Prof. Dr. Arıboğan: “İyilik ve kötülük sadece insana dairdir”

Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan, Çekmeköy İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen İyilik, Kötülük, Şeffaflık başlıklı programın konuğu oldu. İnsanın içindeki iyilik ve kötülük duygularına değinen Arıboğan, iyilik ve kötülüğün sadece insana dair kavramlar olduğunu belirtti. 


 

 “Bir bilgi dünyasının içerisinde yaşadığımız için algılarımız bulanık” 

İyilik, kötülük ve şeffaflık konularının çok sübjektif olduklarını belirten Arıboğan; “Neyin kötü neyin iyi olduğu, şeffaf zannettiğimiz şeyin gerçekten şeffaf olup olmadığı ve bizi neye sevk ettiği konusunda, tamamen gaz ve toz bulutuyla kaplı bir dünyanın içinde yaşıyoruz. Çok bulanık bir çevremiz var. Algılarımız bulanık çünkü bir bilgi dünyasının içerisinde yaşıyoruz. Değerler içerisinde yaşıyoruz. Bu değerler bizim için özel olarak üretiliyor ve bize gönderiliyor. Mesela bundan 200 yıl önce yaşayan bir İngiliz’in bahçesindeki çitlerin arkasından baktığı zaman hayatında sahip olduğu bütün bilgilerin toplamı, bugün sadece New York Times dergisinin bir hafta sonu ekinde var olan bir bilgi bütünlüğüdür. Sahip olduğumuz, bize aktarılan enformasyonun miktarı o kadar artmış durumdaki bazen bir hafta sonunda edindiğimiz bilgi, 200 yıl önce yaşayan bir insanın bütün bir ömrü boyunca sahip olduğu bilgiye eşittir.” ifadelerini kullandı.

İnsan, içindeki kötülüğü baskılamak zorundadır

Kötülüğün çoğunlukla kötü davranış sisteminden beslendiğini dile getiren Arıboğan; “Kötülük insan tabiatının bir parçası olarak da var olabiliyor. Platon, Devlet adlı eserinde bir hikâye anlatır. Lidya kralının ülkesinde yaşayan Gyges isimli bir çobanın hikayesidir bu. Gyges köyün en çok sevilen, en çok güvenilen, iyi insanlarından biridir. Bildiği bir şey vardır o da koyunları götürsün otlatsın getirsin. Başka bir şey de bilmez. Köyün diğer çobanlarıyla da anlaşır. Bir gün Gyges koyunlarını otlatırken deprem olur. O depremde yer yarılır ve yerin içerisinde garip bir canavar vardır ve onun içinde bir beden vardır. Elinde de bir kocaman yüzük vardır. Gyges o yüzüğü alır ve parmağına takar. Parmağına taktığında oynarken yüzüğü aşağıya doğru çevirdiğinde görünmez hale geldiğini fark eder. Bunu çok eğlenceli bulur. Gyges elindeki yüzük sayesinde görünmez olduğu için kimse ona dokunamamaktadır. Yüzükle istediği gibi kendini bir görünür bir görünmez yapmaktadır. Bir süre sonra her şeyi yapabilmeye muktedir olduğunu düşünür. İnsanların mallarını çalar, onları öldürmeye başlar. Sonra da gider Lidya kralını öldürür, karısıyla beraber olur ve kral olur. Sonunda halk onu linç edecektir. Ama görünmez hale geldiğinde, yani onun kötülüğünü baskılamasını sağlayan faktörleri bertaraf ettiğinde korkunç bir canavara dönüşür. Sokrates bunu anlatmaya çalışır. İnsan içinde kötülük vardır ve onu baskılamak zorundadır. Baskılamasının sebebi de Allah korkusudur.” şeklinde konuştu.

İyilik ve kötülük sadece insana dairdir

Kötülüğün ve iyiliğin bireysel mi yoksa toplumsal mı olduğuna da değinen Arıboğan; “Bir birey olarak kendi başımıza diğer her şeyden bağımsız olarak iyi veya kötü olabilir miyiz? Eğer ruh sağlığınız bozuk değilse insanoğlunun özü itibariyle iyi olduğu kabul edilir. Durduk yere kötülük yapmaz, planlamaz ama öyle bir şey olur ki normal bir insan kayınvalide olur ve gelinine kötülük yapmaktan kendini alamaz. Özü iyi olabilir. Onca sene iyilik yapmıştır ama kıskançlık gelir insanın içine. Oğlunu paylaşıyor diye kötülük yapası gelir. Aynı şekilde pırıl pırıl genç kız tam tersini yapabilir. Eşler birbirini severek evlenebilir ancak daha sonra birbirlerine kötülük yapabilirler. En çok kadın cinayetinin olduğu ülkede yaşıyoruz. Sevdiği için öldürdüğünü söylüyor. Severek öldürüyor. Bu bir erkeksizlik olarak tanımlanıyor. Babasından öyle gördüğü için kötülük olarak algılanmıyor. İyilik ve kötülük sadece insana dairdir. Sadece bizle ilgili bir şey.” dedi.

 

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)