Prof. Dr. Canan: “Cesaret, Eğitimin Vermesi Gereken Bir Numaralı Özelliktir”

Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Psikoloji bölümü Öğr. Üyesi Prof. Dr. Sinan Canan Kocaeli İl Milli Eğitim Müdürlüğü Kocaeli Eğitim Platformunun “Eğitim Konuşmaları” kapsamında düzenlediği programa konuşmacı olarak katıldı. Katılımcıların yoğun ilgi gösterdiği programda Canan, ‘Eğitimciler İçin Beyin ve Öğrenme’ başlığında değerlendirmelerde bulundu.

Eğitim hayatımız boyunca bitmiyor”

Eğitimcilerle bir araya gelmenin onu çok heyecanlandırdığından bahseden Prof. Dr. Sinan Canan; “Her zaman en çok heyecanlandığım, odaklandığım, en çok istediğim alan eğitimcilerle bir araya gelmek. Çünkü ben birine bir şey anlatıyorsam bu kişi onu hayatında kullanır kullanmaz bilemem ama eğitimciye yönelik beyin ve davranış hakkında bir şey anlatırken onlarca belki yüzlerde gencin bundan istifade etme potansiyeli olduğunu düşündüğümde beni çok heyecanlandıran bir konu oluyor. Eğitim neden bu kadar önemli sorusuna geldiğimizde de biyolojik âleme bakarsanız hayatını sürdürmek için gerekli olan becerileri için ömrünün neredeyse yarısını eğitimle geçiren başka bir canlı yok. Bir tek biz böyleyiz. Eğitim hayatımız boyunca bitmiyor.” dedi.

Temel neden yapay medeniyet!

Prof. Dr. Canan, toplumun her kesiminin eğitimden şikâyet ettiğini ve bunun bazı nedenlere dayandığını söyleyerek; “Yaklaşık 150 yıldır eğitim meselemiz var. Ve sanayi devriminden sonra belli konularda uzman olup üretime katkısı olan insanları yetiştirmek üzere tasarlanmış, bir mekanizma üzerine kurgulanmış sistem. 2020 yılına geldiğimizde hala aynı mantıkla eğitim uyguluyoruz fakat modifikasyonlar yapmaya da çalışıyoruz. Kim ağzını açsa, bu eğitimi alan da veren de veli de işini gücüne bakan herkes eğitimden şikâyetçi. Herkese göre problemler var. Kafalar karma karışık. Bunun temel nedeni benim insanın fabrika ayarları diye anlatmaya çalıştığım meselenin çok bilinmiyor olması. İnsanın aslında ne olduğunu unutacak kadar uzunca bir süre nesiller boyunca tabiattan ve kendi özünden ayrı yapay bir medeniyet içinde yaşamak zorunda kalışımızın bir sorunu.” İfadelerini kullandı.

“Modern yaşamın bize sunduklarını hayatın kendisi zannetmeye başladık”

Canan, “Köylerde neredeyse hiç yok denecek kadar az yerleşim kaldı. Toplumun yüzde yetmişine kadar olan bir kısmı metropol dediğimiz şehirlerde yaşıyor. Neredeyse toprağa, bitkiye temas edecek yerimiz kalmadı. Tabiatta canlı deyince aklımıza kedi, köpek ve belgesellerde aslan maymun dışında pek fazla bir şey gelmez oldu. Saksıda yetiştirdiğimiz bitkiler tabiatla en büyük bağlantımız haline geldi. Bunun dışında modern yaşamın bize sunduklarını hayatın kendisi zannetmeye başladık ve paldır küldür içinde yuvarlana bir canlıya dönüştük.” Dedi.

“Cesaret, bugün eğitimin vermesi gereken bir numaralı özelliktir”

İnsanların yeni eylemlere cesaretinin olmadığını, çevresinden ne görürlerse onları uyguladıklarının altını çizen Prof. Dr. Sinan Canan; “Bizim ülkeden insanın eline para geçtiğinde ev alır çünkü evi güvence zannediyoruz. Gelecek için bir güvence oluşturmamız lazım. Şu anda insanlar sadece böyle düşünüyor. İşte bu konfor esareti dediğimiz durumdur. Diyorlar ki bizim ülkeden niye patent çıkmıyor, niye inovasyon çıkmıyor? Biz Türk’üz konforu dolayısıyla çıkmıyor. “Ben burada doğdum budur, anamdan babamdan böyle gördüm” den dolayı çıkmıyor. Buradan çıkışın adı cesarettir. Bu cesaret bugün eğitimin vermesi gereken bir numaralı özelliktir. Bir insana kazandırılması gereken en önemli vasıftır.” İfadelerini kaydetti.

 

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)