Prof. Dr. Mim Kemal Öke: “Allah’ı duymak aşk ve muhabbetle olur.”


“Sofilerin yapmaya çalıştığı sizin bu gönlünüzdeki aşk cemresinin tırmanmasını, olgunlaşmasını ve belli bir kıvama gelmesini sağlamaktır.” Diyen Prof. Dr. Mim Kemal Öke ne kadar aşk, o kadar nur diyerek aşk ve nurun paralel olduğunu söyledi.   

Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi olan aynı zamanda da Birleşmiş Milletlerde görev alan yazar Prof. Dr. Mim Kemal Öke Üsküdar Üniversitesinin konuğu oldu.

Merkez Yerleşke Nermin Tarhan Konferans salonunda Fikir ve Aksiyon ile Kudüs Gönülleri Kulübü’nün düzenlediği ‘Hafıza ve Değer Aktarımı (Modern Toplum İrfan ve Paradoksları)’ başlıklı söyleşide hatırlamanın ne olduğu, neyi hatırlamamız gerektiği, gerçek aşkın ne olduğu ve ona nasıl ulaşacağımız konuşuldu.

Prof. Dr. Mim Kemal Öke: “Allah’ı duymak aşk ve muhabbetle olur.”

“Bu şarkıyı her duyduğumda ağlamaya başlıyorum.”

Prof. Dr. Öke “Bu akşam bütün meyhanelerini dolaştım İstanbul'un, seni aradım kadehlerdeki dudak izlerinde. Canım doya doya sarhoş olmak istiyordu, seni aradım kadehlerdeki dudak izlerinde” şeklinde olan şarkı sözlerinde aslında meyhaneden kastın tekkeler olduğuna,  kadehleri hüsnü kâmile, dudak izlerini ise Cenabı Allah saki olup o kadehi dokunduğuna bağlayan Öke; “İşte ben bunu duyduğumda hep ağlıyorum” dedi.

“Daha yüzümüz yapılmadan önce zaten sarhoştuk,  öyle geldik dünyaya.”

Sözlerinin devamında daha yüzümüzün yapılmadan önce sarhoş olduğumuzu, dünyaya öyle geldiğimiz söyleyen Öke, “Hatıra! İslam tasavvufunun en önemli girizgâhlarından, özünden biri bu dünyaya geldiğiniz vakit tek bir şey hatırlamaktır” dedi ve ekledi. “Bu dünyaya gelmiş olan dini kendinden kadehine doldurulmuştur. Onu tevakkuf ve tezekkür ettirebilecek olan tek nokta ise, yaşadığınız ve yaşamak istediğiniz tek o andır” dedi.

Prof. Dr. Mim Kemal Öke: “Allah’ı duymak aşk ve muhabbetle olur.” 2

“Allah’ın size hitabını duydunuz, işte hatırlaman gereken şey bu!”

“Ben sizin Rabbiniz değil miyim? Dediği vakit işte o anda Allah’ın size hitabını duydunuz,  işte hatırlaman gereken şey bu” diyen Öke, bunun hatırlanmasında iki nokta olduğunu, birinci noktanın bu sesi ‘duy, dinle, oku’ olduğunu,  o sesin kulağında, gönlünde olmadıktan sonra bu dünyada serseri gibi dolaşılacağını avare olup çıkmaza girileceğini söyledi.

İçimizde doğan her sesi dinlemeli miyiz?

İçimize doğan her sesi dinlememiz gerektiğini söyleyen Öke, bu hatırlatma meselesinin bize bazı ilham gelen noktalarda şeytanın sesi olabileceğini söyledi. Bu sesin ‘Nefsani, meleki,  Rahmani’ olabileceğini belirterek, bunu ayırt etme konusunda ‘İdrak, irfan, medeni’ olmak yani hakla batılı ayırt edebilme özelliğe sahip olmak gerektiğini de aktardı.

“Allah’ı duymaya çalışalım. Allah’ı duymak aşk ve muhabbetle olur.”

“Sofilerin yapmaya çalıştığı sizin bu gönlünüzdeki aşk cemresinin tırmanmasını, olgunlaşmasını ve belli bir kıvama gelmesini sağlamaktır.” diyen Öke, aşk ve nurun paralel olduğunu söyledi. “ne kadar aşk, o kadar nur.” Aşkın da bir eğitimi olduğunu belirten Öke, aşk için karısını 8 yerinden bıçaklayanların da olduğunu ama bunun yozlaşmış aşk olduğunu söyledi. Doğru aşkın Hz. Ali’nin Fatıma ile olan aşkı olduğunu dile getirdi ve “Allah’ı duymaya çalışalım, Allah’ı duymak aşk ve muhabbetle olur” diyerek katılımcılara tavsiyelerde bulundu.

Prof. Dr. Mim Kemal Öke: “Allah’ı duymak aşk ve muhabbetle olur.” 3

Soru cevap bölümü ve ardından plaket takdimiyle söyleşi sona erdi.
 

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)