Prof. Dr. Uzbay: “Amerika’nın mottosu, cehaleti yönetmek!”
Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi söyleşileri kapsamında “Cehalet Bilimi” etkinliği gerçekleştirildi. Etkinliğe, Üsküdar Üniversitesi Rektör Danışmanı, Tıp Fakültesi Dâhili Tıp Bilimleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Tayfun Uzbay, konuşmacı olarak katıldı. Amerika’nın mottosu cahili yönetmek diyen Uzbay, “Eğitim sistemi kuramazsanız ve cahil kalırsanız, bilgiyi kullananlar tarafından maalesef yönetiliyorsunuzdur.” İfadelerini kullandı.
“Karanlığı ve aydınlanmayı temsil eden iki kelime”
Tıp öğrencilerinin ilgi gösterdiği etkinlikte cehalet bilimi kavramına değinen Uzbay; “Cehalet bir şeyi bilmemekle ilgilidir. Bilim ise aydınlanmayı temsil ediyor. Cehalet Bilimi, biri karanlığı biri aydınlanmayı temsil eden iki kelimeden oluşur. Beynimiz son derece değerli bir organımızdır. Dışarıdan gelen bilgiler önce beynimiz tarafından işlenir. Dışarıdan bize gün boyu birçok uyarı geliyor. Bu uyarılar dikkatimizi çekiyor ve bunları filtre ediyoruz. Öğrendiğimiz şeyler belleğe geliyor ve belleğimize geldiği anda da bilgi elde etmiş oluyoruz. Bilgi, sağ kalabilmemiz için, dış koşullara adapte olabilmemiz için gereken çok kıymetli bir unsur. Fakat burada bahsettiğim gerçek bilgi. Eğer bilgi kodlamasında hata yaparsanız, yanlış bilgiyi doğru bilgi olarak algılarsanız ya da hatalı bilgiye sahip olmaya kalkarsanız sağ kalım olasılığınız azalır, çevreye adaptasyonunuz da çok iyi olmaz.” Dedi.
Amerika’nın mottosu, cehaleti yönetmek!
James Madison’un bir sözüne değinen Uzbay; “ABD kuzey-güney savaşından bir ders çıkarıyor ve birleşik devlet oluyor. Birleşik devlet olduktan sonra, ABD 4’üncü Başkanı James Madison, ortaya önemli bir vizyon atıyor. ‘Bilgi, daima cehaleti yönetecektir. Kendi kendini yönetmek isteyen bir ulus, bilginin verdiği güç ile donanmalıdır.’ Yani bugün, yeryüzünde bulunan ülkeler, eğer bilgi üretebiliyorlarsa, bilgiye sahip olabiliyorlarsa, bilgiyi doğru kullanabiliyorsa, bunlar bağımsız olabilir ve kendi kendini yönetebilir. Eğer siz bu bilgiyi hatalı sayarsanız o zaman siz yönetilen tarafta, cahil tarafta olacaksınız. SSCB dağıldıktan sonra Birleşik Devletlerin süper güç olduğu bir dünyaya everildik. Dünyada sadece Amerika at koşturuyor. Amerika’nın mottosu, cehaleti yönetmektir. Yani eğitim sistemi kuramazsanız ve cahil kalırsanız, bilgiyi kullananlar tarafından maalesef yönetiliyorsunuzdur.” İfadelerini kullandı.
“Post Truth hayatımızı manipüle etmekle başlayan bir akım”
Sözlerinin devamında Post Truth kavramından bahseden Uzbay; “2016 yılında Oxford sözlüğüne yılın kelimesi olarak girdi. Post Truth, gerçekten uzaklaşmış ifadeler demektir. Yani yalan. Siz doğru olduğunu bildiğiniz şeyi daha farklı, başkalarının algısını yönetecek şekilde yalan konuşarak ikna etmeye çalışıyorsunuz. Sosyal medya ve internet üzerinden, hayatımızı sosyal ve siyasal olarak manipüle etmekle başlayan bir akımdır. Gerçekten uzaklaşmış algı veya algıyı gerçekten uzaklaştırarak yönetme sanatıdır. Kitleleri, sizin isteğiniz gerçeklere inandırarak yönetiyorsunuz. Almanya’da Hitler bunu çok güzel yapmışlar. The Economist dergisi Art of the Lie başlığı ile çıktı. Yani yalan sanatı. Yalanı bir sanat olarak sunmak, yalanla ikna etmek. Bunu Trump bir önceki seçimin kampanyasında uyguladı ve seçimi kaybettiğinde aynı yollara başvurdu. Ama Amerika sistemi buna müsaade etmedi. Yeni gelen başkan da post truth söylemler kullandı ama Trump gibisini görmedim.” Dedi.
Yanlış bilgiyi, doğru bilginin içine yedirip empoze ediyorlar!
Prof. Dr. Tayfun Uzbay, cehalet bilimiyle yanlış bilgilerin içine doğru bilgiler ekleyerek insanların kandırıldığını belirtti. Uzbay; “Cehalet bilimi belli bir kitle için doğru olan, bazı kesimlerde risk yaratabilecek bilgiyi genellerler. Yani tuz ile tansiyonun ilişkisi yoktur. Evet, tuza hassasiyeti olmayan insanlar için bu geçerlidir. Ancak tuz hassasiyeti olanlar için geçersiz bilgidir. Siz bunu genellerseniz, bazı insanlar bundan duymak istediğine inanarak zarar verecektir. Yani yanlış bilgiyi doğru bilginin içine yedirip empoze ederler. Geçmişte bazı platformda tartışılmış günümüzde geçerliliğini tamamen yitirmiş bazı iddia ve tezleri sanki kesin kanıtlanmış bilgi gibi sunarlar. Önemli bir bilimci tarafından önemli bir dergide yayımlanmış sadece bir makale veya veri üzerinden kesin kanıtlanmış sonuçlara ulaşırlar. Tanınmışlığını kullanarak tamamen yanlış ve gerçek dışı bilgileri bilimsel bilgiymiş gibi sunarlar. Özellikle de sosyal medyada milyon takipçisi olanların kendi egosunu yönetmesinde de ciddi bir problem ortaya çıkıyor. Tanınmış kişilerin egolarını yönetebilmeleri için psikolog atamak hatta ders almaları gerekiyor. Ağzından çıkanın, toplumu nasıl etkileyeceğinin farkında bile değiller. Tanınmışlıklarını kullanarak olumsuzluklara neden olabiliyorlar.” şeklinde konuştu.
Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)