Prof. Dr. Sinan Canan: “Nörobilim bilmeyen evde kalacak”

Prof. Dr. Sinan CananTercih ve Tanıtım günleri kapsamında adaylara yönelik düzenlenen “Tercih Buluşmaları” Instagram canlı yayınının 4’üncü konuğu Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Psikoloji bölümü Öğr. Üyesi Prof. Dr. Sinan Canan oldu. “Beynimizi Anlamak Ne İşe Yarar?” başlıklı konuşmasında insan beyninin önemine dikkat çeken Canan; “Kolu, bacağı, karaciğeri alınan insanların hayatında çok büyük bir değişiklik olmayabiliyor. Ancak beyinde çok küçük bir değişiklik yapsanız ufacık bir hasar oluşsa insanlar çok ciddi sıkıntılar yaşayabiliyor. Bu da bize gösteriyor ki beyin, insanı insan yapan o özelliklerin toplandığı yer.” Dedi. 

Üsküdar Üniversitesi Kurumsal Instagram hesabından gerçekleştirilen programın moderatörlüğünü Kurumsal İletişim Medya PR Birim Yöneticisi - Gazeteci Şaban Özdemir üstlendi.

“Beyin, insanı insan yapan özelliklerin toplandığı yer”

Prof. Dr. Sinan Canan, insanın değişmeye ve gelişmeye açık olmasının önemine dikkat çekerek; “Değişmeye ve gelişmeye niyetiniz varsa on dakika baktığınız yaprak bile size çok şey söyler aslında. Dolayısıyla bizim söylediklerimizin, bilimsel bulguların tek başına pek bir anlamı yok. Bunları değerlendirilecek zihinler, uygulama cesareti olan insanlar olduğu zaman bir anlam ifade ediyor. Benim de bu kadar çok konuşma sebebim zamanında o yaşlardayken keşke bana söylenseydi de ben bunları bilseydim dediğim çok fazla şeyin olması. Yolculukta da bana beyinle uğraşmak kısmet oldu. Bunu bir hediye olarak görüyorum. Bu hediye, insan hakkında insana çok şeyi söylüyor. İnsanın nasıl bir varlık olduğunu düşündüğünüzde, diğer canlılardan olan temel farklarını göz önüne aldığınızda, aslında biyolojik olarak beyin dediğimiz organın ev sahipliği yaptığını görüyoruz. Kolu, bacağı, karaciğeri alınan insanların hayatında çok büyük bir değişiklik olmayabiliyor. Ancak beyinde çok küçük bir değişiklik yapsanız ufacık bir hasar oluşsa insanlar çok ciddi sıkıntılar yaşayabiliyor. Bu da bize gösteriyor ki beyin, insanı insan yapan o özelliklerin toplandığı yer.” İfadelerini kullandı.

“İnsana dair yeni şeyler yapmak, insana yeni bir gözlükle bakmaktan geçer”

Canan, beyni metafor olarak kullanıp aslında insanı anlatmaya çalıştığını belirterek; “Ben, insan aslında nasıl bir varlık? Neye ihtiyacı var? Ne ile mutlu ve tatmin oluyor? Neden korkuyor? Bunların listesini yapmaya çalışıyorum. Ve bu bakış açısı ile baktığınız zaman Üsküdar Üniversitesinin zaten zamanında Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın bunu öngörmesi nedeniyle bu tema üzerinden yola çıkılmış bir üniversite olduğunu görüyoruz. Bugünlerde ve bundan sonrasında insana dair yeni bir şeyler yapacaksak, yeni sorunlar çözeceksek, bu insanı yeni bir gözlükle anlamaktan geçer. Bu gözlük bilimin, nörobilimin ve psikolojinin gözlüğü. Dikkat ederseniz artık dünyada hemen hemen her uğraş alanının bir nöro alanı var. Mesela nöropazarlama var. Üsküdar Üniversitesinde de bir bölüm. Ben başkanlığını yürütüyorum. İnsanlar satın alırken, karar verirken beyinleri nasıl çalışıyor? Bu ihtiyaçlara uygun ürünler üreten ve onların araştırmasını yapan bir alan. Satın alma, sadece sözel anlamda ifade edilen bir şey değil, beyinlerinin içine bakarak çözülmesi gereken bir şey. Bir başka örnek olarak nörohukuk var. Biz insanları alıyorduk Adli Tıp'a gönderip sağlık raporu istiyorduk. Aklından zoru var mı onlara bakıyorduk. Ancak nörohukuk, olayı tamamen bambaşka bir hale getirdi.” Şeklinde konuştu.

“Nörobilim bilmeyen evde kalacak”

Sözlerinin devamında nörobilimin önemine değinen Canan; “Ben hangi bölümde olursa olsun genç arkadaşlara şunu söylüyorum, artık nörobilim bilmeyen evde kalacak. Her anlamda evde kalmak olabilir. Ama özellikle de bir okul bitirseniz, bir şeylerden mezun olsanız da bir süre sonra aynen iki dili bilmek gibi nörobilim bilmek de insanı büyük bir farka sürükleyecek. Üsküdar Üniversitesi bu alanda 7-8 yıldır büyük bir başarı yakalıyor. Bu konuda yetkin akademisyen yetiştirmek ve yetkin araştırmacılar, eğiticiler bulmuş, büyük bir öngörü ile kurulmuş bir üniversite.” Dedi.

“Üsküdar Üniversitesi olarak dünyanın en etkili mottosuna sahibiz!”

Üsküdar Üniversitesinde davranış bilimlerinin olmasının artı bir güzellik olduğunu vurgulayan Canan; “Bizim temel bilmemiz gereken bilgi alanı nörobilim, insan ve davranış bilimleridir. Bunu teorik olarak aslında herkes öğrenebilir. Fakat her bilimde olduğu gibi teknik dili çok karmaşık. Birilerinin de bunları basitleştirmesi, hatta bilimsel tarafını bozmadan hayatta uygulanabilir önerilerle gelmesi gerekiyor. Ben ve benim gibi bazı akademiden arkadaşlarımızın soyunduğu kısım biraz burası. Buna halk bilim eğitimi de deniyor dünyada. Birçok akademik birimde, birçok üniversitede geleneksel bakış açısıyla hoş karşılanmayan bir şey. Akademisyensen makaleni yaz ne geziyorsun dışarıda diye çok söylenir. Geldiğim ilk günden beri Prof. Dr. Nevzat Tarhan hocam neredeyse arkamdan itiyor hadi git anlat diyerek. Üniversitenin fonksiyonlarından bir tanesi bildiğini topluma mal etmek yaymaya çalışmaktır. Bu nedenle ben üniversitenin desteği için de çok memnunum. Birçok üniversitede hocaları bulamazsınız, hatta kapılarını çalmaya korkarsınız ancak buradaki ortam tamamen tersi. O yüzden dünyanın en mükemmel imkânlarına mı sahibiz? En zengin üniversitesi biz miyiz? Hayır. Ama Dünyanın en etkili mottosuna sahibiz. İnsanı anla dünyayı değiştir. Üsküdar Üniversitesinde akademik kadrodan idari kadroya kadar herkes insanı anlamaya yönelik çalışma içerisinde. Üniversite bir yaşam alanıdır. Bir kültür, bir dönüşüm alanıdır. Üniversiteye girdiğinizde dönüşmeniz, gelişmeniz lazım. Özellikle Üsküdar Üniversitesinde davranış bilimleri olması ayrı bir güzellik” dedi.

“İnsanı ayakta tutan en büyük güç anlam arayışıdır”

Başarısızlığa rağmen insanı ayakta tutan en büyük gücün anlam arayışı olduğuna dikkat çeken Canan; “İnsan beynini anlamaya başladığınızda çok ilginç yerlere geliyorsunuz. İnsan, en azından birkaç yüz bin yıl daha anlamsız yaşayabilecek bir varlık değildir. İyi bir inanç gibi yorumlamamalarını tavsiye ederim. İnsanın kendi içsel anlamından bahsediyorum. İnançsız biri de olabilirsiniz ama bir hikâyeniz bir anlamanız olmalı. Özellikle genç arkadaşlara tavsiye ediyorum alanımız ne olursa olsun nöropsikoloji biliminin eğitimini alın. Üsküdar Üniversitesi programlarını, bizim yayınlarımızı takip edin. Bizim işimiz bunları anlatmak. Serbest vaktinizi bunlarla geçirin. Çünkü dış dünyayı değiştirmenizin imkânı yok. Tek değiştirebileceğiniz şey kendiniz. Birilerinin moda ettiği bilgileri hızla tüketmeye çalışıyoruz. Bu da bizim kafamızı allak bullak ediyor. Birincisi zaten kitabı değil hayatı okumamız gerekiyor kitaplar hayatı okumak için okunur. Okuduğumuz, aldığımız bilginin gerçekliğini sorgulamamız gerekiyor. Beynimiz hiç fark etmeden yıkanabiliyor. Bir ay bir şeye inanırken öbür ay başka bir şeye inanabiliyoruz. Burada kritik ve analitik düşünmeyi öğrenmek çok çok önemli. Bunun da yolu bilimin ABC’sini anlamamız. Önce bilimi öğreneceğiz. Bu devrin en önemli silahı bilim ve bilimin düşüncesidir. Ama bilimperestlikten de kendimizi uzak tutacağız.” İfadelerini kullandı.

“Kendinizi biriyle kıyaslayacaksanız dünkü kendinizle yapın!”


Gelişkin insan olma yolunda en önemli unsurun gençlik döneminde kulakların açık olması olduğunu vurgulayan Canan; “Her türlü kaynaktan, her türlü ağızdan öğrenebileceğimiz bir şey olduğu gerçeğini unutmamak gerekiyor. Kendinizi biriyle kıyaslayacaksanız dünkü kendinizde kıyaslayın. Dünkü kendinizle kıyasladığınız zaman kaçınılmaz olarak zaten gelişiyorsunuz. Yani gördüğünüz zaman ekstra gayret geliyor. Bize her günümüz aynıymış gibi geliyor ve hep kendimizden daha yüksek olanlara gözümüzü dikerek sağlığımızı düşürüyoruz. Önümüze bakalım dünümüzü bugünümüzle kıyaslayalım. Her gün 1 milimetre ilerleyen tavşanla kaplumbağanın hikâyesi gibi düşünebiliriz. Günümüz gençlerimiz, maalesef bir anda şansı yaver gitme, ünlü olma hayallerine kapılıyor. Hayat böyle bir hayat değil. Hızlı çıkılan tepelerden çabuk düşülür. Ağır çıkarsan orada oturabilirsin. Eğer mucize arıyorsanız istikrarlı olun.” Şeklinde konuştu.

“Kulaklarınızı dışarıya karşı kapatın”

Prof. Dr. Sinan Canan, konuşmasını dinleyicilere şu tavsiyeleri vererek sonlandırdı; “Her ekmek farklı sürede pişer. Taktiklere konulmuş kurallara inanmayınız. Ve İbn-i Sina'nın çok sevdiğim bir sözü vardır; “Yumurtanın kabuğu içerden kırılırsa hayat başlar, dışarıdan kırılırsa hayat sona erer.” Yumurta kabuğunu dışarıdan kırdırtmayın. Dışarıya kulaklarınızı kapatın. Kendi içinizden neyi kırabilirsiniz buna bakmayı alışkanlık haline getirin.” Dedi.

Haber: Şüheda Damgacı- Dilruba İçliardıç
 

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)