6 Ekim Dünya Serebral Palsi Günü Semineri

Üsküdar Üniversitesi Ergoterapi Bölümü öğrencileri tarafından, Prof. Dr. Sevda Asqarova öncülüğünde düzenlenen “6 Ekim Dünya Serebral Palsi Günü Semineri” gerçekleştirildi. Etkinlikte Serebral Palsi farkındalığı vurgulandı. Moderatörlüğünü Üsküdar Üniversitesi Ergoterapi Bölümü 3. sınıf öğrencisi ve Serebral Palsi ve Ergoterapi Kulübü Başkanı Sevilay Tunç'un üstlendiği programda, kulüp başkanı ve yardımcısı, Üsküdar Üniversitesi mezunlarından Ergoterapist Furkan Cangi, Erg. İremnur Soylu ve Erg. İsa Kör konuşmacı olarak bilgilendirici sunumlarını gerçekleştirdiler.

“Serebral Palsi’li bireylerin farkındayız ve onların yanındayız”

Serebral Palsi ve Ergoterapi Kulübünün tanıtımını ele aldığı sunumunu yapan kulüp başkanı Sevilay TUNÇ: “Ben Üsküdar Üniversitesi 3. Sınıf öğrencisİ ve Serebral Palsi ve Ergoterapi Kulüp başkanı Sevilay Tunç. Kulübümüz, Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Ergoterapi ailesine 2020-2021 yılında katılmıştır. Etkin bir şekilde faaliyet göstermekte olan bölümümüze Serebral Palsi alanında da çok özel bir bakış açısı kazandırmak ve bu alandaki faaliyetlerimizle başta okulumuz Ergoterapist adaylarına, Serebral Palsi’li bireylerin ailelerine ve toplumumuza farkındalık katabilmek adına çalışmalar düzenlemekteyiz. Serebral Palsi alanında tedaviye dâhil olacak uzmanların, bu bireylerin ailelerinin ve CP’li bireylerin içinde yaşadığı toplumun bilinçlenmesini odak olarak görmekteyiz. Vizyonumuz; Başta serebral palsi olmak üzere çeşitli engellere ve hastalıklara sahip bireylerin kapasitelerinin mümkün olan en üst düzeyiyle hayata katılımlarını arttırmak ve bu konu hakkında toplumu bilinçlendirmek üzerine çalışmaktır. Kulübümüz kurulduğu günden bu yana bölümümüzün diğer kulüpleriyle birlikte birçok etkinliği düzenlemiştir. Tüm bu etkinlikleri ve özel günleri kulübümüzün sosyal medya hesabından takip edebilirsiniz.” dedi.  Kulüp başkan yardımcısı Yağmur Erol sözü devraldıktan sonra “Serebral Palsi, gelişmekte olan beyinde (anne karnındayken, doğumda ya da doğduktan sonra iki yaşından önce) oluşan bir zedelenme nedeniyle, çocuğun duruş ve hareketlerde güçlük çekmesi halidir. Zedelenmenin beynin hangi bölgesinde ve ne kadar yaygın olduğuna bağlı olarak serebral palsi'nin belirtileri değişir. Örneğin bazı hastalarda sadece hafif topallama, diğer bazılarında ise tekerlekli sandalye kullanma gereksinimi bulunabilir. Oluşmuş beyin hasarını geriye döndürmek mümkün değildir, fakat serebral palsi'li çocuk modern tıbbi ve destek tedavileriyle pek çok becerisini ilerletebilir. Tedavinin en önemli unsuru ailenin ve çocuğun ilgisi, uyumudur. Dünya Cerebral Palsy Günü, CP topluluğu için sosyal bir harekettir. Bu farkındalık gününün vizyonu, CP’li her bireyin diğer herkes gibi aynı hak ve fırsatlara sahip olmasını sağlamaktır.” dedi.

“Bebeklerin ilk görevinin kendini regüle etmeyi öğrenmektir.”

Seminerimize “Serevral Palisili Çocuklarda Regülasyon” konulu sunumuyla katılarak konuşmasında çeşitli literatür araştırmalarına ve değerli bilgilerine yer veren Erg. Furkan CANGİ  “Regülasyonu ‘Değişime tepki olarak ayarlanabilme yeteneğini ifade eder. Bu nedenle, öz denetim değişime içsel (bireysel / öz) bir yanıttır.’ olarak anlatılabilir.  . Regülasyon; fizyolojik, duyusal, duygusal, bilişsel ve davranışsal olmak üzere 5 kategoriye ayrılarak incelenebilir. Serebral Palsi'li çocuklar fizyolojik regülasyonda risk altındadırlar. Ayrıca duyusal regülasyon büyük bir önem taşır. Bebeklerin ilk görevi kendini regüle etmeyi öğrenmek ve dünyaya ilgi duymaktır. Bebekler keşfettikleri çevre üzerinden kendilerini regüle ederek gelişir. Bebeklerde ağlamadan gülmeye ani geçişleri regülasyon problemi örneği olarak verilebilir. Davranışsal regülasyon diğer regülasyon çeşitlerini de arça parça içinde barındırır.” İfadelerini kullandı.

“Yardımcı ekipmanların kullanımı Serebral Palsi'li bireylerde uygundur ancak bunlara mümkün olduğunca bağımlı olmamak gerekir.”

“Serebral Palsi Tanılı Çocuklarda Vaka Örnekleriyle Günlük Yaşama Katılım Aktiviteleri Nasıl Olmalı?” başlığında konuşan Erg. İremnur SOYLU; “Serebral palsi, ‘İnsan vücudundaki kasların hareketlerini, tonusunu veya vücudun duruşunu etkileyen bir grup fiziksel engel durumudur’ diyebiliriz. Ergoterapinin amaçları performansı kuvvetlendirmek ve arttırmak, adaptasyon ve üretkenlik için gerekli olan beceri ve fonksiyonların öğrenilmesini kolaylaştırmak, patolojiyi azaltmak veya düzeltmek ve sağlıklı olma durumunu teşvik etmek, sürdürmek için bireyin seçilmiş aktivitelerine katılımını yönetmek olarak sıralanabilir. Serebral Palsi'li bireylerde uygulanabilecek aktivite örnekleri oldukça çeşitli olabilecek şekilde üretilebilir ve uygulanabilir. Serebral Palsi’li bireylerin kullanımına uygun olarak tasarlanmış çatal ile yemek yeme aktiviteleri de bu örneklerden biridir. Bu aktivitelerin çocuklar ve aileleri üzerindeki etkisi çok büyüktür. Çocukların gelişimini ve günlük hayata katılımını sağlarken ailelere de çocukları ile etkileşim imkânı sunar. Yardımcı ekipmanların önemi elbette büyüktür ve farklı kullanımlar için çeşitlendirilmiştir. Bu noktada biz ergoterapistler doğru ekipmanı önermeye özen göstermeliyiz. Yardımcı ekipmanların kullanımı Serebral Palsi'li bireylerde uygundur ancak bunlara mümkün olduğunca bağımlı olmamak gerekir. Serebral Palsi'li bireylerde ayrıca ciddi solunum sorunları olabilmektedir. Oral hassasiyet durumunda uygulanabilecek müdahale çeşitleri oldukça büyük önem taşır.  Dünya çapında 18 milyar Serebral Palsi'li birey vardır ve Serebral Palsi adına göstermemiz gereken farkındalık çok önemlidir.”

“Serebral Palsi’li bireylerin aileleri süreç hakkında bilgilendirilmeli ve planlanma aşamalarına da dâhil edilmelidir.”

“Serebral Palsinin Aile İle Etkileşimi Ve Ergoterapistin Katkısı” konusuna değinen Erg. İsa KÖR; “Ergoterapistler Serebral Palsi'li çocukların aileleriyle etkileşim halinde olmalıdır. Serebral Palsi’li bireylerin aileleri süreç hakkında bilgilendirilmeli ve planlanma aşamalarına da dâhil edilmelidir. Aileler ile yapılan çalışmalar hem aile içi motivasyonu hem Serebral Palsi’li çocuğun memnuniyetini hem de çocuk ile aile arasındaki etkileşimi arttırmada büyük önem taşır. Serebral Palsi'li bireyler günlük yaşam aktivitelerinde rol almalıdır. Kapasitelerine uygun olarak belirlenecek aktiviteler ile hayatın içine dâhil edeceğimiz Serebral Palsi’li bireyler zamanla bu çeşitli günlük yaşam aktiviteleriyle mevcut kapasitelerini ve psikolojilerini de iyileştirebilirler. Ailelere de gerekli eğitimlerin verilmesi kilit noktalardandır. Çünkü eğitimin ardından gelecek olan motivasyonun etkisi daha kalıcı ve güçlü olabilmektedir. Ailelere umut verilmesi yanlış olmamakla birlikte bu umutların gerçeğe uygun olması yıpratıcı süreçleri önlemek adına dikkat edilmesi gereken bir durumdur. Aktivite seçimleri de kapasiteye uygun olmalıdır. Ergoterapistlerin yaklaşımının çok önemlidir. Serebral Palsi'li bireylerin ailelerinin yorgunluğuna çözümünün mutlaka iş bölümü (anne-baba arasında) sağlaması gerekir. Babaların annelere kıyasla daha geri planda kaldığını görüyorum genellikle. Bu durumdaki denge kurulmalı ve bu denge adına ergoterapistler hem araştırmalar yapmalı hem de uygulamalar üretmelidir. İş bölümünün sağlanması gerekir. Farkındalığımız çok önemini ve değerlidir. Ben geliştirilmesi gerektiğini de inanıyorum.” ifadelerini kullandı.

 

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)