Müzik sosyolojisi buluşmaları gerçekleştirildi
Üsküdar Üniversitesi Sağlık Kültür ve Spor Direktörlüğü ile Sosyoloji kulübünün birlikte düzenlediği “Müzik Sosyolojisi Buluşmaları” etkinliği gerçekleştirildi. Etkinliğin moderatörlüğünü Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Sosyoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Cihan Ertan üstlendi.
İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı Müzikoloji Bölümü yüksek lisans öğrencisi Ecem Tuğçe Akbulut, Üsküdar Üniversitesi Kültürel Çalışmalar Bölümü master öğrencisi Bahar Demirel ve Müzik Sanatçısı Alevrin İpek Terzioğlu’nun konuk olduğu etkinlik Merkez Yerleşke Ayhan Songar Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Katılımın yoğun olduğu etkinlikte “Opera ve Türkiye’de Opera” konuları konuşuldu.
“Notaların arkasında başka anlamlar olabileceğini düşünmüyordum”
Ecem Tuğçe Akbulut, müziğin tamamen içinden çıktığı toplumu yansıttığını, müziğin tek başına ele alınamayacağını ve sosyolojinin bu noktada işin içine girdiğini söyledi. Müziğe dair görüşlerini dinleyicilerle paylaşan Akbulut şu ifadeleri kullandı: “Notaların arkasında başka anlamlar olabileceğini düşünmüyordum fakat işin içine girdiğimde aslında notaların çok fazla ve çok derin anlamlar barındırdığını gördüm” dedi.
Günceli takip etmenin yararımıza olduğunu söyleyen Akbulut, siyasetçilerin bu yöntemle gençlerin ilgisini çektiğine değindi. Akbulut aynı zamanda din ve müziğin iç içe olduğunu, birbirlerinden ayrı düşünmememiz gerektiğini de vurguladı.
“Artık insanlarda zaman ve sabır yok”
Müziğin insan hayatının her yerinde olduğunu belirten Akbulut, tarihsel olarak müziğin geçirdiği evrelere değinerek dinleyicilere şu paylaşımlarda bulundu: “Osmanlı’da müzikler 15 dakika gibi bir süreye sahipken şimdilerde bu sürenin 3-4 dakikalara kadar indiğini gözlemliyoruz. Bunun nedenine gelecek olursak insanların 15-20 dakikalık müzikleri dinleyecek zamanları ve sabırları yok” dedi. Akbulut, aynı zamanda müzik dinlemenin insanların sosyo-ekonomik durumlarına bağlı olmadığını ifade etti.
“Bestecileri magazinsel hayatlarıyla değil yaptıkları işlerle tanımalıyız”
Etkinliğin devamında söz alan Alevrin İpek Terzioğlu ise eğitim sisteminden duyduğu rahatsızlığı dile getirerek şunları söyledi: “Bestecilerin, görünenin arkasındaki asıl gerçek yaşamıyla ilgilenmeliyiz, kendimizi geliştirmek için magazinsel hayatları değil de yaptıkları işleri incelememiz gerek. İnsanlar bu sebeple kendini geliştiremiyor” dedi.
Türkiye operayı neden kabullenmedi?
Terzioğlu konuşmasının devamında operanın Türk kültüründeki yerinde değindi ve “Opera Türk kültüründen bir şey barındırmıyor, bundan dolayı çok fazla Türk dinleyicilerle buluşamıyor” dedi.
“Opera dinlemek çok zordur”
Sonrasında söz alan Bahar Demirel opera dinlemenin zorluğundan bahsederek şunlara değindi: “Opera Türk kültürüyle çok ters bir sanattır. Türkler tek sese alışkın, çok sesli opera dinlemek Türkler için çok zor” dedi.
Operanın birçok sanatın iç içe geçmesiyle oluştuğuna değinen Demirel, bu durumun dikkatini çektiğini ve kendini bu alanda çalışırken bulduğunu belirtti.
Etkinlik, konuşmacılara teşekkür belgesi takdimi ardından sona erdi.
Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)