Genç İletişimciler Kulübü, iletişim sektörünü daha yakından tanımak amacıyla iletişim ajansı Communication Partner'i ziyaret etti.Üsküdar Üniversitesi Genç İletişimciler Kulübü öğrencileri, halkla ilişkiler alanında uzman profesyonellerin deneyimlerini yerinde dinleme fırsatı buldular. Ajansın genel müdür yardımcısı Zeynep Varlı Can, Genç İletişimciler Kulübü üyeleriyle yaptığı görüşmede bir iletişim ajansının işleyişine, sektördeki yeniliklere ve bu sektörde kariyer düşünen öğrencilerin kendilerini nasıl geliştirebileceklerine dair değerli bilgiler sundu.Kaynak için: Haber Üsküdar
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler Bölümü tarafından düzenlenen ‘4. Sınıflar LÖSEV’le Buluşuyor’ etkinliği gerçekleşti. Etkinlikte Lösev İstanbul Halkla İlişkiler Koordinatör Yardımcısı Neslihan Çelik öğrencilerle buluştu.Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü tarafından düzenlenen etkinliğe, LÖSEV İstanbul Halkla İlişkiler Koordinatör Yardımcısı Neslihan Çelik, Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölüm Başkanı Doç. Dr. Özge Uğurlu, Doç. Dr. Pınar Aslan, Dr. Öğr. Üyesi Nejla Polat, Dr. Öğr. Üyesi Şükrü Güler, Dr. Öğr. Üyesi Özgün Arda Kuş ve Arş. Gör. Mustafa Ekim Atay katıldı. İletişim Fakültesi öğrencileri etkinliğe yoğun ilgi gösterdi.Neslihan Çelik toplantıda, “Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için” sloganıyla faaliyet gösteren vakfın çalışmaları hakkında bilgi verdi. Yürütülen ‘sosyal sorumluluk projesi’ kapsamında vakfın kuruluşu ve gönüllülük konularını aktaran Çelik, lösemi nedir, löseminin belirtileri nelerdir, sebepleri nelerdir ve nasıl korunabiliriz gibi sorulara ışık tuttu.Etkinlik soru-cevap sonrası toplu fotoğraf çekimiyle son buldu.Kaynak için: Haber Üsküdar
Halkla İlişkiler ve Tanıtım 4. sınıf öğrencilerinin mezuniyet projeleri için gerçekleştirilen toplantıda, öğrencilerin dönem boyunca üzerinde çalışacakları projelerin formatı hakkında bilgi verildi. Ayrıca bölüm öğretim üyeleri tarafından proje süreçleriyle ilgili detaylar aktarıldı.
Üsküdar Üniversitesi, İletişim Fakültesi, Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü 1. Sınıf öğrencilerine yönelik bölüm oryantasyon etkinliği gerçekleştirildi. Bölüm akademik kadrosunun tamamının da yer aldığı etkinlikte öğrencilere bölümlerinin akademik yapısı, ders içerikleri ve bölüme dair önemli bilgiler hakkında bilgilendirme yapıldı.
Reklamcılık Vakfı tarafından reklamcılığın yeni yeteneklerini keşfetmek amacıyla yapılan “ADforce Projesi” ziyaretleri başladı. 6 Mayıs Pazartesi 13.00'da Puck Global Ajans Başkanı Haluk Germen, Fuat Sezgin Konferans Salonu'nda "Yetenek her yerden çıkabilir.” düşüncesiyle yola çıkarak Üsküdar İletişim öğrencileri ile buluşacak. Sektör tecrübelerinin ve başarılı örnek işlerin konuşulacağı etkinlikte verilen ufak brief sonunda fikri öne çıkan öğrenciler Reklamcılık Vakfı'nın ADcampus ve Çaylak Kampı Eğitimi'ne ücretsiz katılma fırsatı elde edecek.Etkinlik adı: ADforce: Güzel Fikrin Tadından YenmezTarihi: 06.05.2024Saat: 13.00Yer: Fuat Sezgin Konferans SalonuKonuk: Puck Global Ajans Başkanı Haluk Germen*Etkinlik Üniversitesi Kültürü dersi kapsamındadır.Not: Etkinlikler başta olmak üzere, fakülte ile ilgili önemli tüm gelişmelerden haberdar olmak için if.uskudar Instagram hesabını takip edebilirsiniz.
Halkla İlişkiler ve Tanıtım ile Reklamcılık bölümlerinin ortak düzenlediği "Halkla İlişkiler ve Reklamcılıkta Yapay Zekâ" konulu etkinlikte öğrencimiz Umut Aytaç, ME Yaratıcı Teknoloji Ajansı'ndaki yapay zekâ deneyimlerini paylaşacak.2 Mayıs Perşembe günü saat 12.30'da, GAB-101'de gerçekleştirilecek etkinliğe tüm öğrencilerimiz katılabilir.
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Güney Yerleşke Fuat Sezgin Konferans Salonu'nda gerçekleştirilen "Kariyerinde Potansiyeli Ateşle: Sosyal Medyada 2. Kariyeri İnşa Etmek” isimli etkinlikte konuşan Profesyonel Koç Kemal Başaranoğlu, sosyal medya üzerinden kariyer inşası üzerine öğrencilere bilgiler verdi.Kemal Başaranoğlu: “İhtiyacınız olan tek şey kendinizi ifade edebilmek”Sektörde başarıyı yakalayabilmek için ihtiyaç olan tek şeyin kendini ifade edebilmek olduğunu vurgulayan Kemal Başaranoğlu, “Şu an içinde bulunduğunuz bu platform kendinizi ifade edebilmek için en rahat platformdur. Ben bunu girmiş olduğum bütün ortamlarda söylemekteyim ve bu rahatlığı hiçbir yerde bulamayacaksınız" şeklinde konuşarak üniversite ortamının kendini ifade anlamında en rahat platform olduğunun önemini vurguladı. Soru sormanın da özellikle çok önemli bir şey olduğunu söyleyen Başaranoğlu, “Hayatta özellikle kendinize sorduğunuz soruların önemli bir yeri vardır. Potansiyelini Ateşle'nin çıkış hikayesinin bir soru ile olduğunu biliyor muydunuz? Yaklaşık 10 yıl önce ünlü bir otomobil şirketinde çalıştığım sıralarda bir gün eşime, "Sence ben psikiyatrik olmaya başladım mı?" Tarzında sorduğum bir soru sonucunda almış olduğum cevap bütün hayatımı değiştirdi. Eşim bana bulunduğun şirkette potansiyelini yeterince kullanamıyorsun dedi, benim için çıkış noktası da bu oldu” şeklinde konuştu.“Potansiyeli deneyimlemek bizler için çok önemli”Potansiyeli deneyimlemenin kişinin zaman ve koşullardan bağımsız özgür düşünebilmesi olduğunu ifade eden Kemal Başaranoğlu, “Potansiyeli deneyimleyebilmek kişinin bağımsız, özgürce düşünebilmesidir ve bu durum bizler için çok önemlidir. Ayrıca yetenek ve becerilerinizin sınırlarını her zaman zorlamalısınız. Her sabah uyandığınızda kendinize ben bugün yeni ve farklı ne gördüm sorusunu sorarak belki de hayatınızda en çok eğleneceğiniz şeyi bu şekilde bulabileceksiniz. Sosyal Medya benim için eğlence kaynağı. Ben yazmayı ve kendimi ifade etmeyi seviyorum. Yazdıklarım bana maddi ve manevi bir şekilde dönüş yapıyor. Bu yüzden kendinize bunu sorup yeteneklerinizi ve becerilerinizi zorlayın ve o becerinin arkasından bir eyleme geçin” şeklinde konuştu.Kemal Başaranoğlu konuşmasının sonunda öğrencilerin sorularını yanıtlayarak kitap hediye etti. Etkinlik katılım belgesi takdimi ve toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.Kaynak için: Haber Üsküdar
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü’nün düzenlediği "Yapay Zekâ ve Yarının Dünyasında Markalar" adlı etkinlik gerçekleşti. Sosyolog Eda Delibaş, yapay zekânın günümüz ve gelecekteki konumu konusunda öğrencilere bilgiler aktardı.Eda Delibaş: "Yapay zekâ ile gerçeği ayırt etmenin en net yolu ellerdir"İnsanların Metaverse’i sadece oyun ağırlıklı bir teknolojiymiş gibi düşünmemesi gerektiğini, onun arka planında çok büyük bir marka değerinin bulunduğunu ifade eden Eda Delibaş, "Yurt dışında Metaverse üzerinden gerçek hayattaki gibi eğitim alıyorum. Gerçekte sınıfta nasıl oturup ders dinliyorsak sanal dünyada da aynı şekilde dersi dinliyoruz veya nasıl arkadaşlarımızla dışarı çıkıp etkinlikler yapıyorsak Metaverse'de de aynı etkinlikleri yapabiliyoruz. Yurt dışında aldığım eğitimimde yüksek lisansımı tamamlarken, avatarlarımıza neden kıyafet satın alınıyor diye sorguladım. Acaba sonunda ben de etkilenip böyle biri olacak mıyım, bu manipülasyonu hissedecek miyim diye merak ettim. Bu yüzden hep yoluma bu tarz avatarlarla devam ettim. Hayatımıza Metaverse’in nasıl girdiğini, Meta’nın bunun için neler yaptığını anlatan bir video yayımlandı, aslında bu videonun amacı ve diğer yapılan her şey bizim daha rahat adaptasyon geçirmemiz için. Videoda bizim avatarımızın, çeşitli teknolojik uygulamalar ile nasıl gerçekten ayırt edilemeyeceğini anlatan görseller var. Fakat şu anda yapay zekâ ile gerçeği ayırt etmenin en net yolu ellerdir. Yapay zekâ genelde ellerini rahat rahat hareket ettiremiyor. İnsanların Metaverse’in sadece oyun ağırlıklı bir teknolojiymiş gibi düşünmemesi lazım, arka planda çok büyük bir marka değeri var. Facebook gibi büyük markalar sanal dünya çalışmalarına yirmi yıl önce başladı. Bunun en temel örneği bize başta oyun platformlarıyla verildi ve şu anda günlük hayatımızın içine girmeye başladı. Metaverse'de iş seçenekleri de çok fazla. Örneğin Metaverse oyunları var. Bu oyunlar size nakit akışı sağlayabilir çünkü daha popüler olmadığı için oyun şirketlerini çekmek istiyorlar. Bunları yakından takip ederseniz size gelecek planları kurduracak gelirler elde edebilirsiniz. Bu teknoloji yurt dışında üç yıldır kullanılıyor” şeklinde konuştu."Sanal dünyaya giren markaların çoğu ne yapacağını bilmiyor"Markaların sanal dünyada kaydettiği aşamalardan bahseden Eda Delibaş, "Markalar Metaverse gibi çeşitli platformların oluştuğunu duyduktan sonra hızlıca anlaşmalar yapmaya başlayarak teknolojiye uyum sağlamaya çalıştılar. Gelişmelere uyum sağlamayan markalar da 'eski marka', 'yenilikçi değil' gibi etiketlere sahip olacaklar. Bu yüzden başlangıçta birçok marka Metaverse'e girdi. Sanal dünyaya giren markaların çoğu ne yapacağını bilmiyor, çünkü kimse bilmiyor. Meselâ arsa aldık ama şimdi ne yapacağız? Hiçbir şey yapamayacağız sebebi ise daha nereden arsa alacağımızı bilmiyoruz ya da hangi Metaverse platformunun tutulup, tutulmayacağını, geleceğe hangisinin taşınacağını bilmiyoruz. Dolayısıyla şu an büyük yatırımlar için erken bir yer. Çeşitli büyük markalar videolarla, sosyal medya hesaplarıyla biz buradayız ve yenilikçi bir markayız diyerek iddialı bir şekilde platforma girdiler. Şu anda aktif olanların çoğu bir şey yapamıyor çünkü hala ne yapılabileceği hakkında kesinlik kazanmış bir yer değil sanal dünya. Türkiye’de şu an en aktif olarak yapay zekâ kullanan iki marka var, bunlar Koton ve Selpak. Selpak’ın tüm sosyal medya anlaşmaları yapay zekâ üzerine kurulmuş durumda ve biz bunu geliştirmeye devam ediyoruz. Koton’da günlük hayatta karşılaşabileceğiniz şekilde yapay zekâ projelerini yürütüyoruz. Örneğin bu projelerle sosyal medyaya ürünleri yapay zekâ ile taşıyoruz, modelleri oluşturuyoruz, kıyafetleri tasarlıyoruz ve sonrasında bunları günlük hayatımızda üretmeye başlıyoruz. Eğittiğim yapay zekâlar bir süre sonra beni tanıyor, reklam ürettiğim markayı tanıyor ve her ay reklamlarını yaptığım markalar için yeni fikirler sunuyor ve biz de yapay zekâ ile birlikte hareket ediyoruz” dedi.Eda Delibaş konuşmasının sonunda öğrencilerin sorularını yanıtladı ve kitap hediye etti. Etkinlik, teşekkür belgesi takdim edilmesi ve toplu fotoğraf çekilmesinin ardından sona erdi.Kaynak için: Haber Üsküdar
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü ile Reklamcılık Bölümü’nün ortaklaşa düzenlediği “Etkili Linkedin Kullanımı” etkinliği gerçekleşti. Ferah Poyraz gerçekleştirdiği sunumda İletişim Fakültesi öğrencilerine Linkedin kullanımına dair deneyimlerini aktardı.Ferah Poyraz: "Profil diliniz Türkçe ve İngilizce olmalı"Güçlü bir Linkedin hesabı için tavsiyeler veren Ferah Poyraz, ilk olarak profil fotoğrafının ve iyi bir fotoğraf seçiminin nasıl gerçekleşeceğini anlattı. Daha sonra Linkedin hesabı kullanımının aşamalarından bahsetti. Poyraz, "Linkedin'i ilk açtığımızda karşımıza çıkan şey profil dili. Hepimizin profil dili Türkçe. Bu bir hatadır. Türkçe ve İngilizce olması gerekmektedir çünkü Linkedin’deki bütün yenilikler İngilizce oluyor. Bu yenilikler dili İngilizce olarak kullanıyorsanız görebileceğiniz yeniliklerdir. Bu da sizin görünürlüğünüzü arttıracaktır. Bütün sayfayı İngilizce’ye çevireceksiniz diye bir şey de yok. Sadece hakkımda bölümünü İngilizce olarak çevirdiğinizde yeterli olur. Daha fazla dil kullandığınızda ise bu sizin için bir avantaj haline gelir ve skorunuzu yükseltecektir” şeklinde konuştu. Sektör profesyonelleri ile buluşmanın en kolay yolunun Linkedin etkinlikleri olduğunu söyleyen Poyraz, “Etkinliği en rahat bulabileceğiniz yer Linkedin. Etkinlik aramanıza hiç gerek yok çünkü sizin zaten önünüze seriyor. Mesela hafta sonu şurada şu etkinlik var gibi. Son bir yılda çok iyi etkinlikler yapılıyor ve birçoğu da ücretsiz. Çoğunuzun da İstanbul’da oturduğunu düşünüyorum. Sizi sektör profesyonelleriyle buluşturacak en kritik yer, etkinlikler. Lütfen bunlara katılım sağlamaya çalışın” dedi.Öğrencilerin sorularını yanıtlayan Poyraz, paylaşım yapmak için en etkili günün perşembe günü olduğunu belirtti. “Bana çok sorulardan biri hangi gün paylaşım yapalım? Aslında bunun bir istatistiği yok ama genel çerçeveden bakıldığında en fazla etkileşimin perşembe günü olduğu görülüyor. Linkedin’de hangi saatte paylaşım yapıldığı da oldukça önemlidir. Linkedin en başta çalışanların dünyası olduğu için çalışan insanlar akşam kullanmayı tercih etmez. Bunun da saati sabah 10:00 olabilir. O saatte artık insanlar ofislerine gelmiştir, işlerini halletmiştir. Saat 10:00 ile 14:00 arası en çok aktif olunan saatlerdir. 14:00 sonrası çok paylaşım yapmamayı öneririm. Tabii gün ve saat önemli ama mümkün olduğunca gündemi yakalamanız gerekir” ifadelerini kullandı.Etkinlik katılım belgesi takdimi ve toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.Kaynak için: Haber Üsküdar
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım ile Reklamcılık Bölümü, dış paydaşlarının katılımıyla ortak bir toplantı düzenledi.İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Süleyman İrvan’ın da katıldığı toplantıda Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölüm Başkanı Doç. Dr. Özge Uğurlu Akbaş, bölüm öğretim üyeleri Doç. Dr. Pınar Aslan, Dr. Öğr. Üyesi Şükrü Güler, Dr. Öğr. Üyesi Özgün Arda Kuş, Dr. Öğr. Üyesi Burak Çeber, Arş. Gör. Zindan Çakıcı ve Arş. Gör. Osman Tosun; Reklamcılık Bölüm Başkanı Prof. Dr. Özgül Dağlı, bölüm öğretim üyeleri Doç. Dr. Cihan Becan, Dr. Öğr. Üyesi Nihal Toros Ntapiapis ile Arş. Gör. Bahşende Çoban Azizoğlu yer aldı.Buluşmada dış paydaşlar Altis Teknoloji’den Nursu Yüce, Ferah Poyraz PR’dan Ferah Poyraz, Rekclick Dijital Reklam Ajansı’ndan Mustafa Çelik, Walter Kranz Ajans’dan Samet Özetçi ve Tazefikir Reklam Ajansı’ndan Özlem Dural fakültenin eğitim öğretim faaliyetlerine dair değerlendirme ve önerilerde bulundular.Sektör ve üniversite iş birliği üzerinde durulduToplantıda sektör ve üniversite arasında aktif çalışma ve etkinlik planlaması yapılırken öğrenciler için staj sürelerinin uzatılmasına dair önerilere yer verildi. Ferah Poyraz, "Öğrenciler daha fazla etkinlikte ve sosyal alanda olmalı” diyerek öğrencilere katkı sağlanacağını belirtti ve LinkedIn’in önemine değindi. Ayrıca mezun öğrenciler için bir veri tabanı oluşturulmasının da ajanslar ve şirketler için kolaylık sağlayacağı ifade edildi.Öğrencilerin sektör ile tanışmasında dış paydaşların önemi vurgulandıHalkla İlişkiler ve Tanıtım Bölüm Başkanı Doç. Dr. Özge Uğurlu Akbaş, dış paydaşların katkılarının değerli olduğunu belirterek, “Markalar ile yapılan halkla ilişkiler ve reklam çalışmalarının basamaklarının, süreçlerinin, müşterilerle nasıl ilerlendiğinin öğrencilerle paylaşılması çok değerli olacaktır” dedi.Kaynak: Haber Üsküdar
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Özgün Arda Kuş, İbrahim Hakkı Konyalı İlköğretim Okulunda velilere yönelik Etkili İletişim konusunda aktarımlarda bulundu. Veli öğrenci iletişiminin yanı sıra akran iletişimi ve dijital bağımlılıkların da konuşulduğu etkinlik, konuşmacının velilerin sorularını yanıtlaması ve hatıra fotoğrafı çekilmesinin ardından sona erdi.
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım ile Reklamcılık Bölümü, dış paydaşlarının katılımıyla ortak bir toplantı düzenledi.İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Süleyman İrvan’ın da katıldığı toplantıda Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölüm Başkanı Doç. Dr. Özge Uğurlu Akbaş, bölüm öğretim üyeleri Doç. Dr. Pınar Aslan, Dr. Öğr. Üyesi Şükrü Güler, Dr. Öğr. Üyesi Özgün Arda Kuş, Dr. Öğr. Üyesi Burak Çeber, Arş. Gör. Zindan Çakıcı ve Arş. Gör. Osman Tosun; Reklamcılık Bölüm Başkanı Prof. Dr. Özgül Dağlı, bölüm öğretim üyeleri Doç. Dr. Cihan Becan, Dr. Öğr. Üyesi Nihal Toros Ntapiapis ile Arş. Gör. Bahşende Çoban Azizoğlu yer aldı.Buluşmada dış paydaşlar Altis Teknoloji’den Nursu Yüce, Ferah Poyraz PR’dan Ferah Poyraz, Rekclick Dijital Reklam Ajansı’ndan Mustafa Çelik, Walter Kranz Ajans’dan Samet Özetçi ve Tazefikir Reklam Ajansı’ndan Özlem Dural fakültenin eğitim öğretim faaliyetlerine dair değerlendirme ve önerilerde bulundular.Sektör ve üniversite iş birliği üzerinde durulduToplantıda sektör ve üniversite arasında aktif çalışma ve etkinlik planlaması yapılırken öğrenciler için staj sürelerinin uzatılmasına dair önerilere yer verildi. Ferah Poyraz, "Öğrenciler daha fazla etkinlikte ve sosyal alanda olmalı” diyerek öğrencilere katkı sağlanacağını belirtti ve LinkedIn’in önemine değindi. Ayrıca mezun öğrenciler için bir veri tabanı oluşturulmasının da ajanslar ve şirketler için kolaylık sağlayacağı ifade edildi.Öğrencilerin sektör ile tanışmasında dış paydaşların önemi vurgulandıHalkla İlişkiler ve Tanıtım Bölüm Başkanı Doç. Dr. Özge Uğurlu Akbaş, dış paydaşların katkılarının değerli olduğunu belirterek, “Markalar ile yapılan halkla ilişkiler ve reklam çalışmalarının basamaklarının, süreçlerinin, müşterilerle nasıl ilerlendiğinin öğrencilerle paylaşılması çok değerli olacaktır” dedi.Kaynak için: Haber Üsküdar
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler Bölümü'nün düzenlediği “Cumhuriyet Döneminden Bugüne Halkla İlişkiler” etkinliği gerçekleşti. Etkinlikte konuşan İstanbul Aydın Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Deniz Akbulut öğrencilere Türkiye'de halkla ilişkilerin gelişim süreci hakkında bilgiler aktardı.Doç. Dr. Deniz Akbulut: "Atatürk basının önemini çok iyi bilen bir liderdi"Doç. Dr. Deniz Akbulut, Türkiye'de halkla ilişkilerin tarihi hakkında yaptığı konuşmada, Osmanlı Devleti döneminde halkla ilişkilerin teknik açıdan değerlendirildiğini ve uygulanamamasının nedenini padişah ve kulluk sistemi olduğunu belirtti. Akbulut, "Osmanlı Dönemi’nde teknik açıdan halkla ilişkiler yapılıyordu ancak gerçek anlamda halkla ilişliler anlayışında söz edemiyorduk" dedi. Cumhuriyet döneminde ise Mustafa Kemal Atatürk'ün basının önemini çok iyi bilen bir lider olduğunu söyleyen Deniz Akbulut, "Atatürk kamuoyuna ulaşmak için basının oluşumunu sağlayacak adımlar attı" ifadelerini kullandı. Doç. Dr. Deniz Akbulut ayrıca halkla ilişkilerin gazeteciler için kaynak olması gerektiğini söyledi. Gazetecilerin zorlu çalışma koşullarından bahsederek gazetecilerin halkla ilişkiler uygulayıcılarına ihtiyaç duyduğunu belirten Akbulut, “Gazetecilerle halkla ilişkiler çalışanlarının birbirini beslemesi gerekir” dedi. Konuşmasının sonunda basının önemine vurgu yapan Deniz Akbulut, "Geçmişten bugüne insanlar habere erişmek için çeşitli yöntemlere başvurdular. Gazetelerin olmadığı dönemlerde halk duvarlara afişler asarak bu ihtiyaçlarını giderdiler” şeklinde konuştu.Etkinlik, konuşmacının öğrencilerin sorularını yanıtlaması ve hatıra fotoğrafı çekilmesinin ardından sona erdi.Kaynak için: Haber Üsküdar
Araştırma konusunda sektörel deneyime sahip Demet Ulubaşoğlu, araştırmanın temellerinden başladığı konuşmasında panel araştırmaları, derinlemesine görüşme, anket, tüketici profili belirleme gibi birçok konuya değinmiştir. Sunumunun ikinci bölümünde yenilikçi araştırma yöntemlerinden Nöropazarlama üzerinde duran Ulubaşoğlu, uygulamalı bir nöropazarlama ölçümleme örneğini de katılımcılarla paylaşmıştır.
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü’nün düzenlediği “Kişisel İmaj Yönetimi” semineri gerçekleşti. İstinye Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Doç. Dr. Arzu Kızbaz’ın verdiği seminere öğrenciler yoğun ilgi gösterdi.İmaj yönetimi üstüne konuşulduBırakılan ilk izlenimlerin ömür boyu silinmediğini söyleyen Doç. Dr. Arzu Kızbaz, “İlk izlenim neyden oluşur? Bir yanıt yok. Birden çok yanıt var. Kişilerin algısına göre değişir. İmajın giyinme ve kıyafet ile ilgisi var. Meselâ eğitmenler şort ve terlik giymemeli. İmaj nereye gittiğiniz ve nasıl giyindiğinizle alakalı. Daha sonra da davranışlar. İmaj ilk olarak kıyafet ile oluşur. İç imaj ise entelektüel birikimle oluşur. İnsanların ilk olarak görünen yüzleri vardır. Görünmeyenler de var. Görünmeyenler zamanla ortaya çıkar. Meselâ çiftler evlendikten sonra bunu görüyor” şeklinde konuştu.Konuşmasının devamında imaj yönetimi ve güven ilişkisi konusunu vurgulayan Kızbaz, “Uğur Dündar meselâ bir kanaat önderiydi. O gider bir pastaneyi denetlerdi. Herkes onun söylediği her şeye inanıyordu. Mantık çerçevesinde kanıtlarla destekliyordu. Acı ama gerçek duygumuza dokunuyordu. Meselâ kuş gribi vakasında. Uğur Dündar bu süreçte tavuk yedi. Herkes tavuk yemeye başladı. Herkes ona güveniyordu. Karizmatiklik tamamen Ethos, Pathos ve Logos ile ilgili bir şey. Kıyafet de çok önemli. Doğan Cüceloğlu. Bir konferansta konferansa uygun giyinmemişti ama kıyafeti sorulunca, “Ben kendimi bu kıyafette iyi hissediyorum” dedi. Yani siz kendinizi neyde rahat hissediyorsanız onu giymelisiniz. İş görüşmesinde dahi herkes kendi stilini takip etmeli. Kendi tarzında giyinmeli. Giyim kodlarında kendi tercihlerini belirlemeli. Tüm bunların yanı sıra gidilen yere uygun da giyinmek lâzım. Mesela uygun olmayan ortama topuklu ayakkabı veya pijama giyemezsin” ifadelerini kullandı.Kaynak için: Haber Üsküdar
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü öğretim üyeleri ve mezun öğrenciler değerlendirme toplantısı için bir araya geldi. Çevrimiçi gerçekleştirilen toplantıda mezun öğrenciler aldıkları eğitimi değerlendirerek önerilerde bulundular. Halkla İlişkililer ve Tanıtım Bölümünün akreditasyon çalışmaları kapsamında Bölüm Başkanı Doç. Dr. Özge Uğurlu, Dr. Öğr. Üyesi Nejla Polat, Dr. Öğr. Üyesi Şükrü Güler, Arş. Gör. Zindan Çakıcı, Arş. Gör. Osman Tosun ile mezun öğrenciler; Kübra Başkaya, Merve Öztürk, Muhammet Emin Özdemir, Deniz Çetinkaya, Büşra Sönmez, Ahmet Hakan Ovalı ve Sertan İnan biraraya geldiler. "Aldığımız çok yönlü eğitim sayesinde birçok farklı sektörde çalışabilmenin avantajını yaşıyoruz" Öğretim üyeleri, mezun öğrencilerden verdikleri eğitim hakkında değerlendirme ve yeni, uygulanabilir fikirler aldılar. Çok yönlü bir eğitim anlayışıyla aldıkları eğitimin bakış açılarını genişlettiğini ve bu eğitim sayesinde Halkla İlişkiler ve Tanıtım bölümü mezunları olarak birçok farklı sektörde çalışabilecek olmanın avantajını yaşadıklarını belirttiler. Mezun öğrenciler, “Etkili İletişim ve Sunum Teknikleri” zorunlu dersi kapsamında öğrendikleri bilgilerle kendilerini ifade etmekte yaşadıkları rahatlığın faydalarını gündelik ve iş hayatında da gördüklerini ifade ettiler. Öğrenciler, öğrencilik yıllarında elde edilen sertifikaların önemine dikkat çekerek, üniversite tarafından verilen sertifikalı eğitimlerin ve etkinliklerin sayısının arttırılması gerektiğini dile getirdiler. Mevcut öğrencilerin bir mentorluk uygulamasına ihtiyaç duyabileceklerini dile getiren mezunlar, böyle bir uygulamanın hayata geçmesi durumunda gönüllü olabileceklerini de sözlerine eklediler. Kaynak için: Haber Üsküdar
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü, Genç İletişimciler Kulübü ve Akbank Gençlik Akademisi'nin bir araya geldiği “Akbank ile Kurumsal İletişim” etkinliği gerçekleştirildi.Üsküdar Üniversitesi’nin genç iletişimcilerinin düzenlediği etkinliğe İletişim Stratejileri Yöneticisi Melis Kabadayı, Eğitim Teknolojileri ve Yetkinlik Gelişim Müdürü Diğdem Dökmeci ve Yetkinlik Gelişim Yöneticisi Neşe Olurdağ Efli konuk oldu. Gelişen teknolojilerle birlikte değişen iş fırsatları ve sundukları eğitimler hakkında konuşma gerçekleştirdiler.Neşe Olurdağ Efli: "Teknoloji gelişirken farkına varmamız gereken şeylerden ikisi hız ve adaptasyon"Yetkinlik Gelişim Yöneticisi Neşe Olurdağ Efli, eğitim dünyasında strateji oluştururken teknolojiyi ön planda tuttuklarını şu sözlerle anlattı: “Akbank Gençlik Akademisi’nin 2 buçuk yıllık bir yolculuğu var. Eğitim dünyasında strateji oluştururken biz nelere bakıyoruz? Buradan başlamak istiyorum. Öncelikle sıkı bir araştırma yapmak, trendleri yakından takip etmek gerekiyor. Biz burada Gartner’in 2023 yılı için oluşturduğu teknoloji trendlerine yer verdik. Her yıl inceliyoruz çünkü hangi yetkinlikleri geliştirmemize dair bilgiler veriyor. Baktığımızda sürdürülebilirlik konusu artık teknolojiyle kol kola girmiş. Bir teknoloji geliştirirken sürdürülebilir olması kritik bir esas. Günlük ya da iş hayatımızda kullandığımız teknolojiler çok hızlı değişiyor. Farkına varmamız gereken şeylerden ikisi hız ve adaptasyon. Yetkinliklere geçecek olursak; öne çıkan önemli bir konu aktif öğrenmedir. İş ve eğitim hayatına gelişen teknolojiyle birlikte hıza adapte olarak aktif öğrenme yatırımı yapılması gerekiyor” diyerek dinleyen öğrencilere iş hayatından beklentilerini ‘Mentimeter’ aracılığıyla belirtmelerini istedi. Öğrenciler genel olarak; işi sevmek, iyi maaş, tecrübe, mutlu olmak gibi beklentilerde olduklarını yazdılar.Diğdem Dökmeci: "Gençlerin; ‘Bize neyi nasıl yapmamız gerektiğini anlatan yok’ söyleminden yola çıktık"Gençlerle bir araya gelerek yaptıkları eğitim ve etkinlikleri anlatan Yetkinlik Gelişim Müdürü Diğdem Dökmeci, “Bizim gençlik akademisinde esas odağa aldığımız nokta ‘Gençlerin multidisipliner anlayışta nasıl yanlarında olabiliriz?’ sorusunu oluşturuyor. Benim mezun olduğum dönemde yalnızca lisans mezunu olmak ve bir yabancı dil bilmek yeterliydi. Çalışma hayatına başladıktan sonra yüksek lisans programları önemli hale gelmeye başladı. Özel bir kurumdan ücretsiz şekilde faydalanabileceğimiz olanak yoktu. Artık biz ve benzer kurumlar gençlerin geleceği için varız. Toplumsal ve dünyanın meselelerine odaklanırken yeni trendleri de kaçırmıyoruz. Gençlerden şunları duyduk; ‘Bize ne yapmamız gerektiğini söyleyen çok ama nasıl yapmamız gerektiğini anlatan yok.’ Biz de bu söylemden yola çıktık. Teknik bilgilerin iş hayatına dair yansımalarını ve buna dair uygulamalarını nasıl buluşturabileceğimizi düşündük. Ve etkinlikler yapmaya başladık. Tamamını online olarak Zoom uygulaması üzerinden gerçekleştiriyoruz. Ülkemizde nitelikli eğitime ulaşma konusunda eşitsizlikler var. Bizler etkinliklerle bunun da önüne geçmeye çalışıyoruz” sözlerini kullandı ve eğitim programlarının başvuru linklerini QR Kod üzerinden paylaştı. Eğitim programlarından sertifika alanlar Akbank ile kariyer yolcuğuna başlayabiliyor.Melis Kabadayı: "İyi ve kaliteli eğitim alan çalışanlar iş veren açısından oldukça kıymetli"Sundukları iş fırsatlarını anlatan ve “Senin farkın Akbank’ın farkı” başlığıyla çektikleri tanıtım filmini izleterek konuşmasına başlayan İletişim Stratejileri Yöneticisi Melis Kabadayı, “Akbank olarak ‘İşveren Markası’ dediğimiz; potansiyel adaylara, Akbank’ın rengine, istediğiniz şirkete hizmet etmenizi sağlayan noktada bu kelime yürürlüğe giriyor. Firmalar bunları neden yapıyor? Şirket içerisinde dönemlerin değiştiği bir süreçten geçiyoruz. İyi ve kaliteli eğitim alan çalışanlar iş veren açısından oldukça kıymetli. Takdir edersiniz ki çok da kısıtlı. Çünkü her bir kuruluşun farklılıkları var ve bu farklılıklara adapte olabilecek adayları çekmek bizim görevimiz oldu. İşveren markası dediğimizde İBP kapsamıyla birlikte çok fazla karşılaşıyoruz. Burada ‘Senin farkın Akbank’ın farkı’ dediğimiz yani çalışan odaklı konularımızı göz önünde bulundurduğumuzda İBP’ye hizmet ediyor oluyoruz. Çalışanlara sağlanan iş ve yaşam dengesini sunmuş oluyoruz. Çalışanın kapasitesini arttırmaya yönelik çalışmalar yapıyoruz. Bu izlettiğimiz filmdeki çalışanlar bizim arkadaşlarımız ve gerçekten bu iş fırsatlarını hayatlarına geçiren insanlar. Bizim gerçekten bir girişimcilik programımız var. Akbank Plus desteği ve girişimcilik programıyla birlikte istediği hayata kavuşan arkadaşımız var. Biz bir kariyer yolculuğuna çıkıyoruz ama bunun nasıl dönüşeceğini bilmiyoruz. Ben bir iş görüşmesinde olsam ‘Ben buraya başlıyorum ama önümüzdeki dönemde bir kariyer fırsatında beni destekliyor musunuz?’ diye sorarım. Bir firmanın sizi desteklemesi gerçekten çok önemli. Fırsatlarını ve karakterinize uygun olmasını değerlendirin. Bunların hepsi de başta bahsettiğimiz işveren markasını oluşturuyor” ifadelerini kullandı. Sonrasında Genç İletişimciler Kulübü tarafından hazırlanan sorularla öğrencilerin merak ettiği konulara değinildi.Kaynak için: Haber Üsküdar
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü 4. sınıf öğrencileri deprem bölgesindeki öğrencilere eğitim desteği verdi. Öğrenciler bitirme projeleri kapsamında gerçekleştirdikleri depremzedelere destek projesini depremzedelerin hikayeleriyle birlikte "Yıkılan Hayaller" sergisine dönüştürdüler. 6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan Kahramanmaraş depreminde evleri ve okulları yıkılan öğrencilere yönelik ‘’Eğitime deprem yaşatmayın’’ temalı bir sosyal sorumluluk projesi geliştiren öğrenciler, sınavlara hazırlanan depremzede öğrencilere kitap, kıstasiye malzemeleri, video eğitim seti desteğiyle beraber çeşitli etkinlikler gerçekleştirdiler.‘"Deprem öncesi, deprem esnasında ve sonrasındaki hayaller" fotoğraf ve yazılara döküldü Okulumuzun Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü öğrencilerinden Hilal Sarıal, Çağla Işık, Gözde Çalışkan, Oğuz Kerem Maraz, Bengisu Kahya ve Kayra Alan, danışman hocaları Dr. Öğr. Üyesi Nejla Polat’ın başkanlığında yürüttükleri sosyal sorumluluk projesi kapsamında "Yıkılan Hayaller" isimli sergisini açtı. Sergide, 12 Mayıs 2023 tarihinde Eren öğretmen tarafından gönderilen, deprem bölgesindeki öğrencilerin yazmış olduğu, "Deprem öncesi, deprem esnasında ve sonrasındaki hayaller" hakkındaki yazıların fotoğraflarla birlikte tabloya çevirilmiş versiyonları yer alıyor. Her fotoğraf farklı birer hikaye, farklı birer yaşam deneyimi Sergideki her bir fotoğrafın farklı hikayeleri var. Bunlardan biri, C.Y. tarafından yazılmış "Sıkıcı Hayat" başlıklı yazı. "Deprem olduğunda hayat çok sıkıcı gelmişti. Her yer yıkıldı ve evlere giremiyorduk. İnsanlar korkuyordu. Hayat bu kadar güzelken bir anda berbat olmuştu. Depremde korktuğumu düşünmüyorum. Hatta sıkıcı gelmişti. Ama bazı insanlar çok korkuyordu. Ben de bu yüzden büyüyünce doğal afetlerle ilgili bir meslekle uğraşacağım." Sosyal sorumluluk projesi kapsamında yürütülen projede birçok etkinlik hayata geçirildi Sosyal sorumluluk projesi kapsamında yürütülen projede birçok etkinlik yapan Halkla İlişkiler ve Tanıtım bölümü öğrencileri; kırtasiye malzemeleri alarak Dr. Öğr. Üyesi Nejla Polat ve Adnan Yokuş tarafından Ören İlköğretim Okulu’ndaki öğretmenlere teslim etti. Daha sonra Öğretmen Eylem Gümüş'ün önderliğinde Hatay'da bir grup gönüllü öğretmen ve Suparo Yayınları tarafından alınan ve gönderilen Lise sınavlarına hazırlık ve Üniversite Sınavlarına hazırlık kitapları Malatya Akçadağ’daki öğrencilere dağıtıldı. Üsküdar Üniversitesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü Öğrencilerinden ve aynı zamanda Sınav Dershanesi’nde çalışan Murat Yavan, Sınav Dershanesi Yayınlarından sınava yönelik test kitapları gönderdi. Tolga Sert, Mine Esiner Özen, Dr.Öğr.Üyesi İnci Çağlayan, Dr.Ögr.Üyesi Nejla Polat ve Vedat Karaman tarafından alınan Projeksiyon Cihazı ve Perde gönderildi. Bunlara ek olarak Öğretmen Eylem Gümüş’ün önderliğinde Hatay’da bir grup gönüllü öğretmen tarafından YGS ve LYS Video Hazırlık eğitim seti gönderildi. Serginin açılışının gerçekleştirildiği 24 Mayıs günü aynı proje kapsamında "Sen de bir mektupla yanımızda ol" sloganıyla Üsküdar Üniversitesi akademisyenleri ve çalışanları tarafından yazılıp gönderilecek renkli mektuplarla deprem bölgesindeki öğrencilere moral ve psikolojik destek olunması amaçlanacak.Kaynak için: Haber Üsküdar
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişikler ve Tanıtım Bölümü tarafından düzenlenen Halkla İlişkiler ve Tanıtım etkinliğinde dijital pazarlama konuşuldu.Üsküdar Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü tarafından çevrim içi olarak gerçekleşen etkinlikte dijital pazarlama uzmanı Gaye Sülün, “Dijital Pazarlama ve Pratik Yaklaşımlar” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Dijital mecraları değerlendiren Sülün, dijital mecraların gelişim süreçleri ve etkili kullanımları hakkında bilgi verdi. İçerik üretmenin değerine dikkat çeken Sülün, sosyal medya ve web sitelerinde içerik üretenlerin her zaman bir adım daha önde olduğunu vurguladı. Katılımcılara bir reklam gördüklerinde, reklamı detaylı bir şekilde araştırarak verilen mesaj nedir, neden bu reklamı tıkladıkları gibi sorularla kendilerine geri bildirimler verebilecekleri ve bu sayede farklı bakış açıları geliştirerek daha sağlıklı bir dijital kullanıcı olabilecekleri tavsiyelerinde bulundu.Dijital platformlardan örnekler veren Gaye Sülün, Canva uygulamasının görsel ve video içerik üretme konusunda çok büyük pratiklik sağladığını ifade ederek, freelance iş yapmak isteyen öğrencilerin Canva’ya hâkim olarak kendilerine ek gelir kaynağı yaratabileceklerini belirtti. Ayrıca etkinlik sonunda halen Canva hesabı olmayan katılımcıların hesap açarak bir görsel hazırlama deneyiminde bulunmaları tavsiyesinde bulundu.Kaynak için: Haber Üsküdar
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü tarafından düzenlenen 5. Halkla İlişkiler Sempozyumu gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölüm Başkanı Doç. Dr. Özge Uğurlu Akbaş ve Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şaha Baygül Özpınar’ın yaptığı etkinlikte sektörden ve akademiden önemli isimler konuk oldu.Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü tarafından düzenlenen Halkla İlişkiler Sempozyumu'nun beşincisi online olarak yapıldı. İki oturum olarak gerçekleşen sempozyumun sabahki bölümünde 'Uluslararası Halkla İlişkiler' konusu akademik olarak ele alınırken öğleden sonra gerçekleşen bölümde aynı konu sektörel açıdan irdelendi.Prof. Dr. Nazife Güngör: "Bu etkinlikleri sürekli hale getirmek kolay değil"Sempozyumun açılış konuşmasını yapan ve konuşmasında sürekliliğin önemini vurgulayan Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nazife Güngör şunları söyledi: “Bu tür etkinlikleri hazırlamak zor değil ancak sürekli hale getirmek ve bir akademik tartışma platformuna çevirmek kolay değil. Önemli bir çabanın ve sabrın ürünü. Bugün böyle bir akademik etkinlikte bulunduğum için gerçekten çok mutluyum.” Konuşmasında etkinliği gerçekleştiren bölüm hocalarına ve konuklara da teşekkür eden Prof. Dr. Güngör, sözü Moderatör Doç. Dr. Özge Uğurlu Akbaş'a bıraktı.Doç. Dr. Özge Uğurlu Akbaş: "Halkla ilişkilerin çok önemli bir yerde olması gerektiği kanısındayız" Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölüm Başkanı Doç. Dr. Özge Uğurlu Akbaş ise etkinliğin girişini ve sempozyum tanımını şu sözlerle yaptı: “Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü olarak her geçen gün daha fazla güçleniyoruz, büyüyoruz. Her geçen gün bilimsel formasyon üzerinde teorik ve uygulamayı birlikte götürmeye çalışan bir bölüm olarak konumlandık. Halkla ilişkilerin çok önemli bir yerde olması gerektiği kanısındayız. Halkla İlişkiler Sempozyumu’na bugün baktığımızda beşincisini gerçekleştiriyoruz. Bugün halkla ilişkiler alanının temel unsurlarından biri olan “Uluslararası Halkla İlişkiler” konusunu tartışma gündemine taşımak niyetindeyiz. Konuklarımıza zamanlarını ayırdıkları için teşekkür ediyorum.”Prof. Dr. Sema Yıldırım Becerikli: “Kendimizi bir örgütsel arka plana dayıyoruz ve kendimizi birden dış dünyaya bakarken buluyoruz”Halkla ilişkilerde sürdürülebilirlik kavramına değinen Prof. Dr. Sema Yıldırım Becerikli, “Uluslararası halkla ilişkilerde birtakım spesifik direktiflerin tartışmasını gerçekleştirmek istiyorum. Halkla ilişkiler literatüründe son zamanlarda çok sık tartışılan sürdürülebilirlik kavramı üzerinden alanın akademisyenleri ve öğrencileri olarak acaba öz düşünsel süreç geçirebilir miyiz? Konuyla ilgili kavram haritası çıkardığımızda; yenilenebilir enerji, iklim adaleti, sürdürülebilir ekoloji, yeşil aklama, yeşil kapitalizm, derin ekoloji, ekofeminizm gibi kavramlar alanda ön plana çıkıyor. Aslında çok tartışılan bu ekolojik perspektifler biraz özdüşünümsel bir süreç geçirmemizi gerektiyor. Çünkü aslında halkla ilişkiler çok sıkça şunu yapıyor: kendimizi bir örgütsel arka plana dayıyoruz ve kendimizi birden dış dünyaya bakarken buluyoruz. Dolayısıyla bu bizim kendi varoluş amacımızın ne olduğuna ya da nasıl işlediğimize yönelik körlüğü de beraberinde getirebiliyor. Biz örgüt ve çevreyi çok yalın, ayrılabilir, belirgin ve aralarında çok çizgisel ilişki olan bir bütün olarak algıladık” ifadelerini kullandı.“Biyofiziksel söylem hepimizin davranışlarını değiştirmesini öneriyor”Biyofiziksel söylemin ne olduğunu anlatan Becerikli, “Leichenko, ‘İklim ve Toplum’ adlı kitabında iklim değişikliğiyle alakalı söylemleri analiz eder. Söylemlerden biri 'Biyofiziksel Söylem.' Biyofiziksel söylem ne demek? Bir şekilde iklim değişikliği sorunuyla, sera gazı emisyonlarını azaltan ve uyarlanmayı destekleyen politikalar, teknolojiler ve davranışsal değişimlerle baş edilebiliceğini söyleyen bir söylemden bahsediyoruz. Bu yaklaşım en genel söylemdir. Ne öneriyor? Hepimizin davranışlarını değiştirmesini öneriyor. Hepimizin enerji kaynakları ile olan ilişkisini yeniden düzenlememizi öneriyor. Biz insanların, kolektif bir şekilde davranırsak iklim değişikliği nedeniyle oluşan sorunlarla baş edebileceğimizi ifade ediyor. Yani kısaca biz örneğin işe otomobille değil de yürüyerek veya bisiklet kullanarak gidersek, çevre atıklarını ayırt ederek geri dönüşüm kutularına atarsak ve bunun gibi onlarca şey iklim değişikliğinin olumsuz sonuçlarıyla baş edebilirmişiz gibi, bu meselenin çözümü bundan ibaretmiş gibi ifade eden bir söylem var. Eleştirel söylem de ise iklim değişikliği, eşitsiz iktisadi, siyasi ve kültürel işleyişin neden olduğu toplumsal bir sorun olarak ele alınır. Birleştirici söylemde, insan-çevre ilişkilerine ve insanlığın dünyadaki yerine dair belli inanç ve algılarda derin bir şekilde köklenen çevresel ve toplumsal bir sorundur. İki bankanın televizyon reklamına söylemi üzerinden baktım. Bankalar sürdürebilirlik konusunda çok duyarlı. Reklamların bir tanesinde hangi kavramlar bizim önümüze gelmiş diye baktım. Sürdürülebilirlik kavramını tam anlamayan orta-üst yaşlarda olan bir kadına genç, yakışıklı bir banka görevlisi sürdürülebilirlik kavramını anlatıyor. Yeşil binalara sahip olmak isterseniz bankamızdan çok uygun krediler alabilirsiniz diyor. Çevre dostu enerji kullanan yapılar bu bağlamda kredi ile desteklenmektedir. Başka bir banka ise reklamında sıfır karbon salınımı sözü vererek kömür projelerine kredi vermeyen banka olarak ifade ediliyor. Baktığımızda bunlar kurumsal reklam. Kendi pozisyonunu göstermek için söyleme dahil oluyor” dedi.Doç. Dr. Gonca Yıldırım: “Demokratikleşme ve bilimin gelişimi uluslararası halkla ilişkilere duyulan ihtiyacı artırmaktadır”Doç. Dr. Gonca Yıldırım, uluslararası halkla ilişkilere kültürel diplomasi penceresinden bakarak şu sözlerle inceledi: “Dünya hızlı bir şekilde değişiyor. Kültürler ve uluslar birbirleriyle entegre çalışmak zorunda kalıyorlar. Bunu bir yolculuk olarak tanımlarsak; seyahat imkanları, üretim olanakları, çok uluslu kuruluşların sayısı, devletlerarası ilişkilerin yoğunlaşması, dış politikaların giderek yoğunlaşması, krizlerin sıklığı, iklimsel sorunların küreselleşmesi, aktivist kuruluşların çoğalması, sponsorlukların artması, demokratikleşme ve bilimin gelişimi vs. uluslararası halkla ilişkilere duyulan ihtiyacı arttırmaktadır. Halkla ilişkilerin temel hedefi bir imaj oluşturmak, bir itibar oluşturmak, karşıdaki hedef kitleleri ikna edebilmek, bir farkındalık yaratmak. Uluslararası düzeye baktığımızda biraz daha makro düşünmek zorundayız. Başka kurumlar içerisinde bu itibarı oluşturmaya çalışıyoruz. Temel dört fonksiyon; ulusal kimlik tanıtımı, ulusal düzeyde kurumsal itibar yönetimi, yerel halkla lokal iletişim ve kriz iletişimi. Esas temel amaç o ülke hakkında olumlu bir imaj üretmektir.”“Halkla ilişkiler bir iktidar savaşı değildir; uzlaşma, müzakereye dayalı simetrik bir süreçtir”Kültürel diplomasinin aktörleri, uluslararası halkla ilişkiler fonksiyonları, kamu diplomasisi, kültürel diplomasi, kültür enstitüleri gibi konuları ele alarak konuşmasına devam eden Yıldırım, “Artık dünya savaşından sonra toplumlar savaşları sorgulamaya başlıyorlar. Monarşiler, kapalı kapılar arasında ülkenin geleceği hakkında karar veriyorlar. Ulusların, toplumun geleceği hakkında karar verdikleri ortamlardı. Halkla ilişkiler bir iktidar savaşı değildir; uzlaşma, müzakereye dayalı simetrik bir süreçtir. Fonksiyonlar; yönetim süreci, arabulucu, yönetim fonksiyonu, iletişim yönetimi, iki taraflı anlaşmaya dayalı, ikna etmek, bilgi paylaşmak, savunma, itibar kazanma süreçlerinden bahsediyoruz. Kamu diplomasisi yani sivil diplomasisi; savaşlar ve travmatik olaylardan sonra toplum birtakım olaylara katılmak istiyor. Kamu diplomasisi dediğimiz zaman, bir ulusun başka ülkede yaşayan ulus üzerinde olumlu imaj geliştirme çalışmaları da akla geliyor. Bir devletin ulusal çıkarlarını ve imajını korumak, geliştirmek amacıyla klasik diplomatik faaliyetlerine destek niteliğinde çeşitli ticari, kültürel, sosyal, bilimsel faaliyetlerle yabancı ülke kamuoylarının etkilenerek bir barış ve uzlaşı ortamının sağlanması için yürütülen faaliyetlerin tümüdür. Kamu diplomasisini değerlendirdiğimizde enformasyon ve kültürel ilişkiler modelleri ortaya çıkmaktadır” ifadelerini kullandı.Sempozyumun öğleden sonra düzenlenen ikinci oturumu ise Doç. Dr. Şaha Baygül Özpınar moderatörlüğünde gerçekleştirildi. Uluslararası halkla ilişkiler konusunun sektörel açıdan ele alındığı oturumda, Brand İstanbul PR Ajansı Başkanı Hatice Kumalar, Gençlik Çalışanı Nursu Yüce ve BE İletişim Danışmanlık Şirketi Kurucusu Berna Kürekçi Şendir konuk oldu.Oturumun açılışında bir konuşma yapan Doç. Dr. Özpınar, "5. Halkla İlişkiler Sempozyumu'nun ikinci oturumuna hoş geldiniz demek istiyorum. Sabah gerçekleştirilen 5. Halkla İlişkiler Sempozyumu'nun açılışını Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nazife Güngör yaptı ve açılışı yaparken siz sayın konuklarımıza çok teşekkür etti. Bende bu teşekkürü size iletmek isterim. İkinci oturumda 'Uluslararası Halkla İlişkiler' konusuna sektörel bakış yapacağız. Birinci oturumda akademik yaklaştık, biraz sürdürülebilirlikten bahsedildi, sonrasında 'Halkla İlişkiler ve Kamu Diplomasisi' bağlamında konuştuk. Biz şimdi bunları sektörel tarafta sizlerden dinleyeceğiz" diyerek sözü konuklara bıraktı.Brand İstanbul PR Ajans Başkanı Hatice Kumalar: “İletişim hayatın her alanında gerekli” İletişimin hayatın her alanında gerekli olduğunu söyleyen Brand İstanbul PR Ajansı Başkanı Hatice Kumalar, “Kendimizi doğru, etkili, fark edilir şekilde anlatabilmek için hakikaten mesajlarımızın doğru kurgulanması, mesaj taşıyıcılarımızın doğru seçilmesi ve bütün her şeyin sürdürülebilir gerçekleşmesi gerekiyor. Özellikle sürdürülebilir iletişimin altını çizmemiz gerekiyor ve biz doğru ve gerçek bilgiyi aslında köpürtüp paylaşırız, hikayeyi bunun üzerine kurarız. İletişimde olmayan bir şeyi var gibi gösteremeyiz ya da sahte bilgilerle, hayal ürünü içeriklerle hiçbir şey yazamayız” diye konuştu.Nursu Yüce: “Gençlik çalışmasıyla gençlere destek oluyoruz”Gençlik çalışması hakkında bilgi veren Nursu Yüce, “Gençlik çalışmasında ne yapıyoruz? Özellikle halkla ilişkiler çalışmaları ve iletişimle alakalı çalışmalar yapıyoruz ama bir tarafında da gençlerle gençler için yaptığımız çalışmalar, gençlerin yararına olan çalışmalar var. Burada bir anahtar kelimenin altını çizmek istiyorum: gençlerle çalışıyoruz, gençlerin katılımıyla çalışıyoruz. Katılımdan kastım nedir? Karar alma mekanizmalarında biz yardımcı oluyoruz ancak aktif değiliz. Onlar herhangi bir konuda bizden yardım istedikleri zaman onlara yardım ediyoruz. Örneğin medya konusunda özellikle toplantılar yapılacağı zaman bunun yaygınlaştırılması veya medyadan izleyici ya da gazetecilerin gelmesi konusunda yardıma ihtiyaçları oluyor. Tanıdığımız gazeteciler veya yayın organları varsa onlarla buluşturuyoruz. Onun dışında eğitimler konusunda destek oluyoruz. Yapacakları çalışmalarda hangi eğitimleri alacaklar, yapacakları çalışmalarda müfredat oluşturma konusunda ve alacakları eğitimlerde de eğitmenlik yapma konusunda destek oluyoruz” ifadelerin kullandı. Yüce, bu çalışmaya katılmak için Türk Ulusal Ajansı’na başvurabilecekleri ancak bunun Dışişleri Bakanlığı’na bağlı bir organ olduğundan birebir iletişimin nasıl olacağını bilmediğini bu konuda katılmak isteyenlerin kendisine başvurabileceklerini belirtti.BE İletişim Danışmanlık Kurucusu Berna Kürekçi Şendir: “Her şeyden önce ürünü iyi tanımamız gerekiyor”İletişimin tanımının kendisi için duygu artı matematik olduğunu belirten Berna Kürekçi, “Bu meslek veriyle masaya oturulması gereken bir meslek. Rakamla, veriyle, bilgiyle ilerlemek gerekiyor. Sanılanın aksine ölçümlenemez yaklaşımı asla doğru değil. Çünkü her şeyden önce ürününüzü çok iyi tanımanız gerekiyor. Bu bazen bir üniversite, bazen bir kahve markası, bazen bir teknopark, bazen bir ülke olabilir. Günün sonunda ürün dediğimizde bizim önce jargon olarak ürünün bütün dinamiklerini biliyor ve hakim oluyor olmamız gerekiyor. Burada asıl olan gri alan bırakmamak. Yani nereden gol yiyor olabileceğimizi çok net biliyor olmamız lazım. O golü yememek için şimdi başka bir jargona geçiyorum: ‘risk yönetimi olmadan kriz yönetimi yapamazsın.’ Dolayısıyla o golü yememek için de bu mesleğin olmazsa olmazlarından bir tanesi konumlandırma, bir tanesi SWOT, bir tanesi de risk yönetimi ve kriz yönetimi” şeklinde konuştu.Kaynak için: Haber Üsküdar