Cinsel Kimlikler Doğuştan mı Edimsel mi?

Haber ile ilişkili SDG etiketleri

DOI : https://doi.org/10.32739/uha.id.41148

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Kaknüs Psikoloji Yayınlarından çıkan “Aile Kurumunun İfsâdının Küresel ve Toplumsal Boyutta Bir Meta- Analizi” başlıklı kitapta, ‘Cinsel Kimlikler Doğuştan mı Edimsel mi’ başlıklı bir yazı kaleme aldı. Dünya Çocuk ve Aile Koruma Platformu (ÇAKOP) nun girimişiyle alanında uzman isimlerin yazılarından oluşan kitapta Tarhan, biyolojik cinsiyeti, cinselliği, cinsel yönelim gibi çok tartışılan konuları bilimsel temelleriyle irdeliyor.  

İşte Tarhan’ın o yazısı:
Biyolojik cinsiyet nedir; 

Kadın beyni farklı çalışır. Sol beyin, mantıksal beyin hesapları (mantık, muhakeme, analiz, konuşma), sağ beyin duygularla ilgilidir (duygu, heyecan, sanat, estetik, müzik ). 
Ergenlikle birlikte, frontal lob (ön beyin) olgunlaştıkça düşünen beyinle hisseden beyin, bağlantılı çalışmaya başlar. Kız çocuklarda sağ beyin, erkek çocuklarda sol beyin baskındır. Sol beyin nedensellikle ilişkili, sağ beyin bütüncül ilişkilidir. Einstein’ın beyni bulunduğunda nörobilim henüz çok gelişmediği için, (son 15-20 yıl içindeki) gelişmeler sonrasında ayrıntılı olarak inceleniyor. Beynin ortasında sağ ve sol beynin iletişimini sağlayan corpus collosum bulunur. Einstein’ın corpus collosum’unun kalınlığı, ortalamanın çok üzerinde bulunmuştur, yani iki beyni de çok üst seviyede kullandığı tespit edilmiş. 
Kişi ön beyni geliştirdiyse her iki yarımküreyi de kullanır. Erkekler noktasal düşünür. Kadınlar duygusal düşünür. Erkekler sonuç odaklı düşünür. Kadın ise kendini yalnız hisseder, anlatıp paylaşmak ister. Rahatlamaya çalışır. Bir çalışmada kız ve erkek öğrencilere buton veriliyor. “Cinsellik aklınıza gelince basın,” deniliyor. Erkekler 5 kat daha fazla basıyor. Erkek beyni erotizm odaklı, kadın beyni ise romantizm odaklıdır. Yaratılıştan biyolojik olarak cinsiyetleri eşit değil. Genlerimize, kromozomlarımıza ayrı kodlanmıştır. 
ABD’de 1950-2000 yılları arasında gayrisafi milli hasıla 20.000 dolardan 35.000 dolara çıkmış. Ama mutluluk puanı aynı kalmış. Aslında mutluluk hedef değil, sonuçtur. Mutluluk arayışı içinde hedonizmi, cinselliği yücelten yaşam felsefesini sorgulamak gerekiyor. İnsan doğru bir şekilde yaşarsa mutluluk kendiliğinden gelir. 
Batı dünyasında aile ne durumda; 
Eşleşme biyolojik ama evlilik kültüreldir. Cinsel kimlik, sosyokültürel öğrenme ile de olur. Örneğin; samuraylar, çocukları olsun diye eşlerinin yanına gitmişler. Daha sonra ise kendi hemcinsleri ile ihtiyaçlarını gidermişler. Sosyokültürel olarak böyle yapmışlar. Bu bizim kültürümüzde yanlıştır. Hz. Lut döneminde böyle oluyor. Hz. Nuh öncesi de ensest ve nikahsız evlilikler çok fazlaymış. Batı kültüründe doğru kabul ediliyor. 
Nikahsız doğan çocuk oranı Türkiye’de % 2,09, İsveç’te %54, Norveç’te %56, Fransa’da %59, İngiltere’de %47’dir. 
Fransa’da doğan çocukların kimliğine, “ebeveyn 1” ve “ebeveyn 2” yazılıyor. Annelik şefkati veremedikleri için “anne” yazamıyorlar. Tek ebeveynli büyüyen çocuk sayısı çocuk fazladır. Cinsiyetsizliğe daha fazla önem veriyorlar. Genetik olmadığı için “hayır” deme hakkımız var, diyorlar. Çünkü cinsiyetsiz bir toplumu dayatıyorlar. 

Türkiye’de evlilik; 
2001 ile 2018 yılları arasında boşanma oranında %54,8 artış olmuş. Çocuk koruma programlarını artırmamız gerekebilir. Tek kişilik hane sayısında artış var. Hane kırılganlığı artıyor.
Batı’nın kültürünü almak yanlışmış. Bunu anladık. ABD’de açık evlilikler var. İki taraf da başka biriyle evli. (İran’da “muta nikahı var” diye eleştiriyorlardı.) 
Aile kurumunun çökmesi ihtimalini artıran sebepler; 
Kadın ve erkek, hak ve özgürlüklerde eşittir. Biyolojik olarak eşit değildir. Kadına yönelik şiddette Türkiye OECD’ye üye ülkeler arasında 2019’da %38 ile 1. sıradadır (fiziksel ve seksüel şiddette). 
Buna karşı önlem almalıyız. Cinsel kimlik öğretmeyelim diye, mavi ve pembe giydirmemeye başladılar. 100’e yakın cinsiyet tanımlamışlar. Hollanda’da ensesti savunan parti kurmuşlar. Meclise girememiş. Almanya’da etik kurul ensesti savunan bir karar alıyor. İki kardeş evlenmeden birlikte yaşıyorlar. İkisi de bedensel ve ruhsal yönden sağlıklı, “bunu suç saymak doğru değil” diye bir karar çıkıyor. Bu bir başlangıçtır. Arkası gelecektir. Mutlaka önlem almalıyız. 
Önemli Tanımlar 
Biyolojik cinsiyet: Kadın ve erkek şeklindedir. Genetik dizilim olarak karşılığı vardır. 
Cinsel kimlik rolü: Kadın, erkek. Cinsiyetsizlik, transeksüalite, biseksüalite, transversitizm. 18 yaşından sonra kişi isterse tedavi edilebilir. Kişi istemezse sosyal kabule bırakılır. Özgürlük alanı olduğu için tedavi kararı, kişinin tercihi doğrultusunda alınabilir. 
Cinsel yönelim: Kadın, erkek, eşcinsellik, pedofililik, ensest, biseksüellik, cinsiyetsizlik, cinsel partner seçimini tanımlar. Son iki cinsel rolün genetik dizilim olarak karşılığı yoktur. 
Gey geni diye bir şey yoktur. 2022 Şubat ayında Oxford Üniversitesi’nde yapılan araştırmada, transeksüalite ve transversitizmin genetik dizilimi yoktur. Gen haritasında yoktur.
Cinsel Rol ve Yönelim Olarak Eşcinsellik: 
Eşcinsellik psikiyatri sınıflama kitaplarından 1973 yılında çıkarılan, hastalık olarak kabul edilmeyen, sadece sosyal bir sorun olarak ele alınması önerilen bölümdür. Cinsel yönelim olarak, aynı cinse yönelim vardır. Bu kişiler biyolojik cinsel kimlikleri ile tercih ettikleri cinsel rolleri arasındaki farktan rahatsız olmazlar. Çoğu defa gizlidir. Eşcinsel derneklerine üye olmazlar. (Samuray Savaşçıları gibi) Bu rol “sonuna kadar erkeğim, ama cinselliği kendi cinsimle yaşarım” diyen homoseksüelleri kapsar. 
Cinsel disfori bir hastalıktır. “Ben erkeğim (ya da kadınsa kadınım) ama bundan rahatsız oluyorum” diyorsa hastalıktır. Bu kişilere yardım etmek zorunludur. Ama terapileri yasaklamak istiyorlar. Az sayıda psikiyatrist karşı çıkabiliyor. Çünkü baskı çok yoğun. Kişinin rızası olmadan tedavi edilmiyor. Ama sosyal kısıtlamalar getirilebilir. 
Kişinin yanlış yapma özgürlüğü var. Günaha sapma özgürlüğü de var. 18 yaşından önce, hatta ergenliğe girmeden eğitim verilmelidir. Erken ergenlik döneminde anne baba serbest bırakır ve “istediğin gibi yaşa” derse çocuk öyle yönelebilir. 
Transeksüalite, karşı cins gibi olmak isteme, onun gibi giyinmedir. Batı bunlar için yol açmıştır. 
Trans Kimlikler 
Transeksüel Kimlik: Kendisini karşı cins gibi hissetme durumudur. Hastalık kabul edilmiştir. Kişi eşcinselliği içselleştirmiş ya da içselleştirmemiş olabilir. Gizli veya açık özellikte olabilir. 
Transversitizm: Karşı cins gibi giyinme. Hastalık olarak kabul edilmiştir. 
Sosyohomoseksüel Yönelim: Kendisini doğal biyolojik cinsiyet gibi hissetme ama cinsel rolü karşı cinsle yaşamadır. Hastalık olarak tanımlanmamış, ancak kültürlerin onayına bırakılmıştır. Gey ve lezbiyen kavramları bu üç grubu da kapsayan popüler tanımlamadır. 
Cinsel Kimlik Tanımından Ne Anlıyoruz? 

Cinsel Kimlik Bozukluğu: Bir kişinin yoğun olarak karşı cinsten olmak istemesi veya karşı cinsten olduğuna inanması durumudur. Kişi kendi biyolojik cinsiyetinden aşırı bir şekilde rahatsız olur. (bkz. Jacobson J., Jacobson A.; çev: Kayaalp ve Doğangün, 2006, s: 130) Bu bölüm hastalık sınıflandırma sistemlerinde yer alan eşcinselliğin değiştirilip yeniden tanımlanan bölümüdür. Transvestizm, transeksüalizm olarak bilinmektedir. Tedavisi gerektiği ve kitaplarda (DSM IV, s. : 723, sıra no: 302,5, DSM V, 2013, Gender Dsyphoria) hastalık olarak tanımlandığı bilinmektedir. 
Vahşi Çocuk Olayı var. Çocuk 3 yaşına kadar anne ve baba ile büyüyor. 3 yaşında kayboluyor. (10 yaşına kadar). Bulunduktan sonra köpek gibi davranıyor. 20 yaşına kadar sadece ayakta durmayı ve sınırlı konuşmayı öğrenebiliyor. Bu çocuk kız mı erkek mi belli değil. Davranışlarından da anlaşılmıyor. Cinsel kimlik kültürel olarak öğrenilir demek için bu örnek. İnsan çocuğu dünyaya öğrenmeye gelmiştir. 18 yaşına kadar öğrenir. 
Homofobi-Heterofobi 
Homofobi için mücadele gerekir mi? Homofobi eşcinselleri aşağılamak olarak anlaşılmalıdır. Bu tercihte olan insanlara saygı gösterilmeli, ancak gerek görülürse onaylanmadığı da belirtilmelidir. 
Heterofobi nedir? Homofobinin karşıtıdır. Evlilikten nefret etme derecesinde korkmayı ifade eder. Eşcinsel aktivistler arasında yaygındır. 
Bu sebeplerle gelecek kuşaklar arasında eşcinsel tercihlerin artmaması için sağlık ve eğitim politikalarında doğru duruş gösterilmesi istenebilir.
Kanaatime göre gelecek kuşaklara yönelik hassasiyet gösterilmesi, övgüye değer bir davranıştır. Ve koruyucu ruh sağlığı çalışmaları kapsamında değerlendirilmelidir. 
Erken Ergenlik Döneminin Önemi 

Eşcinselliği heteroseksüellik gibi sağlıklı bir durum olarak tanımlamanın hiçbir bilimsel dayanağı yoktur. Kamuoyuna aydınlatıcı bilgi verilmediği takdirde erken ergenlik döneminde eşcinsel eğilimi fark etmiş, iç denetim ve dürtü kontrolü için çabalayan, yani eşcinsel eğilimi olup da kontrol etmek isteyen kişilere tedavi ve yardım kapısı kapanmaktadır. 
Yanlış anlamalar ve eşcinsel tercihleri artıracak önerilere psikiyatri derneklerinin alet olması son derece sakıncalıdır. Cinsel kimlik konusunda kaygısı olan bireyleri eşcinsel kimliğe özendirmek ve yönlendirmek bir profesyonel için toplumsal sorumluluğu olan bir durumdur. 
Cinsel Rol Ölçümü 
Sosyal olarak saptanmış cinsiyeti ölçmenin 2 aşamalı metodu. 2010’da Wylie ve arkadaşları, bu iki maddelik ölçeği; bilişsel bir görüşme aşamasında 82 ergen örneklemle ve kendini kadın, erkek veya transeksüel olarak tanımlayan kişilerle çalıştı. İlk madde cinsiyet görünümünü, ikinci madde de cinsiyet tavırlarını ölçüyordu. (Kaynak: Wylie SA., Corliss HL., Boulanger V.,Prokop l.A., Austin SB, 2010, Socially assigned gender nonconformity: Cinsiyet Rolleri 63( 3-4) : 264-276 ) 
Üsküdar Üniversitesi olarak “Cinsel Disfori Ölçeği” yapılmıştır. 
1-Cinsel Görünüm Ölçeği 
Bir kişinin görünümü, sitili veya kıyafetleri insanların onun hakkındaki düşüncelerini etkiler. Ortalama olarak insanların senin görünüşünü, stilini veya kıyafetini nasıl tarif edeceğini düşünüyorsun
(Bir tanesini işaretle) 
- Çok kadınsı 
- Çoğunlukla kadınsı 
- Biraz kadınsı 
- Eşit olarak kadınsı ve erkeksi (maskülen)
- Biraz erkeksi 
- Çoğunlukla erkeksi 
- Çok erkeksi 
2-Cinsel Manyerizm Ölçeği 
Bir kişinin tavırları (konuşmaları veya yürüyüşleri gibi) kişilerin onun hakkında düşünme biçimini etkiler. Ortalama olarak insanların senin tavırlarını nasıl tarif edeceğini düşünüyorsun? (Bir tanesini işaretle) 
- Çok kadınsı (Feminen) 
- Çoğunlukla kadınsı 
- Biraz kadınsı 
- Eşit olarak kadınsı ve erkeksi (maskülen) 
- Biraz erkeksi 
- Çoğunlukla erkeksi 
- Çok erkeksi 
3-Cinsel Çekiciliğin Ölçülmesi 
4-Cinsel Yönelimin Ölçülmesi

Cinsiyet Eşitliği İdeolojisi 
Bu sebeplerle “toplumsal cinsiyet eşitliği” küresel bir ideolojidir. Kabul edip etmemek sosyal politikaları belirleyenlerimizin sorumluluğundadır, vebalindedir. Lütfen Batı’nın hastalıklı reçetesi olan ‘’toplumsal cinsiyet eşitliği‘’ tezini ve kültürel psikolojik savaşının sonucunu görelim. 
Cinsiyet eşitliğini değil, cinsiyet adaletini savunalım. 
LGBT+ Q ( TTQQIAA) sosyal bir harekettir, her sosyal hareket gibi toplum tarafından onaylanırsa yayılır.

 

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)