Kadının toplumdaki yeri ve önemi tartışıldı
Üsküdar Üniversitesi Sağlık Kültür ve Spor Direktörlüğü ile Felsefe Kulübünün birlikte düzenlediği “Kadın Olmak ve Felsefe” etkinliği gerçekleştirildi. Etkinliğin moderatörlüğünü İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Felsefe Bölüm Başkanı Doç. Dr. Çiğdem Yazıcı üstlendi.
Merkez Yerleşke Nermin Tarhan Konferans Salonunda gerçekleştirilen etkinlikte Maltepe Üniversitesi Felsefe Bölümü Öğr. Üyesi Prof. Dr. Hülya Şimga, Maltepe Üniversitesi Felsefe Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Bergen Özüaydın ve İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü Felsefe Tarihi Ana Bilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Arzu İbiş Temelli konuşmacı olarak yer aldı. Önemli bilgilerin aktarıldığı etkinlikte “Kadının Toplumdaki Yeri ve Rolü” tartışıldı.
“Kadın unutturulmaya çalışılıyor”
Kadının felsefe yapabilmesi için yaşaması ve var olması gerektiğini söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Bergen Özüaydın, Kadınlar hakkında konuşulacak bütün bilgilerin erkekler tarafından kaleme alınmış olduğunu belirtti. Kadının kamusal alanda olmamasının en büyük problem olduğunu vurgulayan Özüaydın, şunları ekledi: “Kadınlarımızı ısrarlı bir şekilde kamusal alana çıkarmalıyız. Hakikat olarak kadın var fakat unutulmuş ya da unutturulmaya çalışıyor, kadının kabuğunu yırtması gerekiyor” dedi.
“Kadın doğulmaz kadın olunur”
Prof. Dr. Hülya Şimga ise “İkinci Cins” kitabının neden insanları rahatsız ettiğini ve onu neden yakmak istediklerini dinleyicilere anlattı. Simga şunları söyledi: “Kadın doğulmaz kadın olunur ifadesinin yer aldığı İkinci Cins kitabını insanlar sevmiyor. Kadınlık ve erkeklik toplumun beklentilerinden ve normlarından şekilleniyor” dedi.
“İnsan seçim yapma konusunda özgürdür”
İnsanın seçim yapma konusunda özgür olduğunu belirten Şimga, insanların başkalarının özgürlüğünü istemeden kendi özgürlüğünü eline alamayacağını söyledi. Simga, “Asıl özgür insan bir başkasının özgürlüğünü en az kendi özgürlüğü kadar isteyendir” dedi. Sonrasında, birlikte varoluşun aynı zamanda kaçınılmaz bir özne-nesne ilişkisine dayalı olduğunu vurguladı.
“Biz olma duygusunu Ütopya ve Distopya’da görüyoruz”
Dr. Öğr. Üyesi Arzu İbiş Temelli ise konuşmasına ütopya ve distopya olgularını anlatarak başladı ve sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Biz olma duygusunu Ütopya ve Distopya’da görüyoruz. Ütopya’da kadının ev yaşantısının önüne geçmek için bütün yurt evdir.” Dedi.
Çocuk yetiştirmenin kadınlar ülkesinde bir meslek olduğunu belirten Temelli, Çocuğun ilgiyi ve sevgiyi anne tarafından fakat eğitimi profesyoneller tarafından aldığını vurguladı.
Program soru ve cevap bölümünün ardından toplu fotoğraf çekimi ile son buldu.
Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)