Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi tarafından düzenlenen ‘’Haber Atölyesi Günleri’’ etkinliği sona erdi. İki gün boyunca devam eden atölyenin son gününde moderatörlüğünü serbest gazeteci Burak Altınok’un yaptığı haber atölyesi çalışmalarına Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) editörü Galip Eraydın, Yeşil Gazete genel yayın yönetmeni Alev Karakartal ve ekonomi gazetecisi Gökçen Tuncer katıldı.
TRT Editörü Galip Eraydın ‘’Habercilik hem zanaat hem sanattır’’
TRT Editörü Galip Eraydın yaptığı konuşmada gazetecilik serüveninden ve gazetecilik mesleğinin detaylarından bahsetti. Eraydın "Üniversiteden beri çalışıyorum. Hiç karşılığı çalıştım. Nakden olmasa da mesleki olarak çok şey kazandım. Bize gelen başvurularda bu zamana kadar ne yaptın diyoruz. Kimse sıfırdan birini alıp yetiştirmek istemez çünkü bu bir risktir. Haberciliği hem sadece sevmek hem de sadece yetenekli olmak yetmiyor. Hem işi sevip hem yetenekli olmak gerekiyor. Gelip çalışıyorlar sonra bu iş benlik değil diyorlar. Dört sene okumuş, iki yıl çalışmış, yeni anlıyor uygun olmadığını ve sonra meslek değiştiriyor. Ben okurken reklamcılık, film gibi her alana girdim. Daldan dala atladım yani. Haberciliği görünce bu benim işim dedim. Türkiye’deki bazı sebeplerden dolayı ilk başlarda TRT’ye giremedim. Bundan dört sene önce TRT’ye girdim ve şimdi editör oldum. Habercilikte nerede ne zaman kiminle konuşacağınız belli olmuyor. Patlama haberi yapıyoruz bir saat sonra Cumhurbaşkanı'nın yanına gidiyoruz. Oradan sonra da balıkçı ile röportaja gidiyoruz. Bu iş belli olmaz, buna yetenekli olmamız lazım. İnsanlar sizi tartar bu tartılardan geçmeniz lazım. Tarih konusunda bir uzmana mikrofonu ben uzatsam başka türlü anlatır, İlber Ortaylı mikrofon tutsa başka şekilde açıklamalarda bulunur. Benim eksilerim olabilir, biri bana bir şey söylerse bundan gocunmam. Bakarım tahlil ederim. Yirmi yıldır bu mesleğin içindeyim gece üçte istihbarat şefimiz arar bir saat azarlardı. Ben eleştiriye açığım diyerek yola çıkmak çok önemli. Kimse karşısında ukala birini görmek istemez. Pozitif olmak çok önemli. Uyumlu insanla her zaman yola çıkabilirsiniz ama uyumsuz insan ekibin moral seviyesini de düşünüyor. Habercilik zamanla öğrenilen bir alandır. Bunun kitabı yok sizinle alakalı. Habercilik hem zanaat hem de sanattır. Yirmi yılda görmediğim olay kalmadı. Entelektüel olarak kendinizi çok iyi hazırlamanız gerekmektedir" açıklamalarında bulundu. Eraydın, konuşmasının ardından öğrencilerin sorularını yanıtlayarak sunumunu bitirdi.
Gökçen Tuncer: "Ekonominin sıkıcı gelmesinin sebebinin medyadaki dil olduğunu düşünüyorum"
Ekonomi gazetecisi Gökçen Tuncer konuşmasında ekonomi gazeteciliği ile ilgili bilgiler aktardı. Tuncer "Okurken ekonomiyi hiç sevemezdim. Üniversite ikinci sınıftan beri iletişime geçmem gerektiğini düşündüm. Arkadaşlarım yüksek lisans sürecinde İsveç için beni ikna etti. İki yıl İsveç’te kaldıktan sonra Türkiye’ye döndüm. Türkiye’ye geldikten sonra El Cezire Türk’e başladım. Ardından da Bloomberg HT’ye geçtim. Haber yazmayı El Cezire’de ekonomiyi ise Bloomberg HT’de öğrendim. Ekonominin insanlara sıkıcı gelmesinin sebebi medyada ve akademide kullanılan dildir. Genel olarak dil problemi yaşıyoruz. El Cezire’deki müdürüm her zaman yazdığın haberi önce annene okut eğer o anlarsa herkes anlayacaktır derdi. Sizler gazetecilik öğrencilerisiniz, bu sıralarda otururken hangi alanı seçeceğinize karar vermeniz lazım. Önünüze çok haber gelecek. Eğer mesleğe saygınız varsa kopyala yapıştır yerine araştırarak yaparsın. Bu haberlerin arasında sizi heyecanlandıran bir haber çıkacak ve o sizin ilgi alanınız olacak. Bilmiyorum demekten korkmayınız. Size ödül getirecek haberler bilmiyorum demekle başlar. Haber merkezinde devasa değişimler var. 1990’larda ekonomi masaları vardı şimdi ise sadece bir ekonomi muhabiri varsa bu iyi bir şey olarak görülüyor. Türkiye’deki ekonomi gazeteciliği dünyadaki kadar eski değil. Türkiye’de bu işim kökeni 1980’ler olarak kabul edilir çünkü serbest ekonomi modeline geçiş yapıldı. Sansür hep vardı. Sansür denince akla iktidar baskısı gelir. Medyada da her yerde olduğu gibi kutuplaşma var. İktidarın sansüre etkisi gerçek, ortada. Ekonomi gazetecilerinin oto sansürü daha fazla olabilir. 1990’larda medya sahipleri gazetecilerdi şimdi ise holding sahipleri var. Eskiden medya kurumlarının varlık sebepleri halkı bilgilendirmekti. Şimdilerde ise holdinglerin prestijleri ön planda. Her şeyin ekonomisinin olduğunu unutmayınız. Ekonominin işleyişini anlamak zorundasınız. Önünüze engeller çıkacak ve siz asla yılamayın. Kopyala yapıştır haber yapmayın, yabancı dile çok iyi hakim olun" ifadelerini kullandı. Tuncer, konuşmasının ardından öğrencilerle atölye çalışması gerçekleştirdi. Çalışmada öğrenciler ekonomi haberleri kaleme aldı.
Alev Karakartal: ‘’İklim krizi yaşanıyor ve biz de bunun sonuçlarını yaşıyoruz’’
Yeşil Gazete Genel Yayın Yönetmeni Alev Karakartal, iklim değişimi ve iklim sorunları hakkında kapsamlı bir sunum yaptı. Katılımcıların iklim krizi ve küresel ısınma konusunda dikkatlerini çekmek için çeşitli etkinlikler gerçekleştiren Karakartal, "Ben size ders vermek için buraya gelmedim. Sizler benim genç arkadaşlarımsınız. Sektör genişliyormuş gibi görünüyor ama maalesef böyle bir durum yok. İklim editörü bulamadık. İklim krizi yaşanıyor ve biz de bunun sonuçlarını yaşıyoruz. Birilerine bunu anlatacak insanlara ihtiyacımız var. Bizler önce gazeteciyiz. Bağlı olduğumuz etik kurallar var. Bizim etik kurallarımız çok katıdır, sektör sizi bilir saklanamazsınız" şeklinde konuştu. Konuşmasının devamında küresel ısınmayla ilgili bilgiler aktaran Alev Karakartal, "Küresel ısınma sera gazlarının artışının neden olduğu dünyadaki yüzey sıcaklığının artmasıdır. En büyük sebebi karbondioksittir. Meteoroloji ile iklim anı şey değildir. Meteoroloji kısa süreli hava olaylarını ölçer ve bunu duyurur. İklim ise uzun vadeli bir süreçtir. Doğa intikam almaz tepki verir. Sen atmosferi karbondioksitle doldurursan bunlar olur" açıklamalarında bulundu.
Etkinlik katılımcıların sunumlarını tamamlamalarının ardından katılım belgesi takdimi ile sona erdi.
Eklenme Tarihi : 27 Aralık 2023