AIDS Farkındalığı konuşuldu…

Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Ebelik bölümü, Tıp Fakültesi ve Türkiye Aile Sağlığı ve Planlaması Vakfı (TAPV) katkılarıyla düzenlenen AIDS Farkındalığı Konferansı İbn-i Sina Oditoryumunda gerçekleştirildi. Üniversite kültürü dersi kapsamında olan etkinliğin açılış konuşmalarını Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Ebelik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Güler Cimete, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Arif Aktuğ Ertekin ve Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Haydar Sur gerçekleştirdi. 

Konferansa HİV ve Epidemi Üyesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Dilek Manço, Kırmızı Kurdele Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Arda Karapınar ve Türkiye Aile Sağlığı ve Planlama Vakfı (TAPV) Cinsel Sağlık ve Üreme Sağlığı Eğitmeni Nurşen Kanbur konuşmacı olarak katıldı.

Prof. Dr. Güler Cimete: “Cinsellik hassas bir konudur”

Açılış konuşmasını gerçekleştiren Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Ebelik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Güler Cimete, cinselliğin fiziksel yönünün yanında zihinsel tarafının da önemli olduğuna vurgu yaptı. Cimete; “Sizlerle burada olmak büyük mutluluk. Ara ara özellikle cinsellik ile ilgili konularda bir araya gelmeyi çok önemsiyorum. Her yıl yani Aralık’ın ilk haftasında özellikle Türkiye Aile Planlaması Vakfı ile bir etkinlik düzenleyerek sizlere de hem AIDS hem cinsel yolla bulaşan hastalıklar konusunda farkındalık yaratmayı yıllardır sürdürüyoruz. Cinsellik hassas bir konudur. Hala ülkemizde bir tabu şeklinde konuşulması, yaklaşılması, ortaya konulmasında birtakım kısıtlılıklar olan bunu kültürle aktararak geldiğimiz bir alan olduğu için insanların yargılarından da etkilenebiliyor. Cinselliğin fiziksel yönü olduğu gibi çok daha önemlisi zihinsel, sosyal, duygusal, spritüal yönü vardır. Dolayısıyla bu boyutlarıyla bir arada düşüneceğimiz bir alan ve tabulaştırırsak bu alanı tanımayacak olursak, bilgisiz kalacak olursak işte o zaman birtakım sağlık sorunları ortaya çıktığı gibi hem kendi sağlıklı cinsellik hakkımızı yaşayamıyoruz hem de başkalarının cinsel sağlık hakkını engellediğimiz gibi cinsel bağlantılı birçok soruna da zemin hazırlayabiliyoruz. Bunların üstesinde bilgilenmeyle, o yargılarımızı yok etmeyle geleceğiz. Kendi cinsel sağlığımızı sürdüreceğiz, ortam hazırlayacağız, geliştireceğiz ki hizmet verdiğimiz insanlara da benzerlerini aktarabilelim. Bu nedenle cinsel üreme sağlığıyla bağlantılı her konuda gerçekten hassasız, olabildiğince fırsat yaratmak ve kendi cinsel sağlığımızın yanı sıra topluma sunacağınız hizmet bağlamında sizleri aydınlatmak istiyoruz.” şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Arif Aktuğ Ertekin: “Doğamızda var olan bir şeyi görmezden gelirsek bu doğayla bağdaşmaz”

Topluma cinsellikle ilgili doğru bilginin verilmesi ve önemine değinilmesi gerektiğini dile getiren Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Arif Aktuğ Ertekin; “Toplumlarda bir şeylere yasak getirdiğinizde o konuda doğal ve bilgi sahibi olması gereken konular varsa insanlar bunları doğru kaynağından alamıyorlar. Yanlış yerlerde almaya başlayınca da iş çok farklı yerlere kayıyor. Çok farklı yerlere kayınca da insanlar bunu farklı amaçlarla, kolaylıkla ve rahatlıkla istismarından tutunda pazarlamasından tutun da para kazanmak gibi suç işletmek gibi her konuda kullanabiliyorlar. Doğamızda var olan bir şeyi görmezden gelirsek bu doğayla bağdaşmaz. Bunu bilmek, öğrenmek gerekir. AIDS hastalığı HIV virüsü 1980’li yıllarda ilk olarak Amerika’ da tanımlanmıştır. Günümüze kadar yaklaşık 40 milyon insan ölmüştür ama bakıyorsunuz ölenlerin çok büyük bir çoğunluğu gelişmekte olan ülkelerde veya gelişememiş ülkelerde özellikle de Afrika’nın Sahra bölgeleri bu konuda başı çekiyor. Farka bakıldığında gelişmiş, ekonomik durumu iyi olan toplumlar kendi ülkesindeki insanları bilgilendirmişlerdir. Oralarda daha az görülmüştür. Günümüzde artık ölümden ortaya çıkmaya başladı. Kronik gibi hastalık gibi ama bu hale gelmesi için yaşam boyu düzenli tedavi almamız gerekiyor. Gelişmekte olan ülkeler bunu alamadığı için ne yazık ki eğitimde veremediği için kayıplar olmaktadır. Cinsellik yaşamımızın doğal bir parçasıdır. Bunu sağlıklı ve doğru bir şekilde yaşamak hem kişisel bizim hem de topluma bu konuda örnek olmamız, bilgi vermemiz gereken bir meslektesiniz.” dedi.

Prof. Dr. Haydar Sur: “Medeni insanların gelişmemiş insanlardan en büyük farkı Sivil toplumlarda örgütlenme yeteneğini kazanmış olmalarıdır”

Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Haydar Sur, HIV konusunda politikliğin elden bırakılmaması gerekildiğini ifade etti. Sur; “Sadece bir bulaşıcı hastalık ve onun yayılması gibi kısır bir bakış açısından çok daha öte perspektiflerle ele alınması gereken bir sorundan bahsediyoruz. Bugün HIV virüsünün anne sütüyle bulaştığı biliniyor. Dünya Sağlık Örgütü bir tartışma yaptırıyor; ‘Afrika bölgesinde virüsü taşıdığı belli olan anneler doğduğu çocukları emzirsinler mi?’ diye. Bu tartışma gelişmiş ülkelerde yapılmadı çünkü onun yerine yapay beslenme şekliyle bebeği korumayı başardılar. Bu resmi toplantı da çıkan olay şuydu; ‘Bu bebekler anne sütüyle beslendiğinde HIV virüsüne maruz kalacaklardır. Ancak anne bu bebekleri beslemediğinde Malnütrisyondan beş yaşına kadar erişme şansları o kadar azdır ki en azında virüsü alarak AIDS ile yaşama şansları 15- 20 yıla uzayabilir. Bu yüzden emzirmelidir.’ Ben bunu ilk okuduğumda ağlamaklı oldum. AIDS diye bir hastalıktan bahsediyoruz. Onun için sosyal boyutunu da ihmal etmeden, evet cinsellik tarafı vardır ve yayılmasında en büyük etken güvensiz cinsel ilişkilerdir. Bundan sonra da önlemlerimizin en güçlüsü güvenli cinsellik yaşamını sağlayarak elde edilecektir ancak ne ile savaştığımızı iyi bildiğimizde olayın nihayetinde yine politiğiz. Uluslararası hakkaniyetsizliklere dayandığını da hiç unutmamamız lazımdır. Uygar, medeni insanların gelişmemiş insanlardan en büyük farkı sivil toplumlarda örgütlenme yeteneğini kazanmış olmalarıdır. Bu bilinçle fayda sağlayan kim varsa hepsine sonsuz teşekkür ediyorum.” ifadelerini kullandı.

Dr. Dilek Manço: “HIV/ AIDS ülkemizin içinde bulunduğu coğrafyada yayılmaya devam ediyor”

HIV/ AIDS’in bulaşma yollarına değinen HIV ve Epidemi Üyesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Dilek Manço; “40 yılı aşkın süredir hayatımızda olan HIV/ AIDS her ne kadar dünyada bazı ülkelerde azalmaya başladıysa da ülkemizin ve ülkemizin içinde bulunduğu coğrafyada yayılmaya devam ediyor. Bir yandan hastalık ve tanıyla mücadele ederken biz hastaların karşılaştığı zor durumlarla da mücadele ettik. Gelecekte sadece bir sağlık çalışanı değil, aynı zamanda bir toplum lideri olacaksınız. HIV insandan insana bulaşmaktadır. Virüs, HIV-pozitif bireylerin kan, sperm, vajina salgısı ve anne sütünde bulunur. Hem kadın, hem de erkekten bulaşabilir. HIV’in bulaşma yolları şunlardır: Cinsel temas, kan ürünleri ve anneden bebeğe bulaşmadır. Cinsel yolla bulaşan bir hastalığın varlığı bulaşmayı 9 kata kadar artırabilir. Vakaların tanımlanması ve virüsün bulunmasından sonra virüse karşı antikorların bulunmasıyla kan ve kan ürünleriyle buluşma oldukça azalmıştır. Anne HIV pozitifse ve herhangi bir tedavi almıyorsa bebeğine gebelik esnasında, doğum esnasında veya emzirmeyle bulaştırma şansı %30’dur. Ama tedaviyi düzenli kullanıyorsa virüs miktarı azalacaktır.” şeklinde konuştu.

Arda Karapınar: “Covid aşılarını bulmamızı sağlayan teknolojiyi HIV’ e bağlıyoruz”

Covid ve AIDS arasında bağlantı kuran Kırmızı Kurdele Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Arda Karapınar; “AIDS bizim şu an Covid aşılarına sahip olmamızın temel sebeplerindendir. AIDS üzerine yapılan çalışmalar, HIV ile ilgili aşı çalışmaları devam ederken denenmiş metotlar hatta bir süre denendi sonrasında vazgeçildi. Çünkü bu metodun çok pahalı olduğu görüldü. Sonra bilimsel açıdan fırsat devreye girince bunlardan yararlanıldı ve aslında Covid aşılarını bulmamızı sağlayan teknolojiyi HIV’ e bağlıyoruz.” dedi.

Nurşen Kanbur: “Güvenli bir ilişki yaşamıyorsak cinsel sağlıktan bahsedemeyiz”

Güvenli bir cinselliğin önemine vurgu yaparak cinsel yolla bulaşan enfeksiyonların ortaya çıkardığı kanserlere değinen Türkiye Aile Sağlığı ve Planlama Vakfı (TAPV) Cinsel Sağlık ve Üreme Sağlığı Eğitmeni Nurşen Kanbur; “Özellikle gençlerin aklına gelmeyen sadece cinsellik yaşanırken kondom kullanırsam gebelikten korunurum cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlardan korunurum güvenli o zaman diye düşünüyorlar. Hayır, güvenli değil bir o kadar önemlisi yaşadığımız ilişki nedeni ile eğer ayrımcılığa maruz kalıyorsak, aşağılanıyorsak, ötekileştiriliyorsak, baskılanıyorsak, şiddet görüyorsak o zaman o ilişkide güvenden bahsedemeyiz. Güvenli bir ilişki yaşamıyorsak cinsel sağlıktan bahsedemeyiz. Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar cinsel sıvılarla ve kan yoluyla bulaşan enfeksiyonlar. Nedenleri virüsler olabilir parazitler olabilir bakteriler olabilir bu gibi çeşitli etkenler olabilir. Neden önemli cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar ülkemizin son yapılan nüfus sayımında 84 milyona yakın bir nüfusu var ve bunların yaklaşık 4/1’ inin genç olduğunu biliyoruz. HPV dediğimiz virüsün 200’ ün üzerinde çeşidi vardır. Bunların 18 çeşidi rahim ağzı kanseri, testis kanseri, penis kanseri ve dil kökü kanserine sebep oluyor. Ve son yıllarda dil kökü kanseri rahim ağzı kanserine neredeyse yetişiyor.” ifadelerini kullandı.

AIDS Farkındalığı Konferansı, hatıra fotoğraflarının çekilmesinin ardından sona erdi.

Fotoğraf: Elifnur Öztürk / ÜHA

 

 

 

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)