Şiddetle mücadelede sosyal çalışma sistemi şart!
Üsküdar Üniversitesi şiddeti masaya yatırdı. Önemli akademisyenlerin katılımıyla ‘Medya ve Adli bilimler’ başlıklarında iki farklı panelin yer aldığı “Şiddet Sempozyumu” nda şiddetin nedenleri tartışıldı. Prof. Dr. Nevzat Tarhan, şiddetin sosyal çalışma sisteminin kurulmasıyla önlenebileceğine dikkat çekerken Prof. Dr. Sevil Atasoy şiddetin önlenebileceğinin altını çizdi. Prof. Dr. Nazife Güngör ise şiddetin yalnız cinsler arasında değil her yerde olduğunu söyledi.
Üsküdar Üniversitesi Bağımlılık ve Adli Bilimler Enstitüsü, Şiddet ve Suçla Mücadelede Uygulama ve Araştırma Merkezi ile İnsan Odaklı İletişim Uygulama ve Araştırma Merkezlerinin birlikte düzenlediği “Şiddet Sempozyumu” Nermin Tarhan Konferans Salonunda yapıldı.
Güngör: “Şiddet her yerde”
Üsküdar Üniversitesi Televizyonundan da canlı yayınlanan sempozyumda ‘Medyayla Şiddet’ ve ‘Adli Bilimler’ başlıklarında iki farklı oturum gerçekleştirildi. Açılış konuşması kapsamında insanların birbirlerine acımasızca davranıp, şiddet uygulamaları ve birbirlerini ezmelerinin öteden beri değişmediğine dikkat çeken İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nazife Güngör, şiddetin sadece cinsler arasında olmadığını, iş hayatından, özel hayatta, arkadaşlık ilişkilerine kadar birçok yerde şiddetin olduğunu söyledi.
Atasoy: “Şiddet hastalık olarak kabul edilseydi tedavi geliştirilirdi”
Kürsüye gelen Rektör Yardımcısı, Adli Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Sevil Atasoy Dünya Sağlık Örgütü’nün raporlarına dikkat çekti. 3 kadından 1’i hayatında bir kez fiziksel, cinsel şiddete maruz kaldığını ifade eden Atasoy, kadına yönelik şiddet hızla yayılan bir hastalık olsaydı hastalığa karşı ilaçlar, tedavi yöntemlerinin geliştirilebileceğini kaydetti. Kadına şiddette hiçbir tedavi geliştirilmediği ve şiddetin hızla yayıldığını vurgulayan Atasoy, şiddetin risk faktörlerinin altını çizerek şunları söyledi.
Atasoy: “Seri katillere bakın her biri çocukluğunda hayvana şiddet uygulamıştır”
“Şiddeti önceden tespit etmek önemli. Şiddet bu şekilde önlenebilir. Örneğin hayvana yönelik şiddet uygulayan bir çocuk ileride şiddete aday kişiler olabiliyor. Tüm seri katillere bakın çocukluklarında hayvana şiddet uyguladığı görülür. Ya bir kedinin ve ya köpeğin kuyruğunu, kulağını, karnını kesmiştir.
Dolayısıyla çevresinde her hangi bir hayvana şiddet uygulayan kişi görüldüğünde onun profesyonel bir yardım almasını sağlıyor olmamız gerekiyor. Aksi halde ileride şiddet uygulayacak kişilere aday bireyler olarak yetişirler. Cinsel istismarda çocukların, hayvana şiddette hayvanların suçu olmadığı gibi kadınlara şiddette de tek suçlu kadınlar değildir. Şiddetle topyekûn mücadele etmek gerekiyor.”
Tarhan: “Çocuk şiddeti modelliyor”
Açılış konuşmaları kapsamında son olarak kürsüye Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan çıktı. Şiddetin psikolojik yönüne vurgu yapan Tarhan, şiddet davranışının bir kötülük davranışı, kötü karakterli kişilerin şiddete daha eğilimli kişiler olduğunu söyledi. Şiddetin onaylandığı ortamlarda, kültürlerde yetişen çocukların şiddeti modellediğini hatırlatan Tarhan, şiddet mağduru olmamak için şu uyarıda bulundu:
Şiddete tepki göstermeyen kadın daha ağırına maruz kalıyor
“Kadın kendine ilk şiddet uygulandığında şiddete karşı tepkisini ortaya koymalı. Aksi halde erkeğin şiddetinin dozu her geçen gün artarak devam edecektir. Kadın ne olursa olsun şiddeti onaylamadığını ifade etmelidir.”
Tarhan: “Şiddetle mücadelede sosyal çalışma sistemi şart”
Şiddeti önlemeye yönelik kelepçe önleminin çözüm olmadığını da kaydeden Tarhan, çevresindeki kişilerin de tahrikiyle ceza alan kişilerin daha çok tahrik olabileceğini, şiddet uygulama davranışının tetiklenebileceğini dile getirdi. Tarhan, çözümün yasalardan ziyade sosyal çalışma sistemi ile gerçekleştirilebileceğini, sosyal çalışma sisteminin kurularak mahalle, bölge, semtlerin risk haritalarının çıkarılıp ona göre stratejilerin belirlenmesi gerektiğini belirtti.
Açılış konuşmalarının ardından sempozyumun panel bölümüne geçildi. İki oturumda düzenlenen panellerin ilkinde moderatörlüğü Prof. Dr. Nazife Güngör yaptı. "Medyayla Şiddet" temalı panelde ilk sözü Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Yeni Medya ve Gazetecilik Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Gül Esra Coşkun aldı. Çoşkun, “Şiddeti Haber Yapmak: Gazeteciler ve Travma" adlı sunumunda medyada yer alan şiddet haberlerine değindi. Panelin ikinci konuşmacısı olan Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Medya ve İletişim Sistemleri Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Feride Zeynep Güder de “Yeni Medya, Yeni Şiddet Mekânları ve Değişen Şiddet Algıları” isimli sunumunda yeni medya olarak adlandırılan dijital medyada şiddet olgusunu ele aldı. Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Yeni Medya ve Gazetecilik Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Birsen Çetin ise, "Radikal Şiddet Karşısında Donald Trump 'ın Ayrılıkçı Söylemlerinin Yazılı Basında Ele Alınış Biçimi" isimli sunumunda Donald Trupm'ın seçim kampanyası üzerinden siyasi şiddet kavramını tartıştı. İlk panelin son konuşmacısı olan Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Yeni Medya ve Gazetecilik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Süleyman İrvan ise "Kadına Yönelik Şiddet Haberlerinde Etik Sorunlar" isimli sunumunda ahlaki açıdan şiddet haberlerini yorumladı.
Aranın ardından panelin 2. bölümüne geçildi.
Üsküdar Üniversitesi Bağımlılık ve Adli Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Sevil Atasoy'un yönettiği “Adli Bilimler” isimli ikinci bölümde şiddet adli açıdan ele alındı. Ebe İnci Yağmur Tezbasan “Gebelikte Şiddet”, G. Sara Berber “Eğitimde Şiddet”, Kriminal Adalet Araştırmacısı Rugby Oyuncusu Ali Bayer “Sporda Şiddet”, Psk. Dan. Betül Kılınç “Cinsel Şiddet – Ensest”, Ant. Semra Ay “Duygusal Şiddet”, Stj. Av. Yeşim Bucak “Çocuğa Şiddet”, Av. Hatice Yılmaz “Şiddete Karşı Başvurulacak Yasal Yollar”, Av. Özgür Eraslan “İstanbul Protokolü ve Hukuki Şiddet” konularında değerlendirmelerde bulundu.
Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)