Katran Akdeniz’de ortak projeyle araştırılacak!

Anadolu topraklarında asırlardır antibakteriyel, antifungal ve yara iyileştirme özelliği dolayısı ile kullanılan katran bir Akdeniz Projesi’ne dönüşüyor. Türkiye, Fransa ve Fas’tan üç üniversitenin yürüteceği “Geçmişte ve Günümüzde Akdeniz’de Tıbbi Ağaç” isimli projede Üsküdar Üniversitesi de önemli bir görev üstlenecek. Proje kapsamında Akdeniz’de üç bölgeden elde edilecek değişik katran türlerinin incelenmesi ve insanın çağlar boyunca kazanımlarının günümüz teknoloji ve bilgi birikimiyle değerlendirilmesi amaçlanıyor.

Üsküdar Üniversitesi davranış bilimlerinin yanı sıra, moleküler biyoloji alanında da yürüttüğü çalışmaları uluslararası platformlara taşımaya devam ediyor.    

Anadolu topraklarında asırlardır antibakteriyel, antifungal ve yara iyileştirme özelliği dolayısı ile kullanılan katran, Üsküdar Üniversitesi’nin de destek verdiği bir proje ile araştırılacak.

Katran Akdeniz’de ortak projeyle araştırılacak!“Past and present Medicinal wood tars in the Mediterranean- Geçmişte ve Günümüzde Akdeniz’de Tıbbi Ağaç Katranı”  isimli projede Üsküdar Üniversitesi Rektör Yardımcısı  Prof. Dr. Muhsin Konuk projenin Türkiye yürütücüsü, Yrd. Doç. Dr. Kaan Yılancıoğlu ise araştırmacı olarak yer alacak.

Proje hakkında bilgi veren Prof.Dr. Muhsin Konuk, yüzyıllar boyunca halk tarafından çeşitli amaçlarla kullanılan katranın araştırılması için gerçekleştirilecek projede yer almanın önemli olduğunu belirterek projenin bilim dünyası açısından önemli sonuçları olacağını söyledi. 

Antiseptik özelliği var

Prof.Dr. Konuk, “Katran, ağaç, kömür, kemik ve öteki organik maddelerin damıtılmasıyla elde edilen koyu renkli ağır bir yağdır. Ağaç katranı ise yapışkan, viskoz, koyu kahve-silah renkte, kuvvetli kokulu ve keskin tatlı yarı sıvı bir maddedir. Geleneksel olarak ardıç, çam ve sedirden elde ediliyor. Özellikle Anadolu’da çok yaygın olan bu türlerden halkımız katran eldesini gerçekleştiriyor. Katran geleneksel olarak antihistaminik, antiseptik ve antimikrobiyal işlevleri ile hayvanların yaralanan yerlerinin tedavisi, haşarıların kovulması, yılan akrep gibi sürüngenler ile kene vb hayvanların uzak tutulması amacıyla kullanılıyor.” dedi.

Prof. Dr. Muhsin Konuk, projeye dâhil olma süreçlerini de şöyle anlattı:

“Bizim geçen yıl Journal of Ethnobiology and Ethnomedicine dergisinde yayınladığımız, modern tıbbın kurutamadığı bazı yaraların iyileştirilmesi amacıyla Afyonkarahisar’da yapılan uygulamaları yayınlamamızdan sonra Fransa’dan bu konuda çalışmak üzere teklif aldık.

Bu teklif üzerine proje yazımına başlanıldı ve geçen Şubat ayında Fransa’daki destekleyici kuruma teslim edilen proje 24 Kasım 2015’te desteklenmeye değer bulundu.”

Üç bölgedeki katranlar incelenecek

Proje kapsamında Akdeniz’de üç bölgede yetişen katranların inceleneceğini belirten Prof. Dr. Konuk, proje kapsamında yapılacak çalışmaları da şöyle özetledi:

“Ocak ayında başlayacak süreç dâhilinde Avrupa, Kuzey Afrika ve Türkiye’den sağlanacak katranların çıkarılma yöntemleri, halk tarafından kullanılma yolları ve amaçları belirlenecek. Arkasından değişik ağaç ve coğrafyadaki katranların kimyasal analizleri yapılacak. Ayrıca bu 3 bölgeden elde edilecek değişik katran örneklerinin toksisite çalışmaları tamamlanacak. Daha sora da genel bir değerlendirme yapılacak.

Elbette burada amaçlanan insanın çağlar boyunca kazanımlarının günümüz teknoloji ve bilgi birikimiyle değerlendirilmesi yapılacak. Bu arada elde edilecek verilerin “tranlational science” verileri doğrultusunda hekimler tarafından uygulanması amaçlanmaktadır.

Antibiyotik direncinin pik yaptığı ve yeni ilaçların olmadığı bir süreçte, kapanmayan yaraların tedavisi, antibiyotik direnci yüksek mikroroganizmaların ortadan kaldırılması açısından “geleneğe dönmenin” bir neden kapısı daha açılacak gibi görünmektedir.”

Projeye Türkiye’den Afyon Kocatepe Üniversitesi, Fas’tan Marakeş Cadi Ayyad Üniversitesi ve Fransa’dan Marsilya Üniversitesi (Aix-Marseille) ortak olarak katılacak. Projede yüz yıllardır uygulanan bu geleneksel tedavi yönteminin moleküler temelleri ile  fizyolojik özellikleri araştırılacak. Projenin önemli bir kısmı Üsküdar Üniversitesi’nde yürütülecek.

 

Proje kapsamında üç bilimsel toplantının gerçekleştirilmesi planlanıyor. İlk toplantı Fransa’da, ikinci toplantı Fas’ta ve son toplantı Üsküdar Üniversitesi’nde gerçekleştirilecek. Projenin sonuçları bilim camiası ile paylaşılacak.