Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Yeni Medya ve İletişim Bölümü, Gazetecilik Bölümü, Gazetecilik Kulübü ve Uluslararası Sosyal Medya Kullanıcıları Derneği (USMEK) ortaklığında düzenlenen "Sosyal Medya Trendleri" başlıklı panelde, sosyal medyada trend olan uygulamalar konuşuldu.Yeni Medya ve İletişim Bölümü Başkanı Doç. Dr. Gül Esra Atalay, Asayiş Berkemal isimli sosyal medya hesabının sahibi Cüneyt Sevindik ve içerik üreticisi Hümeyra Akbayrak'ın konuk olduğu etkinlik, İletişim Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Ceren Saran'ın moderatörlüğünde gerçekleşti. Etkinliğin açılış konuşmalarını Gazetecilik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Süleyman İrvan, USMEK Başkanı İzzet Aydın ve Gazetecilik Kulübü Başkanı Umut Şimşek gerçekleştirdi.Prof. Dr. Süleyman İrvan: "Sosyal medyayı doğru kullanmayı öğrenmeliyiz"Gazetecilik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Süleyman İrvan, panelin açılış konuşmasında sosyal medyaya ve USMEK ile olan iş birliğine değindi. İrvan, "Bu etkinlik, 2024-2025 eğitim yılının ilk etkinliği. Bu yıl boyunca birçok etkinlikte bir arada olacağız. Bu etkinliği dış paylaşımız olan USMEK, Yeni Medya İletişim Bölümü ve Gazetecilik Kulübü’yle birlikte düzenledik. Üç değerli konuşmacımız var bugün. Elbette konuklarımız sosyal medya ile ilgili hem kendi deneyimlerini paylaşacak hem de sizin sorularınızı cevaplayacaklar ama ben de izin verirseniz sosyal medya ile ilgili birkaç şey söylemek isterim. Sosyal medya deyince aslında genellikle olumsuz yanlarıyla tartışıyoruz. Sık sık sosyal medya mecralarının kapatılmasına tanık oluyoruz. Sosyal medya adeta bir suç yuvası gibi algılanıyor. Sosyal medya nihayetinde hepimizin sabah kalktığımızda ilk baktığımız mecra. Belki akşama kadar en çok sosyal medyada vaktimizi geçiriyoruz. Kendimizi sosyal medyada ifade ediyoruz. Haberleri sosyal medyadan takip ediyoruz. İlgi alanlarımızı oralarda bulmaya çalışıyoruz. İletişimciler olarak sosyal medya bizim için çok önemli çünkü içimizden bazıları ileride kendi hayatlarını sosyal medya üzerine kuracaklar. Hayatlarını orada kazanacaklar. Dolayısıyla sosyal medyayı anlamayı, doğru kullanmayı ve sosyal medya okuryazarı olmayı öğrenmemiz gerekiyor. Eğitim hayatınız boyunca kendinize sosyal medyada iyi bir kariyer oluşturmaya çalışın’’ dedi.İzzet Aydın: "USMEK olarak sizlerle iletişimde kalacağız" Uluslararası Sosyal Medya Kullanıcıları (USMEK) Genel Başkanı İzzet Aydın da panelin açılışında bir konuşma yaptı. İzzet Aydın, konuşmasında sosyal medyada aktif olan, haber paylaşan gazetecilerle öğrencileri bir araya getirmenin önemini vurguladı. Aydın, “Biz USMEK olarak birbirinden değerli gazeteci arkadaşları, sosyal medya fenomenlerini inşallah bundan sonraki yapacağımız programlarda sizlerle bir araya getireceğiz. Sizlerin staj taleplerinizde de size yardımcı olmak istiyoruz. Bu konuda bizimle mutlaka iletişim kurmanızı özellikle rica ediyoruz. Biz her konuda Süleyman Hocamla devamlı iletişim halindeyiz" dedi.Cüneyt Sevindik: "İnsanlar yaşadıkları sıkıntıları bana anlatıyor"Asayiz Berkemal isimli sosyal medya hesaplarından asayişle ilgili videolar paylaşan Cüneyt Sevindik, konuşmasında sosyal medya serüveninden bahsetti. Sevindik, “Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunuyum. Daha önce bir haber kuruluşunda çalışıyordum. Bir sosyal medya sayfası kurmak istedim. Asayiş muhabiri olduğum için ismini Asayiş Berkemal yapmak istedim. Sayfamda paylaştığım bir haberden sonra 1000 takipçiye ulaştım. Şu an sosyal medyanın bütün platformlarında haberlerimi paylaşıyorum. Bu şekilde sosyal medya haberciliği yapmaya çalışıyorum. Sosyal medyayla ilgilenmek isteyenler varsa bu konuya yönelebilirler. Ben haberlerimi iyi yönde kullanmaya çalışıyorum. Emniyetle bağlantılı olsun, haber kanalları ile bağlantılı olsun hepsiyle iletişim halindeyim. Günde yaklaşık 2000’e yakın haber alıyorum ve bu konuları süzgeçten geçirip olabildiğince güncel konuları sayfamda takipçilerimle paylaşıyorum. Bu şekilde de geniş kitlelere ulaşmış bulunuyorum. Haberlerimi ilk olarak kurumumla paylaşıyorum. Sonrasında kendi sayfamda paylaşıyorum. Sosyal medya haberciliğine ilk başladığımda tabii ki olumsuz yorumlar aldım ama kısa sürede 100.000 takipçiye ulaşmıştım. 2 yılda bu seviyeye geldim. Kısa sürede bu kadar büyüyeceğimi hiç düşünmemiştim. Bu büyümeyi bire bir insanlarla bizzat muhatap olmama ve haberleri kendim paylaşmama bağlıyorum. Bir ihbar geliyor ve o ihbarı paylaştığım zaman bunun geri dönüşü oluyor. Özgün içeriğe sahip olabiliyorum çünkü insanlar yaşadıkları sıkıntıları bana anlatıyor. Bu şekilde özgün içerikler yapabiliyorum. Sayfalarımla tek başıma ilgileniyorum. Çünkü benim bilgim dahilinde olmasını istiyorum. Bana bir haber atıldığı zaman emniyetle koordineli bir şekilde ilerliyorum. Doğru haber paylaşmaya çalışıyorum" dedi.Hümeyra Akbayrak: "Haber sunuculuğuyla başlayıp, sosyal medyada ilerledim"Sosyal medya içerik üreticisi Hümeyra Akbayrak konuşmasına sosyal medyaya geçme sürecinden ve iş yerindeki deneyimlerinin onu nasıl sosyal medyaya yönlendirdiğinden bahsederek başladı. Akbayrak, “Çoğunlukla Instagram ağırlıklı içerikler üreterek buraya geldim. Aslen diksiyon eğitmeniyim, seslendirme sanatçısıyım ama gazetecilik kulvarımız da var. 2021 yılında Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Yeni Medya ve Gazetecilik Bölümünden mezun oldum. Mezun olduktan yaklaşık bir sene sonra bir kanalda çalışmaya başladım. Aslında hep hayalim sunuculuk, spikerlik yapmaktı. Akşam haberlerini ben sunacağım edasıyla olaya giriş yaptım. Kanala girdiğimde karşılaştığım ilk şeylerden biri, bu benim lügatim değil dedim kendime. Ben çok mimik kullanan bir insanım ve bana, karşında bir prompter var onu okuyacaksınız ona göre konuşacaksınız dediler. “Hümeyra mimik yapma, Hümeyra düz dur” uyarılarından sonra böyle olamayacağını anladım. Gidip patrona dedim ki, ‘gereksiz bilgiler’ mi sunsak? Benim çok fazla bilgim var. Ben araştırmayı çok seviyorum. Bunları da bir yerde paylaşmak istiyorum. İzniniz olursa kanal üzerinden yapalım bunu, tutar. Ben mimiklerime güveniyorum sunuculuğuma güveniyorum, etki tepki meselesi var. İnsanlara samimi geliyorum bunu yapalım. Hayır dedi. Kanalın olanaklarını kullanmak istediğimde, kullanamazsın dedi. Stüdyoda çekim yapabilmem konusunda onay verdi. Stüdyoda storyler atarak belirli bir kitleye sahip oldum. O sırada 60 bin civarı bir takipçiye sahiptim. Sonra dediler ki gereksiz bilgileri senin sosyal medya hesabından yayımlamayı bırak. Kanala geçirelim, oradan devam et. Öyle bir mesele yok dedim. Burada bilginize güvenerek, kendinize güvenerek hareket etmeniz çok önemli. Benim hikayem biraz patronun izin vermemesiyle alakalı gelişti. Belki prompter karşısında haber okumaya devam edecektim. Bugün birçok takdir ettiğim arkadaşım sunuculuk yapıyor. Ana haberleri sunuyorlar. Gerçekten ağızlarına, yüreklerine sağlık. Benim kulvarım değilmiş, en azından bunu deneyimleyip gördüm. Sosyal medya bazında ilerlemeye başladım, sosyal medya uzmanı olarak hayatıma devam ediyorum’’ dedi.Doç. Dr. Gül Esra Atalay: "Sosyal medyanın belirli bir yaş altındaki çocuklar için birden fazla sakıncası var"Yeni Medya ve İletişim Bölüm Başkanı Doç. Dr. Gül Esra Atalay, konuşmasında sosyal medyanın çocuklar üzerindeki etkilerine değindi. Atalay, “Sosyal medyada çok farklı kesimler, farklı şekillerde etkilenebiliyor. Sosyal medya çok yaygın ve topluma nüfuz etmiş bir şekilde kullanılabiliyor. İyi ve kötü birçok şey var. Dolayısıyla herkes farklı etkileniyor. 5 yaşındaki çocuk da sosyal medya mecrasının içinde. Keşke Hümeyra Akbayrak ve onun gibi insanların videolarına denk gelseler. Bunlar dışında başka videolara da denk geliyorlar. Çocuklar burada gördükleri şeylerden olumsuz bir şekilde etkilenebiliyorlar. Trendler ve sosyal medya akımları var. Bunların bir kısmı çocuklar için sakıncalı. Örneğin kendi derisine zarar verebilecek bir şeyi sırf sosyal medyada moda olduğu için yapabiliyor. Sosyal medyanın, zaten belirli bir yaş altındaki çocuklar için birden fazla sakıncası var. Burada ne yapabiliriz? Elbette ki küçük çocuklar için ebeveyninin sınırlaması çok önemli. Belirli bir yaştan sonra tabii ki bu imkânsız. Çocuk da olsa belirli hakları var. Dolayısıyla sosyal medyaya da girecek, dijital platformlarda da sosyalleşecek. Bu önü alınamayacak bir şey’’ ifadelerini kullandı.Etkinlik, konuşmacılara plaket verilmesi ve hatıra fotoğrafı çekilmesinin ardından sona erdi.
Etkinlik adı: Sosyal Medya TrendleriTarihi: 23.10.2024Saat: 11.00Yer: Fuat Sezgin Konferans SalonuKonuklar: Hümeyra Akbayrak, Asayiş Berkemal, Doç. Dr. Gül Esra AtalayAçıklama: Gazetecilik Bölümü ve Yeni Medya ve İletişim Bölümü ortak etkinliğidir. Üniversite Kültürü dersi kapsamındadır.
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü birinci sınıf öğrencileri için düzenlenen oryantasyon programı tamamlandı. Gazetecilik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Süleyman İrvan ve Üsküdar Üniversitesi Gazetecilik Kulübü öğrencilerinin düzenlediği programda bölüm ve kulüp hakkında bilgiler verildi.Kaynak için: Haber Üsküdar
Gazetecilik Haber Atölyesi tüm İletişim Fakültesi öğrencilerini yılın ilk toplantısına bekliyor.Etkinlik Adı: Haber AtölyesiEtkinlik Yeri: Güney Yerleşke GDB-402Etkinlik Saati:14.30
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nün düzenlediği “Medya Atölyesi” beş gün süren eğitimin ardından sona erdi. Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nün düzenlediği atölye çalışmasında Arş. Görevlisi Atila Erdemir, Arş. Gör. Hakan Koluman, Arş. Gör. Hüsna Tosun ve Reklamcılık Bölümü Arş. Gör. Kumsal Kınay öğrencilere kamera, kurgu, tasarım, haber ve sosyal medya yayıncılığı eğitimleri verdi. Öğrencilerin yaptığı haberler hakkında Gazetecilik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Süleyman İrvan değerlendirmelerde bulundu. Atölyenin birinci gününde öğrenciler haber anonsu ve röportaj çekimleri gerçekleştirdi. İkinci gün, çektikleri görüntülerin kurgusunu yapan öğrenciler, sosyal medya formatındaki haberlerini tamamladı. Atölyenin üçüncü gününde Photoshop eğitimi alan öğrenciler, sosyal medya haber postları oluşturdu. Dördüncü gün kurgu ve tasarımı Canva üzerinden yapmayı öğrenen katılımcılar, atölyenin beşinci ve son gününde ortaya çıkardıkları haberlerin sosyal medya metinlerini oluşturma ve paylaşım mantığını öğrendiler.Tarih: 23-27 EylülSaat:13:00-17:00Yer: Güney Yerleşke Tasarım Laboratuvarı
University of Trás-os-Montes e Alto Douro (UTAD) öğretim üyesi Doç. Dr. Fabio Rieiro'nun konuşmacı olduğu seminer, 14 Mayıs Salı günü saat 14.30'da Güney Yerleşke GCB-201 numaralı sınıfta gerçekleşecek. Fakültemizin tüm öğrencilerinin davetli olduğu etkinlik Üniversite Kültürü II dersi kapsamında yer almaktadır.
DHA Genel Müdürü Celal Korkut, Dijitalleşme ve Haber Ajansları konulu panelin konuğu olarak Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencileri ile buluşuyor. 30 Nisan Salı 15.00'te Güney A Blok -1. Kat B-1-13'de gerçekleştirilecek etkinliğe tüm öğrencilerimiz davetlidir.Etkinlik adı: Dijitalleşme ve Haber AjanslarıTarihi: 30.04.2024Saat: 15.00Yer: Güney A Blok -1. Kat B-1-13Konuk: DHA Genel Müdürü Celal KorkutNot: Etkinlikler başta olmak üzere, fakülte ile ilgili önemli tüm gelişmelerden haberdar olmak için if.uskudar Instagram hesabını takip edebilirsiniz.
Etkinlik adı: Spor HaberciliğiTarihi: 22.04.2024Saat: 13.30Yer: Fuat Sezgin Konferans SalonuKonuklar: Cahit Yavuz (Spor Gazetecisi), Elis Buse Araç (Spor Spikeri/Gazeteci), Ferhat Kızıltaş (Spor Muhabiri)Açıklama: Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü'nde "Spor Haberciliği" etkinliği gerçekleşecektir. 22 Nisan Pazartesi günü yapılacak etkinlikte Cahit Yavuz, Elis Buse Araç ve Ferhat Kızıltaş, öğrencilere spor haberciliği konusunda bilgi ve deneyimlerini aktaracaklardır. Etkinliğe tüm fakülte öğrencileri davetlidir.
Prof. Dr. Süleyman İrvan, fakültemiz öğrencileriyle dönem boyunca her haftanın salı günü atölye çalışması gerçekleştirecektir. Atölye çalışmasında çeşitli gazetecilik dallarında haberler yazacak öğrencilerin haberleri, Haber Üsküdar basılı ve internet gazetesinde yer alacaktır. Atölye çalışmasına tüm fakülte öğrencileri davetlidir.Yer: Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Güney Yerleşke C-D Blok GCB-201Tarih-Saat: Her hafta SALI günü, 14:30
Etkinlik ismi: "Euroleauge Türkiye Sosyal Medya Haberciliği Atölyesi"Tarihi: 29.02.2024Saat: 15.00Yer: Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Güney Yerleşke C-D Blok Mac Lab-1Konuklar: Dilara Durmuş (Genel Koordinatör), Hüseyin Karagöz (Sosyal Medya Yöneticisi)Açıklama: Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü'nde "Euroleauge Türkiye Sosyal Medya Haberciliği Atölyesi" etkinliği gerçekleşecektir. 29 Şubat Perşembe günü yapılacak atölye çalışmasında Euroleauge Türkiye Genel Koordinatörü Dilara Durmuş ve Sosyal Medya Yöneticisi Hüseyin Karagöz, öğrencilerle sosyal medya haberciliği uygulamaları gerçekleştirecektir.
27 Şubat Salı saat 14.30’da Bahar Dönemi Haber Atölyesi başlıyor. Prof. Dr. Süleyman İrvan rehberliğinde gerçekleşecek atölye çalışmasına fakültemizin tüm öğrencileri davetlidir.
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü ile Gazetecilik Kulübü’nün ortaklaşa düzenlediği atölye çalışmasında, usta gazeteci Cem Tekel televizyon haberciliğini anlattı.Gazetecilik Bölümü ve Gazetecilik Kulübü’nün birlikte düzenlediği “Televizyon Haberciliği” konulu atölye çalışmasında usta gazeteci Cem Tekel, profesyonel televizyon haberciliğini anlattı. Üsküdar ve Marmara Üniversitesi’nden öğrencilerin katıldığı atölyede Tekel, öğrencilere televizyon haberciliği hakkında bilgiler verdi. Öğrencilerin televizyon haberciliğiyle ilgili sorularını yanıtlayan Tekel, ardından uygulamalı olarak televizyon haberinin nasıl yapılacağını anlattı."Sektöre hazır olmalısınız"Atölye etkinliği sırasında öğrencilere deneyimlerini aktaran Cem Tekel, “Bugün üniversite sıralarında eğitim görüyorsunuz. Aynı zamanda yaptığınız projeler, ödevler ile haberler üretiyorsunuz. Bu sırada sektörde yapılan haberleri iyi birer gözlemci olarak takip etmelisiniz. Çok sayıda örneği incelerseniz, konuya bakışınızda belirgin farklılıklar ortaya çıkmaya başlayacaktır. Bu profesyonel hayatta da çok önemlidir. Okul zamanında staj imkânları yaratıp, çeşitli kurumlarda çalışırsanız çeşitli iş olanaklarının da önü açılacaktır. Küçük kurum ya da büyük kurum diye ayırt etmeksizin, internet mecralarında habercilik yapan yerlere de başvurularınızı yapmayı ihmal etmeyin. Buralarda edineceğiniz tecrübeler sizleri bambaşka yerlere taşıyacaktır” şeklinde konuştu."Gazetecilik sevgi işidir"Profesyonel yaşamda insanların zorluklar yaşayabileceğini, gazeteciliğin ise çok daha zor tecrübeleri beraberinde getirdiğini söyleyen Tekel, “Mesleğin iyi yanları olduğu gibi kötü yanları da var. İnsanlara ve topluma yardım edebilmek için büyük bir fırsat veriyor bu meslek. Aynı zamanda bilinir ve popüler bir insan olabilmeyi de beraberinde getirme şansı var. Ancak zor şartlarda, tehlikeli durumlarda çalışmak bu işin bir parçası olabiliyor. Bu yüzden sadece maddi bir gelir isteyen birisi gazetecilik yapamaz. Bu işi sevmek gerekiyor. Gazetecilik sevgiyle yapılacak bir meslektir” dedi.Cem tekel, atölye çalışmasında öğrencilerin sorularını yanıtladıktan sonra öğrencilerle televizyon haberciliği uygulaması gerçekleştirdi. Tekel, öğrencilere kamera, anons, haber metni oluşturma ve haberi kurgulama konusunda neler yapmaları gerektiğini uygulamalı olarak gösterdi.Kaynak için: Haber Üsküdar
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü tarafından düzenlenen "Mezunlarımızla Buluşuyoruz" adlı etkinlik Gazetecilik Bölüm Başkanı Doç. Dr. Gül Esra Atalay’ın moderatörlüğünde gerçekleşti. Karar gazetesi Gündem Editörü Merve Şişman, GZT Dijital İçerik Editörü İbrahim Ethem Altınsoy, TV100 İnternet Editörü Melis Duygun ve Üsküdar Üniversitesi Etkinlik Uzmanı Şahan Şengül etkinliğe konuşmacı olarak katıldı. Mezunlar, profesyonel yaşamla ilgili deneyimlerini öğrencilerle paylaştı.Melis Duygun: "Mesleğe yerel gazeteyle başladım"Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde aldığı eğitim sırasında aynı zamanda meslek hayatına atıldığını anlatan Melis Duygun, "İlk başta yerel gazeteyle başladı her şey. Birinci sınıfın yaz döneminde üç ay boyunca yerel bir gazetede iş seçmeden ne haber verdilerse yaptım. Daha sonra okulun gazetesi Haber Üsküdar’da ve kurumsal ajansında çalıştım. Stajımı ise okulumuza etkinliğe gelen Show TV muhabiri ile bağlantı kurarak Show TV’de yaptım. Şu an TV100’de internet editörü olarak çalışıyorum” şeklinde konuştu. Mesleğe atılırken kendisine sektörün zorlukları olduğunu ve bu işi yapmaması gerektiğini söyleyenlere karşı daha fazla çalıştığını ifade eden Duygun, “İş görüşmesine gittiğimde gazetecilik mesleğini yapmamam gerektiğini söyleyen yöneticilerle karşılaştım. İş bulmanın zorlukları, çalışma ve hayat şartlarının düşün olduğunu söylemişlerdi. Ancak ben kulağımı bu olumsuz sözlere tıkayıp işimi yapmaya devam ettim. Bu şekilde davranmamın karşılığını da sürekli daha ileriye gitmemle alıyorum” dedi.İbrahim Ethem Altınsoy: “Doğduğum evde kariyer doğduğun anda başlıyor”Üniversite eğitimi sırasında aktif olmanın insanı 1-0 önde tuttuğunu söyleyen İbrahim Ethem Altınsoy, “Benim doğduğum evde kariyer doğduğun anda başlıyor. Çünkü evde aldığım eğitim, daha sonrasında yaşadığım, çalıştığım, bulunduğum yerlerde hep geleceğe dair planlama söz konusuydu. Hiç boş duran bir insan olmadım. Lisedeyken elimden hiç mikrofon düşmezdi. Sahnelerden inmezdim. Sivil toplum kuruluşlarında bulundum, üniversitenin ilk yıllarında kendime ait bir dergi çıkardım. Üsküdar Haber Ajansı'nda (ÜHA) çalıştım. Pandemi döneminde tamamen farklı bir işe yönelip babamla birlikte ticaretle de uğraştım. Bu dinamik hayatın bana verdiği boş duramama hissi var ve gazetecilik bunun için çok uygun bir meslek. Ama işin bir tarafında gazetecilik serüveninde böyle bir yerde olacağım aklıma gelmezdi. Üniversiteden mezun olduktan sonra bir yerden iş teklifi aldım. Oraya gitmeden önceki gün GZT ile iş görüşmesinde bulundum ve beni kabul ettiler. Orada fark ettim ki benim daha önce üniversitede veya farklı yerlerde karşılığını almadan yaptığım her şey bana orada tecrübe olarak geri döndü” ifadelerini kullandı."Teoride öğrendiklerinizi pratiğe döktükten sonra bir şeyler yapmaya başlıyorsunuz”Üniversiteye başladıktan bir hafta sonra ilk haberini yaptığını söyleyen Merve Şişman, “Hocalar derste bir şeyler anlatınca anlamıyorsunuz. Elinize kâğıt, kalem alınca veya bilgisayarda bir şeyler yazınca yani teoride öğrendiklerinizi pratiğe dökünce bir şeyler yapmaya başlıyorsunuz. Birinci sınıfta Haber Üsküdar’da çalışmaya başladım. Hocalarım elimden tuttu. Daha sonra yaptığım projelerle üç tane ödül aldım. Ödülden sonra staj için Nazife Güngör hocamı aramışlar. Böylece stajımı da yapıp bir yerlere geldim” şeklinde konuştu.Şahan Şengül: "Erken yaşlardan itibaren organizasyonlar düzenledim"Lise eğitim döneminden itibaren çalışma hayatının içinde olduğunu belirten Şahan Şengül, “Ben lisedeyken organizasyonlar ve konserler düzenliyordum. Oradan etkinlik yönetimi ve sosyal medya tecrübem vardı. Üniversiteye başladıktan sonra ÜHA’da öğrenciler fotoğraf çekiyorlardı. Bunlar ne yapıyor diye onlarla iletişime geçtim ve daha sonra ben de gönüllü olarak ÜHA’da çalıştım. Senenin sonunda çalışan öğrenci olarak çalışmaya başladım. Bütün etkinliklere, haberlere katılınca etkinlik birimine geçtim. Etkinlik biriminde okulda olacak etkinliklerin organizasyonunu yöneticimle birlikte ben düzenliyordum. Bununla birlikte son sınıftayken derste Gül Esra Atalay hocamız sanaldan gerçeğe bir proje yansıtın demişti. Ben de bitirme projesi olarak “Üsküdar da Hediye Var” adında bir proje gerçekleştirdim. Sosyal medyadan sorular yayınlayıp cevapları gerçek hayata uyarlıyorduk. Okulun dolaplarından bir tanesine kitap yerleştiriyorduk. Dolapların şifresi o soruların cevapları oluyordu. Bunu projeye geçirdik daha sonra hoca bununla yarışmaya katılmamı istedi. Aydın Doğan Genç İletişimciler Yarışması’na katıldım ve üçüncülük ödülü kazandım. Buradan mezun olduktan sonra bir internet sitesinde işe girdim pandemi döneminde. Orada üç ay kadar çalıştıktan sonra okulun kurumsal iletişiminden beni aradılar. Etkinlik biriminde yer açılmış ‘Bizimle çalışmak ister misin?’ diye sordular. Mevcut işimden istifa edip daha önceden tecrübe edindiğim yere geri döndüm ve yaklaşık 3 yıldır kurumsalda çalışıyorum” dedi.Etkinlik, kitap ödüllü yarışma, katılımcılara teşekkür belgesi takdimi ve toplu fotoğraf çekimi ardından sona erdi.
Gazetecilik Bölümü ile MAKDER ortaklığında düzenlenecek 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü Paneli 10 Ocak 2024 tarihinde Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Fuat Sezgin Konferans Salonu'nda gerçekleştirilecek. Etkinlikte sektörden önemli isimlerin katılımıyla gazetecilerin güncel problemleri üzerinde durulacak.Etkinlik BilgileriEtkinlik adı: 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü Paneli Tarih: 10.01.2024, ÇarşambaSaat: 13.00Yer: Fuat Sezgin Konferans Salonu, Güney Yerleşke*Etkinlik Üniversitesi Kültürü dersi kapsamındadır.
Sempozyumu 14 Aralık Perşembe günü çevrimiçi olarak gerçekleşecek.İki oturum şeklinde, 09.30-17.30 saatleri arasında düzenlenecek sempozyumda Bakü Devlet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Elçin Babayev, Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör, Bakü Devlet Üniversitesi Gazetecilik Fakültesi Dekanı Vügar Aliyev, Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Süleyman İrvan ve Azerbaycan Basın Konseyi Başkanı Reşad Macid açılış konuşmaları yapacak.Bu gönderiyi Instagram'da görÜsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi (@if.uskudar)'in paylaştığı bir gönderiAçılış konuşmalarının ardından ilk oturum TSİ 11.30'da başlayacak. TSİ 13.00-14.00 zaman diliminde ise öğle yemeği arası verilecek. Sempozyumun ikinci ve son oturumu da TSİ 14.00'te başlayacak. "Türk Dünyası Medyası" Sempozyumu kapanış konuşmaları ile sona erecek.Sempozyum programının yer aldığı kitapçığa aşağıdaki bağlantı üzerinden ulaşabilirsiniz."Türk Dünyası" Medyası Sempozyumu - Sempozyum KitapçığıSempozyumu aşağıdaki bağlantıya tıklayarak Microsoft Teams üzerinden canlı olarak takip edebilirsiniz."Türk Dünyası Medyası" Sempozyumu - Microsoft Teams Bağlantısı
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nün Haber Atölyesi eğitimleri kapsamında düzenlediği “Derdimiz Haber-Yaratıcı Haber Atölyesi” etkinliği gerçekleşti.2023-2024 eğitim öğretim yılı Haber Atölyesi eğitimleri başladı. “Derdimiz Haber-Yaratıcı Haber Atölyesi” başlığı altında öğrencilere, geleneksel haber bulma yöntemlerinin yanı sıra dijital iletişim teknolojilerini kullanarak haber konusu üretme eğitimi verildi. Eğitime İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Süleyman İrvan, Gazetecilik Bölüm Başkanı Doç. Dr. Gül Esra Atalay, İletişim Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Bahar Muratoğlu Pehlivan, Araştırma Görevlileri Atila Erdemir ve Hakan Koluman katıldı. Doç. Dr. Gül Esra Atalay ve Doç. Dr. Bahar Muratoğlu Pehlivan öğrencilere haber konusu bulma konusunda teorik-pratik bilgiler verdiler ve deneyimlerini aktardılar. Arş. Gör. Atila Erdemir ise Haber Atölyesi eğitimleri ve etkinlikleri hakkında öğrencilere bilgi verdi. Kaynak için: Haber Üsküdar
“Derdimiz Haber-Yaratıcı Haber Atölyesi” 6 Kasım Pazartesi günü saat 14:00’te Güney Yerleşke Fuat Sezgin Salonu’nda gerçekleşecek. Atölye eğitimine tüm öğrencilerimiz davetlidir.Etkinlik BilgileriEtkinlik adı: “Derdimiz Haber-Yaratıcı Haber Atölyesi”Tarih: 06.11.2023, PazartesiSaat: 14:00Yer: Fuat Sezgin Konferans Salonu, Güney YerleşkeNot: Etkinlikler başta olmak üzere, fakülte ile ilgili önemli tüm gelişmelerden haberdar olmak için if.uskudar Instagram hesabını takip edebilirsiniz.
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü ve İnsan Odaklı İletişim Uygulama ve Araştırma Merkezi (İLİMER) ortaklığında düzenlenen "Cumhuriyet’in 100. Yılında Kadın Gazeteciler" paneli büyük beğeni topladı. İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölüm Başkanı Doç. Dr. Gül Esra Atalay’ın moderatörlüğünde, Prof. Dr. Birsen Talay Keşoğlu ve araştırmacı yazar Serdar Soydan’ın katılımlarıyla gerçekleşen panelde, Cumhuriyet’in kuruluşundan günümüze kadın gazetecilerin karşılaştıkları zorluklar ve yaşadıkları deneyimler aktarıldı.Kadın gazeteciler konusu çok önemliPanelin açılış konuşmasını yapan İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Süleyman İrvan, Cumhuriyet’in 100. yılında yapılan fakülte etkinliklerinin ilkinin kadın gazeteciler konusunda olmasının çok önemli olduğunu söyledi. İrvan, “Öncelikle hepiniz hoş geldiniz. Bu yıl Cumhuriyetimizin yüzüncü yılı. Bizim açımızdan önemli bir tarih. Bu önemli tarihi önemli etkinliklerle hatırlatmaya çalışıyoruz. Bu etkinlik fakültemizin düzenleyeceği yüzüncü yıl etkinliklerinin ilki. Diğer bölümlerimiz de yüzüncü yıl konulu etkinlikler düzenleyecekler. Kadın gazeteciler konusunun ne kadar önemli olduğunu vurgulamamız lazım. Bu panelle ilgili araştırma yaparken, kimleri hatırlıyoruz diye sordum kendime ve isimlerin çoğunu unuttuğumuzu fark ettim. İletişim Fakültesi olarak bu konuyu gündemde tutmalıyız diye düşünüyorum. Türk basınının kadın gazetecileri diye bir araştırma yapılabilir. Bu panel güzel bir kitap çalışmasına vesile olabilir” şeklinde konuştu.Kadın gazeteciler birçok sorunla karşı karşıyaPaneli yöneten Gazetecilik Bölüm Başkanı Doç. Dr. Gül Esra Atalay, Türkiye’de kadın gazeteci olmanın zorlukları beraberinde getirdiğini ifade etti ve şunları söyledi: "Türkiye’de kadın olmak zor, gazetecilik de öyle. Kadın gazeteciler istihdam, eşit ücret, cam tavan gibi birçok konuda problem yaşıyorlar. İş ilanlarında dahi erkek muhabirler aranıyor. Bu gibi şeylerin günümüzde artık yaşanmıyor olması gerekirdi. Sektörün olduğu kadar, toplumun kadına bakışı da kadınların iş yaşamını zora sokuyor. Kadın basın çalışanları taciz ve şiddetin her türlüsüne maruz kalıyor. Bunlar kadınların meslekteki ilerlemesinin önünde büyük engeller oluşturuyor. Gazetecilik sektörünün dili ve işleyiş biçimi eril bir alan. Kadınlar bu eril alanda var olma mücadelesini sürdürüyorlar. Bir diğer önemli sorun ise ciddiye alınmama. Tırnak içerisinde “ciddi” haberler erkeklere yakıştırılıyor. Peki hiç mi iyi bir şeyden bahsedemeyiz? Elbette iyi şeyler de var. Kadının yeri konusunda kadın hareketi ve kadın basın çalışanlarının mücadelesi yıllar içerisinde olumlu sonuçlar verdi ve ilerlemeler kaydedildi. İyiye gidiş var ama yeterli değil. Bu yüzden bugün kadınların gazetecilik mesleğinde var olmasına ilk adım atanları konuşacağız.” İlk kadın gazeteci Selma Rıza FeraceliPanele konuşmacı olarak katılan Beykoz Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Birsen Talay Keşoğlu, ilk kadın gazetecileri ve dönemin şartlarını anlattı. Keşoğlu, Osmanlı Devleti ve Cumhuriyet döneminde gazetecilik yapan Selma Rıza Feraceli, Fatma Aliye Topuz, Nigar Hanım, Makbule Hanım, Selma Rıza, Suat Derviş, Halide Edip Adıvar, Güzide Gülpınar Taranoğlu, Prof. Dr. Nermin Abadan Unat ve Müşerref Hekimoğlu’nun yaşamları ve gazetecilik faaliyetlerini aktardı. Kadınların gazetecilik yapabilmesinin ülke modernleşme tarihi ile ilişkisi olduğunu söyleyen Birsen Talay Keşoğlu, "Cumhuriyet’in yüzüncü yılında ilk kadın gazetecileri anlatabilmek için Osmanlı’dan Cumhuriyet’e modernleşme tarihini bilmemiz gerekiyor. Ülkemizde modernleşme Tanzimat Fermanı dönemiyle başlamış, Islahat Fermanı, I. Meşrutiyet ve II. Meşrutiyet dönemi ile devam etmiştir. Tanzimat’la birlikte gazeteler önemli rol oynuyor. Çünkü o dönem topluma bilgi ve haber vermenin yolu gazetecilik. Ancak basının renklendiği ve yayın sayısının artış gösterdiği asıl dönem II. Meşrutiyet sonrası doğan özgürlük ortamı ile ortaya çıkıyor. Kadınlar da bunu değerlendiriyor ve kendi taleplerini ifade ediyorlar. Toplumda farklı bir statü isteyen kadınlar, taleplerini kadın dergileri aracılığıyla dile getiriyorlar. Biz bu dergilerin çoğunu günümüz Türkçesine çevirdik. Elbette aralarında farklılaşıyorlar. Mehasin, Kadınlar Dünyası ve Süs isimli dergiler ortaya çıkıyor mesela. Bu tarihlerde kadınlar kendileri için feminist tanımlamasını yapıyorlar. Yani bu zamandan geçmişe bakıp yapılan bir tanımlama söz konusu değil. Kendilerini bu şekilde tanımlıyorlar” dedi. Kadınların kendi adlarını kullanmadıklarını söyleyen Keşoğlu, “Kendi adlarını kullanmıyorlar çünkü buna alışık değiller. Örnek olarak “Üsküdar’da bir sakine hanım” gösterilebilir. isimler genel olarak babanın ismiyle birlikte kullanılıyor” dedi.Cumhuriyet döneminde kadınların belirli kazanımları olduğunu ancak bunların gelişmesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Prof. Dr. Birsen Talay Keşoğlu, “Cumhuriyet’le birlikte kadınların seçme ve seçilme hakkı geliyor. Medeni Kanun'la beraber kadınların itirazları artık cevap bulmuş oluyor. Elbette bunların sonrasında kadınların birçok zorluk karşısında mücadeleleri devam ediyor” şeklinde konuştu. Günümüzde gazetecilik yapan kadınların yaşadığı zorluklar ile geçmişteki kadın gazetecilerin yaşadıkları arasında benzerlikler olduğunu söyleyen Keşoğlu, bu zorlukların üstesinden gelinmesi için kadınların mücadele ettiğini ve etmeye devam etmesi gerektiğini vurguladı.Sabiha Sertel’in 1930’larda bir davada tanık olmak istemesi üzerine yetkililerin izin vermemesini anlatan Keşoğlu, bu gibi şeylerin günümüzde aşıldığını ancak kadın gazetecilerin önünde hâlâ büyük zorluklar olduğunu ifade etti.Araştırmacı yazar Serdar Soydan, gazeteci Suat Derviş'i anlattıAraştırmacı yazar Serdar Soydan, kişisel merakı ile kütüphanelerde araştırmalar yaparken Suat Derviş ismi ile karşılaştığını söyledi. Araştırmalarını derinleştirdikçe farklı dillerde ve ülkelerde yayınları olan bir Bab-ı Ali emekçisi ile karşılaştığını belirten Soydan, dinleyicilere Suat Derviş’in yaşamını anlattı. Derviş’in varlıklı ve eğitimli bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmesinin ardından, gazetecilik mesleğini yapması sırasında yaşadığı dönüşümleri aktaran Soydan, “Suat Derviş’in Bab-ı Ali emekçiliğine başlaması 1920 yılında Hezeyan isimli dergide yazılarının yayımlanması ile başlıyor. Daha sonrasında ise profesyonel olarak başka bir gazetede muhabir olarak işe başlıyor. 1921 yılında eğitim için bulunduğu Almanya’dan Türkiye’ye haberler göndermeye başlıyor. 1930 yılına gelindiğinde Yarın Gazetesi’nde işe başlıyor. Orada dönemine göre oldukça ilerici yazılar yazıyor. Eşit işe eşit ücret, kadınların geçim problemleri nedeniyle çocuklarını kaybetmesi gibi konular o dönem için oldukça dikkat çekici. Bu yıllarda feminist bir damardan akan çağlayan olarak ortaya çıkıyor. Aynı zamanda Serbest Cumhuriyet Fırkası üyesi. Parti kapatılınca yurt dışına gidiyor ve Almanya’da büyük bir yayın evi ile anlaşarak eserlerinin tüm Avrupa’ya yayılmasını sağlıyor. Derviş’in eserleri 16 ülkede yayımlanıyor. Bu süreçte yaşanan toplumsal olayların da etkisiyle farklı bir bilince sahip oluyor. 1933 yılında Türkiye’ye döndüğünde daha toplumcu bir çizgiye iniyor. Son Posta isimli gazetede roman ve öyküler yayımlıyor, ardından Cumhuriyet gazetesi muhabiri oluyor. Burada toplumsal sorunları tümüyle ele alan ve çözüm arayan yazılar ortaya koyuyor. Burada yaptığı haberler nedeniyle başının derde girmesinin ardından 1937 yılında Tan gazetesine geçiyor ve benzer haberleri burada da kaleme alıyor. Bu süreçte yargılanıyor ve yargılanmasının ardından iş bulması zorlaşıyor. 1953 yılında Avrupa’ya gitmek zorunda kalıyor ve 1963 yılında tekrar ülkesine dönüyor. Bu dönemde de romanları Fransızcaya çevriliyor ve kendisini burada da var etmeyi başarıyor. Türkiye’ye döndüğünde her türden ideolojiye sahip basında eserleri yer buluyor. 1972 yılında yaşamını yitirdiğinde 45 üzeri roman, 300 üzeri öykü, 35-40 röportaj dizisi, 200-300 fıkra ve gezi yazısını ardında bırakıyor. 1920 yılından 1972 yılına kadar yaptığı basın emekçiliği sırasındaki en büyük şikâyeti ise, erkek meslektaşlarının psikolojik şiddet ve baskısı oluyor” şeklinde konuştu.Konuklar konuşmalarını tamamlamalarının ardından öğrencilerin sorularını yanıtladılar. Sonrasında Prof. Dr. Süleyman İrvan ve Doç. Dr. Gül Esra Atalay, davetli konuşmacılar Prof. Dr. Birsen Talay Keşoğlu ve Serdar Soydan’a teşekkür plaketlerini verdiler.
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Yeni Medya ve Gazetecilik (YMG) programı son sınıf öğrencileri, mezuniyet projesi olarak hazırladıkları haber sitelerini, podcast yayınlarını ve tezlerini jüri önünde sundular.Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Yeni Medya ve Gazetecilik Programı dördüncü sınıf öğrencileri, Prof. Dr. Süleyman İrvan, Doç. Dr. Gül Esra Atalay, Doç. Dr. Bahar Muratoğlu Pehlivan, Dr. Öğr. Üyesi Yıldıray Kesgin, Arş. Gör. Atila Erdemir ve Arş. Gör. Hakan Koluman’dan oluşan bölüm jürisinin önünde, mezuniyet projesi olarak hazırladıkları haber sitelerini, podcastleri ve tezleri anlattılar. Çevrim içi olarak gerçekleştirilen ve 4 gün süren proje sunumlarında jüri üyelerinin tasarımlar ve içerikler hakkında yaptıkları değerlendirmelerle öğrencilerin proje notları belirlendi.Prof. Dr. Süleyman İrvan: Öğrencilerimiz her yıl daha iyi projelerle geliyorİletişim Fakültesi Dekanı ve Gazetecilik Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Süleyman İrvan, Üsküdar İletişim’in gazetecilik eğitimi alanında iddialı olduğunu ve bu iddiasını her yıl TGC-Aydın Doğan Vakfı Genç İletişimciler Yarışması’nda aldığı ödüllerle kanıtladığını söyledi. İrvan, İletişim Fakültesi’nin tüm bölümlerinde mezuniyet projelerine çok önem verdiklerini, pandemi ve deprem gibi iki önemli felaketin yaşandığı bir süreçte eğitim gören öğrencilerin, bütün olumsuz koşullara rağmen oldukça iyi projelerle karşılarına geldiklerini ifade etti. 54 YMG öğrencisi mezuniyet projelerini savundu12 Haziran Pazartesi günü başlayan proje sunumlarında ilk gün Prof. Dr. Süleyman İrvan’ın danışmanlığını yaptığı 11 öğrenci sunum yaptı. Sunumları, Prof. Dr. Süleyman İrvan, Doç. Dr. Gül Esra Atalay ve Araştırma Görevlisi Hakan Koluman’dan oluşan jüri değerlendirdi. 13 Haziran Salı günü, Doç. Dr. Bahar Muratoğlu Pehlivan’ın danışmanlığını yaptığı 9 öğrenci sunum yaptı. Sunumları, Doç. Dr. Bahar Muratoğlu Pehlivan, Dr. Öğr. Üyesi Yıldıray Kesgin ve Araştırma Görevlisi Atila Erdemir’den oluşan jüri değerlendirdi. 14 Haziran Çarşamba günü, Doç. Dr. Gül Esra Atalay’ın danışmanlığını yaptığı 15 öğrenci sunum yaptı. Sunumları, Doç. Dr. Gül Esra Atalay, Doç. Dr. Bahar Muratoğlu Pehlivan ve Araştırma Görevlisi Hakan Koluman’dan oluşan jüri değerlendirdi. 15 Haziran Perşembe günü, Dr. Öğr. Üyesi Yıldıray Kesgin’in danışmanlığını yaptığı 19 öğrenci sunum yaptı. Sunumları, Dr. Öğr. Üyesi Yıldıray Kesgin, Araştırma Görevlileri Atila Erdemir ve Hakan Koluman’dan oluşan jüri değerlendirdi. Kaynak için: Haber Üsküdar
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi tarafından düzenlenen Akademik Konuşmalar etkinliğinin üçüncüsü gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Süleyman İrvan'ın yaptığı söyleşiye katılan Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Emel Baştürk "Sürdürülebilir Gazetecilik: BBC ve Birleşik Krallık Deneyimi" başlıklı bir konuşma yaptı.Konuşmasına "sürdürülebilir habercilik" kavramını açıklayarak başlayan Prof. Dr. Emel Baştürk, “Sürdürülebilirlik kavramı son yıllarda çok gündeme gelen, popüler olan bir kavram. 2012 yılında Rio de Jenario’da gerçekleşen ‘Dünya Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi’nde bir tanımının yapıldığını biliyoruz. Sürdürülebilirliğin habercilik ve medya ile ilgili boyutu nedir? Burada iki boyut karşımıza çıkıyor. Birincisi medyanın sürdürülebilir kalkınma konusundaki rolü. Medyanın bunu topluma aktarması, politika yapıcılar ve kamu arasındaki bağlantıyı kurması, açık ve şeffaf bir sürdürülebilirlik politikalarının üretilmesine bir taraf olması, medyadan bu noktada aracı olması gibi bir rol bekleniyor. İkinci boyut ise medyanın kendisi için sürdürülebilirlik dediğimiz şeyler. Medyanın kendisi için de bir sürdürülebilirlik krizi olduğundan söz ediyoruz” ifadelerini kullandı."BBC ifade özgürlüğünün teminatının altını çiziyor"Medya için sürdürülebilirlik konusuna açıklık getiren Prof. Dr. Baştürk, “Birincisi medya kuruluşlarının ayakta kalması, ikincisi haberciler ve tüm çalışanlar için yeterli gelir kaynağının temini, okur/izleyici için alternatif ve uygun kanalların yaratılması, güvenilir ve kesintisiz bir haber akışının sağlanması şeklinde özetlenebilir. Bunların yanı sıra benim BBC’de gözlemlediğim, onun habercilik bakışının içerisindeki temel unsurlardan bir tanesi de ifade özgürlüğünün teminat altına alınması, bağımsız ve çoğulcu bir medya yapısının sağlanması ve bu ikisi ile ilişkili biçimde de okurun güveninin teminini sağlamaktır. Biz Türkiye’de sürdürülebilir habercilik tanımlarını yaparken hep biraz önce söylediğim dört boyuta değiniyoruz ama BBC’deki tanımlama aslında bu beşinci boyutun çok altını çizen bir bakış açısı” şeklinde konuştu."Geleneksel medya kriz içinde"Konuşmasında geleneksel medyanın yaşadığı krizden söz eden Prof. Dr. Emel Baştürk, krizin göstergeleri olarak şunları sıraladı: "Geleneksel medyanın okur ve reklam gelirleri giderek azalıyor. Sosyal medya hem reklam hem de haber akışı konusunda ciddi bir rakip haline gelmiş durumda. Sosyal medyadaki pek çok haber kaynağı güvenilir kabul edilmese de insanlar sosyal medyayı tercih etmeye devam ediyorlar.""Medyada temsil edilmenin temel bir gereksinim olduğu inancı var"BBC’nin sürdürülebilir haberciliğe bakış açısını anlatan Prof. Dr. Emel Baştürk, “Özellikle Covid-19 pandemisi sürecinde okurun yerel ya da kişiselleştirilmiş habere olan ilgisinin arttığını gözlemliyorlar. Birleşik Krallık’ta okurun yerel habere ilgisinin çok arttığı görülüyor. Bence bizde de öyle oldu, evet Çin’de ne olduğunu merak ettik ama sonrasında da, markete gidebilecek miyiz, otobüse binebiliyor muyuz, tiyatroya gidebiliyor muyuz gibi kendi şehrimizde ne olduğunu ya da kendi şehrimizdeki vakaları merak etmeye başladık. Dolayısıyla böyle bir ilgi olduğunu ve okur sadakatinin buraya doğru evrildiğini söylüyorlardı. BBC’nin kendine lisans bedeli ödeyen her kesimi kapsamak gibi bir sorumluluğu olduğunu söylüyorlar. Medyada temsil edilmenin toplumsal içerme ve toplumsal katılımın temel gereği olduğu konusunda kökleşmiş bir inançları var ve bu tüm çalışanlar tarafından da içselleştirilmiş" diye konuştu."Yerel demokrasi muhabirliği fonunun iki amacı var"Söyleşide, BBC tarafından başlatılan yerel demokrasi muhabirliği fonu uygulamasından da söz eden Prof. Dr. Emel Baştürk, "Fonun iki amacı var; Birincisi yerel yönetimler hakkında yapılan haber sayısını artırmak ve böylece yerel yönetimlerin daha göz önünde ve şeffah olmasına katkı sağlamak; ikincisi de yerel medyaya istihdam desteği sağlamak" diye konuştu.Prof. Baştürk, haber odalarında yaptığı gözlemleri aktardıTUBİTAK burslusu olarak Birleşik Krallık'ta kaldığı sürede 4 haber odasında gözlem yaptığını anlatan Prof. Emel Baştürk, South Wales Argus, Cearphilly Observer, BBC Wales ve Türkçe yayımlanan Londra Olay gazetesinde yaşadığı deneyimleri paylaştı.Söyleşi, soru ve cevaplarla sona erdi. Kaynak için: Haber Üsküdar