Çevirmenler, kültür uzmanı olarak aktif rol oynuyor

Haber ile ilişkili SDG etiketleri

DOI : https://doi.org/10.32739/uha.id.42330

30 Eylül Uluslararası Çeviri Günü sayesinde, çevirinin basit bir dilsel aktarım değil, sosyolojik, ideolojik, kültürel, iletişimsel ve insani bir olgu olduğu görüşünün önem kazandığını anlatan Dr. Öğr. Üyesi Başak Ergil, “Dünyanın pek çok köşesinde çevirinin önemi ve çevirmenin bir kültür uzmanı olarak aktif rolü görünür olmaya devam ediyor.” dedi.

Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi İngilizce Mütercim ve Tercümanlık Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Başak Ergil, 30 Eylül Uluslararası Çeviri Günü dolayısıyla, çeviri ve çevirmenliğin önemi hakkında bilgi verdi.

Dr. Öğr. Üyesi Başak Ergil, kültürlerarası ve kültürler-ötesi iletişimin temel taşıyıcısı, globalleşen dünyanın mihenk taşı, dünya kültür ve edebiyatlarının dolaşım aracı olan çevirinin önemine işaret ederek, “24 Mayıs 2017’de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 30 Eylül tarihini Uluslararası Çeviri Günü ilan etmesinden bu yana dünyanın pek çok köşesinde çevirinin önemi ve çevirmenin bir kültür uzmanı olarak aktif rolü görünür olmaya devam ediyor” dedi. 

Çeviri hayatın bir parçası haline geldi

Uluslararası Çeviri Günü kutlamaları sayesinde, çevirinin basit bir dilsel aktarım değil, sosyolojik, ideolojik, kültürel, iletişimsel ve insani bir olgu olduğu görüşünün önem kazandığını anlatan Dr. Öğr. Üyesi Başak Ergil, şöyle devam etti:

“Çeviri, hayatın her kesitinin ve her sektörün ayrılmaz bir parçası olduğu için hepimiz mesleki, akademik ve özel hayatlarımızı çeviriyle örülü bir sosyokültürel, sektörel, kişisel artalan (zihinsel olgunluk) bağlamında yaşıyoruz. Bu artalan globalleşen dünyada her türlü çeviri hizmet ve ürünün hem kullanıcısı veya üreticisi hem de tüketicisi olmamızı gerekli kılıyor.”

Yazılı ve sözlü çeviri gündelik hayatın ve kamusal alanın kaçınılmaz bir parçası haline geldi

Dr. Öğr. Üyesi Başak Ergil, Türkiye’nin jeopolitik ve sosyopolitik konumu dolayısıyla yüzyıllardır farklı kültürlerin zorunlu uğrak yeri olduğunu hatırlatarak, “İşte bu kadim medeniyetlerin zenginliği çeviri ürün ve hizmetlerini yüzyıllar boyunca her boyutuyla yaşamın merkezine aldı” diye konuştu.

Türkiye’nin insan dolaşımı ve akışı açısından çok dinamik nitelikte olduğu için günümüzde de benzer bir durum geçerli olduğunu kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Başak Ergil, şunları ifade etti:

“Özellikle üzerinde oldukça tartışılan Ortadoğu’dan gelen mülteci akını ve yatırım dalgalarının yanı sıra Batı dünyasından gelen sağlık turizmi de yazılı ve sözlü çeviriyi gündelik hayatın ve kamusal alanın kaçınılmaz bir parçası haline getirdi. Artık sağlık çevirmenliğinden, daha geniş ölçekli toplum çevirmenliğine; uluslararası ticaret çerçevesindeki yazılı ve sözlü çeviriden spor çevirmenliğine kadar hemen hemen her alanda, yaşamın akışını çevirmenler yönlendiriyor ve üstleniyor.”

Herkes çevirinin muhatabı, tüketicisi ve paydaşı 

“Basit bir ambalajın üzerindeki etiket, her gün oynadığımız bilgisayar oyunu, TV dizileri, internet siteleri gibi karşımıza çıkan her şey ile aslında elimiz, gözümüz ve aklımız kesintisiz olarak çeviri ürünlere değiyor” diyen Ergil, bu bakımdan, istisnasız her birimizin çevirinin muhatabı, tüketicisi ve paydaşı olduğunu söylemenin mümkün olduğunu ifade etti. 

Dr. Öğr. Üyesi Başak Ergil, gündelik hayatın sürdürülebilirliğinden kültürel mirasın aktarılabilirliğine kadar her platformda hayatın bir parçası olan çeviriye ve çevirmene daha yakından ve sağlıklı bakabilmenin, mevcut çeviri trafiğini topraklarımızdaki pek çok zenginlikten biri olarak görebilmenin çok önemli olduğunu anlatarak,  “Bu kadim topraklardaki her türlü kültürel etkileşimi borçlu olduğumuz çeviri pratikleri ve çevirmenler kuşkusuz toplumumuzun özdeğerlerinin başında geliyor” diye sözlerini tamamladı. 
 

 

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)