Prof. Dr. Mustafa İsen; “Türkler İslamiyet’in bir taraftan kalkanı, kılıcı, bir taraftan da kalemi, bilimi olmuştur.”

Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından Üniversite Kültürü dersi kapsamında gerçekleştirilen ‘Uzaktaki Yakın Sorunlarımız Türk Dünyası Üzerine Değerlendirmeler’ konferansının konuğu Akademisyen, Bürokrat, Siyasetçi Prof. Dr. Mustafa İsen oldu. Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşke Nermin Tarhan Konferans Salonunda gerçekleştirilen, ÜÜTV ve YouTube’dan canlı olarak yayınlanan etkinlikte Prof. Dr. Mustafa İsen, İslamiyet’in Türkler üzerindeki etkilerinden bahsetti. Prof. Dr. Mustafa İsen; “Türkler 8. yüzyıldan itibaren İslamiyet’in bir taraftan kılıcı, bir taraftan kalkanı ama daha sonra da kalemi, malası, hendesesi, bilimi olmuşlardır. Bu bakımdan sadece inanç ve amelde kalmayarak İslam dininin yarattığı medeniyeti de bütün müesseseleri ile kabul ettiler. Selçuklulardan başlayarak askerlik alanında, ilimde, sanatta bu dini büyük ölçüde onlar temsil ettiler.” şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Hikmet Koçak; “Türk toplumu kadim bir medeniyetin, kültürün temsilcileridir”

Programın moderatörlüğünü ve açılış konuşmasını gerçekleştiren Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hikmet Koçak; “Türk toplumu kadim bir medeniyetin, kültürün temsilcileridir. Geçmişimizde biraz daha Batı’ya baktığımızda, Atlas Okyanusu’ndan, Hint Okyanusu’na kadar coğrafyada hâkim olmuş, konuşulmuş bir dil ve kültürden bahsediyoruz.  Hatta o dönemler için ‘Eğer Türkçe biliyorsanız siz buralara çok rahat gelip gidebilirsiniz’ demişlerdi. Medeniyetimizi ve kültürümüzü o kadar geniş bir coğrafyaya yayabilmişiz ki. Mesela Mustafa hocamın şahit olduğu özellikle Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği döneminde, benim de o dönemki Türk Üniversiteler Birliği Başkanlığım döneminde uzaktaki yakınlığımızı izah etmek istiyorum. O süreçte gerçekleştirilen Kazakistan ziyaretimizde El Farabi Üniversitesi’nde bana şöyle dediler, ‘Siz Anayurttan, Orta Asya’dan gittiniz, yavaş hareket ettiniz. Biz anlıyoruz. Gidişiniz yavaştı ama dönüşünüz de hiç olmadı. Gelmediniz ve buraları unuttunuz. Ata yurdunu, Anayurdunu unuttunuz.’ demişlerdi. Türk dünyası ile ilgili çalışmalar, konuşmalar hep o şekilde olmuştur. Bir kısmına tarih şahittir, bir kısmına da bizler şahidiz.” şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Mustafa İsen; “İstanbul merkezli yeni bir dünya kurulacaktır”

İslamiyet dininin Türklerin gelişimindeki etkilerini dile getiren Prof. Dr. Mustafa İsen; “Türkler Orta Asya’da çok daha eski tarihlerden itibaren yaşadıkları bir faaliyet alanı var ama asıl tarih sahnesine çıkışları Müslüman oluşlarıyla birliktedir. Maveraünnehir’de 8. yüzyılda karşılaştıkları İslamiyet onların hayatında çok önemli değişiklikler meydana getirmiştir. Hatta şöyle bir espri yapılır ‘İslamiyet Türkü at üstünde yakaladı ama attan aşağıya indirdi’ diye. Yani yerleşik hayata geçirdi diye bir yaklaşım söz konusudur. Doğrudur, o tarihten itibaren Türkler, İslamiyet’in bir taraftan kılıcı, bir taraftan kalkanı ama daha sonra da kalemi, malası, hendesesi, bilimi olmuşlardır. Bu bakımdan sadece inanç ve amelde kalmayarak İslam dininin yarattığı medeniyeti de bütün müesseseleri ile kabul ettiler. Selçuklulardan başlayarak askerlik alanında, ilimde, sanatta bu dini büyük ölçüde onlar temsil ettiler.” ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Mustafa İsen; “İyi bir rehber eşlinde iyi bir müze gezisi, insanın hayata ve eşyaya bakış açısını değiştirebilir”

Katılımcılara yaşadıkları şehrin İstanbul’un önemini hatırlatarak tanımaları için tavsiyelerde bulunan Prof. Dr. Mustafa İsen; “Tarihin her döneminde coğrafyanın kendisine sağladığı olağanüstü konum dolayısıyla hep birinci sınıf şehir olmuştur İstanbul. Roma’da, Bizans’ta, Osmanlı’da birinci sınıftı. Cumhuriyet döneminde başkent olmadı ama yine o ticaretin, kültürün, eğitimin ve buna eklenebilecek bir sürü şeyin başşehri oldu. Ben genç arkadaşlara özellikle şunu söylemek istiyorum. Özgeçmişte de ifade edildi. Benim Kültür ve Turizm Bakanlığı müsteşarlığım var. Türkiye’nin kültürel hayatını yönettim bir dönem. Meşhur bir aforizmadır. ‘Bir kitap okudum hayatım değişti.’ Bir kitap okumakla hayatımız değişir mi? Emin değilim. Ama size şu kadarını söyleyeyim iyi bir rehber eşlinde iyi bir müze gezisi, insanın hayata ve eşyaya bakış açısını değiştirebilir. İstanbul size yürürken diploma sağlar. Bu bakımdan İstanbul, olağanüstü imkanlara sahip bir şehir. Tarihte göstermiştir ki İstanbul kimin yönetiminde olduysa Balkan, Ortadoğu…vs. hakim olmuştur. İstanbul merkezli bu bölgede yeni bir dünya kurulacaktır. Arkadaşların yaşadıkları şehrin farkına vararak, bu şehrin müzelerinin farkına vararak yani sonuç olarak bu şehrin farkına vararak yaşamalarını özellikle tavsiye ediyorum.” dedi.

Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Maksatta ittifak olmazsa birlik de olmuyor”

Soru-cevabın da gerçekleştirildiği konferansın sonunda söz alan Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, birlik ve beraberliğin öneminden bahsetti. Tarhan; “Şimdi bizim kültürümüzde de sosyolojik değişimler yaşanıyor. Bazı şeyler süreç boyunca değişebiliyor. Yukarıdan aşağıya değişmeyen tek şey ise kültür oluyor. Birlik kurulunca maksatta ve metotta ittifak kolay kurulabiliyor. Fakat maksatta ittifak olunmazsa orada birlik kurmakta zor oluyor, birlik olmuyor. Liderlik psikolojisinde de biz bu konuyu ele alıyoruz. Silahlı Kuvvetlerde de şu anda karizmatik liderliğin yerine bilimsel liderliği öğretiyormuş. Bu tarz liderliklerde esas olan kişilerin ben kalarak biz olabilmeleridir. Birlik olabilmektir. Yani insanların kendi kültürlerinde kalarak biz olmasını sağlamaktır. Bu aile içinde de kültürler içinde de geçerli bir durum. Çünkü çoklu kültür tarzında bir sistem kurdular. İkinci Dünya Savaşı’nın çilesinden sonra bunu fark ettiler. Şimdi de biz Orta Asya ve Ortadoğu coğrafyamızda ciddi bir medeniyet acısı çekiyoruz. Bizim bu acıdan faydalanarak ön yargılarımızı kırmak, aynı o şekilde bir birlik oluşturmamız gerekiyor.” dedi.

 

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)