Moleküler Biyoloji ve Genetik Kariyer Günü Etkinliği gerçekleştirildi

Üsküdar Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi tarafından “Moleküler Biyoloji ve Genetik Kariyer Günü Etkinliği” gerçekleştirildi. Etkinlik, bu alanda eğitim gören gençleri, alanın uzman isimleriyle bir araya getirdi. 

Programa; Sanovel İlaç şirketinde Product Manager Doğuş Kurt, Parexel Kıdemli Klinik Araştırma Görevlisi Yıldız Özlem Ateş, Robert Koleji Biyoloji Öğretmeni Ece Terzioğlu Kara, Prizma Lab Ürünleri San. Tic. Ltd. Şti. Satış Yöneticisi Eda Emiroğlu, IQVIA Klinik Araştırma Görevlisi Dilara Seray Hamurcu, Hannover Medical School Doktora Öğrencisi Atalay Ata, Yeditepe Üniversitesi AR&GE Merkezi Mikrobiyoloji ve Kozmetik Laboratuvar Uzmanı Gökçe Alındı, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Fizyoloji ABD, yüksek lisans öğrencisi Kaan Cengiz konuşmacı olarak katıldı.

Belkıs Atasever Arslan: “Kariyer zamanla yapılmaz, yaptıklarınızla oluşur”

Nermin Tarhan Konferans Salonunda gerçekleştirilen etkinliğin açılış konuşmasını Üsküdar Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölüm Başkanı Doç. Dr. Belkıs Atasever Arslan yaptı.

Kariyer kavramından bahseden Arslan; “Kariyer nedir sorusuna cevap vermeye çalışayım. Kariyer aslında insanların zamanla sizinle ilgili kafalarında oluşan algıdır. Yani aslında kariyer yapılmaz. Kariyer yaptıklarınızla oluşur. Bu açıdan kariyer dediğiniz kavram zaman, yer ve kişiye göre farklık gösteren öznel bir kavramdır. Kariyeri belirleyen şey sadece nereden mezun olduğunuz, işinizi nasıl yaptığınız değil bununla birlikte iş ahlakı, etiği sosyal çevreniz, insanlarla ilişkileriniz de insanların sizinle ilgili kariyer algısını oluşturuyor." şeklinde konuştu.

Doğuş Kurt: “Sosyalliğe yatkın değilseniz, satış ve pazarlamada yer alamazsınız”

Network ve pazarlamanın önemine dikkat çeken Kurt; “Çalışmış olduğunuz alanda kendinizi iyi pazarlarsanız, başarısız olmanızın imkânı yok. Ben bir alana gireceğim ve ömür boyu orada kalacağım gibi bir korkunuz olmasın. Eskiden böyle bir şey vardı ama şu an öyle bir şey söz konusu değil. Ekip çalışmasına, sosyalliğe yatkın değilseniz, satış ve pazarlamada yer alamazsınız. Ama işin arka kısmında, mutfağında çalışabilirsiniz. Kendinize şunu sormalısınız. ‘Nasıl bir hayat istiyorum?’Stressiz, sakin bir iş yok. Bunu bilin. İlaç endüstrisinden ziyade büyük açıdan bakıp bütün sektörü öğrenmelisiniz. ‘Kim? Ne? Ne zaman? Nasıl? Nerede? Neye?’ sorularının cevaplarını biliyor olmanız gerekir. Bunun için de inovatif bir vizyonunuzun olması gerekir. Bir çocuk matematik dersinde zayıf, tenis dersinde iyiyse matematik dersi aldırırlar ama ben tenis dersi aldırırım ki teniste daha iyi olsun. Yollarınız her yerde çatallaşacak ama bir yol seçmek zorundasınız. Unutmayın ki her şey Network ve pazarlamada yatar.” ifadelerini kullandı.

Eda Demiroğlu: “Sektörde ilerlemek istiyorsanız kendinizi çok iyi ölçmeniz gerekir”

Öz motivasyonun öneminden bahseden Demiroğlu; “Ben işin mutfak kısmını öğrendikten sonra işin satış kısmına geçtim. Benim ilk büyük satışım, Üsküdar Üniversitesi ile oldu. Prizma ile Genetik Laboratuvar ürünlerinin satışını gerçekleştirdim. Bu arada satış müşteriyle anlaştım, sattım, günü kapattım değildir. Satılan ürünleri, müşteri psikolojisini çok iyi bilmeliyim ve ürünün takibini çok iyi yapmalıyım. Motivasyondan ziyade en önemli şey öz motivasyondur. Eğer bu sektörde ilerlemek istiyorsanız sabırlı ve kendinizi çok iyi ölçmeniz gerekir” dedi.

Dilara Hamurcu: “İş hayatı, aile, sağlık ve arkadaş ilişkilerinden daha zor değildir”

İş hayatının önemini dile getiren Hamurcu; “Deneyim çok önemli. Farklı deneyimler kazanmaya çalışın. Benden sonra gelen nesile önerim, farklı multidisiplinler edinmeliler. Tek bir alanı bilmek yetmiyor. Gelişim ve deneyim çok önemli. Hayatımızda yönetmemiz gereken şeyler var. Şöyle düşünün, hayatımızda 4 top var. 3’ü cam, 1’i kauçuk. 3 topu temsil eden aile, sağlık, arkadaş. Diğer top ise iş hayatını temsil ediyor. Hayatınız boyunca bu 4 topu döndürüyorsunuz. Kauçuk olan topu düşürdüğünüzde, esnek bir yapıya sahip olduğundan topu geri alabilir ve döndürmeye devam edebilirsiniz. Ama diğer 3 toptan biri düştüğünde camdan oldukları için her geri almaya çalıştığınızda elinize batar, toplayamazsınız, size acı verir. Bu yüzden iş hayatı, aile, sağlık ve arkadaş ilişkilerinden daha zor değildir.” diye ifade etti.

Yıldız Özlem Ateş: “Potansiyel ilaçların bir dizi araştırma ile ispatlanması gerekir.”

Klinik araştırmanın ne olduğundan, nerelerde yapıldığından ve araştırmayı kimin yaptığından bahseden Ateş; “Potansiyel ilaçların, tıbbi cihazların diğer tanı, tedavi ürün ve yöntemlerinin, kamunun kullanımına sunulması için bu ürün yöntemlerin güvenliğinin ve etkililiğinin bir dizi araştırma ile ispatlanması gerekir. Gönüllü kişilerin katılımıyla gerçekleştirilen ve tıbbi bilgi elde etmeyi amaçlayan bu bilimsel çalışmalara klinik araştırma denir. Üniversite sağlık uygulama ve araştırma merkezleri, üniversitelere bağlı onaylanmış araştırma geliştirme merkezleri ve Sağlık Bakanlığı eğitim ve araştırma hastanelerinde tercihen klinik araştırma yapmak üzere tasarlanmış yerlerde yapılır. Sorumlu araştırmacı, araştırma konusu ile ilgili dalda uzmanlık veya doktora eğitimini tamamlamış olup, araştırmanın yürütülmesinden sorumlu olan hekim veya diş hekimidir.” diyerek öğrencilere bilgi aktarımında bulundu.


Atalay Ata: “Akademik anlamda ilerlemek istiyorsanız doktora seviyesine gelmelisiniz”

Yurt dışı eğitim sistemi ve başvuru süreçlerin detaylarını anlatan Ata; “Moleküler Biyoloji ve Genetik lisans diploması, sizi bazı konseptlere hâkim kılıyor fakat akademik anlamda ilerlemek istiyorsanız doktora seviyesine gelmelisiniz. Genelde sonbahar dönemlerinde alımlar yapılır. Eleme sürecinden bahsetmek istiyorum. Hangi ülke olursa olursun, iki üç aşamalı eleme süreçleri mutlaka oluyor. Burada yabancı dil ve genel not ortalamanız önem kazanıyor. Fakat özgeçmişinizde daha önce araştırma deneyimleriniz, referanslarınız varsa bunlarında önemi büyük arz ediyor. En önemli kısmı mülakat aşaması oluyor. Sunduğunuz evraklar sizin özgeçmişinizde, ne yaşadığınızdan tutun şimdiye kadar ne yaptığınıza kadar yargılanıyorsunuz. Son aşama, en önemli aşama. Burada sunum becerilerinizle kendinizi ifade etme yetenekleriniz öne çıkıyor. Gençler yurt dışı başvuruları yapmak istiyorlarsa, mutlaka hocaları ile canlı bir mülakat yapmalarını öneririm.” şeklinde konuştu.

Ece Terzioğlu Kara: “Hiçbir yaş, hiçbir şey için son değildir”

Öğretmenliğin öneminden bahsederken insanın kendisine yapması gereken yatırımı da anlatan Kara; “İyiler, kötüler, başarılılar be başarısızlar diye ayırmamak gerekir. Hepsi birer seçenektir. Ben araştırma yapmak istediğimi, devam etmek istediğimi, farklı laboratuvar deneyimlerim sonucu öğrendim. Bu yoldan devam etmek istiyorum ama yurt dışına gitmek istemiyorum. Yüksek lisansımı Bilkent’te, doktoramı Boğaziçi’nde yaptım. Araştırma yapmayı seviyorum ama öğretmeyi de seviyorum. Boğaziçi’nde doktora yaparken aynı zamanda öğretmenlik yaptım. Öğretmenlik demek, hayat boyu öğrencilik demek. Onların yoluna eşlik ediyorsunuz ve bu yolda onlar gibi sizde bir şeyler öğreniyorsunuz. Önemli olan kendinize yatırım yamanız. Hiçbir yaş, hiçbir şey için son değildir. Hayalleriniz varsa yaşınız kaç olursa olsun, kovalayın. Sadece sizden istenileni değil, kendi istediğiniz şeyi de yapın.” diye konuştu.

Kaan Cengiz: “Önemli olan ne istediğinizi bilmek ve ona göre hareket etmek”

Kişinin kim ne derse desin bir şeyi gerçekten istediği takdirde elde edebileceğine dair kendi hayatından da örnek veren Cengiz; “Bilim bir tutku, bastırılamayan bir tutku. Benim hedefim hem bilim insanı olmak hem de sanatçı olmaktı. Hocalarım ve yakın çevrem bana iki farklı alanı bir arada götüremeyeceğimi ve ikisini de yürütmeye çalışırken her ikisinde de başarılı olamayacağımı söyledi. Fakat ben ikisini de istiyordum ve ikisini de çok başarılı bir şekilde idare edebiliyorum şu an. Burada önemli olan ne istediğinizi bilmek ve ona göre hareket etmek.” diyerek sözlerini bitirdi.

Gökçe Alındı: “Başarılı deneyimler kadar başarısız deneyimler de büyük önem taşıyor”

Alanıyla ilgili edindiği deneyimlerin değerinden bahseden Alındı; “Yeteneklerimiz ve becerilerimiz var. Ama aynı zamanda ne yapmak istediğimiz, nerede olmak istediğimiz ve hayallerimiz de var. Kendinize ‘Ben nerede olmalıyım?’ sorusunu sorun. Kendinizi geliştirme fırsatı bulursanız gıda kontrol laboratuvarlarında çalışmanızı öneririm. Çok fazla ders ve uygulama görüyoruz. O yüzden dikkatle takip etmenizi öneririm. Birçok firmaya görüşmeye gittim ve ret cevabı aldım. Geriye dönüp baktığımda, iyi ki ret cevabı almışım. Bu alanda çalışmaya devam ediyorum ve alanımla ilgili kazandığım başarılı deneyimler kadar başarısız deneyimler de büyük önem taşıyor. Çok tökezleyeceksiniz ama kendinize güvenin ve ne istediğinizi bilin.” diye ifade etti.

Moleküler Biyoloji ve Genetik Kariyer Günü Etkinliği, Doç. Dr. Belkıs Atasever Arslan’ın konuklara ödül takdimi vermesi ve daha sonra Kaan Cengiz ve Moleküler Biyoloji ve Genetik 1. Sınıf öğrencisi Saba Eylül Özyurt’un müzik dinletisi ile sona erdi.

 

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)