Üsküdar Üniversitesi'nde Rektörlük Devir Teslim Töreni Düzenlendi…

Üsküdar Üniversitesi'nin yeni rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör oldu. Prof. Dr. Nazife Güngör, 14 Mart 2023'te yayımlanan Resmî Gazete kararına göre Üsküdar Üniversitesi’ne rektör olarak atandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kararıyla 12 üniversite rektör ataması yapıldı. Yayınlanan Resmi karara göre Prof. Dr. Nevzat Tarhan tarafından 2011 yılında kurulan Üsküdar Üniversitesi Rektörlüğü’ne İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nazife Güngör atandı. İletişim alanına yön veren kitapları ve makaleleriyle tanınan Prof. Dr. Göngör, Üsküdar Üniversitesi'nin ilk kadın rektörü oldu. Üsküdar Üniversitesi Rektörlük Devir-Teslim töreni akademik ve idari personellerin katılımı ile Nermin Tarhan Konferans Salonunda yapıldı. Görev süresi dolan Prof. Dr. Mehmet Zelka, yerini yeni Rektör Prof. Dr. Nazife Güngör’e devretti.

“Hayatta ya öğrenen ya öğreten ya da bunlara destek olanlardan olmak lazım”

Rektörlük devir teslim töreninde ilk olarak sözü 2019 yılından beri Rektör vekili olarak görev yapan Prof. Dr. Mehmet Zelka aldı. Akademik yıllarına dair duygu ve düşüncelerini dile getiren Zelka, akademiye başlayış sürecinden bahsetti. Prof. Dr. Zelka; “45 yıl evvel bu akademik hayata atılma noktasında karar verdiğimizde bir heyet bizim bu kararımızı değerlendirmek üzere toplandığında sordular. Çok cazip alternatifler vardı. O alternatifler dururken neden akademik hayatı tercih ediyorsunuz diye sordular. Burada bulunduğunuz kurumda daha iyi hizmet verebileceğimize inandığımız için ve bu kurumda olmamız halinde orada görev ifa edecek şahısların yetişmesine biz katkıda bulunacağız cevabını verdik. Tabi bu hayat süreci içerisinde bize bir manada ışık tutan tavsiye var. Bu tavsiye şuydu: ‘Hayatta ya öğrenen ya öğreten ya da bunlara destek olanlardan olmak lazım’ diye. Dördüncüsü olmayın. Biz bu tavsiyeye uymaya çalıştık. Öğrenmeye gayret ettik. Bunun sonu yok. Ömrümüz vefa ettiği sürece devam edeceğiz. İlk olarak cübbeyi giymemi bundan yaklaşık olarak on altı sene evvel teklif etmişlerdi. Nasip oldu Üsküp’te orada 2007-2010 yılları arasında rektörlük görev ifa etmek kısmet oldu. Balkanlar her birimizin birer parçasını bulabileceği yerlerdir. Bu bakımdan kendimizi orada yine memleketteymiş gibi hissettik. Oradan 2010’un sonunda döndüm. 2010’un sonlarında bir vesile ile bazı dost grubu bizi ziyaret etmişlerdi. Beraber çalışma teklifinde bulunduklarında bizim için tabi bir görev addettik. Üniversite resmen kurulmadan evvel 2011’in başında bu Üsküdar Üniversitesinde göreve başladık. Mart ayındayız aradan 12 sene geçmiş. Zaman çok çabuk geçiyor. Kısmet oldu.” Dedi.

“İlmin zekâtı, bilmeyene ilmi öğretmekle ödenir”

Öğrencilere eğitim ve öğretim noktasında amacın bir diploma almak olmadığını söyleyen Prof. Dr. Mehmet Zelka, yapılan işin manevi boyutunun çok güçlü olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Zelka; “Amacınız, bir diploma alıp, o diplomayı bir duvara yerleştirmek olmamalıdır. Bizim kültürümüzde vurgulandığı gibi önemli olan insanlara faydalı olabilmektir. Faydalı olabilme noktasında gayret göstermek faaliyet göstermektir. Bu böyle olduğu zaman öğretme sürecine katkıda bulunulduğu zaman ilim adamlarının en büyük sorumluluklarından bir tanesi budur. Yani ilmi öğretmektir. Çünkü ilmin zekâtı, bilmeyene ilmi öğretmekle ödenir. Aksi taktirde bir yüktür. Orijinal bir benzetme ile yani ilim sahibi olup da ilmini çevresine aktarmayan, çevresinin istifade etmeyen şahıslar affınızı istirham ederek örnek orijinal olduğu için öyle paylaşayım. Kitap yüklü merkebe benzetirler. Ondan tabi kurtulmak lazım faydalı olma noktasında, gayretler göstermek lazım. Eskiden öğrencilerime şunu tavsiye ederdim. Ben de bu tavsiyeyi kendime de yapardım. Kesinlikle yaptığınız işin bedelini aldığınız üç beş kuruşla ölçüp değerlendirip küçültmeyin. Burada yapılan işin bedeli maddeyle ölçülmeyecek derecede büyüktür çünkü hitap ettiğiniz, yetişmesine katkıda bulunduğunuz insan kainatla eş değer… Eğer ölçülebilse bir kıymette bir varlıktır. Buna yapılan hizmet buna yapılan katkı asla ve asla alınan üç beş kuruşla ölçülmemelidir. Böyle olduğunda gönül de katılmış olur.” şeklinde konuştu.

“Yapılan işe gönül katılmışsa daha derin ve daha güzel sonuçlar elde etmek mümkündür”

Her işe gönül gücünün katılmasını vurgulayan Prof. Dr. Mehmet Zelka, Üsküdar Üniversitesine, kendisine yaptığı katkılardan dolayı şükranlarını belirtti. Prof. Dr. Zelka; “İnsanın genelde kas gücünden ve beyin gücünden bahsedilir. İktisat kitaplarının hemen hemen hiçbirinde görmediğim ama başka eserlerde gördüğüm insanın bir üçüncü gücünden bahsedilir: Bu güç, ‘Gönül gücü’ dür. Eğer bir işte gönül gücü de katılmışsa bu her şeydedir. Her işe gönül katılmışsa daha derin ve daha güzel sonuçlar elde etmek mümkündür. Bu görevimin ifası süresince Nevzat hocamın mevcudiyeti bizler için fevkalade bir kolaylıktır. Fevkalade bir şans olmuştur. Kendilerinin katkıları için kendilerine şükranlarımı sunuyorum. Mütevelli heyeti başkanımı Furkan Bey ve üyeleri yine bu husustaki yaklaşımları ve sürekli olarak kendilerinin takip etmeleri her manada takdire şayan bir davranıştır. Ayrıca teşekkür ediyorum. Beraber çalıştığımız arkadaşlarımızın hepsine dekanlarımız, müdürlerimiz, akademisyen arkadaşlarımız, idari personelin hepsine ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum. Bu süre zarfında görevimizin ifasına ciddi katkıları olmuştur. Katkılarınız için hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum, şükranlarımı sunuyorum. Sağ olun var olun.” şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Nazife Güngör: “Öncelikli görevimiz dünyayı çok daha insanî bir dünyaya doğru götürmektir”

Rektörlük devir teslim töreni konuşmasına ülkemizin içerisinde bulunduğu zor sürece değinerek başlayan Prof. Dr. Nazife Güngör, üretmenin ve insana uygun değerler ortaya koymanın önemine dikkat çekti. Prof. Dr. Güngör; “Güzel bir üniversitedeyiz, sistemi kurulmuş, üniversitel yapısı önemi ölçüde tamamlanmış ve Türkiye’de hatta dünyada belli bir yere gelmekte olan bir üniversiteyiz. Böylesine değerli bir görevle bundan sonraki süreçte de hizmet ehli olmak benim için bir onurdur. Tabi insanlık zor günlerden geçiyor, aslına bakarsınız insanlık kendi zor sınavını veriyor. İnsanlık gereği gibi üretim yapmamanın aslında zorlu bir sınavını veriyor. Çalışmak ve üretmek insan olmanın en önemli şartıdır, benim de en kutsal değerimdir. Çünkü insanı insan yapan üretimdir. Bir dünyanın içine doğuyoruz, bu dünyada içine doğduğumuz yaşamı eğer insan olarak etkileyemiyorsak, değiştirmeye çalışmıyorsak, onu içerisinde eğer uyumlanarak, debelenerek yol almaya çalışıyorsak, işte o birey olarak, insan olarak kendi hayatımızı öznesi olamamak anlamına geliyor. Dolayısıyla da bugün insanlığın, dünyanın yaşamakta olduğu ekonomik krizin arkasında, insanın kendisine insanî değer atfetmemesi ve üretim süreçlerini de etkin bir biçimde gerçekleştirememesinden kaynaklanıyor. Biz insansak biz bu dünyaya gelmişsek biz bu dünyanın içine doğuyorsak, bizim öncelikli görevimiz o dünyayı çok daha insanî bir dünyaya doğru götürmektir. Bunu da öncelikli yolu çalışmaktır, üretmektir, değer üretmektir. Orada değer üretmekte hem maddi hem de manevi değer üretimidir. Hepsi de sentezlendiğinde insanî değer üretilir.” dedi.

“Bir üniversitenin en temel değeri bilimdir”

Bir üniversitenin en temel değerini ‘bilim’ olarak tanımlayan Rektör Prof. Dr. Nazife Güngör, kurumsal devamlılığın sağlanmasında insanî özkaynak üretimine dikkat çekti. Güngör; “Biz Üniversite olarak Nevzat hocamızın önderliğinde sürekli üretime teşvik edilen bir üniversiteyiz. Anımsayın, bütün toplantılarda Nevzat hocamız proje diyor. Aslında bunun altında ki neden, üretmek. Bir üniversite, bir yapının içeresindeysek o yapıyı güçlendirmek için o yapının bir kere ayakta durması için kendi öz kaynaklarını üretmesi gerekir. Bir üniversitenin en temel değeri bilimdir. Bilimsel öz kaynağını üretecek, bilimsel değer üzerinden maddi öz kaynaklarını üretecek, bilimsel değer üreterek de dünyada ve Türkiye’de akademik anlamda var kalacak ve yoluna güçlenerek devam edecek. Bir üniversitenin en önemli faaliyetlerinden biri eğitim öğretimdir. Eğitim öğretim önemli bir hizmet, En değerli olan insan sermayesine katkı yapmak, insan sermayesini çoğaltmak, güçlendirmektir. İşte bu da eğitim kurumlarından geçiyor. Biz üniversite olarak, eğitim öğretimi olabilecek en kaliteli bir biçimde götürmeliyiz. Bir üniversitesinin en önemli işvelerinden biri de kendi insansal öz kaynağını üretmektir. Eğer asistanlarımızı eğer genç akademisyenlerimizi bu üniversite çatısı altında geleceğe hazırlayamıyorsak o zaman ileriye doğru, devamlılığı olan güçlü bir yapımız olmaz. Onun için kurumsal devamlılık ve kurumun akademik anlamda güçlenerek devam için evet yetişmiş olanların yetişmekte olanlara emek vermesi, yetişmekte olanları da kendi düzeylerine hatta kendi düzeylerinin ötesine taşıması için elinden geleni yapması gerekir.” ifadelerini kullandı.

“Üniversite içerisinde yer aldığı topluma ve insanlığa hizmet etmeli”

Üniversitenin önemli işlevlerinden birinin ‘içerisinde yer aldığı topluma ve insanlığa hizmet etmek’ olduğunu aktaran Güngör, içine kapanan kampüslerin yozlaşarak toplumsal sorunlardan uzaklaştığına değindi. Güngör; “Üniversitede yarattığımız, ürettiğimiz her değerin toplumsal yansımaları vardır. Topluma mutlaka aktarılması gerekiyor. Dolayısıyla bir üniversite bilim kurumudur, bir eğitim öğretim kurumudur ama aynı zamanda toplumsal bir değer üreten bir kurumdur. Dolaysıyla da burada hep önemsendiği gibi ve bundan sonra da hep üzerinde önemle durulacağı gibi üniversite-toplum iş birliklerine çok önem vermek, topluma değer üretmek, burada üretilecek bilginin topluma yansıması gerekir. Kampüsleri kendi içine kapatırsanız hiçbir anlamı yoktur. Kendi içinde anlamı olur ama yansıması olmazsa kendi içerisinde yozlaşır. O içe kapanan yapılar zaman içeresinde büzüşmeye, büzülmeye ve içe patlamaya mahkumdurlar. Dolayısıyla mutlaka dışa açılmak, topluma yayılmak, halka dokunmak ve sorunları da dinlemek oralarda, kampüs dışına da birtakım çözüm önerileri üretmek ve katkılar yapmak zorundayız.” şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Yaptığımız işe anlam yüklediğimiz için işi değerli hale getiriyoruz.”

Rektörlük devir teslim töreni konuşmasında Üsküdar Üniversitesinin kuruluş aşamaları, hedef ve ilkeleri bağlamında konuşan Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Yönetim Üst Kurulu Başkanı Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, en büyük hedeflerinden birinin yüksek hedeflere anlam katarak ilerlemek olduğuna dikkat çekti. Tarhan; “2011 yılında Üniversitenin fiilen kuruluşundan itibaren, 2019 yılında Rektörlük bayrağını Prof. Dr. Mehmet Zelka hocama devrettik. 2023 yılında da şu anda Nazife Hocam bayrağı devralıyor. Üniversitenin kuruluşundan itibaren gerçekten az zamanda çok şeyler yaptık, tahmin ettiğimden daha güzel ve hızlı sonuçlar aldık, işte hem öğrenci kalitesi hem hocaların yetkinliği ve toplumdaki marka değerimiz açısından, bunu geliştirerek devam ettirmek gerekiyor. Burada önemli olan vizyon, misyon ve kalite standartlarına uygun, bunların sadece bir kâğıtta kalmadığı fiilen uygulamaya geçtiği ve takım çalışması olmasının olması bizim için oldukça önemliydi. Dört ilkemiz var bu ilkeler; eleştirilebilirlik, özgürlükçülük, çoğulculuk ve katılımcılık. Bu ilkeleri bizim temel değerlerimiz olarak kullandık ve bunu kullanmaya devam ediyoruz. Soranlara biz üniversite olarak Birleşmiş Milletler gibiyiz, diyoruz çünkü üniversitelerin belirli hedefleri vardır. Bizim önem verdiğimiz değerler ehliyet, liyakat, gayret ve adalet bu dört kavramı önemseyen kişilerle ancak bunu ve yönetim felsefesi olarak bunu önemseyen kişilerle yol alınabilir. Kılcal damarlarımıza kadar yaptığımız işe anlam yüklediğimiz için bu işi değerli hale getiriyoruz, kendimizi aşmayı başarıyoruz. İnsanın en önemli 24 altın değeri var, o altın değerlerinden bir tanesi ki aşkınlık, kendini aşabilmesi yani kendinden daha yüksek hedeflere anlam katarak ilerleyebilmesi. Biz de vizyon olarak bunu belirledik.” dedi.

“Bir üniversitenin en önemli üretimi, insan yetiştirmek”

Bir üniversitenin en önemli üretiminin insan yetiştirmek olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Tarhan, bu konuda iyi sonuçlar elde ettiklerini vurguladı. Prof. Dr. Tarhan; “Dünyadaki rekabet edebileceğimiz küresel bir rekabet var, bazı şeyleri önceden öngörmek gerekiyor küresel eğilimler var. Küresel eğilimleri önceden öngörerek, proaktif olursak bazı şeyleri yapabiliyoruz onun için Üniversite ilk kurulurken kuruluş teması olarak, davranış bilimlerine, mühendislik bilimlerine ve sinir bilimleri, biyolojik bilimler ve sosyal bilimler ile belirli bir felsefe içerisinde kurmaya çalıştık. İnovasyonda kuralı var. O kurala göre bir insanın 100 saati varsa 85 saatini o işe ayırıyorsa, 15 saatini de o iş hakkında düşünmeye ayırması, düşünce hakkında düşünceyi ayırması, bunu yaparsa o işini daha iyiye götürür. Vizyon olarak bunun üzerinde durduk, misyon olarak da takım çalışması önem verdik. Bir üniversitenin önemli üretimi, insan yetiştirmek, iyi meslek adamı yetiştirmek. Bu konuda da güzel sonuçlar aldık daha sonra toparlayıcılık çok önemli. İnsanları böyle, gruplara ayırarak çözemeyiz. Dikey değil yatay koalisyonlar kurmalıyız, bu nedenle Türkiye’nin buna ihtiyacı var. Üniversite yönetimi olarak ancak konuşarak yol alabileceğimizi düşünüyoruz, konuşarak aradaki sorunları çözebiliriz. Problemlerin çoğu iletişim eksikliğinden kaynaklanıyor, bu nedenle iletişimi canlı tutabilmek çok önemli ve bunu böyle kılcal damarlarımıza bunu yansıtabilmek çok önemli. Bu nedenle ben Nazife Güngör Hocamızın bu vizyon, misyon ve kalite standartları içerisinde İletişim Fakültesinde yaptığı güzel hizmetleri burada da devam ettireceğini düşünüyorum, o nedenle kendisine hayırlı, uğurlu, bereketli olsun diyorum.” ifadeleriyle sözlerini noktaladı.

Prof. Dr. Mehmet Zelka’ya teşekkür plaketi verildi.

Konuşmaların ardından Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, 2019 yılından itibaren Rektör Vekili olarak görev yapan Prof. Dr. Mehmet Zelka’ya teşekkür plaketi takdim etti.

Prof. Dr. Nazife Güngör’e Rektör Cübbesini Prof. Dr. Nevzat Tarhan giydirdi…

Törenin son aşamasında Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, rektörlük cübbesini yeni Rektör Prof. Dr. Nazife Güngör’e giydirdi. Törende Prof. Dr. Nazife Güngör’ün özgeçmişi katılımcılarla paylaşıldı.

Rektörlük Devir Teslim törenine Üsküdar Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Furkan Tarhan, NPİSTANBUL Beyin Hastanesi ve Üsküdar Üniversitesi Yönetim Kurulu Üyesi Fırat Tarhan, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Sevil Atasoy, Prof. Dr. Hikmet Koçak, Prof. Dr. Muhsin Konuk, Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Osman Çerezci, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Arif Aktuğ Ertekin, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Haydar Sur, Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yumuşhan Günay, Sağlık Hizmetleri MYO Müdürü, Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Mesut Karahan, Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Elif Erhan, Rektör Danışmanları Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan, Prof. Dr. Tayfun Uzbay, Prof. Dr. Sırrı Akbaba, Prof. Dr. İsmail Barış, Prof. Dr. Şefik Dursun, Öğr. Gör. Serdar Karagöz ve Emine Dönmez ile Genel Sekreter Selçuk Uysaler, Genel Sekreter Yardımcıları Ayşe Öztürk ve Asil Barış Bağ Katılım sağladı.

Ayrıca törene Üsküdar üniversitesinin tüm daire başkanları ve idari personellerin yanı sıra çok sayıda akademisyen katılım sağladı.

Tören toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.

Fotoğraf: Mukadder Güneş / ÜHA 

 

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)