Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Anne, babalık çocuğa heykeltıraş gibi şekil vermek değildir”

Haber ile ilişkili SDG etiketleri

DOI : https://doi.org/10.32739/uha.id.12635

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü ve Yönetim Üst Kurulu Başkanı Prof. Dr. Nevzat Tarhan ile “Bilinçli Genç Olmak” kitabı hakkında söyleşi düzenlendi. Esenler ilçesinden 15 farklı liseden öğrencilerin katılımıyla gerçekleştirilen söyleşiye öğrenciler yoğun katılım gösterdi. Kuşaklar arası anlaşılamama probleminin doğal bir süreç olduğunu aktaran Tarhan, dünya tarihi boyunca gençlerin kendilerinden önceki nesilden daha iyi bir hayat kurmak istediğiyle hareket ettiğini vurguladı. “Anne babalık çocuğa heykeltıraş gibi şekil vermek değildir” ifadelerini kullanan Tarhan, gençlerin anlaşılmaya ihtiyacı olduğunu ancak anlaşılmadıklarını söyledi.  

“Kadim sorulara, yeni bilgilerle yeni cevaplar vermek gerekiyor”

Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın “Bilinçli Genç Olmak” kitabını okuyan lisesiler, Üsküdar Üniversitesi Medya PR Birim Yöneticisi – Gazeteci Şaban Özdemir’in moderatörlüğünde gerçekleştirilen ‘Bilinçli Genç Olmak’ söyleşinde Prof. Dr. Nevzat Tarhan ile bir araya geldi. Söyleşi, NP Sağlık Yerleşkesi İbni Sina Oditoryumu’nda Esenler Belediyesi’nin desteğiyle gerçekleştirildi.
Böyle bir kitabı neden kaleme aldığı yönünde soru ile başlayan söyleşide yazar Tarhan şu ifadeleri kullandı: “2005-2006 yıllarında gelen sorular üzerine bu kitabı yazmaya karar verdim. Bu yıllarda dünyada ciddi bir değişim yaşanıyordu, henüz sosyal medya bu kadar yaygınlaşmamıştı. İnternetin de ticarileşmesiyle 21’inci yüzyılın 20’inci yüzyıldan farklı olacağının sinyallerini almıştık. 20’inci yüzyıl ‘Bilgi Çağı’ydı, 21’inci yüzyılda ise hız ve hazın yoğunlaştığı bir çağa doğru gidiyoruz. İletişimin yoğunlaştığı böyle durumlarda eski sorulara yeni cevaplar vermek gerekiyor. Eski sorulara eski cevaplar verirsek gelecek kuşağa yanlış anlarlar, genç kuşaktan koparlar. Hz. Ali’nin de dediği gibi: ‘Çocuklarınızı sizin yaşadığınız çağa değil, onların yaşayacağı çağa göre yetiştirin.’ ”. 

“Bilinçli Genç Olmak” kitabını hap bir kitap olarak düşünebilirsiniz…

Bu kadim sorulara, yeni bilgilerle yeni cevaplar vermek gerekiyor ifadelerini kullanan Tarhan, “Hayat yolculuğunda kendilerini geliştirmeleri için gençlere rehberliğe ihtiyaç var. İnsanın öğrenmesi üç türlü oluyor: ‘Deneme yanılma yoluyla ki ortalama bir insanın yaptığı öğrenme metodudur, ikinci öğrenme ‘başkalarının tecrübelerinden faydalanarak öğrenme’ en akıllıca öğrenme bu ve üçüncü öğrenmede ise kişi bir hatayı birkaç defa tekrarlar. Bu kişi otuz sene sonra aynıdır. Bu kitapta amacımız gençlerin başkalarının tecrübelerinden öğrenmelerini sağlamak, hap bir kitap olarak düşünebilirsiniz.” Dedi. 

“Anne babalık çocuğa heykeltıraş gibi şekil vermek değildir”

Anne babanın çocuğa dair yaklaşımları konusunda da değerlendirmelerde bulunan Tarhan, çocuktaki özerklik duygusunun zedelenmemesi gerektiğini vurguladı. Tarhan; “Ergenlik sorunlarıyla ilgili gelen gençlerde en çok rastladığımız şey; ‘annem babam beni anlamıyor.’ Ergenlik dönemi kişinin ‘ben kimim, nereye ait olmalıyım ve niçin’ sorularını sorduğu dönemdir. 12 yaşlarında başlıyor 22 yaşında bitiyor. Kişi bu sorularına uygun cevaplar alamadığı zaman, anne baba konuşmalarını konferansa veyahut da bir vaaza çevirdiğinde ters tepiyor. Anne babalık çocuğu alıp da ona mühendis gibi şekil vermek değil, ona hayat yolunda yol arkadaşı olmaktır. En büyük hatalardan biri anne babalığı çocuğa heykeltıraş gibi şekil vermek olarak görmektir. Öyle olunca da çocuk kendini özgür hissedemiyor. Özgür otonomi duygusunu çocuk sahip olduğu halde kullanamıyor, özerklik duygusu yoksa pasif bir çocuk oluyor, itaat ediyor daha sonra da ilk fırsatta annenin babanın dediğinin tersini yapmaya başlıyor. Özerklik duygusu varsa çocuk itiraz ediyor, karşı çıkıyor. Anne babalar bazı şeylere çok karışıyorlar, çok karıştıkları için de çocuk anne baba ne derse tam tersini söylüyor. Savunma duygusu olur. Hele eleştirinin çok olduğu ailelerde anne baba böyle yaparken iyi niyetlidir ama çocuğa iyi gelmez, bir de her şeye izin veren aile tipleri var. Böyle durumlarda ev otel gibi oluyor, çocukta gevşek disiplin oluyor. Ya çocuk evde sıcak bir ortam bulamadığı için dış etkide kalıyor, madde kullanımı vesaire gibi çoğunun örnekleri de öyle ailelerde ortaya çıkıyor. Nasıl bir bitkinin yetiştirildiği habitat vardır, aile de iyi insanın yetiştirildiği en küçük habitattır.” ifadelerini kullandı. 

“Gençlerin anlaşılmaya ihtiyacı var”

Kuşaklar arası anlaşılma probleminin doğal bir süreç olduğunu aktaran Tarhan, dünya tarihi boyunca gençlerin kendilerinden önceki nesilden daha iyi bir hayat kurmak istediğiyle sorguladığını vurguladı. Tarhan; “Yani bu yaştaki gençlerin anlaşılmaya ihtiyacı var, fakat anlaşılmıyorlar. Gençlerin ihtiyaç ve beklentileri anne babanın ihtiyaç ve beklentileriyle genellikle örtüşmüyor. Asırlardır hep kuşak çatışması gibi gözüken şey genellikle budur. Mısır papirüslerinde de var, tabletlerde de var. Sokrates de mesela çok kuşak çatışmasından yakınmıştır. Bu kuşak çatışması gibi gözüküyor aslında doğal bir şeydir, çünkü öyle olmazsa gelişme olmaz ki. Yani yeni gelen kuşak büyükleri sorgulayacak bir adım daha fazlasını, bir adım daha iyisini yapacak. Bu sorgulamanın olması doğal bir şey. Yani sorgulamayı durdurduğunda bisiklet kullanmayı durdurmuş gibi devrilirsin. Bir müddet sonra tarihini çöp sepetinde bulursun. Onun için yani bir toplum olarak da öyle birey olarak da öyle. Sorgulamak burada insanı geliştiriyor yani daha iyiye, daha güzele doğru kendini geliştirmeye çalışmak. Bir ördek yumurtadan çıkar çıkmaz yüzer ama insan bir sene ayakta durabilir. 14-15 yaşında ancak iyi kötü doğru yanlışı ayırt etmeye başlayabilir. Bu dönem bu nedenle insan çevre ve sosyal temas insanı geliştiriyor. Erken ergenlik döneminde daha önce 10-12 yaşına kadar anne baba onun kahramanıdır bir gencin. Ama ondan sonra çocuğun sosyalleşmesi lazım, bir genç için artık arkadaş, anne-babadan daha ön planda olur. Yani bir genç kendini hem eve ait hissedip hem de özgür hissediyorsa o sağlıklı gençtir.” Dedi. 

“Bir takımın parçası olabilmek bir anlamın parçası olabilmektir”

Gençlerin duygusal ve sosyal becerileri öğrendiğinde daha az hata yaptıklarını aktaran Tarhan, 21’inci yüzyıl becerilerinden olan takım çalışması ve iyi işbirliğinin parçası olmanın önemine dikkat çekti. Tarhan; “Okul hayatında insanın tek amacı akademik, teknik başarıdır ama insanı hayatta başarılı yapan akademik ve teknik başarı değil; sosyal ve duygusal becerilerdir. Yani hayat başarıları da önemlidir. Sosyal ve duygusal becerileri geliştirmeyi de bu kitapta aktarmaya çalıştım. Başarılı olma, hayat başarısı esas teknik başarıdan çok daha önemli. Örneğin çok iyi mühendis ama evliliği, insan ilişkilerini yürütemiyor, iş yerinde herkesle tartışıyor, takım çalışmasına giremiyor. O nedenle takım çalışması yapabilmek bu çağın doğrularından, takımın parçası olabilmek bir anlamın parçası olabilmektir. 21’inci yüzyıl becerileri kitapta vurgulamaya çalıştığımız becerilerden. Bu duygusal becerileri, sosyal becerileri gençler öğrendiği zaman daha az hata yapıyor, daha hızlı bir zamanda yol alabiliyor. Bu bilgileri kişinin önceden zihin haritasına yerleştirirsek önüne bir sorun çıktığı zaman sorun çözme becerisini de kazandırıyor.” şeklinde konuştu. 

“Soyut- somut hedefler belirleyin ve harekete geçin”

Hayatın anlamı, soyut hedefler ve hedef piramidine yönelik de değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, ideal belirledikten sonra aktivist olmak ve bu idealleri gerçekleştirmek için harekete geçmek gerektiğinin altını çizdi. Tarhan; “İnsanın ruh sağlığında üç önemli beceri var o birisi kokpit stil dediğimiz stresle baş etme stili. İkinci stil de communication stil dediğimiz; kişinin iletişim biçimi ve insan ilişkilerinde iletişimi oluşturabilmesi. Üçüncü stil cognitive stil dediğimiz düşünce alışkanlıkları, düşünce stili, tarzı. Bu üç stili kişi doğru bir şekilde kullanırsa hayat girdisini doğru kullanır. Bir kişiliğin üç ayağıdır bunlar. İletişim stili, stres yönetme stili ve düşünce stili. Bunları yönetirken de üç tane sütun var: Realizm, aktivizm ve idealizm. Şimdiki gençler idealist oluyorlar. Somut idealleriniz de soyut idealleriniz de anlamsal ideallerde olsun. Maddi idealler; evim olsun, arabam olsun, işte hayatım güzel olsun, şöhret olsun, makam olsun, şunlar, bunlar hepsi maddesel bir şeylerdir ama anlamsal ideal koymak güçtür. Kişi soyut hedeflerle koymaz kendine. Hayatının sonuna geldiğin zaman nasıl anılmak istiyorsun? Nasıl bir insan olmak istiyorsun, hayatta yaşamak için bir nedeninizin olması, soyut ideallerdir. Onun için idealist olmak önemli. İkincisi aktivist olmak gerekiyor. İdeali sorusu yazarsa çizersin ama eyleme dönüştüremezsin yaptıklarını. Onun için aktivist olmak muhakkak yani gidip bir ağaç dikmek aktivistliktir mesela. Kıyametin kopacağını bilseniz bile ağaç dikin diyor mesela Hadiste, bu aktivistliktir.” dedi. 

“Amaç ve anlamınız nasıl anılmak istediğinizi belirler”

Hayat yolculuğunda gençlik döneminde hedef belirlemenin önemine değinen Tarhan; “Hayat piramidimizin en üstünde nasıl bir insan olmak istiyorsun, nasıl anılmak istiyorsun onun için amaç ve anlam önemli. Amaç ve anlamı olan kimse önem ve önceliklerini iyi belirler. Önemli konuları beyin daha çok algılıyor çünkü bu çok önemli diyor beyin pat diye onunla ilgili bir fikir geldiğinde yakalıyor kullanıyor, önemsiz bir konu deyince duymuyor beyin algılamıyor. Önemli dediğin konularda daha iyi seçici algılama yapıyor. Onun için önem verdiğimiz konuları irdelersek daha sağlıklı karar veriyoruz iradenin bir ayağı dayanıklılık eğitimidir. Bir karar verdikten sonra doğru olduğuna inandıktan sonra tekrar keşke ve acabaya takılmayacaksın, acabaya takılan kimse iradesini harcar. Özgür irade insana mahsus, diğer canlılarda özgür irade yok bir kedinin köpeğin hayal dünyasına baksanız et vardır kemik vardır ama insanın hayal dünyasına baksan her insanın farklıdır o halde hayal dünyamıza ulaşmak için hayal dünyamızı iyi inşa edeceğiz, iyi hedef piramidi oluşturacağız ve tutkulu proje ve hedeflerimiz, hayallerimiz olacak. Hedefe giden yolda sağlıklı karar vermek için kendin karar veremezsen bir bilenden yardım alacağız, tecrübeliden görüş alacaksın onun üzerinden karar vereceksin. Başkalarının tecrübelerinden faydalanmak önemli ve doğru bildiğini yaptıktan sonra üçüncü şart da gizli psikoloji yasasıdır. Hayat mükafatını tahammül edenlere verir, hedefini belirliyorsun doğru yol olduğunu biliyorsun ondan sonra dayanacaksın eğer tahammül etmezseniz kısa vadeli zevkleri hedeflerseniz çoğu zaman yanılırsınız. Çocuksu bir yönümüz, hepimizin vardır. Çocuk hemen ister ama bunu erteleyebilmek beceridir.” ifadelerini kullandı. 

Tarhan, öğrencilere “Bilinçli Genç Olmak” kitabını imzaladı.

Söyleşide en güzel soru soran 4 öğrenciye “Ezber Bozan Hayat” kitabının hediye edildiği programda Prof. Dr. Nevzat Tarhan, program sonunda öğrencilere “Bilinçli Genç Olmak” kitabını da imzaladı. 

 

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)