Üsküdar Üniversitesi Dünya Ruh Sağlığı Günü Manifestosu Yayınladı

Üsküdar Üniversitesi Dünya Ruh Sağlığı Günü Manifestosu Yayınladı: “Haklarına saygı duyun, kimseyi dışlamayın”

Üsküdar Üniversitesi, 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü kapsamında yayımladığı manifestoda, ruh sağlığı sorunu yaşayan kişilerin sahip oldukları hakları hatırlatarak,  bu kişilerin “Dışlanmaması, toplumdan izole edilmemesi ve etiketlenmemesi” gerektiğine vurgu yaptı. 

Dünya Ruh Sağlığı Federasyonu 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Gününün bu yılın ana teması olarak “Ruh Sağlığı Temel Haklarına Saygı” olarak belirledi.

Üsküdar Üniversitesi de, bu tema doğrultusunda önemli isimlerin katılımıyla bir panel düzenleyerek ruh sağlığı alanında yaşanan sorunları masaya yatırdı, çözüm önerilerini tartıştı. Üsküdar Üniversitesi Televizyonu tarafından da canlı olarak yayınlanan panelde ilk olarak Üsküdar Üniversitesi’nin bugüne özel hazırladığı manifesto okundu. Psikoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sırrı Akbaba tarafından okunan manifesto, hem ruh sağlığı tedavisi gören kişilerin haklarına dikkat çekiyor hem de yakınları ile içinde yaşadıkları toplumun bu insanlara nasıl bir yaklaşım içinde olması gerektiği hatırlatıyor.

Manifestoda, ruh sağlığı sorunu yaşayan kişilerin sahip oldukları haklar hatırlatılarak, “Kimseyi dışlamayın, izole etmeyin, etiketlemeyin” uyarısında bulunuldu. “Ruh Sağlığı Temel Haklarına Saygı” başlıklı manifesto, sorun yaşayan kişilerin yakınları ile toplumun üzerine düşen görevleri de sıralıyor.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi psikiyatri uzmanı Prof.Dr. Sermin Kesebir moderatörlüğünde gerçekleştirilen “Ruh Sağlığı Temel Haklarına Ne Kadar Saygılıyız?” isimli panelde psikiyatri uzmanı Prof. Dr. Hüsnü Erkmen, “Ruh Sağlığı Sorunu Yaşayanlarla Sağlıklı İlişki Nasıl Kurulur?" başlıklı konuşmasında herkesin yaşantısının bir döneminde ruh sağlığı konusunda sorun yaşayabileceğini belirterek bu kişilerle sağlıklı iletişim kurmanın yolları hakkında önemli bilgi verdi.

Alay etmeyin, inatlaşmayın!

Sorun yaşayan kişilerle alay etmemek, onları aşağılamamak ve bu kişilerle söyledikleri üzerinden tartışmaya girmemek gerektiğini belirten Erkmen, sorunlarıyla ilgili profesyonel yardım almaları için bu kişilere yardımcı olunması gerektiğini vurguladı. Bu kişilerin zaman zaman çok tehlikeli olduğu yönünde medyada yer alan haberlerle yanlış mesajlar verildiğini hatırlatan Erkmen “Bu kişiler tehlikeli değil, tehlikeye maruz bırakılan, istismar edilen ve suça itilen” dedi.

Hasta mahremiyetine saygı gösterilmeli

Psikiyatri uzmanı Yrd.Doç.Dr. Semra Baripoğlu ise ruhsal hastalığa sahip olan bireylerin toplumda sağlıklı insanlara  göre eğitim, tedavi, sosyal hayata katılım anlamında ciddi sorunlar yaşadığını belirtti. Baripoğlu, bu kişilere verilecek destek konusunda devlete ve topluma önemli görevler düştüğünü de hatırlattı. 

Ruh Sağlığı Yasası’na ihtiyaç var

Günümüzde hastane ve toplum temelli tedavi anlayışının geliştiğini, ülkemizde son dönemlerde Toplum Ruh Sağlığı merkezlerinin açıldığına dikkat çeken Baripoğlu, ruh sağlığı sorunu yaşayan bireylerin suistimal edilmemesi, herkesin sahip olduğu haklardan eşit şekilde yararlanması için de yeni düzenlemelerin yapılması gerektiğini kaydetti.

Hasta hakları ve mahremiyetinin ülkemizde zaman zaman çiğnenebildiğini belirten Baripoğlu, çok nadir de olsa bu nedenle tedaviyi yarım bırakan hastaların olduğunu söyledi. Baripoğlu, ruh sağlığı sorunu yaşayanların bu haklarının devletin sağlık politikaları ile güvence altına alınması gerektiğine dikkat çekerek “Bu kişilerin temel insan haklarından mahrum edilmemeleri için Ruh Sağlığı Yasası’na ihtiyaç var” dedi. Baripoğlu sosyal desteğin önemine ilişkin de değerlendirmelerde bulundu.

Ceza, Adalet Sistemi ve Ruh Sağlığı

Üsküdar Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr. Sevil Atasoy da "Ceza, Adalet Sistemi ve Ruh Sağlığı" başlıklı konuşmasında suça karışan ve ruh sağlığı sorunu yaşayan kişilerin karşılaştığı sorunların altını çizdi. Dünyada ve ülkemizde suç işlemediği halde cezaevine giren, işlemediği bir suçu sorgu yöntemleri nedeniyle kabullenmek zorunda kalan normal ve akli dengesi bozuk kişilerin olabildiğini belirten Atasoy, korunmaya muhtaç bu kişilerin adil yargılanma haklarının sağlanması gerektiğini vurguladı.

Akıl hastalarının nasıl sorgulanacağına dair uygulamamız yok!

Ruh sağlığı sorunu yaşayanların jandarma ya da polisle karşı karşıya gelme ihtimallerinin sağlıklı bir kişiye oranla 67 kez daha fazla olduğunu belirten Prof.Dr. Atasoy, bu kişilerin sorgulamaları aşamasında güvenlik birimlerine önemli görevler düştüğünü söyledi. Ülkemizde bu kişilerin nasıl ve hangi yöntemle sorgulanması gerektiğine dair bir uygulamanın olmadığını ifade eden Atasoy, polis ya da jandarma gibi güvenlik birimlerinin bu kişilerle nasıl konuşulması gerektiği konusunda bilgi sahibi olması ve bu yönde profesyonel yardım alınması gerektiğini söyledi.

 

ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ

RUH SAĞLIĞI TEMEL HAKLARINA SAYGI MANİFESTOSU

1) Kişinin, sağlık sorununun ne olduğunu bilmeye ve yardım talep etmeye hakkı vardır. Kimse bu hakkından mahrum edilemez. Yardıma ihtiyacı olan bir kişinin hiçbir tedavi almadan eve kapatılması kabul edilemez.

2) Ruh sağlığı sorunu yaşayan bir insanın hem tedavi hem destek sürecinde istekleri göz ardı edilmemelidir. Kişi, yaşamını etkileyen kararların veriliş sürecine katılabilmelidir. Hayat tecrübesi, yaşı, sosyo-ekonomik ve kültürel geçmişi tedavi sürecinin önemli basamaklarıdır.

3) Özel hayata saygı duymak olmazsa olmazdır. Kişinin gizlilik hakkı hiçbir şekilde suistimal edilmemelidir.

4) Ruh sağlığı sorunu yaşayan bireylerin insani değer ve haysiyetlerine saygı göstermek, insan hakkının bir gereğidir.

5) Ruh sağlığı sorunu yaşayan kişilerin yakınlarının yapacağı en büyük yardım, onlara yardımın önünü açmak ve yardım kaynaklarına ulaşmaları için yardımcı olmaktır.

6) Toplumun, sorun yaşayan insanlara yaklaşımı, en az profesyonel yardım kadar önemlidir. Sorun yaşayan insanlar damgalanmamalı, toplumdan dışlanmamalı ve etiketlenmemelidir.

7) Ruh sağlığıyla ilgili sorunu olanlara empatiyle yaklaşmak, toplumdaki ayrışmayı ortadan kaldırması açısından önemlidir. Toplumun, ruh sağlığını tehdit eden sorunlara karşı bilgilendirilmesi gerekir. Yakın çevrenin verdiği güvenlik ve rahatlık hissi pek çok sorunun aşılmasına yardım eder.

8) Psikiyatri klinikleri insan haklarına uygun bir donanıma sahip olmalıdır. Ruh sağlığı hizmeti alanlara hiçbir ayrım gözetmeksizin, en üst kalitede, kanıta dayalı, en iyi örnek teşkil edecek şekilde kişiselleştirilmiş bakım planlaması, tedavi ve rehabilitasyon hizmetleri sunulması gerekmektedir.