Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Virüsü Düşman Olarak Görmeyelim”

Prof. Dr. Nevzat Tarhan

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Saadet Partisi Gençlik Kolları tarafından düzenlenen Ali Aktaş’ın moderatörlüğünü üstlendiği Youtube canlı yayının konuğu oldu. Prof. Dr. Nevzat Tarhan, dünyayı etkisi altına alan koronavirüs ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Tarhan, Pandemi bize; boş zaman, sağlam psikoloji eğitimi ve manevi birikimlerimizi artırma fırsatı olmak üzere üç önemli hediye verdi. Virüsü düşman gibi değil, yönetilecek bir durum olarak görelim” dedi.

 

 

“Yüksek idealleri olan gençlerle geleceğimizi kurtarabiliriz”

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, küresel Covid-19 salgınının toplum psikolojisi üzerindeki etkilerini anlatarak süreci değerlendirdi. Küresel olarak yaşanan bu krizde gençlere tavsiyelerde bulunan Tarhan, “Gençlik dönemi, insanın kendi kimliğini arayıp bulma dönemidir. Bu çağ dünyevilik çağı, gençlerin kendilerine hedefler koyması gerekmektedir. Ancak kolaya kaçmayıp zora talip olan yüksek idealleri olan gençlerle geleceğimizi kurtarabiliriz” dedi.

 

 

 

 

“Pandeminin biyolojik bir afet olarak görülmesi gerekiyor”

Pandeminin biyolojik bir afet olarak görülmesi gerektiğine dikkat çeken Tarhan, “Pandemi’nin deprem, kasırga, sel gibi afetlerden temel farkı; mekân ve zaman sınırının olmamasıdır. Bu unsurlar koronavirüsün belirsizlik ifade etmesine neden olmuştur. Belirsizlik insanlardaki korku ve kaygı oranını artırmıştır. Yeni bir dalga olmaması için tehlike üzerine odaklanıyoruz. Bunun giderilmesi için bir politika geliştirilmezse önümüzdeki aylarda ruhsal hastalık salgınlarıyla uğraşmak durumunda kalacağız. Bununla ilgili muhakkak bir şeyler yapılması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

 

 

 

 

Virüsü düşman değil, yönetilecek bir durum olarak görelim”

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, insanlar arasındaki ilişkilerde yeni normlar geliştirdiğimizi belirtti. Tarhan, “İnsanlar bedeni rahatlığa ve lükse alışmıştı. Özgürlüğümüzün kısıtlandığı pandemi süreciyle birlikte ölümün ne kadar yakın olduğu görülmüş oldu. Bu sürecin kriz boyutu olduğu kadar insanlık olarak ders çıkarabileceğimiz bir fırsat boyutu da var. Salgın bize; boş zaman, sağlam psikoloji eğitimi ve manevi birikimlerimizi artırma fırsatı olmak üzere üç önemli hediye verdi. Virüsü düşman gibi değil, yönetilecek bir durum olarak görelim” şeklinde konuştu.

 

 

 

 

“Anlam peşinde koşmak insanı mutlu eder”

Gençlere kaygılarını gidermeleri için tavsiyelerde bulunan Tarhan, “Yüksek hedefleri, idealleri olan bir genç şuna benzer: Bir gemi düşünün rüzgârlı bir havada limandan çıkar, nereye gideceğini biliyorsa eğer rüzgâr ona yardım eder. Nereye gideceğini bilmiyorsa rüzgârla birlikte sürüklenmeye devam eder. Şuanda da bir kriz rüzgârı esiyor. Bir gencin, ideali varsa, hayatının sonuna geldiğinde nasıl bir insan olmak istediğini biliyorsa, bu kriz sürecinden başarılı bir şekilde çıkmayı başarır. Haz peşinde koşmak değil anlam peşinde koşmak insanı mutlu eder. Yüksek hedefleri, idealleri olan gençlerin eline büyük bir fırsat geçti” dedi.

 

 

 

 

Sekülerizm ve Narsisizm bu çağın hastalığı”

Sekülerizm ve Narsisizmin bu çağın hastalığı olduğuna dikkat çeken Tarhan, “İnsanın kendini sevdiği, özel gördüğü, kibirli olmanın beceri ve özgüven zannedildiği bir çağdayız. Öz beğeni ve özgüvenin birbirine karıştırılmaması gerekir. Öz beğeni; kişinin kendine hayran, narsist olmasıdır, bir nevi kibir hastalığıdır. Özgüven ise, kişinin güçlü ve zayıf yönlerini bilip zayıf yönlerini geliştirmek için kendine hedefler koyarak plan yapmasıdır. Böyle durumlarda kişinin ideallerine yönelik zihinsel çile gerektiren çabalarda bulunması gerekir. Bu çağ dünyevilik çağı; gençlerin kendilerine hedefler belirlemesi gerekmektedir. Ancak kolaya kaçmayıp zora talip olan, yüksek idealleri olan gençlerle geleceğimizi kurtarabiliriz. Müslüman bir toplum olarak yapacağımız tek şey gençlere iyi rol modeller olmayı başarmaktır” ifadelerini kullandı.
 

 

 

 

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)