Fikir gazeteciliğinden ticari medyaya Türkiye’de basın…

Haber ile ilişkili SDG etiketleri

DOI : https://doi.org/10.32739/uha.id.56946

Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu tarafından düzenlenen ‘Cumhuriyetimizin 100. Yıl Dönümünde Türkiye İletişim Tarihi Konferansı’na katılmış, “Fikir Gazeteciliğinden Ticari Medyaya Türkiye’de Basın” konulu konuşma yapmıştı. Komisyon, konferansı kitaplaştırarak dağıtıma aldı. Güngör, bu çalışmada yer verdiği makalesinde fikir gazeteciliğinin Türkiye’deki gelişimini, gazeteciliğin fikir gazeteciliğinden başlayarak ticari medyaya nasıl dönüştüğü genel hatlarıyla, ancak tarihsel akış içerisinde ele alıyor.

Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör ‘Fikir Gazeteciliğinden Ticari Medyaya Türkiye’de Basın’ başlıklı makalesinin özetinde şu ifadelere yer veriyor:

“Bu makalede fikir gazeteciliğinin Türkiye’deki gelişimi ele alınmakta, gazeteciliğin fikir gazeteciliğinden başlayarak ticari medyaya nasıl dönüştüğü genel hatlarıyla, ancak tarihsel akış içerisinde ele alınmaktadır. 

Ancak makaleye temel oluşturmak açısından fikir gazeteciliğinin Batılı ülkelerdeki gelişimine kısaca yer verilmektedir. Buna göre gazeteciliğin Batılı ülkelerdeki başlangıcı 17. Yüzyılın ortalarına rastlar. Ancak insanların haber ve bilgi alma gereksinimi eski çağlardan itibaren dikkat çeken bir şeydir. Dolayısıyla da insanlığın, örgütlü toplumsal yapılar kurmaya başlamasıyla, sistem kurmasıyla birlikte dönemsel koşullara ve ortamın olanaklarına bağlı olarak iletişim sistemlerini geliştirmeye de özel bir önem verdikleri gözlenmektedir. Bu anlamda hızlı bilgi ve haber aktarım geleneğinin ilk olarak Eski Yunan ve Roma’da duvar gazeteleriyle başladığı, daha sonra Venedik tacirlerinin çıkardıkları günlük olarak yaydıkları haber mektupları, ardından da 17. yüzyılın başından itibaren bugünküne benzer gazetelerin yayına girdiği görülmektedir. 

Batıda fikir gazeteciliği 17. yüzyılın ortalarında başlar, 19. yüzyılın ortalarında ise kapitalist sistem içerisinde ticarileşmeye doğru evrilir. Türkiye’de de aynı serüven iki yüz gecikmeyle başlar ve süreç hemen hemen aynı rotada ilerler. 19. Yüzyılda başlayan ilk gazetelerin Türkçe olarak yayımlanmaya başladığın görüyoruz. 1950’li yıllarda kitle basını, 1980’lerde ise neoliberal politikaların etkisiyle ticarileşmeye başlayan bir basından söz edilebilir. Günümüz Türkiye’sinde basın veya bugünkü adıyla medyanın tekel ve holdinglerden oluştuğunu, ekonomi politik yapının içerisinde başlı başına bir güç haline geldiklerini, kapitalist sistemin önemli bir sektörü olarak işlevsellik kazandığı görülmektedir.
 

 

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)