Psk. Berre Çelebi: “Alanda işaret dili ile farkındalık oluşturmayı hedefliyorum”
İşaret dili artık birçok meslek alanında zorunlu hale geldi. İnsan psikolojisinde ve ruh sağlığında oldukça önemli bir yere sahip psikologların işitme engelli çocuk veya yetişkinlere daha iyi bir hizmet sunabilmeleri için işaret dili öğrenmesi ve engelleri kaldırması önem taşıyor. Bu bağlamda konuştuğumuz Psikolog Berre Çelebi, terapide bir perde, ekstra bir dil bariyeri olmaması gerektiğini vurguluyor. Sağır kültürüne hakim olmayan bir terapist ile sürecin yürütülmesinin çok zor olabildiğinin altını çiziyor. Çelebi, öyle ki sadece işaret dili bilmekle de olmuyor, kültüre de hakimiyetin önemine dikkat çekiyor… Üsküdar Haber Ajansından Ebranur Özdemir psikolojik destek hizmeti sürecinde işaret dilinin önemini işaret dili alanında çalışmalar yürüten Üsküdar Üniversitesi Kurumsal İletişim Daire Başkanlığı Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri biriminde görevli Psk. Berre Çelebi ile konuştu.
İşaret diline ilgim kendimi tanıma sürecimle başladı…
Öncelikle sizi tanımak isteriz. Lisans eğitiminizden başlayarak bugüne kadar olan süreçten bahsedebilir misiniz?
Ben psikoloji mezunuyum. Lisansta da hem kendi alanıma dair hem de işaret dili eğitimine dair eğitimler aldım. Bu zamana kadar kendimi geliştirmeye devam ettim, hala da devam ediyorum. Hatta işaret dili ile tanışma maceramda zaten bu şekilde, kendimi tanıma sürecimle başladı. Ben üniversitedeyken terapi sürecinden geçmiştim ve duygu ifadesinin çok önemli olduğunu fark edince birinin konuşmadan, kendi dilini bilmeyen birine derdini anlatmasının ne kadar zor olduğunu fark edip bu sürece başlama kararı almıştım. Şimdi de devam ediyorum.
Alanda çok büyük eksiklik var!
İşaret dili eğitimine başlama hikayenizi kısmen anlattınız şu anda işaret dili eğitiminde hangi seviyedesiniz?
Üniversitedeyken İSMEK’ten temel seviye eğitimi almıştım. Mezun olduktan sonra öğretim görevlisi, çevirmen ve eğitmen hocamız Ceren Ay var. O geçen sene bize temel seviye eğitim verdi. Şu anda da ondan ileri seviye eğitim alıyorum. Ceren Ay hocayla tanışmamız ise Gökben Hızlısayar hocayla oldu. O buna öncülük etmiş. Gökben hoca, ‘Alanda çok büyük eksiklik var, psikolog yetiştirebilir miyiz?’ diye Ceren hocayla iletişime geçiyor. Ben de kendisiyle o şekilde tanışmış oldum.
Alanın bundan haberi bile yok…
Psikologların, psikolog adaylarının bu alana ilgisini nasıl değerlendirirsiniz?
Haberleri bile yok. Şöyle söyleyeyim, benim zaten bir Instagram hesabım var. O Instagram hesabına post attıktan sonra Prof. Dr. Nevzat Tarhan hocam beni fark etti. Kendisi de o paylaşımımı paylaşarak destek oldu. O postu paylaştığımda birçok meslektaşımdan şöyle bir geri dönüş aldım, ‘Aa evet. Alanda eksik varmış, haberim bile yoktu.’ Hatta ben üniversitedeyken engelli bireylerle ilgili sunum yaptığımda alanda uzun yıllardır klinisyen olarak çalışan ve akademisyen olarak çalışan hocam; ‘Hiç böyle bir şey düşünmedim.’ demişti. Yani maalesef insanların önceliği olmuyor.
3’üncü bir kişiyle mahremiyet ilkesi zarar görüyor…
Peki günümüzde işitme ya da konuşma engelli bireyler danışmanlık hizmetini nasıl alıyorlar?
Tercüman eşliğinde alıyorlar. Bizim temel ilkelerimizden bir tanesi mahremiyettir ve tercüman eşliğinde bir odaya girildiği zaman o mahremiyet ilkesi zarar görmüş oluyor. Odada üç kişi olmuş oluyoruz. Sağır toplumu birbirleri ile çok iç içe bir toplum olduğu için tercümanları tanırlar, birbirlerini tanırlar dolayısıyla muhtemelen o sağır veya işitme engelli birey o tercümanı tanıyor oluyor. Tanıdığınız ya da tanıma ihtimali olan biriyle bir terapistin yanında konuşmak istemezsiniz. Maalesef şu anda bu şekilde işliyor.
Arada bir perde ekstra dil bariyeri olmaması gerekiyor…
İşitme engelli veya engeli olan kişiler toplumla kaynaşma konusunda tercüman birilerine ihtiyaç duyuyor. Terapiye bir tercümanla eşliğinde girdiğinde belirttiğiniz gibi mahremiyet ihlali düşüncesiyle kişi mutlaka kendini frenleyip, geri çekecektir haklısınız. Öyleyse bu durum tedavi sürecini de olumsuz etkileyecektir, neler söyleyebilirsiniz?
Bu hiç istemediğimiz bir şey. Zaten o yüzden çabalıyoruz. Tabi ki olsun tercümanla girsin, giriyorsa ama bu istemediğimiz bir şey. O odada iki kişi olmamız gerekiyor. Arada bir perde, ekstra bir dil bariyeri olmaması gerekiyor çünkü sağır kültürü, sağır dili, o işaret dili Türkçeden de ayrışıyor. Mesela sağır bireyler soyut kavramları algılamakta ya da bazı deyim ve atasözlerini anlamakta zorlanıyorlar. Şimdi bunu bilmeyen sağır kültürüne hakim olmayan bir terapist ile bu sürecin yürütülmesi çok zor. Sadece işaret dili bilmekle de olmuyor, kültüre hakimiyet de önemlidir.
Türkiye’de bahsettiğiniz kültürü, işaret dilini bilen psikolog veya psikiyatrist var mı?
Türkiye’de sanırım bir tane psikiyatrist, iki tane de psikolog hocamız var. Hatta bunula ilgili bir tez çalışması da vardı onu da okudum. Olabilecek en güzel konuyla öfke ve saldırganlık dürtüleri üzerine bir araştırma yapmış, çok da emek vermiş ama dediğim gibi sayılar çok az. Terapist sayısı çok az. Türkiye’de koskoca Türkiye’de iki kişi var. Araştırma, literatür bu alanda çok zayıf.
Hayatın her alanında anlaşılamayacaklarına ilişkin kaygıları var…
Bundan dolayı işitme ve konuşma engeli olduğu halde kendi derdini anlatamadığı için psikolojik danışmanlık veya rehberlik hizmeti almayan veya alamayacağını düşünen kişi sayısı fazla olsa gerek… Beni anlamayacaklar kaygısıyla gitmeyen, kendisini geri çeken kişiler oluyor mudur?
Evet, yani sadece psikolojik destek alma anlamında değil ki sağır, işitme engelli bir bireyin bakkala gittiğinde ya da bir hastaneye gittiğinde bir problem yaşadığını düşünün ya da problem yaşamasa bile bir ihtiyacını karşılamak için soru soracağını düşünün, dilini bilmeyen biri var karşısında. Her türlü hayatın her alanına aslında anlaşılamayacaklarına dair bir algı ve kaygıları var bu kesimin. Bir kaygıları var, dolayısıyla bunun için çok heveslendiler. Yani bunun için çabalayan birini görünce çok mutlu oldular. Sorular sormaktan çekinmediler, işte devamı gelecek mi demekten çekinmediler ama işte bu alanda çalışan keşke daha fazla kişi olsa…
İşitme, duyma ve konuşma engelli kişilerle mutlaka bir araya geldiğiniz platformlar oluyordur… Gözleminiz ne?
Evet, oluyor... Geçen sene Ceren hocamızın kurduğu bir platform var. Türkiye’de işaret dili çevirmenleri genç çevirmenleri platformu. Platform aracılığıyla hatta HIV üzerine bir proje kapsamında iki psikolog eğitim verdik. İşitme engelli bireylere erişilebilir olsun diye sadece işitme engelli bireylere de değil aynı zamanda görme engelli bireylere de olabildiğince erişilebilir bir proje kapsamında webinar çalışmaları yaptık, videolar hazırladık. Bu alanda konuştuğum, birebir iletişime geçtiğim kişilerde oldu.
İşitme engelli veya engeli olan bireylerin teknolojiyle ilişkileri nasıl bu süreçte?
Benim bildiğim kadarıyla açıklar. Sosyal medya hesapları görsel olduğu için sosyal medyada çok fazla varlar. Bildiğim kadarıyla ancak erişilebilirlik biraz sıkıntı oluyor. Mesela bir video izleyecek sosyal medyada alt yazı yok ya da çeviren yok. Bazı kesim zaten okumakta problem yaşıyor dolayısıyla bazı kesim için alt yazı da yeterli olmayabiliyor. Dolayısıyla sosyal medyayı kendi aralarında daha çok kullanıyorlar. Teknolojiyi kullanıyorlar.
Bu işin bir grameri var. Yarım yamalak yapmaya gelmiyor.
Engeli olan kişiler için onların iletişimini daha kolay hale getirecek bir uygulama var mı?
Bazı uygulamalarda işaretleri yanlış gördükleri zaman kullanmıyorlar. Eskiden bir proje vardı hatırladığım kadarıyla… Birçok güzeldi aslında ama proje sağır bir çevirmene yapılmadığı için içselleştiremediler ve kabullenemediler. Bu işin bir grameri var, bir dil baştan aşağı bir dil... Yarım yamalak yapmaya gelmiyor. Onlar için kabul edilebilir bir şey değil.
Yapay zekâ hayatın birçok alanında insanların yaşamını kolaylaştırıyor. Bir psikolojik destek aplikasyon aracılığıyla olabilir mi? Karşılar mı sizce?
Şu an için olacağını sanmıyorum çünkü biz mesela lisansta işiten bireyler üzerinden konuşurduk. Yapay zekayla çalışmalar yapılması planlanıyor. Sizce yapay zekâ ile üretilmiş bir psikologla biri terapi yapabilir mi? Bu onun için ne kadar faydalı olur? İşaret dilini de biliyor. Bu işte evet. Önce işiten bireylerin iletişiminde kimisi olur diyordu, kimisi olmaz diyordu… Çünkü bu kişiden kişiye bir iletişim, bu yalnızca konuşmayla olacak ya da işte yalnızca teknik bilmeyle olacak bir şeyde değil. İşiten biriyle yani işaret dili bildiğini varsayarsak yine aynı kapıya çıkıyor. Kimisi diyecek ki, ‘Çok güzel olur.’ kimisi diyecektir ki, ‘Bazı sıkıntılar çıkar çok da faydalı olmaz’. Yani muhtemelen bu konuda ayrışılır.
O dönemde maalesef bunu bana anlatan kimse olmadı…
Görünen o ki sizin gibi işaret dilini bilen psikologların arttırılması yadsınamaz önemde bunun için öneriniz ne olur, neler yapılası gerekiyor?
Ben bunu düşündüğüm zaman temelden eğitim olması gerektiğini düşünüyorum. Üniversitelerde eğitim veriliyor ancak seçmeli ders olarak veriliyor. Yani bu aslında zorunlu olmalı ya da farklı bir şekilde öğretilmeli. Ben eğer beş, on yıllık bir terapist olsaydım, sonrasında bu alana girmekte muhtemelen zorlanabilirdim. Çünkü yeni baştan bir dil öğreniyorsunuz ve olabildiğince iyi öğrenmek zorundasınız. Haliyle muhtemelen bu alana girmek benim için çok zor olacaktı. Hem girme motivasyonu olarak hem devam ettirme motivasyonu olarak ama eğer bu alanda eksiği bir üniversite öğrencisine gösterirsek, ‘Evet, ben bu alanda şimdiden başlayayım ki hem dili erkenden öğrenirim hem de hedefimi oturturum.’ demek daha kolay olur. Bence çok temelden başlanılmalı. Yani üniversitede bunun eksik olduğunu öğrencilere anlatmak gerekiyor. Çünkü bu zamana kadar bunu bana anlatan kimse olmadı. Keşke olsaydı ama maalesef olmadı…
Yardım temelli değil hat temelli bir çalışma…
Mesleğini, kariyerini profesyonel şekilde yürütecek olan psikologlar için işaret dili kaçınılmaz bir gereklilik diyebilir miyiz? Her psikolog için bunu söyleyebilir miyiz?
Bu işe devam etmeye gönüllü olacak kişiler için çünkü bu bir heves değil. Geçip de devam etmeyeyim gibi bir şey değil. Bu bir dil. Öğrenme olduğu gibi yani her dakika kendini geliştirme ihtiyacı içerisinde olan bir psikoloğun yapmak isteyebileceği bir şey olduğunu düşünüyorum. Yani eğer ben birebir görüşmelerimi yapayım, alayım paramı oturayım diyen bir psikologsa buna ihtiyaç duymayacaktır. Şöyle bir yanlış anlaşılma var, yardım temelli çalışmak... Biz yardım temelli çalışmıyoruz. Ceren hocanın bize her zaman söylediği şey, hak temelli çalışma. Yani ruh sağlığı haksa, ruh sağlığı erişimi de haktır. Bu anlayış ile yola çıkmamı söylüyor. Ben de bu anlayış ile yola çıkıyorum. Bu geçen seneden beri düşündüğüm bir şey, nasıl çalışılabilir? Bizim farklı ekollerimiz var, farklı çalışma alanlarımız var. Nasıl entegre edilebilir? Hocalarım ile görüşüyorum, doktor hocalarım var, farklı ekollerden hocalarım var. Sürekli bunu düşünüyorum ve düşünmeye de devam ediyorum açıkçası. Her aldığım ekol eğitiminde nasıl bir entegrasyon yapılabilir. Türk işaret diline teknikler nasıl entegre edilebilir, bunları düşünüyorum. İleride de dediğim gibi akademik anlamda kendimi geliştirirken aynı zamanda bu alanda da çalışmalar yapmak istiyorum. Alana katkı ilkesine uymak için.
Bu alandaki eksiklik herkesin yarası…
Doktora vs. Profesörlüğe kadar bir hayaliniz var mı? İşaret dili ile ilgili hedefiniz bunun neresinde?
Olabildiğince çok kişiye hizmet vermek istiyorum. Bu alandaki eksiklik herkesin yarası. Eğitim erişilebilir değil. Dolayısıyla gittiği yere kadar çabalamak istiyorum. Üniversiteden beri hedefim bu. Benim amaçlarımdan bir tanesi de aynı zamanda işaret dili ile alana da farkındalık oluşturmak. Bu videoyu paylaştığım zaman bana psikologlardan da geri dönüş geldi, farklı alanlardan da geri dönüş geldi. Fizyoterapist biri de yazdı; ‘Bizimde alanda eksik var diye.’ paylaşım yaptı mesela bu da çok önemli. Sadece psikoloji değil farklı alanlardan da fark edip bu alanda çalışmak için önayak olan insanlarda olur diye umuyorum.
İşaret dili özel bir alan. Tüm diller gibi yaşayan bir süreç aslında… Dolayısıyla kendini sürekli güncellemesi de gerekir diye düşünüyorum… Nasıl İngilizcede mesleki varsa, işaret dilinde de mesleki jargon var mı? Psikoloji alanında karşılığını bulamadığınız veya tıkanacağınız noktalar olabiliyor mu? Özetle bu alanın ileri seviyede eğitimi var mı?
Biz şu an Ceren hocadan ileri seviye eğitim alırken, psikoloji literatüründe eğitimini alıyoruz. Mesela Ceren hoca hukuk alanında avukatlara eğitim verirken onlara o anlamda literatürü de öğretiyor. İleri seviyede bunun içinde var.
Kendi eğitim sürecimden örnek verirsem, hoca bizimle iş birliği yapıyor mesela hangi ekollerle çalışıyorsunuz, hangi teknikleri uyguluyorsunuz, hangi kelimeleri kullanıyorsunuz şu şu noktada hangi ölçek ölçeği kullanacaksınız, danışana nasıl soru soracaksınız? Hem kendi de bir yandan okumalarına devam ediyor hem de bizimle bu anlamda iş birliği yapıyor. Neden olmasın? Başka bir çevirmen farklı bir alanda eğitim verirken onun literatürüne neden hâkim olamasın.
Üsküdar Üniversitesinde yürüttüğünüz çalışmalara ilişkin bilgi verebilir misiniz?
Şu an Üsküdar Üniversitesi Kurumsal İletişim Daire Başkanlığı Eğitim Kurumları ve Rehberlik Hizmetleri biriminde görev alıyorum. Şu an Haydi Tut Elimi Derneği üyesi olduğum için o dernek ile devam ediyorum. Nebiye hoca ile projeler yapacağız. Şu anda hali hazırda bir psikolog arkadaşım ile yürüttüğüm bir çalışma var demosunu yaptığımız, iki deney grubu ile yaptığımız. Onu projeye çevirip, Dr. Nebiye Yaşar hocayla Avrupa Birliği projesi olarak yayınlamayı düşünüyoruz. Nebiye hocayla başka bir sürü daha proje düşünüyoruz. Aynı zamanda Dr. Fatma Turan hocayla da yine çalışmalar planlıyoruz.
Videoda Anlatılanlar:
"Merhaba ben Berre Çelebi. Psikoloğum.
Bugün sizler için önemli bir konudan bahsetmek istiyorum.
Örnek vererek başlamak istiyorum. Mesela konuşan insanlar psikolojik bir problem yaşadığında psikoloğa gidip problemleri rahatlıkla anlatarak iletişim kurabiliyorlar.
Sağır bir kişi psikolojik bir problem yaşadığında ise psikoloğa gittiğinde işaret dili ile sorunlarını anlatırken psikolog maalesef onu anlamıyor.
Bunun nedeni, psikolog işaret dili bilmiyor.
Bu yüzden sağırlar psikolojik problem yaşadıklarında psikoloğa gidemiyorlar.
İşte ben de bu problemi kaldırmak için işaret dili öğrendim.
Bundan sonra sizler için psikoloji konulu kısa kısa videolar hazırlayıp paylaşmak istiyorum."
Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)