Bağımlılık ile Mücadele Çalışmaları Komite Toplantısı gerçekleştirildi

Haber ile ilişkili SDG etiketleri

DOI : https://doi.org/10.32739/uha.id.56761

Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör ile Türkiye’de ve dünyada adli bilimler alanındaki çalışmalarıyla tanınan Üsküdar Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sevil Atasoy önderliğinde “Bağımlılık ile Mücadele Çalışmaları Komite Toplantısı” gerçekleştirildi. Bağımlılık ile mücadele konusunun boylu boyunca ele alındığı toplantıda Güngör, farkındalığın önemine dikkat çekti. Mücadeleyi yürütebilmek için bir organizasyona ihtiyaç olduğundan bahseden Prof. Dr. Sevil Atasoy ise topluca bir farkındalık yaratmak gerektiğinin altını çizdi. Uyuşturucu sorununun giderek arttığına da vurgu yapan Atasoy, bu artışın ölümleri beraberinde getirdiğine değindi. Bu kapsamda gerçekleştirilen toplantıda bağımlılıkla mücadele için alınabilecek önlemler konuşuldu. 

Üsküdar Üniversitesi Senato Salonunda düzenlenen toplantıya Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör, Üsküdar Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sevil Atasoy, Genel Sekreter Selçuk Uysaler ve daire başkanları ile birim yöneticileri katıldı. 

Prof. Dr. Nazife Güngör: “Bağımlılıkla mücadelede farkındalık oluşturmamız şart”

Bağımlılıkla mücadelede yapılabilecek önemli çalışmalara değinen Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör, farkındalık oluşturmanın önemine vurgu yaptı. Güngör; “Bağımlılıkla mücadelede farkındalık oluşturmamız şart. Bağımlılıkla mücadele ile ilgili çalışmalar yapmak, farkındalık oluşturmak ve bilinçlendirmek açısından çok faydalı olur. Bu kapsamda bağımlılıkla mücadele ile ilgili çalışmalar yapılabilir.” dedi.

Prof. Dr. Sevil Atasoy: “Son 5 yıl içerisinde beklenmedik bir ivme görüyoruz”

Uyuşturucu sorununun giderek arttığına vurgu yapan Üsküdar Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sevil Atasoy, bu artışın ölümleri de beraberinde getirdiğine değindi. Atasoy; “Uyuşturucu ülkemizde çok önemli bir sorun olmaya başladı ve giderek artıyor. Son 5 yıl içerisinde beklenmedik bir ivme görüyoruz. Tedavi için hastanelere başvuran madde bağımlılıklarının sayısında da artış var. Hızlı bir şekilde yükselişte. Adli Tıp Kurumundan çıkan raporlarda da uyuşturucuya bağlı ölüm sayısında çok ciddi bir artışın olduğu gözlemleniyor.” ifadelerini kullandı. 

“Madde bağımlığı halk sağlığı meselesi olarak kabul ediliyor”

Uyuşturucu madde ile mücadelede üç basamak olduğunu dile getiren Prof. Dr. Sevil Atasoy; “Madde bağımlılığının tedavi edilebilir bir beyin hastalığı olduğu bütün dünyada kabul ediliyor. Aslında bütün mesele insanların hiç hasta olmaması, hiç ölmemesi. Yani madde kullanmasınlar, maddeye bağımlı olarak da yaşamlarını tehlikeye sokmasınlar. O nedenle uyuşturucu maddeyle mücadelenin belli başlı bir prensibi var. Bu bir halk sağlığı meselesi olarak kabul ediliyor ve sıtma ile mücadele edermişçesine üç basamaklı bir strateji yürütülüyor. Birinci basamak, hiç kullanmamak. Yani tütün, alkol, madde, esrar kullanmasın. Yeşil ve kırmızı reçete de buna dahildir. Yani sadece eroin, kokain, morfinden bahsetmiyoruz, ilacın kötüye kullanımından bahsediyoruz. Bizim işimiz birinci basamak. Yani birinci basamak madde ile mücadele ediyoruz.” şeklinde konuştu. 

“İnsan sevinince de üzülünce de kullanır”

Madde bağımlılığının nedenlerinden bahseden Atasoy; “Öncelikle madde kullanımının nedenlerini bilmek durumundayız. Bu nedenler sorunlarla başa çıkamama, sorun çözememe, kaygıların olması, okul notlarının kötü olması, sağlıklı yaşam becerilerinin olmaması gibi sorunlarla karşılaşıyoruz. Bunun sebebi pozitif psikolojiyi bilmemelerinden kaynaklanıyor. Yani insanların kendini iyi hissetme halini, kendi kendilerinin problemlerini çözümleme becerilerinin olmayışından kaynaklanan bir durum. İnsan sevinince de üzülünce de kullanır. Yani mutlaka bir neden bulur. Bütün mesele bununla mücadele edecek bilgi ve beceriyi kendisine verebilmekte…” dedi. 

“Herkesin farkındalığının olması lazım”

Bağımlılıkla mücadelede farkındalığın önemine dikkat çeken Atasoy; “Bağımlılıkla mücadeleyi yürütebilmek için bir organizasyona ihtiyacımız var. Çünkü bu topyekûn bir mesele. Herkesin farkındalığının olması lazım. Birini gördüğü zaman onun sorunu olduğunu fark edebilecek bir biçimde donatılmış olmalı. Yani illa ki göz bebekleri büyük veya eli titriyor, yüzü kızardı olarak değil, o noktaya gelmiş olanı değil. Kendine göre üzüntüsü olanı, bir kenara çekileni, içine kapananı görmek gerekiyor. Topluca bir farkındalık yaratmak gerekiyor.” ifadelerini kullandı. 

Üniversitedeki süreçlerin değerlendirildiği toplantıda ortak çalışma ve dayanışma duygusu ile bu alandaki çalışmaların artarak devam edeceği vurgusu yapıldı.  
 

 

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)