Her içtiğimiz, her yediğimiz zehir mi?

Her içtiğimiz, her yediğimiz zehir mi?

Üsküdar Üniversitesi Bilim Ofisi ile Eğitim ve Araştırma Kulübü öğrencileri tarafından “Olmak İstediğin Yerde Misin” etkinliği gerçekleştirildi. Programın konuğu Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nesrin Özören oldu. Her içtiğimiz zehir, her yediğimiz zehir lafına inanılmaması gerektiğini vurgulayan Özören, modernizm ve şehir hayatından şikâyetçi onları tamamen organik beslenen Afrika’ya davet etti.

Merkez Yerleşkede gerçekleşen programda Özören organ naklinden, kansere kadar birçok konuda önemli bilgiler verdi.

“Zararsız olan mikroplar bile bu kişilere zarar veriyor”

Organ nakli olduktan sonra isterse iyi bir nakil gerçekleşsin, yine de bağışıklık baskılayıcı ilaçlar veriliyor ve insanlar hayatı boyunca ilaç kullanıyorlar diyen Özören; bağışıklık sisteminin önemini vurguladı. Özören; “Bağışıklık sistemi kuvvetli olmayan kişiler, nakil sonrasında hayatları boyunca ilaç kullanmak zorunda kalıyor ve zararsız olan mikroplar bile bu kişilere zarar veriyor” dedi.

Doğal bağışıklık sistemimizin yabancı bir girişim olduğunu görünce kendini koruduğundan bahseden Özören; bazen bağışıklık sistemimizin yetersiz kaldığını, ikinci seviyede nişancı akyuvarlarımızın var olduğunu ve bunların çok spesifik yapıları tanıdığını söyledi.

Her içtiğimiz, her yediğimiz zehir mi? 2

“Her bebek aşılarını yaptırıyor ve bağışıklık sistemlerini güçlü hale getiriyor”

Önceden antibiyotik ve aşılama çok az olduğunun altını çizen Özören “bu sebepten dolayı üst solunum yolu hastalıklarından kaynaklanan ölümler meydana geliyordu. Artık bu insanlar ölmüyor çünkü antibiyotik ve aşılar sayesinde korunabiliyoruz bunun yanı sıra hemen her bebek aşılarını yaptırıyor ve aşılar bağışıklık sistemlerini güçlü hale getiriyor” şeklinde konuştu.

“Isırıldıktan sonra da insana büyük görev düşüyor”

Dağlarda veya doğa gezilerinde bir hayvan tarafından ısırıldığınızda onun fotoğrafının çekilmesi gerektiğini konusunda uyaran Özören “çünkü hangi tür hayvan olduğu bilinmeli ve ona göre müdahale edilmeli. Sizi hangi tür yılanın ısırdığını bilmiyorsanız ve bahsettiğiniz yılından farklı bir tür yılanın panzehri size verilirse yine büyük zararı olacaktır. Isırıldıktan sonra da insana büyük görev düşüyor” dedi.

“Ömürler arttıkça kanserler 50 yaş ve üzerine çıktı”

Ömürler arttıkça kanserlerin 50 yaş ve üzerine çıktığını vurgulayan Özören şunları söyledi: “60 yaş üzerindeki hücrelerin bağışıklık mekanizmasının yavaşlamasından ötürü, mutant hücreler tümörleşiyor ve kansere yol açıyor. Fakat 30 ve 40’lı yaşlarda vücut hala dirençli ve güçlü bağışıklık sistemine sahip olduğu için kendini mutant hücrelere karşı koruyor.”

“Her içtiğimiz zehir, her yediğimiz zehir lafına kesinlikle inanmayın”

Her içtiğimiz zehir, her yediğimiz zehir lafına kesinlikle inanmayın diyen Özören: “Eğer ki insanlar modernizm ve şehir hayatından şikâyetçiyse ben onları Afrika’ya davet ediyorum. Orada tamamen organik besleniyorlar” şeklinde konuştu.

Soru ve cevap bölümünün ardından program sona erdi.
 

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)