Üsküdar Üniversitesinde Muharrem Ayının Tasavvuftaki önemi konuşuldu



Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü ve Kerim Vakfı tarafından düzenlenen “Tasavvuf Kültüründe Muharrem” konulu panel gerçekleştirildi.

Arabi ayların ilki olan Muharrem ayının tasavvuftaki öneminin dinleyicilere aktarıldığı panel Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşkede düzenlendi.

Üsküdar Üniversitesi Rektör Danışmanı Cemalnur Sargut, Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Emine Yeniterzi ve Romancı-Yazar Ahmet Turgut’un konuşmacı olarak yer aldığı panelin moderatörlüğünü de Prof. Dr. Emine Yeniterzi üstlendi.



Hadikatü’s-Süeda neden önemli?

Panelin ilk konuşmacısı olan Prof. Dr. Emine Yeniterzi konuşmasının başlangıcında Fuzuli’nin eseri olan ve Maktel-i Hüseyin olayını anlatan Hadikatü’s-Süeda’nın önemini dinleyicilerle paylaştı.

Yeniterzi, Arap ve İran Edebiyatlarında Maktel-i Hüseyin olayını anlatan pek çok eser olması ve bu olaydan Türklerin de haberdar olup faydalanması gerektiği için Fuzuli’nin Hadikatü’s-Süeda adlı eserini yazdığını dile getirdi. Aynı zamanda eserde Muharrem ayının ve Maktel-i Hüseyin’in çok ince manalarla anlatıldığının altını çizdi.

“Eserin Muharrem ayında okunması adet haline getirilmiş” 

Hadikatü’s-Süeda adlı eserin günümüzde herkes tarafından okunduğunu fakat Muharrem ayında okunmasının adet haline getirildiğini söyleyen Yeniterzi, “Eser, Maktel-i Hüseyin’i anmak için özellikle Muharrem ayının ilk on gününde okunuyor.” dedi.

“Âşık, belanın zevkini idrak edendir”

Hz. Hüseyin’in şehit olma hadisesinin insanların itikatlarının sağlamlaşması için önemli olduğunu vurgulayan Yeniterzi sözlerini şu şekilde sürdürdü; “Mümin ile kâfir arasındaki en önemli fark belaya sabretmektir. Âşık, belanın zevkini idrak edendir. Hadikatü’s-Süeda da Kerbela olayını asırladır canlı tutmaya yarayan önemli bir eserdir”



“Kerbala bir acıysa taziyenin sahibi Hz. Fatma’dır”

Panelin ikinci konuşmacısı olan Yazar Ahmet Turgut ise Kerbela olayının yüreklerde bir sızı olduğunu dile getirerek; “Asırlardır kanayan yaramız yüreklerimizin sızısı olan Kerbala olayı eğer bir acıysa taziyenin sahibi şüphesiz Hz. Fatma’dır. Bunu Sünnet-i Seniyye ve Kitabullah da karşılıyor”  ifadelerini kullandı.

“Kur’an-ı Kerim ve insan ikiz kardeştir”

Sözlerinin devamında Kur’an-ı Kerim’in ve insanın aynı hakikatin ikizleri olduğunu vurgulayan Turgut, “Kur’an-ı Kerim ve insan ikiz kardeştir. Aynı hakikatin ikizleridir. İndirilmiş olan Ramazan-ı Şerif ayıyla gönüllere dokunurken, yaratılmış olan insan da Muharrem-i Şerif ayıyla gönüllere dokundu. İkisini birbirinden ayıran nasibini elinin tersiyle itmiş olur” şeklinde konuştu.



“Kevser varsa ebderlik yok” 

Kur’an-ı Kerim’den Kevser Suresini örnek gösteren Turgut, “Kevser suresinin üçüncü ayetinde müjde veriliyor. Gerekçesi ise birinci ayette zaten zikrediliyor. Bunun için Ayet-i Kerim’in devamında “Rabbin için salat et ve kurban kes” diye buyuruldu” dedi.

“Aşura günü Kerbela’nın miladıdır”

Turgut, aşura gününün Hüseyn-i Kerbela olduğunu vurgulayarak şu cümleleri söyledi; “Aşura günü Kerbela’nın miladıdır. Aşuradan önceki kısım hak uğruna can verenlerin Kerbelasıdır, vicdanları ayağa kaldırır. Aşuradan sonraki kısım ise Zeyneb-i Kerbeladır. Hak uğruna nefes alanların ve yaşayanların Kerbelasıdır. Ölümden daha zordur.” dedi.



“İlk defa bir din kadını Fatma ile taçlandırdı”

Panelin son konuşmacısı olan Cemalnur Sargut ise Hz. Fatma’nın kadınlık için önemine değinerek şu ifadeleri kullandı; “Hz. Fatma, Hz. Peygamber için aynaydı. Biz, Hz. Fatma sayesinde kadın olmayı sevdik. İlk defa bir din kadını Fatma ile taçlandırdı.”

“Acının bir lütuf olduğunu Hz. Fatma ve Hz. Meryem’den öğrendik”

Ehl-i Beyt’in parçalanışının acısını öğrendiğimizi söyleyen Sargut, “Ben evladımı toprağa verdiğimde annem beni secdeye götürdü. Hz. Fatma’ya eşlik ediyorsun, ne mutlu sana dedi. Biz bu dünyada yaşadığımız her kurbanla Hz. Hüseyin’e ve Hz. Fatma’ya eşlik ediyoruz. Acının bir lütuf olduğunu Hz. Fatma ve Hz. Meryem’den öğrendik.”  ifadelerini kullandı.



“Ehl-i Beyt bize sıkıntının aşk olduğunu öğretti”

Ehl-i Beyt’in insanlığa çok şey öğrettiğini vurgulayan Sargut, “Ehl-i Beyt bize belayı bela olarak görmemeyi, şükretmeyi öğretti. Ehl-i Beyt bize sıkıntının aşk olduğunu öğretti. Biz Ehl-i Beyt’te af ve sevgi görüyoruz. İnsan insana düşman olmaz, Ehl-i Beyt bize sevmeyi öğretti.” diyerek sözlerini sonlandırdı.

Üsküdar Üniversitesi Rektör Danışmanı Cemalnur Sargut’un Yazar Ahmet Turgut’a fidan sertifika takdiminin ardından panel sona erdi.



Panelin ardından Tasavvuf Musikisi Sanatçısı Elif Ömürlü Uyar Muharrem İlahilerinden oluşan bir konser verdi.



Program, Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü Öğrt. Üyesi Prof. Dr. Reşat Öngören tarafından sanatçı Elif Ömürlü Uyar’a sertifika takdimi ile sona erdi.

 

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)