Vesveseden kurtulmak mümkün mü?

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Huzme İlim ve Kültür Derneği’nin Instagram canlı yayın konuğu oldu. Prof. Dr. Tarhan, Huzme Bursa Instagram sayfası üzerinden gerçekleştirilen online söyleşide ‘Vesveseden kurtulmak mümkün mü?’ konusuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Tarhan; “Vesveseden kurtulmada dur, düşün, dikkat odağını değiştir kuralı uygulanmalı” Dedi. 

“Beynimiz düşünce ve his üretmek zorunda”

Moderatörlüğünü Harun Serkan Aktaş’ın yaptığı canlı yayında akla gelen düşünceye his eklenmesiyle birlikte o düşüncenin kişi için artık kalıcı bir bilgi olduğuna değinen Tarhan; “Vesvese ve takıntı kelimesinin tıpta iki karşılığı var. Ruminasyon ve obsesyon. Ruminasyonun İngilizce tam karşılığı zihinsel geviş getirmektir. Yani bir düşünce tekrarı olması durumu. Ruminasyonlara da takıntı, vesvese deniliyor. Bir diğer kavram da obsesyon. Kompülsiyon ise obsesyonu takip eden bir davranışın olmasıdır. Bu kavramları karıştırmazsak durum daha iyi anlaşılır.

Vesvesenin iki boyutu var. Soyut ve somut boyut. Soyut boyut, beyinde karşılık bulmamış boyuttur. ‘Şeytan vesvese veriyor’ dediğimiz zaman daha çok beyinde biyolojik karşılığı olmamış boyuttan bahsederiz. Burada düşünce beynin bir fonksiyonunu gösteriyor. Nasıl karaciğerimiz safra üretiyorsa beynimizde düşünce ve his üretmek zorunda. Biz, ön beyni devreye sokarak düşünceyi davranışa dönüştürüyoruz. Mesela aklımıza bir düşünce geldi o düşüncelere his eklediğimiz zaman ya da kalbimize bir his geldiğinde ona düşünce eklediğimiz zaman ve bunu onayladığımız zaman enter tuşuna basmış gibi yapıyoruz. O bilgi artık bizim için kalıcı bilgi oluyor. Beyinde onaylanmış kalıcı bilgiler dosyası var. Beyin bunları oraya kaydediyor. Daha sonra bunları tekrar edersek alışkanlık haline geliyor, tekrara devam edersek kişilik haline geliyor. Bu süreç aşağı yukarı altı ay sürüyor.” İfadelerini kullandı.

“Aşırı korku kişinin özgürlüğünü elinden alır”

Obsesyon takıntısı olan kişilerde dikkat odağının değiştirilmesinin önemine de dikkat çeken Tarhan; “Daha başlangıç safhasındaki obsesyon vakalarında kişilere dikkat odağını değiştirmeyi öğretiyoruz. Obsesif düşüncelerle savaştıkça o düşünceler daha çok artar. Bu konuda yapılması gereken en önemli şey dikkati ve konuyu değiştirmektir. Düşünce belli bir zaman sonra çeker gider. Örneğin, arılar insana geldiği zaman arıları kovarsanız gitmezler, nötr durursanız arılara vız eder çeker giderler. OKB (obsesif kompülsif bozukluk) hastaları da aynı durumdalar. Burada bütün iş kişinin düşüncesini yönetebilmesinde. Düşünce başladığı zaman sorun büyümemişse çözülür, ama kişi düşüncesini yönetemiyorsa böyle durumlarda klinik yardım gerekir. Az miktarda korku, kontrol edilebilen kaygı faydalıdır. Ama aşırı korku olduğu zaman da kişinin özgürlüğü gidiyor.” Şeklinde konuştu.

“Vesveseden kurtulmada ‘Dur, düşün, dikkat odağını değiştir’ kuralı uygulanmalı”

Kişilerin vesveseyi nasıl yönetmesi gerektiğine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Tarhan; “Vesvese geldiği ilk anda direkt yapılması gereken “Bu düşünce bana ait değil, aklım ve vicdanım onaylamıyor, ben böyle düşünemem o halde bu düşünce parazit düşüncedir demektir. Parazit düşünce mikrobik düşüncedir. Hemen yıkarsak biter ama kurcalarsak derimizi kazırsak olmaz. Onun için konuyu kurcalamamak gerekiyor. Konuyu değiştirmek ve dikkat odağını değiştirmek en güzeli. Burada uygulanması gereken ana kural dur, düşün, dikkat odağını değiştir olmalı.” Dedi.




Haber: Hande Erdem

 

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)