Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Reforma değil, renovasyona ihtiyaç var”

Haber ile ilişkili SDG etiketleri

DOI : https://doi.org/10.32739/uha.id.43500

Üsküdar Üniversitesi Sağlık Kültür ve Spor (SKS) Daire Başkanlığı tarafından Mevlana’nın 750. Vuslat yıldönümü dolayısıyla ‘Mevlana’yı Anlamak’ başlıklı etkinlik düzenlendi. Etkinliğe konuk olarak İstanbul Üniversitesi Fars Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ali Güzelyüz katıldı. Mevlana’nın düşüncelerinin şüphesiz günümüz insanına ve dünyaya yardım edebileceğinden bahseden Güzelyüz, Mevlana’nın hayatı hakkında bilgilendirmelerde bulundu.

Mevlana’yı alıp bugüne getirmenin, ona bu çağın kıyafetlerini giydirmenin insanın hayatına değer katan bir şey olacağına dikkat çeken Prof. Dr. Nevzat Tarhan, reforma değil, renovasyona ihtiyaç olduğunu söyledi.

Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşke Nermin Tarhan Konferans salonunda düzenlenen etkinliğe Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan ve Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör katıldı.

‘Mevlana’yı Anlamak’ başlıklı etkinliğin açılış konuşmasını Üsküdar Üniversitesi Sağlık Kültür ve Spor (SKS) Daire Başkanı Özcan Demir gerçekleştirdi. 

Daha sonra SKS Yöneticisi Sadık Paksoy katılımcılara Mevlana’dan ve Mevlana’nın sözlerinden bahsetti. 

Prof. Dr. Ali Güzelyüz: “Mevlana’nın düşünceleri insana ve dünyaya yardım edebilir”

İstanbul Üniversitesi Fars Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ali Güzelyüz ‘Mevlâna Hakkında Bilgilendirme’ başlıklı sunumunu gerçekleştirdi. 

Güzelyüz; “Mevlâna bütün dünyada hakkında araştırma yapılan, eserleri çeşitli dillere çevrilen evrensel bir şahsiyettir. Yüzyıllar boyunca Mevlana’nın evrensel fikirleri her kesimden insanlar tarafından ilgi görmüştür. Gün geçtikçe bu ilgi artarak daha fazla kişiye esin kaynağı olmaktadır. Mevlana’yı sürekli güncel kılan özelliklerden bir tanesi de eserlerindeki derin düşünceler ve insanın her zaman ihtiyaç duyduğu sevgi ve barıştır. Mevlana’nın düşünce ve sözleri din, dil, ırk ayrımı olmadan bütün insanlara hitap etmektedir. Onun yüce düşünceleri şüphesiz günümüz insanına ve dünyaya yardım edebilir. Onları hedeflerine doğru yönlendirebilir. Onun düşünceleri akılcılığa yöneliktir. Sadece kendi dönemi için değil, çağdaş insan ve günümüz dünyası için de aydınlatıcı ve öğreticidir.” şeklinde konuştu.

Peyman Jaferi: “Hakikati bulmak için bir yolculuğa çıkmamız gerekiyor”

Üsküdar Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Daire Başkanı Peyman Jaferi, hakikati bulmak için ufak adımlardan birinin önyargılardan arınmak olabileceğine dikkat çekti. Jaferi; “Mevlana’nın bize anlatmaya çalıştığı şey maddiyattan değil, bilime ve gerçeği hakikati bulmak için bir yolculuğa çıkmamız gerektiğidir. Hakikati bulmak için ufak adımlardan biri önyargılarımızdan arınmak olabilir. Toplumumuzda çok yaygındır.” dedi. 

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın da katılım sağladığı programda Tarhan, Mevlana’yı alıp bugüne getirmenin insanın hayatına bir şey katan bir değer olacağına dikkat çekti. 

Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Mevlana’ya bu çağın kıyafetini giydirmemiz lazım”

Tarhan; “Hz. Mevlana’yı gençlerin anlaması ve bu konuya gayret göstermesi önemlidir. Aslında Mevlana’nın hoşuna gidecek şekilde bakıyoruz. Normalde bizim Hz. Mevlana’nın zamanına gidip, Hz. Mevlana’nın fikirlerini o gün ki şartlarda inceleme yapmamamız lazım. Hz. Mevlana’nın fikirlerini, düşüncesini, bakış açısını alıp bugüne getirip bugünün kıyafetiyle, bugünün yöntemleriyle, bugünün metodolojisiyle ele almamız gerekiyor. O güne gittiğin zaman sadece tarihsel bir değer oluyor. Halbuki Mevlana’yı alıp bugüne getirdiğimiz zaman hayatımıza bir şey katan bir değer olacak. Mevlana’ya bu gözle bakılabilirsek bugün ki hayatımızda ona bu çağın kıyafetini giydirmemiz lazım. O çağın kıyafetini ona giydirirsek yanlış anlaşılır sadece ‘Çok iyi bir insandı, çok hizmet etti, tarihsel değeri ve sağ olsun.’ deyip biz ona değer vermiş oluruz ama bize bir şeyler katması çok zayıf olur. Bu nedenle Hz. Mevlana’yı bugüne getirip, ‘Bugünün şartlarında onun fikirlerini nasıl hayata geçiririz? Nasıl uygularız? Nasıl iç dünyamızın zenginleşmesine vesile yaparız?’ diye düşünmek gerekir. Zaten Hz. Mevlana’yı ilk anlayanlar iç keşif yolculuğuna çıkmayı başaranlar oldu. Kendini keşfetme, keşif yolculuğuna çıkmayı, kendini tanımayı başaramayan bir kimse Mevlanayı da anlayamaz tasavvufu da anlayamaz. Tasavvuf, kişinin iç gerçeklikle dış gerçeklik arasındaki dengeyi sağlayabilmesini önemser. Kişi bir şekilde iç dünyasını, gerçekliğini değerlendirebilirse, özellikle Mevlana’nın fikirlerinin bizim için birer trafik levhaları gibi yol gösterici olması önemli. Biz Mevlana’yı sadece bir doktor olarak görürsek, tarihsel şahsiyet olarak görürsek, o bizim için sadece kültürel mirasımızdır diye görürsek ona haksızlık yapmış oluruz.” şeklinde konuştu.

Tarhan: “Reforma değil, renovasyona ihtiyaç var”

Genç kuşağa Mevlana’yı anlatabilmek için hikayelerin günümüzün ihtiyaçlarına uyarlanması gerektiğinin altını çizen Tarhan; “O çağı aydınlatan güneş olan kişiler o çağı aydınlatmışlar ama o çağın özünü korumuşlar o çağın yöntemlerini kullanmışlar. Bir nevi reform yapmamışlar ama renovasyon yapmışlar. Reform biliyorsunuz çatıyı değiştirmek olur. Yani reform yapıyorsan yapıyı değiştirirsin. Renovasyon varsa esas olanı koruyarak ayrıntıları değiştirirsin, buna ihtiyaç var. Bunu yapamazsak özellikle genç kuşağa Hz. Mevlana’yı anlatamayız. Genç kuşağa anlatabilmemiz için Mevlana’nın hikayelerini alıp bu hikayeleri günümüzün ihtiyaçlarına uyarlamamız önemli. Onun hikayeleri zaten şu anda tıpta da üçüncü kuşak psikoterapilerde de kullanılıyor. Narrative terapi diye geçiyor. Narrative terapiyi analoji yaparak bir metaforu alarak kullanıyorsun. Bir hikâyeyi, anektodu mecazi bir şekilde onu alıyorsun benzetme yaparak kullanıyorsunuz. Bu metot bilimsel olarak kullanılan bir metot. Şuna benziyor, uzaktaki bir hakikatı göremediğiniz zaman ne yaparsınız? O uzaktaki hakikati göstermek için, bu fikir Bediüzzaman’ın kitaplarında yazıyor çok etkileyici. ‘Hakikat uzakta ise onu görmek için dürbün kullanırsınız diyor.’ Dürbün ne işe yarar uzağı yaklaştırır. Benzetmelerde bu analoji olarak kullanılan bir meseleyi alır benzetme yapar. Uzaktaki bir hakikati dürbünle bakar gibi yakına getirir görürsün ve anlarsın. İnsanın beyninin de bir özelliği vardır, insan beyni bir konuyu kavramsallaştırmadıkça, onu anlaşılır hale getirmedikçe, belirsizliği gidermedikçe o bilgiyi gerçek bilgi olarak almaz.” dedi.

“Rasyonel inanç olmadan Hz. Mevlana’yı anlayamayız”

Bu çağın insanın akla uygun bir inanca ihtiyacı olduğundan bahseden Tarhan; “Bu çağ iletişim çağı ve herkesin günlük yaşantı içerisinde her türlü olumlu-olumsuz bilgiyle karşılaştığı bir çağ. Böyle bir çağda anlamsallaştırma, kavramsallaştırma ve belirsizliği giderme metodu farklı. Onun için burada akla uydurmak gerekiyor herkes için budur. Alimler bunu yapıyordu. İnsanlar o zaman alimlere güvenip takdir ediyordu. Şimdi herkes İbn-i Sina gibi her şeyi sorguluyor. Sorguladığı için hakikatleri anlamlandırmak gerekiyor. ‘Hakikatlere neden inanmam gerektir.’ diyor. Hakikate götüren yollar var. 

Hakikate götüren 4 yol!

Bunlar; birincisi deney ve gözlem metodoloji, ikincisi akıl yürütme yöntemleri, üçüncüsü rasyonel sezgi, dördüncüsü de rasyonel inanç. Rasyonel olmayan inanç inandırıcı değil. Ben Japonya’ya gittim orada bir tapınak vardı Karga tapınağı. ‘Karga tapınağı mı olur?’ dedim inanmadım. Arkadaşa sordum çok güze tam Tokyo’nun ortasında böyle. Tapınağa giriyorlar havuza para atıyorlar, ‘Bir sene beni koruyacak.’ diyor. Bir sene kafasındaki belirsizliği gideriyor. Şu an bir Japon gence bunu söylesek inanmaz. O halde bunu ne yapacaksın? Bu çağın insanın akla uygun bir inanca ihtiyacı var. O inanç ise tevhit inancı. Tevhit inancı 4 bin 300 tane din var. 4 bin 300 tane din içerisinde akla en yakın olanı hangisidir? Tevhit olan inançtır. ‘Tanrı tasavvurunu yap.’ dediğiniz zaman tevhit şeklindeki tanrı tasavvuru olursa akla uygun hale geliyor. Onun için rasyonel inanç olmadan Hz. Mevlana’yı anlayamayız. Bir insanın Allah’a inanmaya bir şüphesi varsa Hz. Mevlana’yı sadece hikâye gibi dinler çok içselleştiremez.” ifadelerini kullandı.

Musiki dinletisi gerçekleştirildi

Konuşmaların sonlanmasının ardından Aşkefza Türk Müziği Topluluğu tarafından katılımcılara ‘Musuki Dinletisi’ gerçekleştirildi. 

Etkinlik toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi. 

 


 

 

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)