Fırat Kızıltuğ'dan Musiki Ziyafeti
Türk Müziğinin yaşayan önemli isimlerinden Fırat Kızıltuğ, Üsküdar Üniversitesi’nde öğrencilerle buluştu. Öğrencileri Türk Musikisinin tarihine götüren, onlara birbirinden eşsiz eserleri seslendiren Kızıltuğ, Türk Musikisini diğer akımlardan ayıran özelliklere vurgu yaparak öğrencilere önemli mesajlar verdi.
Türk müziğinin sevilen değerli isimlerinden Fırat Kızıltuğ, Üsküdar Üniversitesi’nde öğrenci ve akademisyenlerle bir araya geldi.
Kemençe, bas kemençe, viyolonsel, lavta dahil olmak üzere pek çok sazın icrasında bulunan, viyonselin Türk Müziğine adapte edilmesine öncülük eden Kızıltuğ, “1250’den günümüze Türk Musikisi” başlıklı etkinlikle Üsküdar Üniversitesi öğrencilerine unutulmaz bir gün yaşattı.
Üsküdar Üniversitesi Altunizade Yerleşkesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen musiki ziyafetinde Kızıltuğ öğrenci ve akademisyenleri musikinin tarihine götürdü, Türk Musikisine ilişkin önemli bilgiler verdi.
Dünyada Batı, Uzak Doğu ve Türk Musikisi olmak üzere 3 büyük müzik akımı olduğunu ifade eden Kızıltuğ, milli olmadan evrensel olunamayacağını söyledi.
Türk Musikisinin bu akımlardan farklı kılan birçok özelliğinin olduğuna dikkat çeken sanatçı-yazar Fırat Kızıltuğ, bu özellikleri ise şu şekilde sıraladı.
“Bunlardan en önemlisi psikolojik oluşu. Çünkü insanın ruhuna doğrudan doğruya etki yapıyor. Diğer bir özelliği ise yer çekimi ne kadar gerçekse Türk müziği de o kadar tabiidir. Tabiattan alınmıştır. Tabiatın sesleri neyse hiç değiştirilmeden kabul edilmiş ve geliştirilmiştir. Türk musikisi Çin seddinden Orta Avrupa’ya, Sibirya’dan Büyük Sahra’ya kadar yayılmıştır. Yine Türk Müziği’nde tek sesle her şeye hâkim olunmuştur. Her çeşit heyecan, bir olayı, düşünceyi, tefekkürü ifade etme kabiliyetine sahiptir. İcrası sırasında yine hiçbir aksesuara ihtiyacı yoktur, tek başına hâkim olur. Toplumun her kesimine hitap etmiştir. Örnek de olmuştur. Mehter musikimiz ki Avrupa bandoları ondan örnek alınarak kurulmuştur.”
Batı Müziği’nin ülkemizde gelişimini bir türlü sağlayamadığına da dikkat çeken Kızıltuğ, milletimizin aç da kalsa domuz eti, salyangoz yemeyeceğini söyledi. 1827’den buyana ülkemizde Batı Müziği’nde bir arpa yol alınamadığını vurgulayan Kızıltuğ, keşke öğretebilseydi ama başarılamadığını söyledi. Kızıltuğ; “Keşke batı müziği mensuplarımız batı müziği yanına Türk müziği formasyonunu da koyabilselerdi.” Dedi.
Üsküdar Üniversitesi ismi ve yerine ilişkin de önemli değerlendirmelerde bulunan Kızıltuğ, Üsküdar’ın tarihte çok önemli isimlere mekan olduğunu söyledi.
“Üsküdar’ın çok büyük hattatları Necmettin Okyay, büyük ebru sanatçıları, hat üstadımız Uğur Derman, Neyzen Niyazi Sayın bu topraklarda. O nedenle Üsküdar’ın sanat potansiyeli, tarih potansiyeli var. Yine uzun yıllar Cemil Meriç burada oturmuş. Üsküdar üzerine çok şiirler vardır. Binanızın bulunduğu yer İstanbul’un seçkin, sanatçısı bol bir bölgesi.” Dedi.
Öğrenci ve akademisyenlere birbirinden eşsiz eserleri icra eden sanatçı, Üsküdar Üniversitesi’ne tekrar gelme sözü verdi.
Kendilerini Üsküdar Üniversitesi’nde misafir etmekten onur duyduklarını vurgulayan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Zelka da Kızıltuğ’a çiçek takdim etti.