Şizofrenide Gebelik ve Emzirme
Üsküdar Üniversitesi ve NPİstanbul Nöropsikiyatri Hastanesi’nin her hafta düzenli olarak birlikte gerçekleştirdiği Multidisipliner Bilimsel Eğitim Toplantısının bu hafta gündeminde “Şizofreni Hastalarında Gebelik ve Emzirme” konusu vardı.
Her hafta Çarşamba günleri Prof. Dr. Rasim Adasal Konferans Salonu’nda Üsküdar Üniversitesi akademisyenleri, yüksek lisans ve lisans öğrencilerinin yanı sıra NPİstanbul Nöropsikiyatri hastanesi uzmanlarının katılımıyla gerçekleştirilen Multidisipliner Bilimsel Eğitim Toplantıları devam ediyor. Bilimsel verilerin ele alınıp değerlendirildiği toplantıların bu hafta gündeminde “Şizofreni Hastalarında Gebelik ve Emzirme Sorunları” ve “Bir Hipoksik Ensefolopati Olgusunun 5 yıllık tedavi ve izleminde Multidisipliner Yaklaşım” konuları vardı.
Şizofreni hastalarında gebelik ve emzirme sorunları konusunda katılımcılara bilgi veren Prof. Dr. Hüsnü Erkmen önemli ayrıntılara temas etti.
Şizofrenin kronik, sürekli tıbbi destek isteyen, kişinin her türlü uyumunu bozan bir hastalık olduğunun altını çizen Erkmen, gebeliğin kadına her türlü tıbbi yaklaşımın daha dikkatle yapılması gereken bir dönemi kapsadığını söyledi. Şizofreni ve gebelik dönemini tanımlayan Erkmen emzirme döneminin hem anne hem de bebek için özel önem taşımakta olduğunu kaydetti.
Şizofren bir kadının hamile kalması hem her iki rahatsızlığı için özel bir dikkat hem de tedavi için özel önlemleri gerektirmekte olduğunu vurgulayan Erkmen, tedavi sürecinde ilaç verilirken hem anneyi hem de bebeği düşünerek yaklaşmanın doğru olduğunu belirtti.
Şizofrenik bir kadının bebeğini korumak için ilaçlarını kesmenin tıbbi ve etik yönlerini de hatırlatan Erkmen, gebelik ve emzirme döneminde ilaçların yan etkisi ve diğer nedenlerle tedavinin kesilmesinin sadece anne için değil, bebekler içinde dramatik sonuçlara neden olabileceğinin altını çizdi.
Tedavi edilmeyen şizofrenlerin intihar, bebek öldürme, hem gebelikte hem de sonrasında bakımsızlığa bağlı kendilerine ve bebeklerine zarar verme gibi birtakım risklerin olduğunu da vurgulayan Erkmen, şizofreni hastalarında emzirme konusuna ilişkin de önemli bilgiler verdi.
Her ne kadar emzirme bebek için çok avantajlı olsa da annenin ilacını almağa devam etmesinin gerekli olduğunu belirten Erkmen, hemen her ilacın süte geçtiği, bu konuda ki bilgilerin ise yetersiz olduğunun unutulmaması gerektiğini hatırlattı. Eğer ilaç içilip, emziriliyorsa, ilaç mümkün olan en az doza inilmelidir diyen Erkemn;
“Meme biraz sağıldıktan sonra çocuğa verilmeli, çocuk, eğer mümkünse plasma ilaç değerleri ile takip edilmeli. Çocuğun diğer gelişimleri dikkatle izlenmeli. Eğer çocuğa emzirmenin zarar vereceği kanaati oluşuyorsa mamaya geçmekte fayda olduğu unutulmamalıdır.” Dedi.
Erkmen’in konuşmasının ardından Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ da “Bir Hipoksik Ensefolopati Olgusunun 5 yıllık tedavi ve izleminde Multidisipliner Yaklaşım” konusundaki vaka sunumunu yaptı.