ASSAM- ASDER E- Seminerinin konuğu Bülent Yıldırım oldu

ASSAM – ASDER derneklerinin aylık olarak gerçekleştirdiği e-seminerlerden 6’ıncısı düzenlendi.  Seminerlerinin bu ay konuğu İHH İnsanı Yardım Vakfı Genel Başkanı Bülent Yıldırım oldu. Moderatörlüğünü ASSAM Genel Başkan Yardımcısı Gürcan Onat’ın üstlendiği programda Yıldırım, “Filistin’de neler oluyor?” “Neden Kudüs?” konularında önemli değerlendirmelerde bulundu.

“Kitle iletişim araçları ilk defa İslamcılık adına değil etik değerler üzerine kullanıldı.”

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın da katılım sağladığı seminerde kitle iletişim araçlarındaki öneme dikkat çeken Yıldırım, “İsrail ilk hedefinden fiili olarak vazgeçmek zorunda kaldı. İlk hedefi neydi? Sınırları belli olmayan bir devlet aslında sınırları arz-ı mevuttu. Ama İslam dünyasının tavrı ve dünyanın harekete geçişi yani bu kitle iletişim araçlarını ilk defa Müslümanlar, İslamcılık adına kullanmadılar. Etik değerler üzerinde kullandılar bu savaşta. Yani siyasal İslam kavramı son yüzyılın İslam topluluklarında da iç muhalefet olarak algılandı. Ama dikkat ederseniz bunlar önceki savaşların çoğunda siyasal söylemler daha etkindi. İslam toplumlarından hep yardım istiyordu Filistinliler ama bu sefer İsrail’in yaptığı katliamlar, ibadet özgürlüğüne karşı yapılan saldırı, kadınlara yapılan saldırı, annelere yapılan saldırı, çocuklara yapılan saldırı çok ciddi manada dünyada ses getirdi. Tamamen Kudüs’ü Yahudileştirmek isteyip, Müslümanlardan boşaltmak isteyen İsrail, arz-ı mevud sınırlarında Türkiye’nin de bir kısmını içine almak isteyen İsrail, Doğu Akdeniz de doğalgaz ve petrol peşine düşen İsrail, Amerika’yı tamamen kendi etkisinde gören İsrail, İslam dünyasının birçok ülkesinin normalleşmeye imza atmasıyla birlikte kendisini güven içerisinde hisseden İsrail birdenbire klavye başındaki 13 yaşındaki çocukların saldırısıyla karşı karşıya geldi. Tüm dünya ayaklandı. Bu duruma ses getirdi.” açıklamasını yaptı.

“İsrail şu an dağılma sürecine girdi.”

Yıldırım, “Aslında İsrail’in istediği şuydu; İsrail kendi topraklarından nüfusunun bugün fazla olduğunu bilmekle birlikte doğum oranlarına baktığında yerleşim bölgeleri dediğimiz yerleşimciler geliyor Filistinlilerin yerlerini alıyor, evler yapıyor ama sayılarına baktığında belli bir süre sonra Filistinlilerin nüfusunun Yahudilerden daha fazla olabileceğini gördü ve doğal olarak İsrail de azınlık haline gelecekti. Şimdi ikili devleti istemeyen İsrail, bugün inanın ikili devleti kabul ettirmek için elinden gelen her şeyi yapacak gidişatta. Ama artık ikili devlet diye bir şey olamaz. Çünkü zaten İsrail şu an dağılma sürecine girdi.” ifadelerini kullandı.

“Savaş bölgelerine yönelik o bölgenin dilini bilen çocukları savaş travması üzerine çalışan birer psikolog haline getirmeniz gerekiyor.”

Savaş bölgesindeki psikolog eksikliğinden bahseden Yıldırım, “Bizim savaş bölgelerinde en büyük eksiğimiz psikologlarımızdır. Savaş travmasını bilen psikologlarımızın sayısı çok azdır. Biz bunu Bosna’da yaşadık. Bosna’da tecavüze uğramış ve çocuk doğurmak zorunda kalmış olan birçok kardeşimiz var. Suriye’de, Filistin’de, Afganistan’da aklınıza gelebilecek her yerden bu psikologların eksiklerini görüyoruz. Onun için üniversitenizde mutlaka bu savaş bölgelerine yönelik o bölgenin dilini bilen çocukları savaş travması üzerine çalışan birer psikolog haline getirmeniz gerekiyor. Yani şimdi Türkçe bilen biri oraya gidip orada psikologluk yapamaz. Ama Suriyeli bir kızımız gelip oradan yetişecek. Filistinli bir kızımız gelip oradan yetişecek. Diğer savaş bölgelerinden gelip oradan yetişecekler ki biz bu açığımızı kapatabilelim.” dedi.

“III. Dünya savaşı içerisindeyiz.”

III. Dünya savaşının tamamen Müslüman topluluklarına uygulandığını vurgulayan Yıldırım, “Savaşlara şöyle bir baktığımızda öldüren taraf haçlılar, Siyonistler, Budistler, putperestler ve işbirlikçiler. Suriye’de Irak’ta işbirlikçileri görüyorsunuz. Ölen taraf ise Müslüman topluluklar. Yani III. Dünya savaşı içerisindeyiz ve III. Dünya savaşı tamamen Müslüman topluluklara karşı uygulanıyor. Bunun ana merkezide Filistin’dir. Kudüs’ü özgürleştirmenin en önemli yolu nedir? Siyonizm’in sadece Kudüs’te değil bütün bu katledilen, yıkılan, yok edilen, öldürülen İslam topluluklarındaki Siyonizm ve Emperyalizm ’in kolunu kanadını kırıp, Siyonizm’i zayıflatarak merkezi kurtarabiliriz. Onun için bizim dünyanın her tarafına yayılmamız gerekiyor. Anti Siyonist, anti Emperyalist düşüncelerinin yaygınlaşması için İHH olarak çok büyük gayret gösterdiklerini.” vurguladı.     

 

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)