
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) Başkanı Süleyman Arslan Üniversite Kültürü kapsamında “İnsan Hakları Koruma Mekanizmaları Bağlamında TİHEK” başlıklı söyleşinin konuğu oldu. Arslan, Türkiye’de insan hakları eğitimini güçlendirmemiz gerektiğine dikkat çekti.
Üsküdar Üniversitesi Medya – PR Birim Yöneticisi Gazeteci- TV Program sunucusu Şaban Özdemir’in moderatörlüğünde çevrimiçi olarak gerçekleştirilen “İnsan Hakları Koruma Mekanizmaları Bağlamında TİHEK” söyleşisinin konuğu Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) Başkanı Süleyman Arslan oldu.

Söyleşinin açılış konuşmasını Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı’nin yaptığı söyleşinde ilk olarak Arslan, Covid-19 bağlamında göçmenlerle ilgili çalışmalarını anlattı.
Süleyman Arslan, pandeminin tam Edirne’de mültecilerin sınırdan geçme girişiminin olduğu döneme denk geldiğini ve alınan önlemler nedeniyle sınırlamalar arttırılınca mülteci haklarıyla birlikte insan haklarında gündeme geldiğini, bunların hepsinin takip ettikleri konular olduğunu belirtti.
“İşkence ve kötü muameleye karşı mekanizma mahiyetimiz var”
TİHEK Başkanı Süleyman Arslan, Uluslararası İnsan Hakları Koruma Mekanizmalarının uluslararası konumu ve TİHEK hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Arslan, “Sözleşmelere dayalı sistem ve BM’nin kabul etmiş olduğu sözleşmeler içerisinde komiteler ve alt komiteler kuruluyor ve orada sözleşmeye bağlı ihtiyari kuruluşlar oluyor. Bizim de orada ulusal önleme mekanizması diye işkence ve kötü muameleye karşı bir mekanizma mahiyetimiz kurul olarak var” dedi.Haberli ve habersiz olarak ziyaretler gerçekleştiriliyor
Türkiye’de insan haklarının kurumsallaşması sürecini anlatan Arslan “Türkiye’de insan haklarının kurumsallaşması 1990’lardan itibaren daha hareketli bir şekilde görülüyor. 1990’larda insan hakları inceleme komisyonu, insan haklarından sorumlu devlet bakanlığı ve il ve ilçe insan hakları kurulları ve daha sonraki süreçte Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı kuruluyor. Bu 2012’ye kadar devam ediyor ve 2012’de de Türkiye İnsan Hakları Kurumu kuruluyor. Kurum kurulduktan sonraki süreçte de bize bakanlar kurulu kararı ile ek görev veriliyor. Bu görev Birleşmiş Milletler işkence ve diğer insanlık dışı kötü muamele ve cezalandırmaya karşı ek ihtiyari protokol kapsamında ulusal önleme mekanizması kuruluyor. Bunların görevi devletin özgürlüğünden mahrum bıraktığı kişilerin bulunduğu yerlerde veya koruma altına aldığı kişilerin bulunduğu yerlerin düzenli olarak haberli ve habersiz bir şekilde ziyaret edilmesi ve böylece herhangi kötü muameleye imkân verilmemesi, kurumların kendine çeki düzen vermesini sağlıyor” şeklinde konuştu.

