Dr. Öğr. Üyesi Osman Çoban: “İş başvuru süreçlerinde yeni mezun olmak bir dezavantaj”
Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü tarafından “Yurt Dışında Fizyoterapist Olmak: Almanya Örneği” konulu etkinlik gerçekleştirildi. Çevrimiçi gerçekleştirilen etkinliğe Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Osman Çoban katıldı. Çoban, fizyoterapist olmayı hedefleyen ve fizyoterapistliği yurt dışında sürdürmek isteyen öğrencilere önerilerde bulundu.
Etkinliğe Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölüm Başkanı Prof. Dr. Deniz Demirci de katıldı.
“Bu deneyim ufkumu genişletti”
Yurt dışında fizyoterapi işletmeciliği yapan Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Osman Çoban, belli bir hastalık grubunda birden fazla alandan kişiyle çalışma deneyiminden bahsetti. Çoban; “Yurt dışı serüvenime 2005 yılında üniversitedeki çalışmalarıma ilaveten Finlandiya ile başladım. Bu benim ilk yurt dışı deneyimimdi. Özellikle nadir görülen solunum hastalığına sahip çocukların tedavi edildiği bir enstitüde bulundum. Bu enstitüde hemen hemen bir fizyoterapistin diğer sağlık çalışanlarıyla, doktoruyla, diyetisyeniyle, ergoterapistiyle beraber hepsinin belli bir hastalık grubunda nasıl çalışacağını görme fırsatım oldu. Bu deneyim benim ufkumu genişletti ve bir sonraki aşamada yapmış olduğum bir proje dolayısıyla da ödül sahibi oldum.” şeklinde konuştu.
“Almanya’da hekim bir fizik tedavi reçetesi yazar, bu reçeteyle hasta istediği kliniğe gidebilir”
Yurt dışında Türkiye’den farklı bir sistemle çalışıldığı konusunda da bilgilendirmelerde bulunan Çoban; “Aslında hem Türkiye hem de yurt dışı odaklı olarak çalışmaya başladım. Akademik hayata paralel bir şekilde Türkiye’de: İstanbul, Ankara, İzmir ve Adana’da merkezi bulunan bir şirketin yönetim kurulu üyesiyim. Aynı zamanda Almanya’da da iki şirketli bir merkezimiz bulunuyor. Mezun olduktan ve yüksek lisans yaptıktan sonra hemen yurt dışını deneyimleme şansı buldum. Bir yolu açtığınız zaman ilerlemeniz daha kolay oluyor. Bizim eğitim sistemimiz İngiltere, İrlanda, Amerika, Kanada gibi ülkelerle benzer olduğu için burayı tercih ettim ama İrlanda’ya gitmeyi hiç düşünmedim, sadece denkliğimi aldım. 2020 yılında Türkiye’de bulunan ortaklarımızla Almanya’da iki tane merkez açtık. Bu iki merkezin özelliği, Türkiye’den farklı bir sistemle çalışıyorsunuz. Almanya’da hekim bir fizik tedavi reçetesi yazar, bu reçeteyle hasta istediği kliniğe gidebilir. O reçeteyi göstermesi yetiyor aslında reçete ulusal bir reçete. Hakkari’de yazılmış reçeteyle hasta Edirne’de tedaviye girebiliyor, Trabzon’da yazılmış reçeteyle Ankara’da tedaviye girebiliyor. Aslında olay bu… Bu da fizyoterapistin çalışmalarını kolaylaştırıyor. Daha bağımsız ve daha rahat çalışabiliyorsunuz.” dedi.
İki yıllık fizyoterapi programlarında denklik yok
Bir fizyoterapist için Almanya’daki çalışma koşulları ve şartlarından bahseden Çoban; “Bizim kliniğimizde bir fizyoterapist elektroterapi yapar, solunum fizyoterapisi, eklem fizyoterapisi, masaj ama genellikle bölgesel masaj, ağrıyla yapılan tedaviler ve sıcak tedaviler yapılır. Almanya’da fizyoterapist olmak için öncelikle 4 yıllık bir fizyoterapist diplomanızın olması gerekiyor, iki yıllık fizyoterapi programlarında denklik yok. Onların mesleğinin bir karşılığı olmadığı için onlar tekrar okumalı, transkript, Almanca dil yeterliliği ve bazı ek belgeler gerekli. Öncelikle bir iş bulmak için Almancayı konuşuyor duruma gelmeniz gerekiyor. İş bulduktan sonra işveren size bir sözleşme veriyor, ‘Ben şu kişiyle anlaştım, ben onu çalıştırmak istiyorum.’ diyor. Bunun ardından sizin denklik merkezlerine başvuru yapmanız ve evraklarınızı düzgün olarak hazırlamanız gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
İş başvuru süreçlerinde yeni mezun olmak bir dezavantaj
Almanya’da staj yapmak için B1 düzeyi gerektiğine dikkat çeken Çoban; “Almanya’da fizyoterapi alanında çalışmak için kişiden öncelikle bir CV oluşturulması isteniyor. CV’de yeni mezun olmak bir dezavantaj. Mutlaka iki üç yıllık bir deneyim isteniyor ve bu da göz önünde bulunduruluyor. Dil öğrenmek için zamana ihtiyaç var. Hiçbir dili altı ayda öğrenemezsiniz, dolayısıyla bu işleri bitirmek için A2 düzeyinde İngilizceye sahip olmanız gerekiyor. Ben şunu öneriyorum, mutlaka A2 İngilizce seviyesini bitirin, iş görüşmesi yapın, ondan sonra denkliğe başvurun. Çünkü A2 seviyesine geldiğiniz zaman, karşı tarafa, ‘Ben A2’yi bitirdim, B1 alabilirim.’ diyebilirsiniz. Almanya’da staj yapmak için B1 düzeyi gerekiyor. Hiç dil bilmeden Almanya’ya gidebilirim diyorsanız bu çok uzun sürer.” dedi.
Seminer soru cevap bölümünün ardından noktalandı.
Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)