Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Kuantum, felsefenin matematize olmuş halidir”

Haber ile ilişkili SDG etiketleri

DOI : https://doi.org/10.32739/uha.id.43516

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Akansel Eğitim Danışmanlık tarafından düzenlenen ‘Zirve Psikoloji’ etkinliği kapsamında meslek profesyonelleriyle bir araya geldi. Çevrimiçi düzenlenen etkinlikte Tarhan, ‘Dünyanın 3 Farklı Ekseni: Bilinç-Psikoloji-Kuantum’ başlıklı sunum yaptı. Kuantum ile ilgili dikkat çekici değerlendirmelerde bulunan Tarhan, bilimin matematize olmamış halini felsefe olarak, felsefenin matematize olmuş halini de kuantum olarak ifade edildiğine dikkat çekti. 


“Kuantum bizi dijital bir gerçekliğin içine çekti”

Psikoloji, psikiyatri, PDR gibi alandan ilgili profesyonellerin yoğun katılımıyla gerçekleştirilen zirvede 2022’de dünya biliminde bir devrim yaşandığını vurgulayan Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan bu devrimin ruh yapımızı, bilincimizi, varlık felsefemizi etkilemeye başladığını söyledi. Tarhan; “Kuantum olaylar bize ‘Evren bir simülasyon mu?’ sorusunu sorduruyor. Çünkü metaverse denilen bir simülasyon evreni oluşuyor. Meta, bir zihin üstü evren anlamında yani şu anda maddi gerçekliğin ötesinde bir gerçekliği, bilim sunmayla ilgili. Yapay zekayı, bilim kurguyu, dijital oyunları bir araya getirerek bizi dijital bir gerçekliğin içerisine yörüngeye çekti. Kuantum bunu yaptırdı. 2022’de dünya bilimde bir devrim yaşadı, teoriler doğrulandı. Bu devrim ruh yapımızı, bilincimizi, varlık felsefemizi etkilemeye başladı.” ifadelerini kullandı.

“Kuantum, felsefenin matematize olmuş halidir”

Endüstri devrimi 4 ile insanın bilgiye ulaşma hızının arttığına dikkat çeken Prof. Dr. Tarhan, felsefenin matematize olmuş haline kuantum dendiğini vurguladı. Tarhan; “Endüstri devrimi 4’te füze gibi yeni bilgiler fırladı. Endüstri devrimi burada insan bilgi üretiminin ne kadar arttığını gösteriyor. Yani şu an 2020’lerden sonra füze gibi bilgi hızı arttı. İnsanın bilgiye ulaşma hızı arttı. Bu birçok şeyin yeniden yazılmasına, eski bilgilerin takla atmasına sebep oldu. Bilimin matematiksel olmamış haline felsefe diyoruz. Felsefenin matematize olmuş hali ise kuantum. Bilimin matematize olmamış hali felsefedir. Felsefe deyince biz sadece soyut düşünce, kavramsal düşünce, sembolik düşünce olarak anlıyoruz ama bu felsefe şu an kuantumla ilgili matematize oluyor. Felsefenin matematize olmuş haline kuantum diyoruz.” şeklinde konuştu.

“Deney ve gözlemden sonra akıl yürütmeyle hakikate ulaşılıyor”

Hesaplamalı nöropsikiyatrinin nasıl ortaya çıktığından bahseden Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Teorik modelleme ortaya çıktı ve varlık felsefesi de yeniden sorgulanmaya başladı. Burada aslında varlık felsefesin sorgulanması evrenin bir simülasyon olduğunu gösteriyor. Bunun sonucunda da inançla, rasyonel inanç arayışı başladı. Yani daha önce hakikate götürmenin yolları deney ve gözlemdi. Deney ve gözlemi daha da geliştirmek için deney ve gözlemden sonra akıl yürütmeyle hakikate ulaşılıyor. O da yeterli olmazsa rasyonel sezgilerle ulaşıyor. Newton’un sezgiyle yer çekimini bulması gibi.” ifadelerini kullandı.

Doğru tanrı tasavvuru tevhit inancı…

İnsanın inanmaya ve teselliye ihtiyacı olduğunu belirten Tarhan; “Bu ihtiyacı rasyonel inançla nasıl karşılarız dediğimiz zaman, burada 4 bin 300 tane din var. Bu dinlerin içerisinde tek doğru tanrı tasavvuru, tevhit inancı oluyor. Tevhit inancı da matematikte bir gerçeklik oluyor. Bilim, evren, nöropsikiyatri bizi spiritüele dahil etti şu anda. Biyo, psiko, sosyo spritüel model evreni açıklamak açısından çok iddialı bir fikir fakat matematiksel bir gerçeklikle doğrulandığı zaman akıl yürütme doğrulandığı zaman ayrı bir tartışma konusu oluyor.” dedi.

“İnsan beynini bilinçli yapan yapı, bağlantı sayısıyla ilgili”

Beynin çalışma prensibine dikkat çeken, bilinç ve kuantum arasındaki bağı anlatan Prof. Dr. Tarhan, beynin ‘asa modeliyle’ çalıştığını söyledi. Tarhan; “Beyin asa modeliyle çalışıyor bu beyni en iyi açıklayan model. 140 milyar civarında nöron, sinir hücresi var. 5 bin - 10 bin bağlantı var. İnsan beynini bilinçli yapan, akıllı yapan ve kavram ürettiren, sembol ürettiren, düşünce ürettiren yapı bu bağlantı sayısıyla ilgili. Hücre sayısıyla değil. Burada bağlantıları aksiyon potansiyeli ürettiriyor. Burada kimyasal sodyum, potasyum, kalsiyum kanallarından karşı tarafa kimyasallar geçiyor. Elektriksel potansiyel şekil değiştirerek devam ediyor ve bunun sonucunda mesela kulağımıza mekanik enerji, ses enerjisi geliyor. Yani iç kulakta boğaz kristalleri var. Boğaz kristalleri metalik enerjiyi elektrik enerjisine dönüştürüyor. O enerji de beyni elektriksel bilgi haline getiriyor ve beyindeki karar verme alanına iletiyor.” şeklinde konuştu.

“Rorschach testi sayesinde kişilik tasarımları ortaya çıkıyor”

Rorschach testine dikkat çeken Tarhan; “Rorschach testi kartları sayesinde kişinin kişilik tasarımlarını ortaya çıkartıyorsunuz. Afektif tasarımını, kognitif tasarımlarını çıkarıyoruz. Bu tasarımların sonucunda o kişi bir varsayım üretiyor, projektif test buna göre, ‘Kişi realiteyi test ediyor mu, etmiyor mu?’ diyoruz. Rorschach testi bizim klinik pratiğimizde nöropsikolojik taramada rutin testlerimizden birisidir. Hastaya uyguladığımız birçok psikoz farkını anlamamızda çok güzel işe yarıyor. Realite testini anlama oranı yüzde 70, yüzde 80 civarında doğruluk veriyor. Bu da iyi bir oran. Bir hekimin saatlerce sorgulamasını azaltan ve kolaylaştıran bir etki. Onun dışında çeşitli annelik tasarımına bakıyorsunuz, kişinin narsistlik eğilimlerine bakıyorsunuz, depresif eğilimleri varsa bunlarla ilgili buradaki verdiği yansımalardan bir yorum yapılıyor. Herkes bu Rorschach testini çözemiyor. Bu testin nöropsikoanaliz karşılığı var. Psikoanalizin onaylanan kısımları devam ediyor, bu kısımlar tarihsel hale geldi. Onun için bu Rorschach testi, zihin kuramını çalıştıran bir testtir.” ifadelerini kullandı.  

“Beyinle telsiz internet gibi konuşuyor”

Konuşmasında ayna nöron ve motor ayna nöronlardan da bahseden Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Bir kişi karşısındakine baktığı zaman karşı taraf kolunu kaldırdığında o kişiye bakıyorsa onun beyninde de kol bölgesi kalkıyor. Bakıyorsa, ilgileniyorsa aynı şekilde görsel motor ayna nöronu olduğu gibi bunlar algılamayla ilgili nöronlardır. Kişinin duygusal ayna nöronunda karşı taraf güçlü duygularla seninle ilgileniyorsa sen o duygulardan dolayı etkileniyorsun. Niyetin nörobilimi şeklinde çıkıyor. Samimi oldu mu, olmadı mı seziyorsun. Nefret mi hissediyor, sevgi mi hissediyor seziyorsun. Kişi güçlü duyguları yansıtıyorsa karşı tarafın ayna nöronları bu kadar kuvvetli hareket ediyor, algılıyor. Yani beyinle telsiz internet gibi konuşuyor. Rorschach testinden çıkarımlar yapmaya çalışıyoruz. Duygusal, afektif çıkarımlar, emosyonel çıkarımlar, kognitif çıkarımlar gibi çıkarımlar yapıp o kişiyi anlamaya çalışıyoruz. Bu bize nörobilimin getirdiği psikoanalizin doğrulama yahut yanlışlama gerçeklerinden birisidir.” dedi.

“Vücudumuz bir devletse beynimiz hükümet”

Katılımcıların sorularını da yanıtlayan, beynin her şeyi temsil ettiğine vurgu yapan Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Vücudumuz bir devletse beynimiz hükümet. Beyin her şeyi temsil ediyor. Olaylar, düşünceler, algılar temsil ediliyor. O temsile göre; mide, bağırsak organlar temsil ediyor. Bağırsaklarla mide konuşuyor mesela… Vücutta seratoninin en çok olduğu iki yer var: Beyin ve bağırsaklar. Artık beyinle bağırsaklar arasında kimyasal haberleşmeler var. Kan yoluyla kimyasal haberleşiyor. Sinir sistemi yolundan daha çok kimyasal olarak haberleşiyor.” ifadelerini kullandı. 

“İnsan beyninin belirsizliği giderme ihtiyacı var”

Bilimsel zihinlerin materyalizmin ötesine geçtiğine vurgu yapan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, materyalizmin ötesinin var olduğuna dikkat çekti. Tarhan; “Evrenin varoluşunu materyalizm açıklamıyor. Şu anda materyalizmin getirdiği determinist bir bakış açısı açıklamıyor, o halde yeni bir bakış açısı gerekiyor. Şu anda evren insan tekamülü, uygarlığın tekamülüyle hayati öneme sahip olan yer merkezilikten, güneş merkeziliğe geçişten bile daha önemli. Güneş dünyanın etrafında dönüyordu, güneş merkezliliğe geçilince Dünya Güneşin etrafında dönüyor oldu. İnsanlar birinde yeri kutsallaştırıyorlardı, birinde güneşi kutsallaştırdılar… Diğerinde doğaya taptılar, güneşe taptılar… Çünkü insan beyninin diğer canlılardan farklı olarak kavramsallaştırma, anlamlandırma ve belirsizliği giderme ihtiyacı var.” dedi. 

“Beynimiz zihnin bir alanda yankılanan kuantum aracısı…”

Zihin alanının farklı alanlarla bağlantılı olduğunu belirten Tarhan; “Kuantum mekaniği bize aslında zihin dediğimiz şeyin bilgisayardaki program gibi olduğunu gösteriyor. Bilgisayardaki programı sildiğin an bilgisayardan bir gram eksilmez ama içindeki hem sistem dosyalarını hem eklenen programları hem de işletim sistemini sildiğin an bilgisayar sadece maddi bir yığına dönüyor. İnsan beyninde de bir program var o dolaşıyor. İşte bu programa da zihin programı veya ruh programı gibi tanımlamalar yapmak durumu ortaya çıkıyor. Beynimiz zihin denilen bir alanda yankılanan bir kuantum aracısı. Zihin alanı birçok başka alanla bağlantılıdır. Bu daha öncede ana akım bilim yoluyla açıklayamadığımız, ben ötesi birleşik deneyle açıklanabilir. Ruhsallık hakkında ipucu verebilir.” şeklinde konuştu.

“Beynimizin en büyük özelliği algı organı olması”

Bilinçaltının aslında örtülü bellek olduğunu belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Freud aslında bilinçaltı diye bir alan keşfetti. Bu aslında örtülü bellek. Travmalar orada yazılı. Frontal lob karar veren kaptan köşkü olduğu için sol beyin daha çok rasyonel beyin eril beyin, sağ beyin daha çok emosyonel beyin, duygusal beyin ve anlam üretiyor. Oradan gelen bilgilere ön beyin sadece; ‘Uygun-uygun değil, geçerli-geçerli değil, güvenli-güvenli değil.’ diye kararlar veriyor. Mesela OKB’ de bu kararı veremediği için aynı şeyi tekrar tekrar yapıyor. Karar mekanizması bozuluyor. Paranoyada da beyin algıladığı zaman o algılamaları yanlış yorumluyor. Beynimizin en büyük özelliği algı organı olmasıdır. Dışarıdan beş duyuyla gelen bilgileri duyularda zaten artık beş değil, otuzun üzerine çıktı duyu. Kimyasal duygular var mesela insülini kaybediyor. Manyetik duygular var beyinde elektronik, ayna nöronlarla gelen bilgileri kaydediyor. Salınımları titreşimleri kaydediyor. Bütün bunların sonucunda beyin, bütün bilgileri toplayıp bir karar veriyor.” ifadelerini kullandı.

 

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)