlerde Oluşabilecek Siber Bağımlılık” konusuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Online eğitim psikolojik açıdan çok önemli!

Prof. Dr. Sevil Atasoy online eğitim sürecinin öğrencilerin psikolojik dünyası açısından ne derece önemli olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Atasoy, “Her yaşta insan, okula giden ya da gitmeyen, öğrenci olan ya da olmayan herkes evde kaldı. Öğrencilerin önemli bir bölümü imkanlar kapsamında evden online eğitimlerine devam etti. Hiçbir şey öğrenememiş olsalar bile yine de psikolojik açıdan bu durum çok önemli bir ayrıntı. Kişinin kendinin önemsendiğini, bir şeyler öğrenmemi isteyen birileri var diyebilmesi psikolojisi açısından çok değerli” dedi.

“Milyonlarca insanın elinde ekranlar var”

Prof. Dr. Atasoy, insanların izolasyon sürecinde sosyalleşme yöntemleri ile ilgili paylaşımlarda bulundu. Atasoy, “Sosyal medyada insanlar sosyalleşmeye çalışıyor. Dijital medyada kimi insan içerik üreterek, kimi de onları izleyerek ekran karşısında. Milyonlarca insanın elinde ekranlar var. Önceden çocuklara kısıtlamalar yapılıyordu. Bu süreçte kısıtlama yapılmaya çalışılınca online eğitimler gerekçe gösterilmeye başlandı. Ergenlikte olanlar için bu çok önemli. Tam o yaşlar gençlerin evden, aile baskısından birazda olsa uzaklaşmak istediği vakitler. Bunun en iyi yeri okul ve arkadaş ortamıydı. Bu durumda hiçbir arkadaşıyla iletişim kuramayan, imkânı olmayan çocuklarda ciddi sorunlar ortaya çıkabiliyor” ifadelerini kullandı.

“İnsanın her yaşta rehbere ihtiyacı vardır”

Sosyal medyayı ölçülü kullanmak gerektiğini hatırlatan Prof. Dr. Sevil Atasoy, ölçülü kullanılmaması durumunda kötü sonuçlar ortaya çıkacağını söyledi. Atasoy, “Sosyal medyada beğenme ve beğenilme meselesi ortaya çıktı. Instagramın kendine göre başka bir meselesi var o da sizi takip edenler. Takipçi sayısını arttırmaya çalışan gençlerin girdiği gayret sağlıklı bir şey değil. Bu kendi yalnızlığının dışa vurumu ve bu durum normal değil. Paylaştığım fotoğrafı kim beğendi kim beğenmedi diye kaygıya girmek kişiyi strese götürür. Çünkü bu giderek içe kapanmaya, anksiyete ve öz benliğin azalmasına yol açar.İnsanlar dış görünüşünün beğenilmesini de istiyor ve bununla ilgili dış görünüşü değiştirecek yazılımlar, programlar ortaya çıktı.

Bununla birlikte ikinci bir insan ortaya çıktı. Artık programların değiştirdiği kişi ve gerçek kişi var. Normal hayatta kilosunu burnunu ya da herhangi bir yerini önemsemeyen insan medyaya attığı fotoğrafı dert etmeye başladı. Bu durum ciddi bir sorun haline geliyor. Bunu önlemenin bir yolu da çocuklara ilgi göstermektir. Ekran gerektirmeyen etkinlikler icat etmemiz lazım ve bunları yaparken tek başına değil birlikte yapılmasının sağlanması lazım. Çünkü insanın her yaşta rehbere ihtiyacı vardır” şeklinde konuştu.

“Yanlış sitelere girmek ömür boyu unutulamayacak travmalara neden olabilir” 

Prof. Dr. Sevil Atasoy, çocukların yanlış sitelere girmesinin ömür boyu unutamayacağı travmalara neden olabileceğine değindi. Atasoy, “Maalesef internet sadece bizim gördüğümüz internet değil. Dark Web denilen karanlık web diye bir yer var. Burada her türlü kötü içerik, çocukların hayatında ciddi travmalara yol açacak görüntüler var. Dark web denilen yerden çocuk istismarları, pornografik görseller oluyor. Bu normal insanların yaptığı bir şey değil. Bir çocuğun bunları görmesi ömür boyu unutamayacağı travmalara sürükleyebilir. Geriye kalan yaşantısını hatta evliliğini ciddi bir şekilde etkileyebilir” ifadelerini kullandı.

Takipçi sayısı arttıkça siber zorbalık artıyor!

Çok takipçisi olan kişilerin karşılaştığı en önemli durumun siber zorbalık olduğunu söyleyen Prof. Dr. Sevil Atasoy, sosyal medyada yaşanan zorbalığa dikkat çekti. Atasoy, “Sosyal medyada kişiyi sevenler kadar sevmeyen, kıskanan bir kesim de var. Hakaretler, eleştiriler, rezil etmeler, yazılan şeyleri yayınlayarak olmadık şeyleri yaymak gibi zorbalıklarla karşılaşıyorlar. Takipçi sayısı arttıkça bunun oranı yükselir. Bu duruma her gencin direnci farklıdır.Genç insanlar eleştiriye gelemez, tek başına karşılaştığı durum içinde çıkamaz ve ailelerine de suçlanacakları korkusuyla söyleyemezler.

Çünkü aileler internet okuryazarlığına hâkim değil. Ayrıca takipçi sayısının fazla olmasıyla sıkıntılı durumların çıkmasının yanı sıra az takipçi olup da çok kişinin takip edilmesi durumu da sıkıntı doğurur. Kimseyle takipleşmeyip ve iletişim kurmayıp sadece gözlemlemekte çok tehlikeli. Bu iki durumunda bir ölçüsü var” dedi.

Haber: Esragül Batal
 

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)