Prof. Dr. Tarhan: “Toplumun ihtiyacını karşılama amacıyla kitap yazıyorum”

Haber ile ilişkili SDG etiketleri

DOI : https://doi.org/10.32739/uha.id.12642

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist – yazar Prof. Dr. Nevzat Tarhan, TRT Haber Radyo’da yayınlanan Kültür Yolu Programının canlı yayın konuğu oldu. ‘Altın Yazar-Kitap’ Ödülüne layık görülen ‘Bilgelik Psikolojisi’ kitabı ve yazarlık motivasyonuna ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Kitaplarını tamamen toplumun ve bireyin koruyucu ruh sağlığını hedefleyerek kaleme aldığını belirten Tarhan, didaktik bir dil tercih etmediğini söyledi. Tarhan, “Sokrates gibi düşün, babaannen gibi anlat” yöntemini de benimsediğini dile getirdi.  

“Toplumun ihtiyacını karşılama amacıyla kitap yazıyorum”

Katıldığı canlı yayında kitap yazma motivasyonu hakkında dikkat çeken değerlendirmelerde bulunan yazar Tarhan, insanlığa faydalı olmak amacıyla didaktik bir dil tercih etmediğini aktardı. Tarhan; “Kitap yazmaya başladığında insanın bir hedefi oluyor, toplumun bir ihtiyacı oluyor o ihtiyaca ben nasıl bir çözüm üretebilirim diye kendinize soruyorsunuz? Onunla ilgili okumalar yapıyorsunuz daha sonra o konuyla ilgili sentezler yaparak mevcut benzer kitapların tekrarı olmayan özgün eserler ortaya koymak istiyorsunuz. Ben özellikle didaktik kitaplar yerine özellikle Doğu-Batı’yı sentez eden, Anadolu irfanıyla, kadim kültürümüzden modern yaşamın sentezini yaptıran konulara önem vermeye çalıştım. Bunu yaparken de hekimlik hassasiyetimle ilerledim. Hekimlikte 3 ayak vardır: Tedavi hekimliği, önleyici hekimlik bir de koruyucu hekimlik vardır. Tedavisini bildiğimiz hastalıklardan örneğin depresyon var, şizofreni var... Bununla ilgili çok kitap ve kaynak var. Önleyici hekimlik erken tanı ön belirtiler çok önemli risk gruplarıyla ilgili. Koruyucu hekimlikte ise kişilerin hasta olmaması için neler yapılabileceği önem taşır o bağlamda çalışmalar yürütülür. İşte ben tüm kitaplarımda önemli olan bu üçüncü adım üzerinden ilerledim. En zoru ama çok ihmal edilen tarafı.” Dedi.

“Sokrates gibi düşün, babaannen gibi anlat”

Tüm çalışmalarımda bireylerin, toplumun koruyucu ruh sağlığını hedeflediğini vurgulayan Tarhan toplumsal ihtiyacı esas alıp yazdığınızda, edebi bir metin yazmak için insanın kendisini zorlamadığını söyledi. Tarhan şu şekilde devam etti: “Bir söz vardır ya; ‘Sokrates gibi düşün, babaannen gibi anlat.’ Eserlerimde bu yöntemi kullandım. Tıbbın teknik konularını sade bir dil ve kısa cümlelerle anlaşılır hale getirmeye çalıştım. Girişte çarpıcı bir giriş yapmaya çalıştım. Daha sonra nedensellik ilişkilerini kurmaya çalıştım. En sonunda da muhakkak akılda kalması gerekenleri toparlamaya çalıştım. Bu yöntemle komplike konuları sade bir anlatımla anlatabilmiş olduk. Böyle bir ilkeyle başlayınca yazarlık serüvenim bu şekilde devam etti. Bu Altın Kalem Ödülünü açıkçası ben beklemiyordum. Bilgelik Psikolojisi 1-2 eserlerim pandemi döneminin bir ürünü.” Dedi. 

“Travmanın insanların bilgeleşmesine nasıl hizmet edeceğini düşündüm”

Pandemi döneminde dünyada ciddi bir kriz yaşandı, Türkiye de dahil her tarafta insanların bedeni ve konforu bozuldu diyen Tarhan, “Bir taraftan insanlar ölümün çok yakın olduğunu hissetti. Bir taraftan içe kapanma durumu oldu, evden çıkmayın denildi. Ruhsal hastalıklarda ve ileri yaştaki bireylerde Alzheimer hastalığının görülmesinde bir artış yaşandı. Çocuklar izole yaşamaya başladılar. Aile içerisinde çatışma olurken bazı ailelerde ise olumlu gelişmeler yaşandı. Pandemi küresel bir travmaydı. Psikiyatride kullandığımız ‘Travma Sonrası Büyüme Ölçeği’ var. Bir kimse bir travma yaşadığı zaman travmayı ‘geliştiren travma’ haline getiriyoruz. Her travmanın fırsat ve tehdit boyutu vardır. Ben bu travmanın bu boyutlarını ele alarak bu yaşanan travma insanlığın bilgeleşmesine nasıl hizmet eder şeklinde düşündüm. Türkiye’de Üsküdar Üniversitesi olarak bununla ilgili bir çalışma yaptık. Post Travmatik Travma Ölçeğini topluma uyguladıktan sonra çok ilginç sonuçlarla karşılaştık. Örneğin; ‘yakınlarımla ilişkilerimi daha iyi hale getirdim, sahip olduğum şeylerin kıymetini bilmeye başladım, böyle küçük manevi değerlere önem vermeye başladım’ gibi kişilerin bilgelik değerleri kazandığını gördük.” şeklinde konuştu.

 “Bilgelik Psikolojisi eserinin ilk kitabı iddialı başlıklar içeriyor”

Altın Kalem ödülüne layık görülen “Bilgelik Psikolojisi” eserlerine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Tarhan, tartışmalı bazı konular hakkında yazdığını söyledi. Batı kaynaklı bazı genel kabullerin günümüzde sorgulanmaya başlandığını aktaran Tarhan; “Bilgelik Psikolojisi eserinin ilk kitabı iddialı başlıklar içeriyor. Örneğin 2 tane alt başlık vardı; ‘Spinoza’nın Yanılgısı ve Evrimin Evrimi.’ Spinoza biliyorsunuz aydınlanma filozoflarındandır. 1500-1600 yıllarda o dönemde müthiş Descartes’le birlikte Spinoza birkaç tane aydınlanma filozoflarındandır. Spinoza diyor ki: ‘Tanrıyı gökte aramayın, Tanrı doğadır.’ Einstein da Tanrıya inanıyor musunuz diye sorulunca söylüyor: ‘Ben Spinoza’nın Tanrısına inanıyorum.’ diyor. Bu tabiatı doğa kabul etmektir. Bu ciddi bir şey ben bunu ‘Spinoza’nın Yanılgısı’ olarak ifade ettim. Çünkü Kuantumdan sonra anlaşıldı ki bizim tabiat dediğimiz dünya çok küçük koskoca evrende nokta gibi bir şeydir. Bütün evren var. Bütün evren şu anda bir tasarım. Bilmediğimiz bir evren var şu anda karanlık bir madde var. Bizim inanç sistemimizde olan tevhit inancını akla en yakın inanç sistemi. Mesela şu anda Arizona’da bazı mahkeme kararıyla artık evrim dersleri alternatif olarak akıllı tasarım dersleri koyuluyor. Aslında bu evrimin evrimidir. Evrimi savunanlar kuantumdan sonra evrimi evrime sokmaları gerekiyor. Bir dış zekâ, yüksek bir dış gücün varlığı anlaşılıyor. Burada ilk kitapta bunu söylemeye çalıştım.” ifadelerini kullandı. 
 

 

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)