"Kanıtı Olmayan Bilgiler İnsanlara Zarar Veriyor”

Prof. Dr. Tayfun Uzbay

Üsküdar Üniversitesi Rektör Danışmanı ve Tıp Fakültesi Dâhili Bilimleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Tayfun Uzbay, Bezmialem Vakıf Üniversitesi Eczacılık Fakültesinin düzenlediği “Pandemilerde Eczacıların ve Eczacılığın Rolü” başlıklı Webinar etkinliğine konuk oldu. Uzbay, ‘Covid-19 Pandemisinde İlaçla Korunma Tedaviye Yönelik Tartışmalar ve Gerçekler’ konusunda önemli paylaşımlarda bulundu.

“Gerçek ile beklenti birbirine karıştı”

Gerçek ve hayalin koronavirüs sürecinde çok defa birbirine karıştığını belirten Prof. Dr. Tayfun Uzbay, “Gerçekle beklenti çok defa birbirine karıştı bu süreçte. Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı en son 14 Nisan tarihinde güncellediği bir SARS COV2 enfeksiyon rehberi var. Bu rehberdeki ilaçlara baktığımızda hali hazırda kullanımda olanların başında meşhur sıtma ilacı hidroksiklorokini görüyoruz. Eğer bakteriyel enfeksiyon gelişirse azitromisin gibi antibiyotikler kullanılıyor. Antiviral olarak Çinden gelen ilaç olarak bilinen (aslında Japon patentli bir ilaçtır) favipiravir de kullanılıyor. Kan sulandırıcılar gündeme geldi ve tedavi sürecine önemli bir katkı sağladı. Kılavuza göre gebelerde lopinavir/ritonavir kombinasyonu tercih ediliyor. Elimizdeki konvansiyonel silahlar bunlar” ifadelerini kullandı.

“C vitamininin koruyucu olduğuna dair bir kanıta sahip değiliz”

Prof. Dr. Uzbay, C vitamini ile ilgili bilgi verdi. Uzbay, “C vitamini hekim takdirine bağlı olarak hastalığın seyrine göre kullanılıyor. Sosyal medya da maalesef burada iyi sınavı veremedi. Ana akım medya daha fazla işinin ehli uzmanları çıkardı. Gerçi onlar da son zamanlarda yine fabrika ayarlarına dönmeye başladı. Medya aslında kötü başlamıştı, daha sonra daha doğru bir yola girdi. Şu anda sosyal medya Covid-19 bağlamında çok kirli bir mecra. Burada hidroksiklorokinin koruyucu olabileceği çok tartışıldı. Aslında hisroksiklorokinin koruyucu olduğuna dair elimizde kanıta dayalı şu anda hiçbir bilgi yok. Bu ilacın bir takım yan etkileri var. Kalpte ritim bozukluğuna yol açıyor.

Bu nedenle gereksiz kullanılmaması gerekiyor. Sadece tedaviye erken başlandığında daha etkili olduğunu biliyoruz. C vitamininin de koruyucu olduğuna dair herhangi bir kanıta sahip değiliz. Ancak bazı vakalarda faydalı olduğuna dair az sayıda çeşitli olgulardan oluşan gözlem sonuçları söz konusu” dedi. Burada maalesef Çin’de bir üniversiteden yapılmış bir çalışma gibi gösterilen bir çalışmanın izini sürdüğümde oradaki hekimin sadece gözlemsel demeçleri olduğunu gördüm. Bu konu Avrupa’da epeyce tartışıldı. Şu anda C vitamini eksiliğinin bir sorun teşkil ettiğini, eğer C vitamini eksikliğiniz varsa bunu bir miktar takviye ile yerine koymanız gerektiğini söyleyebiliriz. Ancak bunun koruyucu olduğunu düşünmek son derece yanlış. Halk kolay uygulanabilir olması nedeniyle de bu C vitaminlerine çok fazla bel bağladı

Prof. Dr. Tayfun Uzbay

O kadar kolay değil…

Uzbay sözlerinin devamında, “Avusturya’da ivermektin isimli, hayvanlarda kullanılan bir parazit öldürücünün laboratuvar şartlarında virüsü öldürdüğüne dair bir makale yayınlandı. Ardından da bu ilaç klinik çalışmalar için onaylandı. Buna çok fazla anlamlar yüklendi. Hatta Televizyon programlarında ‘Ne olacak canım bir kriz dönemindeyiz on tane hastada pilot çalışma yapılabilir.’ diyen akademisyenler çıktı. Bu işler o kadar kolay değil. On tane hastayı ezbere seçerek bunları veremeyiz. Sağlık bakanlığının ve etik kurulunun onayı olması lazım. Ayrıca hasta yakınlarının çok ayrıntılı bilgilendirilmesi lazım. An itibarı ile ivermektin çalışmalarının seyri hakkında da yeni bir haber yok, konu neredeyse gündemden tamamen düştü, ancak ilk tartışıldığı günlerde insanlar parazit öldürücülerin peşine düştü” dedi.

“Nikotinin bağımlılık yaptığı göz ardı edildi”

Salgın sürecinde aslı olmayan birçok ilaç ve bitkilerin tedavide çözüm olduğunun gündeme gelmesine değinen Prof. Dr. Tayfun Uzbay, “Pelin otu gündeme geldi biliyorsunuz bu apsent dediğimiz yüksek alkollü bir içkinin yapılmasında kullanılıyor. Madagaskar’da çok speküle ettiler ve insanlar pelin otu peşine düştü. Bunun da kanıta verisi yok ve araştırılmaya muhtaç bir noktada.Nikotinle ilgili bir yaygara kopartıldı, insanlar nikotin sakızlarına ve nikotin bantlarına yöneldiler. Fakat nikotinin bağımlılık yaptığı göz ardı edildi. Yani bağımlılık yapan şey sigara değildir sigaranın içindeki nikotindir. Bu haberler maalesef çok fazla ortalıkta dolaştı ve gereksiz tartışıldı. Bilimin kendi olağan akışı içerisinde bunlar araştırılabilir.” ifadelerini kullandı.

“D Vitamini gereksiz ve yüksek dozlarda kullanılmamalı”

Prof. Dr. Tayfun Uzbay, “Süreçte dornaz alfadan, famotidin gibi mide ilaçlarına kadar farklı amaçlarla kullanılan ilaçların Covid-19 tedavisinde etkili olabileceği de tartışıldı. Türkiye’de pek konu edilmedi ancak sildenafil (viagra) bile Covid-19’da etkili olabileceği gerekçesiyle tartışılıyor. En son olarak da Covid-19’dan hayatını kaybedenlerin D vitamini eksiklikleri olduğu iddiası ile peş peşe yöntemsel bakımdan eksiklikler içeren acele basılmış bilimsel makalelerle karşılaştık. D vitamini eksikliği önemli bir konu, eksikse yerine konmalı, ancak C vitamini kadar kolay atılmıyor vücuttan. Birikebiliyor, fazlasının ciddi yan etkileri var ezbere kullanılmamalı. Kaldı ki iyileşen yaşlılarda veya hayatını kaybeden gençlerde D vitamini eksikliği olup olmadığının da cevabı yok. Yapılan bir çalışmada da ağır hastalara D vitamini yüklemesinin bir yararı olmamış. Yani D vitamini konusu da kanıta muhtaç hala.

Prof. Dr. Tayfun Uzbay

“Kanıtı olmayan bilgiler insanlara zarar veriyor”

Akademisyenlerin kanıta dayalı olmayan bilgileri ekranlarda tartışmaları da topluma zarar veriyor. Şu anda sokaktan içeri sokamadığımız, rahat dolaşan, sosyal mesafeye uymayan insanların bu rahatlık içerisinde hareket ettiğini söyleyebilirim.” şeklinde konuştu. Ortaya kesin olmayan birçok ilaçla tedavi etme yöntemi atıldığını vurgulayan Tayfun Uzbay, “Peki, neden böyle oldu, neden gerçekle hayal birbirine karıştı. Tabii, umut etmek istiyoruz. Bende dâhil hepimiz umut etmek istiyoruz. Aşı konusunda uzmanlar konuşurken daha güzel, daha umut verici şeyler söylesin istiyoruz ama onlar gerçekleri söylüyor, olabilecekleri söylüyor.” şeklinde konuştu.

“Kapitalist sistem itibarını korumak için her yolu deniyor”

Konuşmasında bilgi kirliliğine de değinen Prof. Dr. Tayfun Uzbay, “Medya çok enteresan bir şeydir. Medyayla dans etmek kolay bir şey değildir. Bu süreçte medyanın yanı sıra bazı ciddi bilim dergileri de iyi bir sınav vermediler. Normal koşullarda basılmayacak, yöntemsel eksiklik içeren birçok makale kolay basıldı ve bazı bilim insanları bu makalelere dayanarak abartılı yorumlar yaptılar. Bazen de bilim insanları toplum karşısında konuştuğunu unutup kendini bilimsel bir kongre salonunda sanıp gereğinden fazla da konuşabiliyorlar. Bunlar da maalesef toplum tarafından yanlış algılanıp bilgi kirliliğini destekliyor. Medya ve toplum hızlı çözüm beklerken ve kapitalist sistem de itibarını sürdürmek için her yolu deniyor” ifadelerini kaydetti.
 

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)