Prof. Dr. Yunus Çengel: “Değişimin ve gelişimin merkezinde beynimiz vardır”

Risale-i Nur Araştırmaları Platformunun (RİNAP) aylık olarak gerçekleştirdiği sohbetlerinin bu ay ki konuğu Üsküdar Üniversitesi Mütevelli Heyet Üyesi Prof. Dr. Yunus Çengel oldu. Moderatörlüğünü Prof. Dr. İbrahim Özdemir’in üstlendiği programda Çengel, “ Beyin, bilinç ve zihin” konusunda önemli değerlendirmelerde bulundu.

“Bilincin kaynağı beyindir”

Programda ilk olarak bilinçten söz eden Prof. Dr. Çengel; “Bizler bilinçli varlıklarız ve beyin sahibiyiz. İrademiz var, hislerimiz var, beş duyumuz var. Böyle bir sürü özelliklerimiz var. Genellikle bunlar beynin bir tezahürü olarak biliniyor. Mesela bilinç, farkındalıktır. Ben kendimin farkındayım, varım. Şu anda konuştuğumun farkındayım. Bilinç bir şekilde farkındalıktır. Yani böyle zombi falan değiliz. Bunları biliyoruz. Bilincimizin olduğunu biliyoruz. Bunu kafatasımızda hissediyoruz. O zaman doğal olarak beyin geliyor aklımıza. Beyini alırsak bilinç gidiyor. Beyini yerine koyarsak bilinç geri gelir. O zaman gayet basittir. Bilincin kaynağı beyindir. Beyin varsa bilinç var, beyin yoksa bilinç yok. Beş duyulan tutum da bilinç, bütün duyulan arzular vs. beyinin yapmasıdır.” dedi.

“Beyin bir maddedir”

Beyinin yapısından bahseden Prof. Dr. Çengel; “Mesela beyinde bir hastalık var ve gözümüz görmüyor. Burayı bir şekilde tamir etmeye ve hemen görmeye başladık diyelim. Otomatik olarak beynin gördüğünü anlıyoruz. Beynin bir kısmı hasarlı olunca görmüyoruz. Tedavi edilince görmeye başlıyoruz. Demek ki beyin görür. İnsanlar doğal olarak şartlanıyor. Bunun temeline indiğimiz zaman beyin yağlı bir dokudur. Bir etten, elmadan fazla farkı yoktur. İçinde bilgisayar işlemcilerinde olduğu gibi elektrik faaliyetleri vardır. Beyin ne kendisini bilir ne de yaptığını bilir ne de başka bir şey. Aşağı yukarı yüz milyar civarında hücreden ve nöronlardan oluşan, ağırlığı bir buçuk kilodan oluşan bir dokudur. Masaya birkaç parça et koyun, yanına da beyin... Çok fazla farkları yoktur. Mesela beyin emrediyor şeklinde söylemler …vs var. Beyin bunları yapamaz, emretmez. Beyin bir maddedir.” şeklinde konuştu.

“Değişimin ve gelişimin merkezinde beynimiz vardır”

Bizleri hayvanlardan ayıran şey gelişim potansiyelimizdir diyen Prof. Dr. Çengel; “Beyin öyle bir şey ki bir sürü kısımları vardır. Aynen bir arabada olduğu gibi epey işlevi sadece kendisi yapıyor. Mesela her arabada motordaki hava miktarı vs. bunları ayarlayan bir beyin vardır ve bizler sürücü olarak bunun farkında değiliz. Bütün bunlar bir irade, yazılım ve muazzam bir ilim gerektiriyor. Hepsini bilmesi lazım. Bir de insanın iradesi dâhilinde olan şeyler vardır. Öğrenmek, anlamak gibi, bu aletlerde olmayan bir şeydir. İnsanı hayvandan ayıran şey zaten budur. Hayvanların çoğunda bizden daha büyük beyin vardır. Mesela fillerin beyinleri bizim beynimizin birkaç katıdır ama beynin öğrenme kabiliyeti yoktur. Bizim diğer canlılardan farklı en önemli özelliğimiz dünyaya kara cahil geliyoruz ve ilim tahsil ederek, öğrenerek ve çoğu şeyleri değiştirerek bütün hayvanlara, her şeye hükmedebilen bir beyne sahip oluyoruz. İnsan değişen ve gelişen bir varlıktır. Değişimin ve gelişimin merkezinde beynimiz vardır. Çünkü beyin sanki beden ve ruh arasındaki o ara yüzü biz ne kadar iyi kullanırsak, onu geliştirirsek hafızamız ve insanlarla, doğayla kurduğumuz ilişkiler sınırsız olur.” ifadelerini kullandı.

Haber: Aleyna Yıldırım

 

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)