Türkiye Tiyatrosunun çeviride kendi sesini arayışı…

Haber ile ilişkili SDG etiketleri

DOI : https://doi.org/10.32739/uha.id.44778

Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi İngilizce Mütercim ve Tercümanlık Bölümü tarafından ‘Dünya Tiyatro günü’ etkinlikleri kapsamında “Türkiye Tiyatrosunun Çeviri Yoluyla Kendi Sesini Arayışı” başlıklı etkinlik gerçekleştirildi. Etkinlikte İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi İngilizce Mütercim ve Tercümanlık Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Başak Ergil, Türkiye tiyatrosunun kendi sesini bulma hikayesini örneklerle öğrencilere aktardı. 

Doç. Dr. Feride Zeynep Güder moderatörlüğünde gerçekleşen etkinlik Üsküdar Üniversitesi Güney Yerleşke Sokrates Salonunda düzenlendi.

Dr. Öğr. Üyesi Başak Ergil, Tanzimat Dönemi Batılılaşma hareketlerinden geç Cumhuriyet Dönemine dek uzanan süreçte Batılı ve yazılı dramatik metinlerin çevrilerek Türkiye’de yazılı tiyatro kültürünün oluşturulması sürecinin mercek altına alındığı etkinlikte Türkiye’nin geleneksel tiyatro kültürünün kendi sesini arayış serüvenini anlattı. 

Ergil geleneksel performatif motiflerle yazılı dramatik edebiyatın harmanlanışı için çevirinin çok değerli bir zemin olduğuna dikkat çekti. Bu kapsamda Orta oyuncuların kurucusu çevirmen/tiyatro insanı Ferhan Şensoy’un ve Ayşe Selen ile Şehsuvar Aktaş’ın kurduğu kumpanya olan Tiyatrotem’in, dünya edebiyatının çağdaş ve klasik eserlerinden hareketle sahneye koyduğu oyunlar incelendi.

“Mizah kültürü Türklerin çok gelişmiştir”

Mizah güldürü unsurunun Türklerde çok geliştiğine dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Başak Ergil; “Biz batılılaşma çerçevesinde özellikle Tanzimat’ta pek çok yazılı metin türünü batıdan aldık. Onları da taklit etmek zorunda kaldık. Peki kendi sesimiz kendi kültürümüze ne oldu? Bir şeyi ödünç aldığınızda üzerinize oturmaz ve sizde biliyorsunuz ki kültüre uyarlamak gerekebilir. Kendinizle kendi öz değerlerinizle bir şekilde barıştırmak gerekebilir. Peki biz bu kadar şeyi aldık ve ne oldu? Kendi sesimizi çıkarabildik mi? Kendimize özgü bir şeyler yapabildik mi? soruları üzerinde durdu. Bizim yaşadığımız topraklardaki kültür aslında sözlü ve performatif geleneğe, doğaçlama geleneğine dayanıyor. Bizim yazılı kültürümüzden önce sözlü kültürümüz vardı. Geleneksel Türk Tiyatrosundan bahsetmek istiyorum. Geleneksel Türk tiyatrosunun özellikleri neydi? Kukla, meddah, Karagöz- Hacivat, orta oyunu, köy seyirlik oyunları gibi oyunlar var. Bunların hepsi performansa dayalı yazılı metin olmadan yapılan şeyler. Ana özelliklerine baktığımızda bir kere güldürü var o yüzden bugün bizde mizah çok gelişmiştir. Mizah kültürü Türklerin gelişmiştir çünkü geleneksel bir şey bizde mizah güldürü unsuru vardır. Abartılı tiplemeler vardır bizde, kostümler makyajdan ön plandadır. Usta-çırak ilişkisiyle gelecek nesle aktarılır.” dedi.

“Türkler Türk Tiyatrosunda sonradan devreye giriyor”

İstanbul’un ticaret merkezi olmasından dolayı kültürel unsurun çok fazla olduğunun altını çizen Ergil; “Osmanlı çok güzel bir zemin, kozmopolit ve çok kültürlü bir arka planı var. İstanbul özellikle ticaret merkezi ve gelen giden çok olduğu için her türlü kültürel unsur İstanbul’a geliyor. Neden Türk Tiyatrosu yerine Türkiye Tiyatrosu dedim çünkü Türk tiyatrosu Türklerle başlamıyor, Ermenilerle başlıyor. Tanzimattaki Ermeniler Türkçe bile değil çeviriler çok sonradan oluyor, Biz Müslüman da olduğumuz için ve sokak tiyatrosuna alışık olduğumuz için bizim yaptığımız bir şey değil yani dramatik metinlerin çevrilmesi sahnelenmesi bizde sahnede yok dolayısıyla bu yüzden Türkiye dedim çünkü Türkler Türk tiyatrosunda sonradan devreye giriyor.” şeklinde konuştu. 

Dr. Öğr. Üyesi Başak Ergil, John Gay’in The Beggar’s Opera eserinin Bertolt Brecht çevirisi olan Üç Kuruşluk Opera yapıtını bu sefer Türkçeye Üç Kurşunluk Opera başlığı altında yorumlayan Ferhan Şensoy ve Ortaoyuncular’ın performanslarını çeviri ve yeniden yazım stratejileri açısından inceledi. 

Ardından Alfred Jarry’nin Kral Übü ve Zincire Vurulmuş Übü adlı tiyatro metinlerini Alem Buysa Kral Übü ve Gündüz Niyetine başlıkları altında, hayal perdesini de entegre ederek çevirip sahneye taşıyan Tiyatrotem performansları incelendi. Geleneksel tiyatromuzdaki kukla, gölge oyunu ve anlatı gibi geleneklerin izleri bu çevirilerde sürüldü.

Etkinlik soruların cevaplanmasının ardından sona erdi. 
 

 

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)