‘Ergoterapi ile Sınırlara Dokun ve Değiş’ Sempozyumu Gerçekleştirildi

Üsküdar Üniversitesi Serebral Palsi ve Ergoterapi Kulübünün ilk etkinliği 3 Aralık Dünya Engelliler günü için düzenlenen “Ergoterapi ile Sınırlara Dokun ve Değiş” Sempozyumu oldu. Sempozyum Sağlık Bilimleri Fakültesi Ergoterapi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sevda Asqarova’nın öncülüğünde gerçekleştirildi. 


Sempozyumun ilk oturum konukları İstanbul Üniversitesi Dâhili Tıp Bilimleri Bölümü Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı Doç. Dr. Nalan Çapan, Eyüpsultan Belediyesi Aile Danışmanlık ve Eğitim Merkezi Birim Sorumlusu Uzm. Klnk. Psk. Berat Karaahmetoğlu, Süper Palsi Projesi 1.Sorumlusu ve Yeditepe Üniversitesi Engeli Olan Öğrenci Danışma ve Koordinasyon Birimi Fzt. Benan Özkol, Süper Palsi Projesi 2.Sorumlusu ve Serebral Palsili Çocuklar Derneği (SERÇEV) Reklam ve İletişim Koordinatörü Yersu Deniz oldu.


Doç. Dr. Nalan Çapan: “Serebral Palsi dünyada ve ülkemizde çocuk engelliğine sebep olabiliyor”

“Pediatrik Hastalıklarda Rehabilitasyon Yaklaşımları” konusunda söylemlerde bulunan Doç. Dr. Çapan, “Pediatrik rehabilitasyon gerçekten çok önemli çünkü çocukluk çağında başlayan bir takım bedensel işlevsel bozuklukların tanınması ve interdisipliner olarak tedavi edilmesi gerçekten büyük önem taşıyor. Bu pediatrik popülasyonlar engelliliğe sebep olan birçok hastalık var. Ama bunların arasında en sık gördüğümüz ‘Serebral Palsi’ hasta grubu. Serebral Palsi birçok sistemde birtakım bozukluklara sebep olabiliyor. Hafiften ağıra kadar giden birtakım tutulumlarla seyredebiliyor. Serebral Palsi, dünyada ve ülkemizde çocuk engelliğine sebep olabiliyor. Onun için ne kadar rehabilitasyona erken başlarsak çoklu engelliliği o kadar engellemiş oluyoruz. Erken tanı kadar erken tedavi de önemli.” Dedi.

Uzm. Klnk. Psk. Karaahmetoğlu: “Ne kadar kısa bir sürede kabul edebilirse o kadar faydalı”

Uzm. Klnk. Psk. Berat Karaahmetoğlu, ‘Engelli Psikolojisi ve Pandemi Dönemi Engellilerde Psikososyal Durum’ başlıklı konuşmasını gerçekleştirdi. Karaahmetoğlu; “Bazı aileler engelli bir aile üyesine karşı uyum sürecini kolay atlatabiliyor. Bazı aileler ise bu süreçte uyum konusunda büyük problemler yaşıyorlar. Bu durumda ne yapmak lazım? Öncelikle aile bu durumu ne kadar kısa bir sürede kabul edebilirse bizim için o kadar faydalı olur. Ebeveynin çocukla olumlu ilişkiler kurması aile içerisinde bozulan dengelerin kısa sürede tekrar iyi hale getirmek engelli çocuğun psikolojisi açısından önemli bir faktör.” dedi.

Fzt. Benan Özkol: “Bu çocukların sosyalleşmelerini istiyoruz”

Fzt. Benan Özkol, Süper Palsi Projesinin nasıl ortaya çıktığı hakkında bilgi verdi. Fzt. Özkol; “Süper Palsi benim lisans dönemimde başlattığım ve devam eden bir sosyal sorumluluk projesi. Biz iki bacaklı olarak yürütüyoruz bu projeyi. Yeditepe Üniversitesi ve SERÇEV Derneği olmak üzere. Süper Palsi projesi şu şekilde ortaya çıktı. Lisans dönemim sırasında otizm adında bir farkındalık projesi gönüllüsüydüm ve çok güzel işler yaptıklarını gördüm. Pediatrik fizyoterapi alanında stajım devam ediyordu biz neden Serebral Palsili bireyler için böyle farkındalık projesi yapmayalım sorusu geçti aklımdan. Böylece Süper Palsiyi başlatmış olduk. Biz üniversiteli gönüllülerin serebral palsiyi tanımalarını istiyoruz ve bu çocukların sosyalleşmelerini istiyoruz. Bunun için buluşmalar düzenliyoruz ve yeni gelen üyelerle eski üyeler arsında pelerin teslim töreni gerçekleştiriyoruz.” Dedi.

Yersu Deniz: “Öncelikleri eğitim, sağlık ve istihdam”

Yersu Deniz, SERÇEV Derneği hakkında bilgi verdi. Deniz; “SERÇEV 2002 yılında kurulmuş bir sivil toplum kuruluşuydu şu an ise kamu yararına çalışan bir sivil toplum kuruluşu. 2002 yılında altmış kadar ailenin bir araya gelerek oluşturduğu bir sivil toplum kuruluşu. Bu altmış aile nasıl ve neden bir araya geldi. Hikâyenin en anlamlı kısmı benim için özellikle tamamı Serebral Palsili çocuğa sahip aileler tarafından kuruluyor olması. O yıllarda Ankara’da çok sınırlı fizik tedavi merkezleri var. O dönem hepsi aynı fizik tedavi merkezine gidiyor ve hepsinin sorunu benzer. Yani benzer bir dert ortaklığı söz konusu. Bazılarının çocuğu okula başlıyor, bazılarının ise çocukları kreş çağında. Ama okula başlayan ailelerin çoğunluğunda aynı sıkıntı var. Çocukları okula alınmıyor. O dönem çoğu aile bunu yaşadıktan sonra bir yerde SERÇEV’i kuruyorlar ve ilk öncelikleri eğitim, sağlık ve istihdam oluyor.” dedi.

Sempozyumun 2’inci oturumunun konukları SERÇEV Yönetim Kurulu Başkanı Süheyla Gürkan, Okan Üniversitesi Görsel İletişim ve Tasarım Uzmanı ve Spor Yöneticisi Dilan Marangoz, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü Fzt. Özcan Kalkan, Üsküdar Üniversitesi Engelsiz Yaşam Merkezi Müdürü Ömer Yiğit oldu.

Dilan Marangoz: “Üniversitede engelsiz yaşam topluluğu kurdum”

Engelli insanlara bir örnek niteliğinde olan yaşantısına değinen Dilan Marangoz: “Benim kendi yapmış olduğum projelerim var. Üniversitede engelsiz yaşam topluluğu kurdum ve başkanlığını yürüttüm. Okuduğum yıllar içerisinde çeşitli projelerde okulumu temsil ettim. Daha sonra ise kamera önü oyunculuk eğitimi aldım.” Dedi.

Fzt. Kalkan: “Serebral Palside Muşltidisipliner Yaklaşımların Etkileri”

Fzt. Özcan Kalkan, ‘SERÇEV Çalışmaları ve Serebral Palside Muşltidisipliner Yaklaşımların Etkileri’ başlıklı konuşmasında, “Vücutta hareket nasıl meydana gelir? Örneğin ben el bileğimin yukarı aşağı hareketini emrederken beynim bu emri nasıl veriyor? El bileğimden beynime doğru bilgiler gider, beyin bu bilgileri işliyor ve aktif hareket emri veriliyor. Bu ışıkta baktığımız zaman eğer benim beynimdeki hasarlı bölgelerin görevini sağlam kalan bölgeler üstlenecekse ilk önce yapmam gereken şey beynimdeki veri işleme olayını sağlam kalan bölgelere öğretmek. Bunu da hareketleri çok yavaş yaparak öğretebiliriz.” İfadelerin kullandı.

Ömer Yiğit: “Son yıllarda engellilere bakış açısı olumlu yönde değişti”

Engelli hakları konusuna değinen Ömer Yiğit: “Ben engelli haklarını üç ayrı kategoride değerlendiriyorum. Bunlar toplum yani bizden kaynaklı, eşyadan çevreden kaynaklı ve yönetimden devletten kaynaklı. Burada en önemlisi engelli olmayan insanların üzerindeki sorumluluk. Son yıllarda ülkemizde ve toplumda engellilere karşı bakış açısında engellilere karşı nasıl davranılması gerektiği ve engellilerin haklarına karşı saygı konusunda gelişmeler oldukça var.” Şeklinde konuştu.

Sempozyumun son oturumunda Üsküdar Üniversitesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü Öğr Gör. Mahmut Çalık, Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı ve Metin Sabancı Özel Eğitim Okulları Müdür Yardımcısı Akif Ülger, Metin Sabancı Özel Eğitim Okulları Fizyoterapisti Ebru Özker, Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Öğr. Gör. İsa Kör konuşmalarını gerçekleştirdi.

Öğr. Gör. Çalık: “Engelli bireyler bir spor dalına yönelmeli”

“Engellilerde Spor” başlıklı konuşmasında engelli bireylerin günlük yaşantısında karşılaştığı olaylara değinen Öğr. Gör. Mahmut Çalık; “Engelli bireylerin hayata daha sıkı sıkıya tutunmaları için benim hep söylediğim bir şey var, bir spor dalına yönlenmeleri. Sadece bu işten para kazanmak için değil kendi sağlıkları ve öz güvenleri için bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bizim toplumumuzda maalesef engelli bireyler genellikle evden dışarı çıkmıyor. Eskiden daha kötüydü bu durum. Hem imkânsızlıklardan dolayı hem de eski toplum yaşantısından dolayı bu durum maalesef yaşanıyordu. Fakat bu durumun günümüzde pozitif şekilde değiştiği kesin.” Şeklinde konuştu.

Akif Ülger: “Saç ayaklarını birleştiren çember ise okuldur”

Akif Ülger; “Şunu herkes biliyor ki eğitim; öğretmen öğrenci ve ailenin iş birliği halinde oluşan bir saç ayağına benzetilir. Ancak bu saç ayaklarını birleştiren çember ise okuldur. Bundan dolayıdır ki tüm okulların öğrencinin eğitiminde ister engelli olsun ister doğal gelişim öğrencileri olsun çok önemli bir rolü vardır. Okulun öğrenci ile olan ilişkisi ise güzel bir planlamadan geçer. Bizde bireyselleştirilmiş eğitim planı hazırlıyoruz. Ergoterapistlerimiz de çocuğa gelişim özelliklerine göre planlamalar yapıyor.  Burada ana nokta ise öğretmenlerdir.” İfadelerini kullandı.

Okul fizyoterapisti ne yapar?

Okullardaki fizyoterapi etkinliğine değinen Ebru Özker: “Okul fizyoterapisti ne iş yapar? Biraz bundan bahsetmek istiyorum. Okul fizyoterapisti öğrencinin motor becerilerini takip edip gözlemleyip ihtiyaçlarını belirleyerek duyu motor alanda gelişimin destekleyecek disiplinler arası çalışmayı sürdüren, öğrencinin ihtiyacına göre fizyoterapi açısından ihtiyacı okul geneline yaymak için görev alan kişidir. Burada en önemlisi disiplinler arası çalışmadır.” Dedi.

 Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Ergoterapi Bölümü Öğr. Gör. İsa Kör; “Engelli Bireylerden Toplumun Beklentisi Nedir ve Ergoterapist Olarak Engelli Bireylerin Hayatlarına Nasıl Dokunabiliriz?” konulu konuşmasını gerçekleştirdi.

 

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)