‘İnsan, Mâneviyât ve Şifâ Konuşmaları’ na deprem bölgesinden de ilgi gösteriliyor

Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü ve Kerim Vakfı iş birliğiyle ‘İnsan, Mâneviyât ve Şifâ Konuşmaları’ etkinliği büyük ilgi görüyor. Başta deprem bölgesinde çalışan, yaşayan veya yakınları bölgede bulunan kişiler olmak üzere, toplumun her katmanına ulaşmanın hedeflendiği etkinliğe deprem bölgesinden 100’e yakın kişi katılım gösteriyor.  23 Mart tarihinde başlayan ve 8 Haziran tarihine kadar devam edecek program, 12 haftalık bir konuşma serisinden, toplam 42 bölümden oluşuyor.

Prof. Dr. Elif Erhan: “Toplumun her katmanına ulaşabilmeyi hedefliyoruz”

Programa ilişkin bilgilendirmelerde bulunan Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Elif Erhan; “Ülkemiz 6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli, 11 ilimizi doğrudan etkileyen iki depremle tarihin en büyük afetlerinden birini yaşadı. Bu büyük afetin acısını millet olarak derinden paylaşıyoruz. Afetin şiddeti, yüzölçümü ve etkilediği nüfus bakımından bölgede normal hayat şartlarının yeniden tesis edilmesi uzun soluklu ve el birliğiyle yürütülmesi gereken plan, program ve projeler gerektiriyor. Milletimiz her koldan seferber olmuş durumda, çok şükür. Her kurum kendi faaliyetleri kapsamında bu derin insanlık tecrübesini daha fazla duyumsamak ve iyileşme sürecine katkı sunabilme gayreti içerisindedir. Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü olarak, Kerim Vakfı iş birliğiyle, ‘İnsan, Mâneviyât ve Şifâ Konuşmaları’ adı altında, başta deprem bölgesinde çalışan, yaşayan veya yakınları bölgede bulunan kişiler olmak üzere, toplumun her katmanına ulaşabilmeyi hedefleyen bir program hazırladık. Bu konuda Sayın Kurucu Rektörümüz Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın teşviklerini gördük, kendilerine çok teşekkür ederiz.” şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Elif Erhan: “100’e yakın katılımcımız deprem bölgesinden”

Programın Haziran’ın 8’ine kadar devam edeceğini belirten Erhan; “Depremin etkilediği 11 ili kapsayan bölgemizden 100’e yakın katılımcımız bulunuyor. Enstitü öğrencilerimizi de programa dahil ettik. Bu iki gruba doğrudan zoom bağlantısı gönderiyoruz, katılımcılar canlı soru sorma imkânı buluyor. Bununla birlikte canlı katılım sağlamak zor, gündüz iş saatine denk geliyor, ağırlıkla akşam izleniyor. Program 12 haftalık bir konuşma serisi, toplam 42 bölümden oluşuyor. Ramazan’ın ilk günü başladı, Haziran’ın 8’ine kadar sürecek. Üsküdar Üniversitesi Youtube kanalından her hafta perşembe günleri saat 14.00’te canlı yayınlanıyor. Programı saatinde takip edemeyenler konuşmaları Üsküdar Üniversitesi Youtube kanalından diledikleri zaman izleyebilmektedir. İçerik, Enstitümüz öğretim elemanları tarafından titizlikle hazırlandı. Programa Dr. Sema Süvarioğlu ve Dr. Birsen Cangöz psikolog/klinik psikolog olarak katkıda bulunacaklar. Doğrudan deprem tecrübeleri var ve bu konuda çalışmalar yapıyorlar. Ayrıca katılımcılara bazı nefes egzersizleri de tanıtılacak, bu konuda da eğitmen Buket Harıkçı Enstitümüzün davetini kabul etti, çok teşekkür ediyoruz. Deprem bölgesinde çalışanlar ve aileleriyle temas sağlanmasında Enstitü Sekreterliğimiz öz verili bir çalışma yürüttü ve programın takibini de gerçekleştiriyor.” dedi.

“Yapılan çalışmalar birçok açıdan toparlayıcı oluyor”

Uzaktan çevrimiçi/online yapılan çalışmaların birçok açıdan toparlayıcı olduğunun altını çizen Prof. Dr. Elif Erhan; “Bölgedeki çalışmaları Enstitümüz dış paydaşlarından Kerim Vakfı ve iş birliği yapıtlığımız kuruluşlar kanalıyla yakından izleme imkânımız oluyor, bölgede tespit ve incelemelere katıldık. Özellikle, ağır hasarlı bölgelerde okullar kapalı olduğundan Millî Eğitim Bakanlığı yüz binlerce çocuk ve gencimizi yatılı okullara nakletmiş. Ortaokul lise öğrencisi çocukları olan birçok aile başta olmak üzere, çok sayıda kişi geçici/kalıcı olarak başka illere taşınmış. Zorlu bir geçiş dönemi. Bu nedenle uzaktan çevrimiçi/online yapılan çalışmalar birçok açıdan toparlayıcı oluyor.” ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Reşat Öngören: “Esas hedefimiz insanımıza dokunabilmektir”

Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü öğretim üyesi Prof. Dr. Reşat Öngören, programın esas hedefinin insanlara dokunabilmek olduğundan bahsetti. Öngören; “Son zamanlarda yaşanan âfetler dolayısıyla hazırladığımız bu programda esas hedefimiz insanımıza dokunabilmektir. Temelde İslâm dininin mânevî, derûnî yönünü ifade eden tasavvufu referans alarak insanı bütün yönleriyle ele almak; onun sadece fizikî yapısından ibaret olmadığını vurgulayarak metafizik boyutuna dikkat çekmek ve bu yapısıyla sıkıntıların nasıl üstesinden gelebileceğini göstermektir. Bu çerçevede 12 haftalık program başlıkları aşağıdaki şekilde oluşturulmuştur: 
‘Dünya: Bir Yolcunun Ağaç Gölgesindeki Hayatı’, ‘Allah’tan Geldik, Allah’a Dönüyoruz’, ‘Bedeni ve İhtiyaçlarıyla İnsan’, ‘Rûhuyla İnsan: Allah’ın Dünyadaki Halîfesi’, ‘Rûhumuzu Nasıl Dinlendirebiliriz?’, ‘Ölüm: Rüyadan Uyanmak’, ‘Sahiplendiklerimiz Bizim mi?’, ‘Ölüm Son mudur?’, ‘Hâdiseleri Anlamlandırmak’, ‘Kader Algımız’, ‘Sorumluluk Ahlakı’, ‘Dua ve Dileklerimiz’” şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Emine Yeniterzi: “Hikâyelerin özündeki öğütleri tahlil ediyoruz”

Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü Müdür Yardımcılarından, Tasavvuf Kültürü ve Edebiyatı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Emine Yeniterzi, hikâyelerin özündeki öğütleri tahlil ettiklerine dikkat çekti. Yeniterzi; “Programda her hafta ‘Yediden Yetmişe Hikâyeler’ başlıklı bir bölüm bulunuyor. Bu başlık altında, Türk edebiyatındaki dinî, tasavvufî, ahlâkî mesnevîlerden; alçakgönüllülük, cömertlik, ilim, iyilik etmek, şükür, tövbe, tevekkül, rıza, sabır, samimiyet, sevgi ve sözünde durmak gibi güzel ahlâka; kıskançlık, kibir, önyargı, iftira, yalan, kötülük etmek, cehâlet, ikiyüzlülük gibi kötü huylara ve zamanın kıymeti, ölüm, dünyanın geçiciliği gibi genel konulara dâir hikâyeler ele alıyoruz. Hikâyenin ardından hikâyelerin özündeki öğütleri tahlil ediyoruz.” dedi. 

F. Cangüzel Güner Zülfikar: “Sonucunda bir büyük fotoğrafa ulaşılıyor”

Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü Müdür Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi F. Cangüzel Güner Zülfikar, üç başlık altında konuşma hazırlandığını belirtti. Zülfikar; “Üç başlık altında konuşmalar hazırladık, birbirini tamamlayan konular ve sonucunda bir büyük fotoğrafa ulaşılıyor. Mâneviyâtın günümüze seslenişi ve mânâda muhtemel şifayı arayış; ümidin kaynağı olan Allah’a iman ile her nefes yenilenen doğuş halinin mevcudiyetinden yola çıkarak günümüzün hicrânına mânâ ile bakmak; mâneviyâtın evrensel planda insana ve medeniyete dâir söyledikleri; bir kültürü medeniyet kılan temel olgu/olgular; insanı ve medeniyeti inşâda yeniden doğuş. Konuşmalarda aynı zamanda Enstitü öğrencilerimizden Tuğçe Yücebilgiç, Elif Titrek ve Sinem Hürmeydan araştırma ve katkılarıyla görev almışlardır.” ifadelerini kullandı.

Dr. Öğr. H. Dilek Güldütuna: “Örnek hayatlardan bahsediyoruz”

İlâhî kitaplardaki bilgilerin hayata nasıl tatbik edileceği hususunda mutlaka yol göstericiye ihtiyaç olduğundan bahseden Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü Dr. Öğr. Üyesi Hatice Dilek Güldütuna; “Program süresince ‘Örnek Hayatlar’ dan bahsediyoruz. İlâhî kitaplardaki bilgilerin hayata nasıl tatbik edileceği hususunda mutlaka yol göstericiye ihtiyaç vardır. Peygamberler Allah’la ilişki kurdurarak O’nun emir ve yasaklarını iletirken bu yolda insanlara en güzel şekilde örnek olma vazîfesini de îfâ etmişlerdir. Bu amaçla Kurân-ı Kerîm’de nakledilen peygamber kıssalarında büyük ibretler ve kalplere şifa vardır. Program boyunca peygamber ve velîlerin kıssalarını, bu bağlamda ele alıyoruz.” şeklinde konuştu.

Dr. Öğr. Üyesi Omneya Ayad: “Kaybın acısıyla nasıl başa çıkılabileceğine odaklanmaktadır”

Kalpteki rahatlık ve huzur halinin nasıl geri kazanabileceğini anlatmaya çalıştıkları konusuna değinen Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü öğretim üyesi Dr. Öğr. Üyesi Omneya Ayad; “Program dahilindeki dersler, zorlukları anlamanın merkezî konseptine ve kaybın acısıyla nasıl başa çıkılabileceğine odaklanmaktadır. Ayrıca imtihanların acı tadının, rıza ile nasıl farklı bir boyuta dönüştürülebileceği; kalbimizi nasıl iyileştirebileceği ve kalpteki rahatlık ve huzur halinin nasıl geri kazanabileceğini anlatmaya çalışıyoruz.” dedi.

Öğr. Gör. Sema Süvarioğlu: “İpuçları elde etmeye çalışacağız”

Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü öğretim üyesi  Öğr. Gör. Sema Süvarioğlu, daha anlamlı bir yaşam sürebilmek için birlikte ipuçları elde etmeye çalışacaklarından bahsetti. Süvarioğlu; “Yurdumuzda yaşanan son depremden doğrudan ve dolaylı olarak etkilenen kişilerin, yaşadıkları yoğun stresle baş etmelerine yardımcı olmak; stres/travma/kriz kavramlarına yakından bakmak, vücudumuzdaki işleyiş mekanizmasını anlamak; duygusal ve zihinsel dayanıklılığımızı artırmak amacıyla bilinçlenmek, bilgilenmek ve paylaşılacak pratik araç ve yöntemlerle daha anlamlı bir yaşam sürebilmek için birlikte ipuçları elde etmeye çalışacağız.” ifadelerini kullandı.

Dr. Birsen Cangöz: “Mâneviyat, zor zamanlar için ecza dolabımızdaki bir ilaç gibidir”

Mutluluğun sırlarının genellikle gizli olduğuna dikkat çeken Dr. Birsen Cangöz; “İnsan, hayatı boyunca yaşamını mutlu, sıhhatli ve huzurlu olma arzusuyla geçirmek ister. Bütün çabası bunun içindir. Fakat hayat o denli kolay değildir ve düz bir çizgide ilerlemez. Mutluluğun sırları genellikle gizlidir. Yollar taşlı, dikenli ve acı doludur. Yaratıcı; ‘Cemâlim, celâlimde gizlidir.’ dese de bunu keşfedip anlamak, bizler için o kadar basit değildir. Mâneviyat, eğer onu doğru anlayabilirsek, zor zamanlar için ecza dolabımızdaki bir ilaç gibidir. Bize şifa olur; kuvvet verir. 1999 Depremi’nde enkaz altında kalan biri olarak şahsî tecrübelerimi, konu ile ilgili düşüncelerimi ve yaşadıklarımı paylaşmak amacıyla iştirak ettiğim bu eğitim programında, depremin gizli ve açık mucizelerine işâret etmek ve öncelikle depremzedeler, daha sonra da toplumun diğer fertleri için ufak bir katkıda bulunmak arzusundayım.” şeklinde konuştu.
Programı saatinde takip edemeyenler Youtube videolarını Üsküdar Üniversitesi Youtube sayfasından izleyebileceklerdir.
İNSAN, MÂNEVİYÂT VE ŞİFÂ KONUŞMALARI:

 

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)