Özel Öğrenme Güçlüğü Sempozyumunun 4’üncüsü Yapıldı…

Üsküdar Üniversitesi ve Sağlık, Kültür ve Spor Kulübü işbirliği ile düzenlenen “Özel Öğrenme Güçlüğüne Multidisipliner Yaklaşım Sempozyumu”nun 4’üncüsü Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sevda Asqarova öncülüğünde online olarak gerçekleştirildi.

Programın açılış konuşmasını Medeniyet Üniversitesi Otizm Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdür Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Ertan Görgü yaptı.

Görgü: “Özgül öğrenme bozukluğu bilginin işlenmesinden kaynaklanıyor”

Özgül ve öğrenme güçlüğü ne olduğundan bahseden Dr. Öğr. Üyesi Görgü, “Özgül öğrenme bozukluğu, bilginin kazanılması ve işlemesinden ortaya çıkan bir sorundur. Bireysel olarak testler ile ölçüldüğünde, bireyin kronolojik yaşı, ölçülen zekâ düzeyi ve yaşına uygun olarak aldığı eğitim göz önünde bulundurularak okuma, yazma, matematik başarısı beklenenin altındadır. Tanı ölçütündeki başarısını ya da okuma, yazma, matematik becerilerini de gerektiren günlük yaşam etkilerini önemli ölçüde bozar. Duygusal bir bozukluk varsa bile okuma, yazma, matematik güçlüğünde genellikle buna eşlik eden daha fazladır.” dedi.

Sempozyumun birinci oturum konukları Medeniyet Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Ertan Görgü, Psk. Ayşenur Kök, Psk. Cihan Çelik, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Ahsen Erim olurken Görgü, “Özgül/Özel Öğrenme Güçlüğü” başlıklı sunumunu gerçekleştirdi.

Sağlıklı öğrenme sürecinin 4 kriteri!

“Savaş Travması Geçirmiş Özgül Öğrenme Güçlüğü Yaşayan Çocuklarda Öğrenme Süreci” başlıklı sunumunu gerçekleştiren Psk. Ayşenur Kök, “Kişiyi aşırı korkutan, dehşet içinde bırakan, çaresizlik yaratan, çoğu kez olağan dışı ve beklenmedik olayların yol açtığı etkilere ruhsal travma denir. Savaş ruhsal travma yaratabilecek olayların başında gelir. Sağlıklı bir öğrenme sürecinin gerçekleşmesi için önemli olan kriterler güven duygusu, yeterince güvenli bir alan, psikolojik olarak sağlıklı ebeveyn, duygusal zorlanmanı olmaması nörolojik bir rahatsızlığın olmaması.” Dedi.

“Bu durumu okul başarısızlığı gibi düşünmek söz konusu olmamalı”

“Dislektik Çocuk Gerçeğini Ne Zaman Kabul Edeceğiz” konusu hakkında sunum yapan Psk. Cihan Çelik, Dislektik Keşif Sorunsalından bahsetti. Çelik; “Dislektik keşfi sorunsalı dış faktörler, çocuğun hissettiği ve ailenin hissettiği olarak ayrılır. Dış faktörler; zamanla halleder, dikkatini vermiyor, yaşı küçük sınıf tekrarı yapar vb. benzeri gibi sonuçlara ulaşırken bir de çocuğun hissettiklerine bakalım. Çocuk ben başaramıyorum, öğretmen ne anlatıyor, bana kimse bir şey sormaz umarım gibi düşüncelere kapılıyor ve kendini dışlanmış hissediyor. Bir de buna aile faktörü de eklenince çocuk daha fazla strese giriyor ve kendini kapatıyor. Burada yapılması gereken en önemli şey öğretmenin öğrenme gözlemi yapılan çocuğun öğrenme konusunda güçlük yaşadığını hissettiği an yapması gereken ölçek uygulaması talebi olmalı. Bu durumu öğretme ve okul başarısızlığı gibi düşünmek söz konusu olmamalı.” İfadelerini kullandı.

Dr. Öğr. Üyesi Ahsen Erim: “Ev içinde okuryazarlık önemli bir faktör”

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Ahsen Erim; “Öğrenme Güçlüğü Dil ve Konuşma Terapistinin Yeri ve Önemi” başlıklı konuşmasında öğrenme güçlüğünün alt dallarından, erken dönemde değerlendirme, okul öncesi disleksi belirtileri, yazma güçlüğü (Disgrafi) ve ev içinde okuryazarlığın önemli bir faktör olduğundan bahsederek önemli bilgilendirmelerde bulundu.

 Sempozyumun 2’inci oturumunda “Özel Öğrenme Güçlüğü ve İlişkili Psiklojik Zorluklar” başlıklı sunumunu gerçekleştiren Çocuk Psikiyatristi Uzm. Dr. Esengül Kayan; "Özel öğrenme güçlüğü ile ilgili çocuğa aileye ve okula psikoeğitim verilmelidir. Çocuklar yaşadıkları bu durumun neden olduğunu anlamadıklarında bunun kendi hatası olduğunu düşünüp suçluluk duyabilirler bu nedenle onlarla duygularını ve hissettiklerini konuşup kaygı seviyesini azaltmayı hedefleriz." ifadelerini kullandı. 

Duyu Çocuk Merkezi Kurucusu, Uzm.Fzt. Onur Aşkar, “Özel Öğrenme Güçlüğünde Nörofizyolojik Değerlendirme” başlıklı sunumunda; "Özgül Öğrenme Güçlüğündeki çocuklarda nörofizyolojik değerlendirmede yapılan gözlemler sonucu çocukların görsel sistemlerinin güçlü olduğu, her gördüğünü akıllarına yazabildiklerini fakat bunları kaygı olarak kodladıklarını söyleyebiliriz,el göz koordinasyonunu da unutmamak lazım." şeklinde paylaşımlarda bulundu. 

“Öğrenme Güçlüğü Yürütücü İşlevler ve Sosyal Emosyonel Öğrenme” başlığında katılımcılara bilgi sunan Erg. Amine Kalkan; "Ergoterapi’de ‘Çok Bileşenli Çalışma Belleği Modeli’ Özgül Öğrenme Güçlüğü olan çocuklarda Sosyal – Emosyonel öğrenme açısından büyük önem arz etmektedir ve bu konuda yapılan çalışmalar neticesinde ailelerden olumlu geridönütler alınmıştır." şeklinde konuştu. 

 

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)