Prof. Dr. Ekrem Demirli: “Tasavvuf tarihi hep ihlası arar”




Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü konferanslarına bir yenisini daha ekledi. Programa İstanbul Üniversitesi Tasavvuf Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ekrem Demirli’nin konuk oldu. “Tedvin Döneminde Tasavvuf: Cüneyd-i Bağdadi’nin Tasavvuf Anlayışında Kurucu Kavramlar” başlıklı konuşma yapan Demirli,  Tasavvuf tarihinin birkaç kademeden geçerek hep ihlasın aranması üzerine kurulu olduğunu söyledi.
Üsküdar Üniversitesi Ayhan Songar Konferans salonunda düzenlenen etkinliğe katılımcılar yoğun ilgi gösterdi.



“İnsanları yücelterek kendimizden uzaklaştırıyoruz”

Prof. Dr. Ekrem Demirli, tasavvufta bir kısım insanın değerli bulunmadığını bir kısmın da çok değerli bulunup iletişim kurulamayacağını düşünüp kendimizden uzaklaştırdığımızı ifade etti. Demirli, “İnsanları yüceltmek bazen onları hayatımızdan uzaklaştırma anlamına geliyor. Türkiye’de aşmamız gereken konulardan bir tanesi bu. İbn-i Arabi ve Konevi gibi bu tarz büyük isimlerle daha sahici daha gerçek bir ilişki kurmak için bu konulara yöneldim” şeklinde konuştu.

“Türkiye’de Tasavvuf Araştırmaları iyi bir noktada değil”

Tasavvuf tarihinde arifleri anlatmak için kullanılan ‘Gavvas’ kavramından bahseden Demirli, bu kavramın dalgıç anlamına geldiğini ve derin denizlerin dalgıçlarına ait kahraman hikâyelerinin bulunduğundan bahsetti. Demirli, “Kahramanların konuşulmasının sebebi büyük risk almalarından kaynaklanıyor. Bu yaşadığımız çağlarda ben bizim jenerasyonların cesaretini kaybettiğini düşünüyorum, cesaretin yerini başka bir şey aldı fakat cesaret değil örneğin talebin yerini heves aldı, cesaretin yerini cüret aldı… Bunlar tabi ki iyi durumlar değil. Türkiye’de Tasavvuf Araştırmaları iyi bir noktada değil, gittikçe de sayısal bilimsel olarak artış var ama muhteva olarak da bir zayıflama söz konusu” ifadelerini kullandı.  



“Tasavvuf sulhu olmayan bir savaş” 

Demirli, Tanrı hakkındaki konuşmamızda peygamberin rehber olması gerektiğini belirterek Cüneyd-i Bağdadi ile ilgili paylaşımlarda bulundu. Demirli, “Normal şartlarda dinin birkaç kavramını anlayacaktık ancak Cüneyd-i Bağdadi’nin mevzu böyle değil, bu sulh olmayan bir savaştır demesi üzerine işler zorlaştı. Bağdadi dedi ki bu tasavvuf işi girilecek yol değil çünkü insan hayat içerisinde konfor ister yani mücadelemiz konfor için şimdi bir adam niçin çalışmak ister, garanti elde etmek ister, bir insan akademisyenliği niye yapar doktor olayım, doçent olayım der konfor ister. Cüneyd-i Bağdadi böyle değil diyor bu yol tasavvuf Efe yolu. Sulhu olmayan bir savaş ve bu gittikçe zorlaşan bir savaş” dedi.



“Tasavvuf hep ihlası arar”

Demirli, tevhid ve tenzih kavramları ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Demirli, “Tasavvufun varmak istediği maksatlar vardır bir de bu maksada ulaşmak için kullandığı yöntem vardır bu yöntemin en önemlisi, ihlasa ulaşmaktır. Tevhidin insandaki karşılığı ihlastır. İhlas, tenzih anlamında kullanılan; yani arınmışlık, zihnimizde başka hiçbir düşünce olmaması, Allah dendiğinde zihnimiz bölünmeden Allah’a bakabilmesidir. Tasavvuf tarihi birkaç kademeden geçerek hep ihlasın aranması üzerine kurulmuştur” şeklinde konuştu.
Programın sonunda Prof. Dr. Ekrem Demirli katılımcıların merak ettiği soruları da yanıtladı.



Program toplu fotoğraf çekimi ardından sona erdi.
 

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)