Araştırmacılar “İslam Araştırmaları Seminerleri” kapsamında sunumlarını yaptı

Haber ile ilişkili SDG etiketleri

DOI : https://doi.org/10.32739/uha.id.42812

Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü, Tokyo Meiji Üniversitesi ile yürüttüğü ‘Eğitimde İkili İş Birliği Projesi’ kapsamında “İslam Araştırmaları Seminerleri” konulu program gerçekleştirdi. Program kapsamında Meiji Üniversitesinden lisans öğrencileri dönem sonu çalışmalarını konunun uzmanları karşısında sundu. Çalışmalar, Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsünden Dr. Öğr. Üyesi Cangüzel Güner Zülfikar başta olmak üzere, Prof. Dr. Reşat Öngören, Prof. Dr. Emine Yeniterzi ve Dr. Öğr. Üyesi H. Dilek Güldütuna tarafından değerlendirildi. 

Dr. Öğr. Üyesi Cangüzel Güner Zülfikar: “Çeşitliliğimiz zenginliğimizdir…”

Enstitü Müdür Yardımcılarından ve program sorumlusu Dr. Öğr. Üyesi Cangüzel Güner Zülfikar; “Meslektaşımız haline gelen eski öğrencilerimizi aramızda görmekten onur duyuyoruz. Burada özellikle Dr. Kie Inoue'den bahsediyorum… Adalet ve onur ilkeleri temelinde daha iyi bir dünyanın yaratılmasına katkıda bulunan yeni nesil meslektaşlarımızla tanışmaktan büyük memnuniyet duyuyoruz. Dünyanın içinde bulunduğu mevcut durum, beşerî bilimlerin ve beşerî bilimler içindeki konuların kesinlikle önemli olduğunun kanıtıdır. Felsefe önemlidir, dini çalışmalar önemlidir, antropoloji, sosyoloji, siyaset bilimi… İnsanları düşünmeye ve tefekkür etmeye iten her alan önemlidir… Öyle ki insanlığın hayatta kalması için elzemdir. Bu düşüncelerle, Dr. Kie Inoue'yi bu harika öğrencileri yetiştirdiği ve beslediği için bir kez daha tebrik etmek istiyorum. Kendi çalışmalarını tercüme etmek ve dinleyicilere anlaşılır bir şekilde sunmak gibi son derece zor bir işe giriştiler. Programın konuları arasında vahyin işitselliği ve önemi, vahdet-i vücud (varlığın birliği) kavramı ile Spinoza felsefesi arasındaki ilişki, vahdet-i vücud içinde birliğin boyutları, nur ya da varlık olarak birlik fikrine farklı yaklaşımlar, İslam felsefesini Doğu felsefesiyle ilişkilendirilebilir kılan teorik bir yaklaşım, dini geleneklere özgü çeşitlilik ve bu çeşitlilik içinde uyum içinde yaşama yöntemleri ve felsefede yapay zekanın olanakları yer alıyor. Tüm insanlığın devam eden bir soykırıma tanıklık ettiği bir zamanda, tartışılacak konular aracılığıyla, insanlık arasında daha güçlü köprüler kurmayı ve şu anda yaşananları sadece durması için değil, aynı zamanda bir daha asla olmaması için katkı sağlamayı umuyoruz. Tıpkı Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsünde öğrenmeye çalıştığımız Sufiler gibi biz de ırk, etnik köken, din, statü ya da sınıf farkı gözetmeksizin herkese hak ettiği nezaket ve şefkatle davranarak onların açtığı yoldan ilerlemeyi umuyoruz. Çeşitliliğimiz zenginliğimizdir...” dedi.

Enstitü öğrencilerinin de çevrimiçi katıldığı programda Tokyo’dan Azusa Fujiwara, Haruto Suzuki, Misari Saito, Ren Murakami, Tomoyoshi Handa, Yukino Saito ve Zeng Yingdong ödevlerini sundular. 

Programa Dr. Inoue ile Meiji Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Masato Goda da katılım sağladı. 

Prof. Dr. Reşat Öngören: “‘Tasavvuf felsefesi, ilahi hakikatlerin felsefesinin yapılmasıdır”

Seminerlerin değerlendirilmesinde Prof. Dr. Reşat Öngören, sunumlarda ele alınan konuların güçlüğünü ifade ederken bu konuları Ahmed Avni Konuk gibi Türkçe şerh ederek genişleten şarihlerin önemine vurgu yaptı. Benzer şekilde Toshihiko Izutsu’nun Japoncada yaptığı çalışmaların değerini ifade etti. Ortak bir anlayışın gelişmesinde her iki müellifin çalışmalarının ortak bir dilde yayınlanmasının öneminden bahsetti. Prof. Dr. Reşat Öngören; “İslam geleneğinde felsefe ve bir de tasavvuf geleneği var. İslam Felsefesinde Fârâbî, İbn Sînâ ve İbn Rüşd gibi isimler var. Tasavvuf geleneği için İbnü’l Arabi, Sadreddin Konevî ve Mevlâna gibi isimleri sayabiliriz. ‘Tasavvuf felsefesi’ ifadesini kullandığımızda esasen kastettiğimiz, ilahi hakikatlerin felsefesinin yapılmasıdır. Bunu İslam Felsefesindeki felsefe geleneği ile karıştırmamak gerekir. Bu alanda çalışan araştırmacılar en baştan bu ayrımların farkında olurlarsa, kendilerini daha doğru ifade etme imkanına sahip olacaklardır” şeklinde konuştu. 

Dr. Öğr. Üyesi H. Dilek Güldütuna öğrencilere sunumları sırasında çeşitli sorular yöneltti ve öğrencilerin yaptıkları çalışmaların karşılaştırmalı çalışmalar olmasının önemine vurgu yaptı. 

Prof. Dr. Emine Yeniterzi ele alınan metinlerin önemine değinerek, bundan sonraki çalışmalarda tasavvuf edebiyatı literatürünün incelenmesi konusuna dikkate çekti. Öğrencilerin sunumları, değerlendiren öğretim üyelerince genel olarak övgüyle karşılandı.

Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın eserleri hediye edildi… 

Seminerlerin sonunda Japonya’dan gelen öğrencilere ve konuk öğretim üyelerine Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın ‘Rumi Terapi’ ve ‘İnanç Psikolojisi’ adlı eserleri hediye edildi. 

Programın ikinci bölümünde Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsünde bu yıl ikinci kez gerçekleştirilen buluşmaların, eğitimde farklı ekollerin bir araya geldiği bir ikili iş birliği projesi dönüşmesi konusunda Japonya’dan gelen heyetle görüşmelerde bulunuldu.

Prof. Dr. Elif Erhan: “İnsani ilişkiler uzun vadeli bilimsel ilişkilerin zemini ve teminatıdır”

Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Enstitü Müdürü Prof. Dr. Elif Erhan; “Dr. Inoue, Enstitünün 2016 yılında Yurt Dışı Türkler Akraba topluluklar Başkanlığı tarafından desteklenen, Üsküdar Üniversitesi ve Kyoto Üniversitesi arasında gerçekleştirilen “İki Doğunun Köprüsü” başlıklı projesinde görev almış, daha sonrasında Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Lisansüstü Öğrenci Sempozyumuna ve enstitünün düzenlediği Uluslararası Yaz Okullarına katılmak suretiyle ilişkilerin geliştirilmesine önemli katkılar sunmuştur. Enstitü kısa bir süre önce Hz. Mevlana’nın 750. Vuslat yıldönümü vesilesiyle “Geçmişten Günümüze Tasavvuf Düşüncesi ve Yaşanması” konulu bir çalıştay gerçekleştirdi. Dr. Inoue bu çalıştayı ortaklaşa düzenlediğimiz Japon heyette, Japon Milli Savunma Üniversitesinden Doç. Dr. Daisuke Maruyama ve Tenri Üniversitesinden Dr. Makoto Sawai ile programda birlikte yer aldı. Hepsinden önemlisi, öğrencileriyle birlikte Türkiye’ye ziyaretleri sırasında 6 Şubat’ta yaşadığımız deprem felaketi nedeniyle, Japonya’da öğrencilerin kendi aralarında topladıkları bir miktar maddi yardım ve termal giysiyi bağışlamak üzere geçtiğimiz Nisan ayında Enstitümüze ziyarette bulundular. Başsağlığı ve geçmiş olsun dileklerini sunarak, milletçe duyduğumuz acıyı paylaştılar. İçinde bulunduğumuz günlerin de hassasiyetiyle ifade etmek isterim ki insanlık adına göstermiş oldukları bu duyarlılığını unutmayacak ve daima hürmetle yad edeceğiz. İnsani ilişkiler uzun vadeli bilimsel ilişkilerin zemini ve teminatıdır” dedi. 


 

 

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)